Oslo… İlk satırı yazan son satırı yazıyor

Bölünme ve tek devlet hikayesi hak olarak anlatılabilir. Ancak bu uygulanması açısından imkansız olacak

Fotoğraf: Reuters

Kaderin bir cilvesiymiş gibi 28 yıl önce Oslo Anlaşması'nın ilk satırı Oslo'da, son satırı Ramallah ve Tel Aviv'de yazıldı.

İki Filistin satırını yazan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'tı.

Bu satırlardan öncesini ve sonrasını yazan ise esas kararları belirleyen ve yolun ortasına yakın bir noktada hayatını kaybeden Yaser Arafat'tı.


13 Eylül 1993 tarihinde Norveç'in başkenti Oslo'da gerçekleşen gizli görüşmelerden sonra Filistinliler ve İsrailliler arasında bir anlaşmaya varılmasıyla pek çok kişi bu anın gerçek olduğunu kendine kanıtlamak istercesine kendisini cimcikledi.

Olayın hızı tüm dünyada o kadar güçlü ve baskındı ki Beyaz Saray'da imzalanan kağıtlarda yazan maddeler yeterince incelenmemişti.


Asrın problemine bir çözüm bulamamaktan kaynaklanan geçmeyen susuzluk hissi, çoğu Filistinli arasında otomatik olarak coşkulu bir destek arzusunu ortaya çıkarmıştı.

Kendilerine ilk kucak açan "Arap" ülkelerinde ise şu cümle yayılmıştı:

Filistinlilerin desteklediği şeyi biz de destekleriz.


Ancak dönemin Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad tarafından sessizce dile getirilen çekinceler ve bu kadar önemli bir konuda kendisiyle çok az ya da hiç koordinasyon kurulmamış olmasından ötürü Kral Hüseyin'in yaptığı ilk mülahazalar genel Arap tutumu için birer istisna teşkil ediyordu.

Bununla birlikte pragmatik Kral Hüseyin daha sonra mülahazalarını unutmuş gibi yaparak Filistinlilerin tercihlerinin esas destekçisi olma rolünü üstlendi.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Hikayenin asıl kahramanı Mahmud Abbas.

Arafat'ın kararı olmadan iğneye iplik geçiremeyecek olsa da Abbas gayretli rolü nedeniyle Oslo'nun mimarı olarak anıldı.

Abbas bu proje umut vadederken bu adla anılmayı kabul etti. Ancak proje bir yük haline geldiğinde bu adla anılmaktan nefret etti.


Mahmud Abbas, diğerleri gibi yaptıklarını tarihi bir başarı olarak sunmadı ve Oslo'ya göre Singapur'dan Filistin için bir kazançmış gibi söz etmedi.

Abbas'ın yaptıklarını sunarken en gerçekçi ve en doğru olduğu an Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) liderlerinin hepsinin yer aldığı Filistin Merkez Konseyi karşısında yaptığı konuşmada "Kazandığımız şey bir Filistin devleti kurulmasına yardımcı olabilir veya işgali artırabilir. Her iki durumda da bu bizim performansımıza bağlı" ifadelerini kullandığı andı.


Metinleri hariç süreci oluşturan tüm unsurlar, sürecin başarısını teyit ediyordu.

Böylece evrakların ve belgelerin incelenmesinin yerini projenin toplu bir şekilde benimsenmesi ve evraklarda yazılanların eksiksiz ve doğru bir şekilde uygulanmasının yerini her iki taraftaki -Filistin ve İsrail- iç gelişmeler aldı.


Küçük bir silahtan çıkan kurşunlar İsrail tarafında projenin manevi babası sayılan İzak Rabin'in sonunu hazırladı.

Bunu Filistin tarafında projenin manevi babası sayılan Arafat'ın hayatını noktalayan kaderin bir darbesi izledi.

İki liderin yokluğu, çöküşün bir nedeni olmaktan çok buna yol açan tüm nedenlerin ve öncüllerin bir özeti niteliğindeydi.

Çok geçmeden Singapur'daki umut verici durum, tehlikeli girişimin ortakları arasında topyekün bir savaşa dönüştü. Bu savaş Filistinlilerin silahlı ayaklanmasıyla somutlaştı.

Bu ayaklanmaya karşılık Batı Şeria herhangi bir duyuru yapılmadan tekrar işgal edildi ve o dönemde aşırı güç kullanımı olarak nitelendirilen bir toplu katliam yaşandı.

Bu, sabunun köpükleri gibi kurtarma girişimlerinin ilk kurşun atışı ile uçup yok olduğu ve yüzlerce cana mal olan patlamalara varan bir gerçeklik yarattı.


İşte şimdi Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada nihai olarak anlaşmanın başarısızlığını ilan etmeyi erteleyip bir yıl süre verdiği noktaya geldik.

Ancak 'siyasi süreçte artık bir ortağımız yok' ifadesi kullanıldığından İsrail Başbakanı Naftali Bennett'in aynı kürsüden daha üstü kapalı ifadeler kullanmasına kadar İsrail sonuçlar konusunda daha açık ve daha netti.

Bennett kelimelerden daha anlamlı bir sessizlikle karşılık verdi. Ortaklık, müzakereler ya da şartlar yok demedi.

Ancak Filistin'i ve Filistinlileri, 12 milyon insan veya daha fazlası sanki başka bir gezegende yaşıyormuş ya da davaları başka bir taraflaymış gibi görmezden geldiğinde tek bir darbeyle her şeyi yıktı.


Abbas, Oslo projesinin başarısız olduğunu duyurmaya çok yaklaştı ve bu son konuşmasından sonra netlik kazandı.

Oslo Anlaşması'nın mirasını gözden geçirmek ve bununla nasıl ilgileneceğini ölçüp tartmak için anlaşmanın başarısızlığının ilan edilmesinin bir yıl ertelenmesi anlaşılabilir bir durum.

Zira 28 yılda inşa edilen gerçekler tek bir tuşla silinemez. Bu yılın tek pratik açıklaması dünyaya ve özellikle de ABD'ye yapılmış bir yardım çığlığı olmasıdır.
 

 

Abbas yaptığı konuşmada uyarı şeklinde verdiği bir yılı, umut ve umutsuzluk ile 20'nci ve 21'nci yüzyılın BM isimli ağlama duvarında sıraya giren tüm konuşmacıların umduğu gibi parlak başlangıçlarında tarihi ya da yeni bir doğum belgesi çıkarılması olarak tanımlanan projenin ölüm fermanı arasındaki ince çizgi olarak nitelendirdi.

Abbas İsrail'in önüne dinlemek istemediği bir denklem koydu:

Ya tamamen geri çekilme ya da tek devletli bir çözüm benimsenmesi ve bölünme.

İsrail mütevazi Oslo'ya yanıt vermediği için tabi ki Oslo'dan daha kötü gördüğü bir şeye de cevap vermeyecektir.


Bu konuda ikincisi olmayan bir seçenek var:

Filistin evini yeniden inşa etmek.

Bu da Bennett ve uzlaşmada yer alan diğer kişilerle ortaklığın değerini kanıtlamak veya kaybolan Oslo ruhunu tekrar canlandırmak için değil de, Filistin halkının davasını sürdürmek ve Filistin halkının alışkın olduğu inatçı mücadelenin sağladığı daha yararlı fırsatlara yönelerek müzakerede bulunmak için yapılmalı.

Bölünme ve tek devlet hikayesi hak olarak anlatılabilir. Ancak bu uygulanması açısından imkansız olacak. Her şey ışık hızında ilerlerken giden zamanın geri alınamayacağını hatırlamak faydalı olabilir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU