Sayıştay'ın Türkiye Yazma Eserler Kurumu'na yönelik denetiminde, kurumdaki binlerce nadir yazma eserin kayıt altına alınmadığı saptandı.
Geçtiğimiz günlerde tamamlanan 2020 denetim raporunda, kurumun resmi kayıtlarında 2020'deki toplam eser sayısının 56 bin 145 olarak göründüğü belirlendi. Bu sayının 54 bin 703'ünü, 2020'ye devreden kitaplar, bin 442'sini ise yıl içinde kuruma gelen kitaplar oluşturuyordu.
Ancak denetimde bu sayının kurumun faaliyet raporunda belirtilen sayıyla uyuşmadığı tespit edildi.
617 bin nadir ve yazma eser kayıtlı değil
Faaliyet raporunda 218 bin 46 yazma, 455 bin 337 nadir olmak üzere olarak toplamda 673 bin 383 eserin bulunduğu bilgisi paylaşılıyordu.
Resmi kayıtlar ile faaliyet raporundaki fark ise 617 bin nadir ve yazma esere karşılık geliyor.
Sayıştay raporunda bu durumun çok farklı sebepleri olabileceği gibi en temel sebebin bu kıymetli yazma ve nadir eserlerin kayıt altına alınmaması olduğu belirtildi.
Raporda, "Bir varlığın kayıt altına alınmaması bunun her türlü suistimale/ihtimale açık hale getirmektedir" denildi.
"Göz ardı edilmeyecek bir zafiyet"
Raporda şu uyarılarda bulunuldu:
"Çünkü bir varlığın kaydının olmaması o varlığın başına her ne geldiyse bunun izinin sürülememesi, akıbetinin takip edilememesi sonucunu doğurmaktadır. Muhasebe kayıtları dışında bir başka kaydın varlığı göz ardı edilemeyecek bir zafiyet oluşturmaktadır."
Denetim sürecinde Yazma Eserler Kurumu da bu durumu kabul etti. Aradaki farkın sebebinin ise yazma ve nadir eserlerin giriş kayıtlarının bir defada topluca yapılmış olması gösterildi.
Kuruma 2020 yılı için 45 milyon 305 bin lira ödenek tahsis edilmiş, yıl içinde yapılan ekleme ve aktarmalarla toplam ödenek 47 milyon 610 bin liraya çıkarılmıştı. Kurumda 410 personel görev yapıyor.
Kurumun görevleri arasında, "gerekli fiziki koruma ve güvenlik şartlarını oluşturarak eserlerin sağlıklı bir şekilde saklanmasını sağlamak" da bulunuyor.
© The Independentturkish
