Arjantin ön seçimleri: Halk, kimi istemediğini seçti

Hüsamettin Aslan Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Güney Amerika ülkesi Arjantin, 14 Kasım'da Temsilciler Meclisi'nin yarısını ve Senato'nun üçte birini yenilemek için 12 Eylül'de bir ön seçim yaptı.

Arjantinliler, 12 Eylül'de PASO adı verilen "açık, eşzamanlı ve zorunlu ön seçimler" için sandık başına gitti. 

34,3 milyon Arjantinli, Temsilciler Meclisi'nde 257 milletvekilinden 127'sini ve 72 Senato koltuğundan 24'nün yineleneceği 14 Kasım seçimlerinde yarışacak aday listelerini oylarıyla belirlemek için oy kullandı.

Ancak sandıkların açılmasıyla solcu Fernandez hükümeti için felaket bir sonuç ortaya çıktı. 


Arjantin toplumu, solcu Alberto Fernandez hükümetine karşı büyük bir öfke patlaması gösterdi.

Arjantin nüfusunun yüzde 40'ının yaşadığı Buenos Aires eyaleti de dahil olmak üzere, iktidar, ülkenin 24 bölgesinden 18'ini ön seçimlerde kaybetti.

Ayrıca solcuların kalesi Santa Cruz dahil 4 Patagonya eyaletini de yitirdi.

PASO uygulamasını Türkiye'de benzetecek olursak, adayları ölçen bir anket veya siyasi partilerin/ittifakların temayül yoklamasına benzer bir ön seçim olarak okuyabiliriz.

Seçimde oy kullanmak yasal bir zorunluluk. PASO'nun Arjantin'e maliyeti 150-200 milyon dolar arasında.


Cumhurbaşkanı Albeto Fernandez'in İktidar partisi/koalisyonu (Frente de Todos) Buenos Aires, CABA, Cordoba, Santa Fe, Mendoza ve diğer 12 bölgede olumsuz sonuçlar aldı.

Sağ muhaliflerin ittifak partisi (Juntos) Buenos Aires'in üstünlüğünü korumayı bildiği gibi Arjantin siyasetinin rekabeti alanı olan Buenos Aires Eyaleti'nde, muhalefet adayları, iktidar koalisyonuna karşı yüzde 33,6'ya yüzde 38,2 gibi 5 puanlık 'şok bir üstünlük' sağladı.

Seçim sonuçları, hükümet açısından öngörülemeyen çok sert bir 'toplumsal darbe' olarak görülüyor.

Kovid-19 pandemisinin başlangıcından bu yana toplumda hakim olan duygu, ekonomik, sağlık ve sosyal belirsizlik yüksek oldu.

Bu bağlamda yetersizlik sağlık altyapısına karşı sıkı ve uzun karantina kuralları, daha da yıkıcı olan ekonomik kriz, Cumhurbaşkanı Alberto'nun karantina süresi içerisinde yaptığı doğum günü partisi, Sağlık Bakanı'nın VİP aşı uygulaması… gibi paradoksal tavır ve davranışlar ekonomik ve sosyal sorunlarla birleşince ortaya böyle bir siyasal sonuç çıktı. 


Nitekim Fernandez hükümeti 2 sene önce yüzde 55 civarında bir oyla seçilmesine rağmen anketlere göre başkanlığına verilen destek yüzde 26, son seçimde ise yüzde 30'u zar-zor aşabildi.

Seçim sonuçlarına göre sağcı ittifak yüzde 41,7; solcu ittifak yüzde 31,7; DYY-solcu parti yüzde 7,5; AL-liberal yüzde 7,5 oranında oy aldı.

Bu sonuçların bağlayıcılığı yok ama genel bir temayülü gösterdiği için psikolojik üstünlük açısından önemli bir öngörüde bulunuyor.

Seçimler, Arjantin'i sert bir şekilde vuran Kovid-19 döneminde yapıldı. Eylül-2021 itibarıyla Kovid-19 yüzünden yaklaşık 113 bin ölüm yaşanırken; 5,2 milyondan fazla insan enfekte oldu.

Fernandez hükümeti, salgının ilk evrelerini başarılı yönetti. Ancak süreç uzadıkça pandemi krizinin yönetimi felaket oldu.

Ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte salgınla ilgili siyasi skandallar çoğaldı ve ekonomik kriz ülkeyi mahvetti.


Aslında bu sonuçlar Fernandez yönetimi için bir tür halk oylaması olarak değerlendiriliyor.

Özellikle yurt dışı seyahatler, işyerlerin kapatılması, futbol şampiyonasında ev sahipliğinden çekilmesi ve okullarda uygulanan katı protokoller Fernandez'e pahalıya mal oldu/olmak üzere…


Arjantin halkı siyasetçilere öfkeli

Arjantin'de pandeminin ortasında yapılan ön seçimlere katılım düşüktü. Oy kullanmanın zorunlu olduğu ülkede seçime katılım yüzde 67'de kaldı.

Bu oran 1983'te askeri diktatörlüğün yerini demokrasiye bıraktığı seçimden daha düşük yüzde oldu.

Seçim, Kongre'deki güç dengesini şekillendirmeye yardımcı olacak, İktidar bloğu solcu Frente de Todos, Senato'da çoğunluğa sahipken, alt mecliste de lider parti durumunda.

Arjantin'de yapılan bir ankete göre; 10 kişiden 8'i adalete, 10'da 6'sı medyaya ve 10'da 7'si siyasi liderlere güvenmiyor.

Burada Başkan Alberto Fernandez'e olan güvende yüzde 26'ya kadar düştü.

Odak gruplarında en çok tekrarlanan ifadeler; "Politikacılar halkın sorunlarıyla uğraşmaktan çok seçim kaygısı taşıyor", "Seçimleri bu bağlamda konuşmaktan utanıyorum" veya "Önemli olan tek şey şu; oy " şeklinde özetleniyor.

Bu bağlamda PASO seçimleri, toplumun büyük bir öfkesini yansıtıyor. Çünkü pandemiden bir buçuk yıl sonra, ortaya çıkan sosyal ve ekonomik sorunlarla ilgili kurumlara karşı öfke ve güvensizlik yalnızlık duygularını artırdı.

Enflasyon, işsizlik ve yoksulluk, ankete katılanların yüzde 54'ünden fazlasının en sık tekrarladığı konu oldu.

Arjantinlilerin  yüzde 60'ı ülkenin önümüzdeki aylarda daha da kötü olacağına inanıyor.

Başkan Fernandez ve Başkan Yardımcısı Cristina Fernandez de Kirchner ile birlikte muhalefetin zaferini kabul etti.

Kirchner "Yarından itibaren dikkate alacağımız bir talep var" ifadelerini kullandı.

Alberto Fernandez "Açıkçası, insanların bize destek vermeleri için doğru bir şey yapmadık" şeklinde konuştu.

Başkan ayrıca, "Burada milletin hükmünü saygıyla dinliyoruz ve büyük bir dikkatle dinliyoruz, çünkü yaptığımız ve yapmamamız gereken hatalar olduğunu biliyoruz" dedi.

Başkan, Chacarita'da yaptığı konuşmasında "Hiçbir şey insanları dinlemekten daha önemli değildir" açıklamasında bulundu.


Milliyetçi-sol Peronizm'in yenilgisi, Arjantin'de siyasi bir değişimi gösteriyor

Peronizm, Arjantin'de iktidara döndükten sadece 21 ay sonra sert bir yenilgiye uğradı.

Bu durum Latin Amerika'nın 3. en büyük ekonomisinde siyasi bir değişimin önünü açabilir.

Başkanı Alberto Fernández, PASO 2021'in sonuçlarının Frente de Todos tarafından beklenenler olmadığını kabul etti ve şöyle dedi:

İnsanların bize katılmaması için bir şeyler iyi yapılmadı.


12 Eylül'de, ana siyasi hareketler olan Frente de Todos (FdT) ve Juntos içindeki güçler arasındaki korelasyonun ölçüldü.

Çıkan sonuca göre öfkli ve kırgın Arjantinliler Solcu Alberto'ya kızgın ve kırgın; Muhalif Jontos'a ise güvenmiyor.

Çünkü Sağcı Juntos partisini ve eski Cumhurbaşkanı Macri'nin IMF'den 57 milyar dolar kredi almasını ekonomik krizin nedeni olarak görüyorlar. 


Eski Cumhurbaşkanı ve şuan Cumhurbaşkanı Yardımcısı olan Cristina Kirchner ile Başkan arasında Alberto Fernandez arasında ciddi görüş ayrılıkları var. Anlaşamadıkları artık saklanmıyor bile.

Şu an Frente de Todos tek bir parça olarak görünse de kendi içinde çeşitli radikal ve ılımlı kliklere sahip.

Bu koalisyon, yıllar önce dağılan Peronist fraksiyonların çoğunu birleştiren 2019 seçimlerinden önce Macri'den kurtulmak için toplandı.

Sergio Massa, Roberto Lavagna ve hatta Fernandez de Kirchner'in kişisel liderlik tarzından memnun olmayan Başkan Alberto Fernandez gibi liderler, kendi partilerini oluşturamadıkları için geri döndüler. Bu solcu koalisyon tekrar görüş ayrılığına düştü.

Frente de Todos City, Cordoba ve Mendoza'da ağır yenilgiler alırken, Buenos Aires ve Santa Fe gibi hayati bölgeleri de kaybetti.

Peronist koalisyon, hareketin kalbi olan Buenos Aires eyaletinde de beklenmedik bir şekilde kaybederken, Hükümet sadece 5 ilde zaferle çıktı.

Bunlar Catamarca, Formosa, La Rioja, San Juan, Tucuman oldu.

Peronist koalisyon için en acı verici sonuç Buenos Aires Eyaletinde ağır bir yenilgi alması oldu.

Beklenmedik ve istenmeyen yenilgiler daha sonra Chaco, Santa Cruz, La Pampa ve Chubut'ta geldi.

Frente de Todos ayrıca Entre Ríos, Misiones, Salta, Tierra del Fuego ve San Luis'te de kaybetti.

Neuquén ve RioNegro gibi küçük şehirlerde iktidar koalisyonu yerel partilere bile yenildi. 

Eğer bu sonuçlar kasım ayında yapılacak seçim olsaydı. Solcu Frente de Todos 6 senatörü ve Senato'daki çoğunluğunu kaybedecekti. 


Başkan Alberto, sonuçları mahcubiyet içinde kabul etti

Alberto Fernandez, PASO seçimindeki yenilgiyi kabul etti ve "Hatalar yaptık ve bundan ders çıkarmalıyız" dedi.

Başkan Fernandez, Kasım genel seçimlerinde sonucu tersine çevirmek için çalışmaya söz verdi.

Fernández, "Önümde iki yıllık bir hükümet var, kollarımı indirmeyeceğim. Bana yardım etmenizi alçakgönüllülükle rica ediyorum" diye ekledi.

Üstelik iktidarının daha 2 yılını doldurmamış Alberto Fernandez hükümeti, çeşitli anlaşmazlıklardan ötürü çatırdamış durumda.

Cumhurbaşkanı Alberto Fernandez, geçen yıl First Lady Fabiola Yanez'in doğum günü vesilesiyle Olivos Residence'ta düzenlenen partinin fotoğraflarının sızdırılmasından sonra büyük tepki çekti.

Başkan "kesinlikle yapılmaması gereken" bir hareket olduğunu itiraf etti. Ancak Başkan, Arjantin halkı ve parti tabanında büyük itibar kaybetti.

Anketlerden kendisine verilen desteğin büyük bölümü doğum günü fotoğraflarının sızdırılmasından sonra oldu.

Nitekim PASO seçiminde alınan hezimeti parti içi muhalefet de Başkanın karantina günlerinde organize ettiği doğum günü partisine bağlıyorlar.

Çünkü parti içi muhalefet kampanyadan sorumlu olan kişi cumhurbaşkanı olduğu için; dolayısıyla yenilginin de birincil sorumlusu olarak Alberto Fernandez'i sorumlu tutuyor.

Cumhurbaşkanı seçim yenilgisini kabul etti ve "hiçbir şeyin halkı dinlemekten daha önemli olmadığını" söyledi.

Fernandez, sözlerine şunları ekledi:

Bugün insanlar kendilerini çok özel bir durumda ifade ettiler ve çünkü hayatımızı çok zorlaştıran bir pandemi yaşıyorduk.


"İnsanların bize eşlik etmesi için doğru bir şey yapmadık" diyen Fernandez, "Halkın kararını saygıyla ve büyük bir dikkatle dinliyoruz… Yaptığımız hatalar var, hatalardan öğrendiğimiz şeyler var" ifadelerini kullandı.

Son tahlilde kasım ayında yapılacak nihai seçim, önümüzdeki iki yıllık "yeni normal"in nasıl şekilleneceği ve siyasi senaryonun nasıl olacağını gösterecek.

Çünkü Arjantin kongresinde iki siyasi blok var. Senato'da Solcu FdT'nin 41 ve Juntos'tan 25 senatör; Temsilciler Meclisinde FdT'den 119 ve Juntos'dan 115 milletvekili var. Dolayısıyla her iki siyasi blokta net bir üstünlük sağlayamıyor.

Bu yüzden 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerine giden yolda siyasi haritayı hizmet edecek olan parti koalisyonunun doğasında gerilimler ortaya çıkıyor.

Seçim aynı zamanda ekonomik çalkantı zemininde gerçekleşti. Arjantin, 2020'de büyük ölçüde koronavirüs nedeniyle GSYİH'da yüzde 9,9 oranında sert bir düşüş kaydetti. Ülke aynı zamanda yüksek enflasyon (yüzde 51,8) ile mücadele ediyor. 


Sonuç olarak, Arjantinliler, bir seçimin ötesinde önümüzdeki günlerde ekonominin evrimine odaklanmış durumdalar.

Peso üzerinde devalüasyon baskıları, seçim süreçlerinin bir klasiğidir.

Kontrolsüz enflasyon ise, güvensizliğe katkıda bulunuyor.

Bu bağlamda Arjantinlilerin seçim sürecine karşı ilgisizliği ve öfkesi şaşırtmıyor; seçimler her zaman bir mesajdır.

Bu öfke ve ilgisizlik, demokrasinin değerlerini savunmak ve Arjantinlilerin şikayetlerine cevap vermek için bir fırsat olsun. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU