Türkiye'nin İzlanda'ya yenilmesinin ardından spor yazarları ne dedi?

Türkiye'nin EURO 2020 elemelerinde İzlanda'ya 2-1 yenilmesi üzerine spor yazarları maçı yorumladı

Fotoğraf: AA

A Milli Futbol Takımı, İzlanda'da havalimanında bekletilmesi ve takım kaptanı Emre Belözoğlu'na fırça uzatılması olaylarıyla gündeme gelen karşılaşmada İzlanda Milli Takımı'na 2-1 yenildi.

Yenilginin ardından Fanatik yazarı Mehmet Demirkol'un, "Fransa tarifesi bize oldu" başlıklı yazısı şöyle:

"Mert, Mahmut, İrfan üçgeninin bozulması oyun kurmada sınıf düşürdü. Ozan ve Mahmut aynı oyuncular değil. Bu olmayınca değil üçgenler, sahada bir uyumlu bir ikili bile bulmadık. Bazen bir ikili bulursunuz o bütün takımın mayası olur. Eğer dün sahada Mert-İrfan-Emre 3’lüsü olsaydı uyuta uyuta maçı bitirirdik. Buna bağlı olarak Ozan’ın basit top kayıpları ve Hakan’ın oyun kurulumuna etkisinin çok az oluşu, Dorukhan’ın ikinci topları kovalayan tek oyuncu oluşu ve İzlanda’nın Fransa maçını iyi çalışması da işi değiştirdi. Savunmamıza net bir baskı yapmadılar. Ancak bütün pas kanallarını kapatıp orta alanı net baskıladılar. Ve geçiş oyunuyla da bizi geri koşturdular. Aslında bizim Fransa’ya yaptığımızı onlar bize yaptı demek daha doğru olur."

 

İzl-tur-AA.jpg
Fotoğraf: AA

 

Şansal Büyüka: Tuzağa düştük

"Maçı stadyumda değil, havalimanında kaybettik. Sanki oyun 2-0 olana kadar maçın oynandığı Langardalsvöller Stadı’nda değil, Keflivik Havalimanı’ndaydık. Havalimanı olaylarıyla uğraşırken maça geç kaldık. Resmen İzlanda’nın tuzağına düştük. Adamlar terbiyesizlik yaptı, küstahlık yaptı, her türlü çirkefliği yaptı ve öfkemizi aklımızın önüne geçirdiler. Bu İzlanda bize gelmeyecek mi, bizim havalimanlarından Türkiye’ye giriş yapmayacak mı? Sen de misillemenin kralını yaparsın olur biter. Biz öfke seline kapıldık, işi neredeyse iki ülke arasında diplomatik krize kadar götürdük. Sonuçta ne motivasyonumuz kaldı, ne de maça dair dikkatimiz... Bir balıkçı ülkesinde  “sazan” gibi oltaya takıldık. Dört gün önce Dünya Şampiyonu’nu, dünyaya ders vererek yenen, yenerken de futbolun doğrularında % 100’ü  isabet sağlayan Türk Milli Takımı, dört gün sonra İzlanda karşısında nasıl olur da maça futbolun % 100 yanlışları ile başlar? Maç 2-0 olduğunda, o tabela 5-0 da yazabilirdi. O kadar yanlıştık, o kadar kötüydük."

 

izl-tur3-AA.jpg
Fotoğraf: AA

 

Ali Ece: Aşırı sinir bozucu

"Cengiz ve Mahmut gibi eksiklerimizin de etkisi ile İzlanda’da iyi başlayamadık. İlk 20 dakikada net pozisyon geliştiremediğimiz gibi 21’de çok saçma bir gol yedik. 2002 ve 2008 gibi en iyi dönemlerimizde bile adeta aşil tendonumuz olan duran top savunamama zaafımız bir kez daha canımızı acıttı. İzlanda karşısında ilk golü yedikten sonra maçı çevirmek, çıplak elle eski anahtarsız konserve kutularını açmaya benziyor. Ekstra uğraşmanız ve konsantre olmanız gerekiyor. Maalesef ilk 30 dakikada kolektif konsantrasyonumuz yerlerdeydi. Yediğimiz golden sonra da pozisyonlar vermeye devamettiğimiz gibi ofansif reaksiyon da gösteremedik. Yediğimiz ikinci gol sinir bozucudan da öteydi, İzlanda soğuğunda üstüne soğuk duşa girdik. Soğuk duş sonrasında devre sonuna kadar Şenol Güneş’in maç öncesi açıklamasındaki gibi oynadık: Karakteri yetenekle birleştirmeye başladık. 2. yarının büyük kısmında böyle oynasak da ilk 30’daki hatalarımız nedeniyle skor açısından yetmedi."

 

izl-tur5-AA.jpg
Fotoğraf: AA

 

Uğur Meleke: Bu maçın Fransa'sı bizdik

"İzlanda'ya farklı hazırlanmalıydık. Futbolla ortalama düzeyde ilgili Avrupalı herhangi bir sporsever, İzlanda ile karşılaşmanın farklı bir deneyim olduğunu, başka türlü düşünmeniz ve hazırlanmanız gerektiğini bilecektir. Galiba biz bunu bilmiyorduk. Ya da maç içinde fark ettik. Dört gün önce Fransa’yı yenerken bir ton şeyi harika yaptık: İyi mücadele ettik, neredeyse bütün sahipsiz topları kazandık, ikili mücadelelerde ayakta kaldık. Presle toplar kazandık, havada üstündük. İlk golü bir kornerden, ikinciyi presle kazandığımız bir toptan ürettik. Ancak İzlanda, Fransa’dan farklı bir sınav. Adeta farklı bir spor! Presle top kazanmanız zor, çünkü hazırlık pasıyla çıkmıyorlar. İkili mücadelelerde üstünlük kurmanız zor, çünkü kuvvet odaklı bir takım. Hava üstünlüğü zor, çünkü karşınızdaki ulusun alametifarikası zaten bu. Topu yere indirmeniz gerek. Topu yere indirip pas serisi yapmanız için de daha yetenek odaklı bir 11’le çıkmalısınız sahaya. Maalesef biz Fransa’ya karşı uyguladığımız taktikle İzlanda’yı da alt edeceğimizi düşündük. Oysa dün roller değişecekti, belliydi: Dünkü maçın Fransa’sı biz, Türkiye’si onlar olacaktı. Dün ilk 1 saatte Fransa’nın bize karşı yaşadığı şaşkınlığı yaşadık maalesef. Geriden pasla çıkamadık, çünkü orta sahaya bir yetenekli sokmayı akıl edememiştik. Önde top tutamadık, Cengiz’siz bunu becermemiz zaten zor. Yıldızımızın yokluğunda Yusuf’la-Abdülkadir’le veya Deniz’le başlamamız gerekiyordu, maalesef sahada daha fazla becerikliye ihtiyacımız olduğunu son yarım saatte fark ettik. Ama iş işten geçmişti çoktan."

 

izl-tur4-AA.JPG
Fotoğraf: AA

 

Rüştü Reçber: Bizim yaptığımızı bize yaptılar

"Önce maç öncesi yaşananlara değineyim. Milli Takım kafilemiz hiç hoş olmayan şeyler yaşadı. Hiçbir Türk vatandaşının kabul edemeyeceği türden davranışlardı bunlar ve doğal olarak canımızı biraz sıktı.. Gerçi gereken tepkiyi, tüm benliğimizle gerek siyaseten, gerekse bireysel olarak verince ne kadar kıvırmaya çalışsalar da ne yaptıklarının farkına vardılar.Hatta Şenol Hoca maçtan bir gün önce basın toplantısında, “Böyle küçük meselelerle uğraşmayacak kadar büyük bir devletiz” diyerek güzel bir yanıt vermiş oldu. Maça gelecek olursak... Bir gerçek vardı ki, İzlanda’dan galibiyetle veya beraberlikle ayrılırsak bu rakibimizi saf dışı bırakacak olmamızın yanında gruptan çıkmak yolunda da büyük avantaj sağlayacaktık. Fakat bir endişemi paylaşayım sizlerle. Geçmişteki eleme maçlarında grup favorilerini yenip ya da yenilmeden, asıl rakibimiz olan takımlara çoğu zaman kaybettik ve bir çok şampiyonaya bu yüzden katılamadık.. Almanya yı, Hollanda yı yenip, Belçika ve Finlandiya’ya yenilerek bu acı tecrübeleri yaşayan biri olarak, keşke Fransa’dan sonra basit bir takımla oynasaydık diye de düşünmeden edemedim."

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU