ABD, Rusya, AB ve Çin: Umman Körfezi’ndeki saldırıya kim, ne tepki verdi?

Umman Körfezi’ndeki iki tankere yönelik saldırıdan bir gün sonra İran’ı suçlama konusunda uluslararası tutumlar farklılık gösterdi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, 14 Haziran’da gerçekleşen Şanghay zirvesinde / Fotoğraf: AFP

İngiltere, 14 Haziran’da yaptığı açıklamada saldırıların sorumlusunun “büyük olasılıkla İran” olduğunu belirtti. Almanya ise ABD tarafından yayınlanan ve saldırıya uğrayan petrol tankeri yanındaki bir Devrim Muhafızları teknesinin görüldüğü videonun, İran’ı suçlamak için yeterli olmadığını savundu. Avrupa Birliği (AB), saldırı hakkında bilgi toplama ve durumu değerlendirme aşamasında olduklarını açıklarken, Çin de “bölgede tansiyonun düşürülmesi” çağrısı yaptı. Durum karşısında Moskova ve Ankara ise aceleci sonuçlardan kaçınılması gerektiğini belirtti.

İngiltere

İngiltere Dışişleri Bakanlığı, 14 Haziran’da yayınladığı bir bildiride, yapılan incelemede İran Devrim Muhafızları’nın 13 Haziran’da iki tankere saldırdığı sonucuna büyük olasılıkla varıldığı belirtilirken, “Saldırıda, başka bir devlet veya devlet dışı aktörün sorumluluğu yoktur” denildi.  

İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, yaptığı açıklamada, “Son saldırılar, İran’ın bölgeyi istikrarsızlaştırdığını ve bölge için ciddi bir tehdit oluşturduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı. Hunt ayrıca, “İran’ı tüm istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerini derhal durdurmaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu.

Fransa

İran’ı iki tankeri hedef almakla suçlayan ABD Başkanı Donald Trump ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun sergilediği aynı tavrı benimseyen Londra’nın aksine Paris, durum karşısında temkinli davranarak, saldırı sorumluluğunu herhangi bir tarafa yüklemekte çekimser davrandı. Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, video konferans aracılığıyla gerçekleştirdiği basın toplantısında, saldırıya karşı derin endişelerini dile getirerek, saldırıyı kınadı. Bakan Le Drian, saldırıyı terör saldırısı olarak nitelemezken, saldırının bölgedeki yüksek gerilimi daha da tırmandıracağını ifade etti. Bu açıklamalarla birlikte Paris, taraflar arasındaki durumunu korumak için “ana ortaklarıyla” temasa geçmek istiyormuş mesajı vermeyi tercih etti. Paris, bölgesel güvenlik ve istikrara bağlılığını yineleyerek, deniz trafiği özgürlüğünün korunmasını isterken, Fransa’nın saldırı karşısındaki ilk tepkisi, taraflara “sakin olma ve tırmanışı azaltma” çağrısı oldu.   

Avrupa Birliği

Öte yandan AB, 14 Haziran’da ABD’nin saldırıdan dolayı İran’ı suçlaması hususunda artan gergin atmosferde “sakin olma” çağrısı yaptı. AB Dış Politikalar Koordinatörü sözcüsü geçtiğimiz Perşembe günü yaptığı açıklamada, bölgede “provokasyonlardan kaçınma” çağrısında bulundu. Sözcü, olay hakkında bilgi topladıklarına dikkati çekti.

Reuters’ın aktardığına göre AB sözcüsü, “Daha fazla bilgi topluyoruz ve durumu değerlendiriyoruz. Bölgenin daha fazla gerilime ihtiyacı olmadığını tekrar tekrar dile getirdik. Bölge, istikrarsızlığa da ihtiyaç duymuyor, daha fazla gerginliğe de ihtiyaç duymuyor. Bu nedenle kendinizi azami şekilde tutma ve provokasyonlardan kaçınma çağrısı yapıyorum” ifadelerini kullandı.

Alman Haber Ajansı’na (DPA) göre AB’nin ABD’nin durum hakkındaki analizine katılıp katılmadığı konusundaki bir soruya yanıt veren yetkili, bunun yanlış bir çıkarım olduğunu belirtti.

AB sözcüsü, “Bu, durumu değerlendirdiğimiz anlamına geliyor, katıldığımız ya da katıldığımız anlamına gelmiyor. Bu karmaşık bir durum. Gerekli tüm bilgileri sağlamamız gerekiyor” dedi.

Almanya

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, ABD tarafından yayınlanan ve petrol tankeri yakınında bir Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) teknesinin görüldüğü videonun, İran’ı suçlamak için yeterli bir delil olmadığını belirtti.

Maas, Oslo ziyareti sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Video yeterli değil. Elbette sunulan şeyi anlayabiliyoruz. Ancak bana göre bu, nihai bir değerlendirme yapmak için yeterli değil” şeklinde konuştu.

Heiko Maas, bölgesel turu kapsamında geçtiğimiz Pazartesi günü Tahran’ı ziyaret etti. Maas, burada da İranlı yetkililere, bölgedeki tansiyonu artırmaktan kaçınma ve gerginliği azaltma çağrısı yaptı. Alman bakanın İran’ın füze programına karşı tutumu, İran medyasında öfkeye yol açtı. Bu çerçevede Devrim Muhafızları’na bağlı “Javan” (Civan) gazetesi, Maas’ın elinde Nazi sembolüyle Nazi selamlaması yaptığı bir karikatürünü ilk sayfasına taşıdı. Karikatürde, Maas’ın kravatında ABD bayrağı, yüzünde de İsrail sembolü görülüyor.

Almanya Deniz Trafiği Birliği sözcüsü ise yaptığı açıklamada, “Eğer devletler, şu an Hürmüz Boğazı’ndaki ticaret gemilerinin diplomatik, hatta askeri yollarla korunmasını garanti etmezse, bu durum, sadece Alman gemileri üzerinde değil, gemi trafiğinin rotasını değiştirebilecek potansiyel sonuçlar doğuracak” ifadelerini kullandı.

Almanya Parlamentosu üyesi olan Mark Hauptmann, “İran; AB ve Batı’nın bir ortağı değil. Umman Körfezi’ndeki son saldırılar ve Yemen’deki Husilerin Suudi Arabistan’a yönelik saldırıları, hem Hamas’a hem de Hizbullah’a terörizm finansmanı sağlıyor” dedi.

Almanya Parlamentosu üyelerinden Nicholas Lubell ise “Husi isyancılar tarafından Suudi Arabistan’daki Abha Uluslararası Havalimanı’na yönelik başlatılan saldırıları en sert şekilde kınıyoruz. Yemen’de bir barış istiyoruz. Ancak bu durum, Husilerle barış çabalarını baltalıyor” açıklamasında bulundu.

Çin

Pekin de saldırıdan sonra sükûnet çağrısı yaparken, Çin Dışişleri Bakanı yaptığı açıklamada hiç kimsenin Umman Körfezi’nde savaş istemediğine dikkati çekti. Çin ayrıca, tüm taraflara bu sulardaki iki petrol tankerine yönelik saldırıdan sonra sakin kalma çağrısında bulunarak, anlaşmazlıkları gidermek için diyalog yapılmasını istedi.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Shuang, ülkesinin artan gerilim karşısında derin bir endişe duyduğunu açıkladı. Pekin’de basın toplantısı düzenleyen Shuang, “Kimse Umman Körfezi'nde savaş görmek istemiyor. Bu kimsenin ilgisini çekmiyor” diyerek, tüm tarafların diyalog yoluyla sorunu çözebileceğini söyledi.

Çinli yetkili, tüm ilgili tarafların sakin kalması ve gerginliğin daha da artmasını engellemesi gerektiğini belirterek, “Tüm tarafların ilgili sulardaki seyir güvenliğini, bölgesel barış ve istikrarı ortak bir şekilde koruyabileceğini umuyoruz” ifadelerini kullandı.

Rusya

Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü üye devlet başkanları toplantısında, Washington’un Tahran ve Batı ile imzalanan nükleer anlaşmadan geri çekilmesinin, bölgeyi istikrarsızlaştırdığını belirtti.

Rus haber ajansı Sputnik’in haberine göre Putin, Rusya’nın tüm taahhütlerini yerine getirmek üzere katılımcıları, nükleer anlaşmaya dâhil etmek için çaba sarf edeceğini belirtti. Putin ayrıca, “Bu yöntemi, tek mantıklı ve doğru yol olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Aynı zamanda Rusya, Umman Körfezi’ndeki saldırıların ardından sakin olma ve aceleci çıkarımlarda bulunmama çağrısı yaptı. AFP’ye göre Rusya Dışişleri Bakanlığı, yaptığı yazılı açıklamada, “Saldırıyı, kimin sorumlu olduğuna bakmaksızın kınıyoruz. Ancak aceleci çıkarımlarda bulunmaktan kaçınmak gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

Bakanlık, açıklamada “Tarafsız ve kapsamlı bir soruşturma tamamlanana kadar bu olaya dair herhangi bir tarafı suçlamak kabul edilemez” diyerek, Umman Körfezi’ndeki gerginlik konusunda derin bir endişe duyduklarına dikkati çekti. Bakanlık ayrıca, “ABD’nin İran’a karşı şüpheci politikaları nedeniyle yapay bir gerginlik tırmanışına tanık oluyoruz” şeklinde konuşurken, tüm taraflara da “sakin olma” çağrısı yaptı.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat'tan Independent Türkçe için çeviren: Kübra Şahin

DAHA FAZLA HABER OKU