Afganistan'dan sonra?

Amerikalıların ömür boyu unutamayacakları bu hadisenin, Demokrat Parti'nin platonik dış politikasının tabutuna çakılan son çivi olmasını diliyoruz

Fotoğraf: Reuters

ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin ardından geride bıraktığı kaosta kendini gösteren kafa karışıklığı, Demokrat Parti'de vakıa ile teori arasında uzun bir mesafe bulunduğunun ve hakikatten kopukluk halinin mevcut olduğunun açık bir kanıtıdır. Bu sadece bizim değil, Amerikalıların çoğunluğunun görüşüdür.

Peki Arap ülkeleri söz konusu olduğunda sorun bizim için nerede duruyor?

Sorun, halklarımızın kaderini çizmek ve belirlemek için gerçekçi olmayan verilere güvenmektir.

Sonuç, Afganistan'dan pek farklı değil. Bu halkların yaşadığı kaos ve yıkım, diğerinden daha az değildir.

Diğer taraftan bu kaosun kıvılcımlarının Amerikan vatandaşının bizzat kendisinin güvenliğini de etkileyeceği yönündeki tüm kanıtlara rağmen bu konudaki umursamazlık ve dik başlılık devam etmektedir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

New York'un eski eyalet savcısı ve yargıç Jeanine Pirro, geçtiğimiz pazar günü Fox News'deki meşhur programında, Joe Biden'in Afganistan'dan çekilmesi üzerine askeri mahkemede yargılanması çağrısında bulundu.

Pirro, Biden'e hitaben, "Gerçekten uzaksınız ve neler olduğunu bilmiyorsunuz. Sahada olanlar, sahip olduğunuz bilgilerden tamamen farklı" ifadelerini kullandı.

Ardından Biden'in, "Taliban Kabil'i kontrol edemeyecek", "Tahliye Vietnam'da olduğu gibi olmayacak" yönündeki sözlerine değinen Pirro, Kabil havaalanındaki kaosa dair fotoğrafları ve uçaktan düşen insanların videolarını göstererek, bunların hepsinin Biden'in düşündükleriyle çeliştiğini söyledi.

Jeanine, çekilme kararından sadece saatler önce Amerikan kontrolü altında olan bir ülkede kaosun hızla yayılması karşısında şaşkınlığını dile getirdi.

Oysa bir üçüncü dünya ülkesi olan Afganistan'ın ordusunu ve polisini ABD eğitti. Bununla birlikte büyük güçler kendilerine yakışmayan bir tarzda kaçmak zorunda kaldılar ve geride bu kaosu bıraktılar.

Jeanine, "Ayrılmak isteyen Amerikalılara, ülkelerine geri dönme yönünde verdiğiniz sözü nasıl yerine getireceksiniz?" diye sordu.

Ayrıca "Adalet" adlı programı yoluyla başkana şu soruları da yöneltti:

Uzakdoğu'daki en önemli üssümüz Bagram'ı nasıl teslim ettiniz? Onlara gelişmiş silahları nasıl verdiniz?

Hayatını bizimle iş birliği yapmaya adayan müttefik Afgan halkını nasıl onların merhametine bıraktınız?


Jeanine, başkanı Kabil'de kalan Amerikalıların yanı sıra Afgan müttefikleri ve hatta koalisyon güçlerinin hayatlarını tehlikeye atmakla suçlayarak sözlerini şöyle sürdürdü:

Onlar bizimle Afganistan'a giden müttefiklerimizdi. 11 Eylül 2001'de saldırıya uğrayan bizlerdik, onlar değildi. Yine de güvenliklerini umursamaksızın onları orada bıraktınız. Hepimizi aşağıladınız ve gerek İngiliz parlamentosuna gerekse de Fransa, Almanya ve Danimarka hükümetlerine, NATO'nun bu kafa karışıklığının kurulduğu andan bugüne kadarki tarihi boyunca yaşanmadığını söylettiniz. Bu kararla ve bu politikayla süper güç olmayı hak etmediğimizi gösterdiniz.


Sonra başkana hitap ederek, şunları söyledi:

Sen ve dostun Obama, yedi yıl önce Guantanamo'dan, ABD için tehlike arz eden en tehlikeli beş teröristi serbest bıraktınız. O zaman sizi yaptıklarınızın riskleri karşısında uyarmıştık. Ancak kibriniz başkalarını dinlemenize izin vermiyordu.


Aynı bölümde Jeanine, programının o yıllardaki kayıtlarından -ki kayıtlarda Obama'yı, bunun ABD'nin ulusal güvenliği için tehdit oluşturduğu konusunda uyarıyor- bir kısmını sundu.
 


Benim açımdan Ortadoğu'da bizim için önemli olan, bunun Demokrat Parti'nin Amerika Birleşik Devletleri dışındaki gerçeklikten çok uzakta yaşadığını ve ABD'nin hayatını tehlikeye attığını ortaya koyan bir eylem olduğunu görme fırsatını yakalamaktır.

Partinin, varlığından habersiz olduğu bu uzun mesafenin onu gerçeklikten alıkoyduğunu ve Amerikalıların hayatını tehlikeye attığını anlaması için söz konusu kafa karışıklığının uyarı zillerini çalması yeterlidir.

Onlar için önemli olan da budur. Bize gelince, buna, onların stratejisinin kendi sınırları dışında -Afganistan'dan Ortadoğu'daki tüm ülkelere kadar- yüz binlerce insanın ölümüne neden olduğunu ekliyoruz.

Ayrıca gerçeklikten uzak olan bu politika, milyonlarca insanın yerinden olmasına ve göç etmesine sebep oldu.


Amerikalıların ömür boyu unutamayacakları bu hadisenin, Demokrat Parti'nin platonik dış politikasının tabutuna çakılan son çivi olmasını diliyoruz.

Ayrıca Arap dünyamızda ve Ortadoğu'daki durumun, kâğıt üzerindeki teorilere göre değil, yaşanan gerçekliğe dayalı okunmasını umut ediyoruz!

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Adem İpekyüz

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU