Binlerce öfkeli protestocu patlamanın yıldönümünde Beyrut sokaklarını doldurdu

Geçen yılki patlama 200'den fazla can kaybına, 7 binden fazla yaralıya ve 300 binden fazla kişinin yerinden olmasına sebep oldu

Çok sayıda ölüme yol açan Beyrut patlamasının yıl dönümünü anmak için binlerce kişi toplandı (Reuters)

Beyrut’ta 200’den fazla kişinin ölümüne ve başkent çevresinin harap olmasına sebep olan büyük patlamanın birinci yıldönümünde, adalet ve rejim değişikliği talep eden binlerce öfkeli, çaresiz ve yaslı Lübnanlı protestocu çarşamba günü Beyrut sokaklarına indi.

Günbatımına doğru, gerginlik tırmandı. Güvenlik güçleri, ellerinde hayatını kaybedenlerin fotoğraflarının yanı sıra egemen seçkinleri katil olmakla suçlayan pankartlar, darağacı ilmekleri ve pankartlar taşıyarak parlamentoya yürüyen kalabalık üzerinde göz yaşartıcı gaz, tazyikli su ve plastik mermi yağdırdı.

Günbatımından önceki saatlerde, kurbanların aileleri, 4 Ağustos'taki patlamanın merkezi olan limanın yanında, öldürülenleri hatırladıkları ve felaketten sorumlu tuttukları yetkilileri protesto etmek için toplanmak adına hayatta kalanlara katılmıştı.

Rıhtıma bakan köprülerde binlerce kişi bir araya geldi ve büyük patlamadan önce limandaki yangını söndürmeye çalışırken hayatını kaybeden 10 itfaiyecinin fotoğraflarıyla süslenen itfaiye araçlarını alkışladı.

Aynı sıralarda, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Lübnan'ın felç kalan ekonomisine acil yardım toplamak amacıyla aynı gün düzenlenen uluslararası bir sanal bağış konferansında 370 milyon dolar (yaklaşık 3 milyar TL) toplandığını duyurdu. ABD Başkanı Joe Biden, ABD'nin Lübnan'a yaklaşık 100 milyon dolar (yaklaşık 850 milyon TL) ek insani yardım yapacağını söyledi.
 

beyrut patlama (bel trew).jpg
Lübnan sakinlerinin öfkesini yansıtan, Beyrut limanı yakınlarına asılan posterler (Bel Trew)


Patlama, Dünya Bankası’nın modern tarihin en kötü ekonomik çöküşlerinden biri olarak tanımladığı Lübnan’ın eşi görülmemiş ekonomik krizi yaşanırken gerçekleşti. Ülkenin para birimi neredeyse yüzde 90 değer kaybetti ve gıda fiyatları beş kattan fazla arttı.

36 yaşındaki ablası Crystal al-Tham, 4 Ağustos'ta patlamanın merkezinden sadece birkaç sokak ötede hayatını kaybeden Cyril “Bugün kederden çok öfke var, çünkü kimseden hesap sorulmadığı için bize yas tutacak alan bırakılmadı, hiçbir şey değişmedi" dedi.

Gözyaşları içindeki annesiyle kol kola girerek, "Hepimiz iyiymişiz gibi davranıyoruz ama aslında harap durumdayız" diye ekledi.

Yolun ilerisinde, Tatiana, patlamaya neden olan patlayıcıların depolandığı depodan sadece birkaç metre ötede hayatını kaybeden, tahıl silosunda çalışan babası Ghassen Hasrouti'nin bir fotoğrafına sarıldı.

Gözyaşları içinde "Hükümetten hiçbir şey almadık" dedi.

Dokunulmazlıklarının arkasına saklanıyorlar. Gerçek ortaya çıkarsa hep birlikte hapse girmekten korkuyorlar.

Beyrut limanındaki yüzlerce belki de binlerce ton kötü depolanmış amonyum nitratın 4 Ağustos 2020'de patlaması üzerine 217'den fazla kişi ölmüş ve 7 bin kişi yaralanmıştı.

Patlama 300 bin kişiyi yerinden etmiş, yaygın hasara ve yıkıma neden olmuştu. Dünya Bankası, patlamanın yol açtığı fiziksel hasarın maliyetinin 4,6 milyar dolar (yaklaşık 40 milyar TL) civarında olduğunu tahmin ediyor.

The Independent'ın ulaştığı kahredici bir resmi belge, liman yetkililerinden cumhurbaşkanına kadar birçok üst düzey yetkilinin 2014'ten beri tehlikeli patlayıcı stokundan haberdar olduğunu ama bu konuda hiçbir adım atmadığını gösteriyor.

Olaydan bir yıl sonra da kimse hesap vermedi ve soruşturma, kimyasalların nakliyesinin emrini kimin verdiğini ve yetkililerin kimyasallara dair tekrarlanan iç uyarılara neden kulak asmadığı gibi sorulara henüz yanıt getiremedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu hafta, Uluslararası Af Örgütü, Lübnanlı otoriteleri, geçen yılı “kurbanların hakikat arayışını utanmazca engellemek” ve “adaleti her fırsatta küstahça engellemek ve geciktirmekle” suçladı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, uluslararası topluma Lübnan'a yönelik hedefli yolsuzluk yaptırımları uygulama çağrısı yaptı. Başbakan ve cumhurbaşkanının da aralarında olduğu yetkililer, suçlu olduklarını hararetle reddetti.

Üç eski bakanla birlikte ihmalle suçlanan Başbakan Hasan Diyab, kendisine yöneltilen ihmal suçlamalarını "abes" olarak nitelendirdi ve "Beyrut Limanı'nın 12 numaralı hangarında depolanan amonyum nitrat sorununun üzerine gitmek için... sahip olduğu kısa zamanda elinden geleni yaptığını" söyledi.

Stoklardan haberdar olduğunu kabul etmesine rağmen sorguya çağrılmayan Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ise bu konuya hiç değinmedi. Bunun yerine salı günü geç saatlerde yaptığı açıklamada tarafsız bir soruşturmaya tamamen destek verdi.

Çarşamba günü yas ilan edildi. Devlet kurumları ve büyükelçiliklerde bayraklar yarıya indirildi ve hatta tıbbi laboratuvarlar ve Kovid-19 aşı merkezleri günü anmak için kapatıldı.
 


Fakat protestolarda yas tutanlar, hayatta kalanlar ve dayanışma için Beyrut'a akın eden yurttaşlar cumhurbaşkanı, başbakan ve siyasi partileri kınamakta birleşti.

Binalara “Dokunulmazlığınızı kaybettiniz” ve “4 milyon Lübnanlı öldürüldü, yaralandı, sakatlandı, çalındı, kaçırıldı” gibi sloganlar yazan 6 apartman katı boyunda pankartlar asıldı.

Daha sonra protestocular, aralarında Hizbullah'ın lideri Hasan Nasrallah, Cumhurbaşkanı Avn ve eski atanmış başbakan Saad Hariri'nin de bulunduğu ülke liderlerinin fotoğraflarının olduğu başka bir büyük pankart açtı.

Pankartın altında "Nitrat rejimi, amonyum milis" sloganı vardı.

Protestolar devam ederken, güvenlik güçleri protestocu kalabalıklarına göz yaşartıcı bomba ve plastik mermi yağdırarak onları Şehitler Meydanı'ndaki geleneksel toplanma alanından ittiğinde şiddetli çatışmalar patlak verdi.

31 yaşındaki oğlu Jack Baramakian limana bakan bir binadaki evinde hayatını kaybeden Leila Abdu, limanda The Independent'a şunları söyledi:

Onlar yozlaşmışlar, hayvanlar, hırsızlar ve suçlular.

Bize kimse yardım etmedi. Bizi kimse aramadı bile. Bizi öldürdüler ve ülkeden çaldılar.

Aynı sırada, nakit sıkıntısı çeken ülke için çarşamba günü Fransa ve Birleşmiş Milletler tarafından ortaklaşa düzenlenen sanal bir konferans, ülkenin insani ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olmak için 370 milyon dolar toplamayı başardı.

Konferans 33 devleti bir araya getirdi. Katılımcılar arasında Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Ürdün Kralı II. Abdullah ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel de vardı.

Cumhurbaşkanı Macron, önümüzdeki 12 ay içinde verilecek taahhütlerin Lübnan halkına destek gösterme amaçlı üçüncü küresel çabanın 357 milyon dolarlık hedefini aştığını söyledi.

Macron, Fransa'nın önümüzdeki aylarda 100 milyon euro (yaklaşık 1 milyar TL) sağlayacağını söyledi. Paris ayrıca ülkeye 500.000 doz Kovid-19 aşısı gönderecek.

Konferansa video mesajla hitap eden ABD Başkanı Joe Biden, yeni insani yardım için 100 milyon dolar verme taahhüdünde bulundu.

Beyrut'a dönersek; tahıl silosunun yanında, hayatını kaybedenlerin aileleri için dinler arası bir tören düzenlendi. Orada, Lübnan'ın en kıdemli Hıristiyan din adamı, tüm Lübnan halkının trajediden kimin sorumlu olduğunu bilmesi gerektiğini söyledi.
 

beyrut protesto1 (afp).jpg
Lübnan parlamentosu yakınlarında, ordu ve güvenlik güçleriyle çatışan protestoculardan biri Lübnan bayrağıyla dururken (AFP)


Maruni Patriği Bechara Boutros al-Rahi, “Adalet sadece kurbanların ailelerinin değil, tüm Lübnanlıların talebidir” dedi.

"Patlayıcıları kimin getirdiğini... bunların boşaltılmasına kimin izin verdiğini... kimlerin (patlayıcıların) bir kısmını aldığını ve nereye gönderildiğini bilmek istiyoruz" dedi.

Vatikan'da, Papa Francis de bir ay önce geçirdiği ameliyattan bu yana halkla ilk haftalık görüşmesinde yıldönümünü andı.

Papa, “Lübnan'ın başkentindeki Beyrut limanında ölüme ve yıkıma neden olan korkunç patlamadan bir yıl sonra, o aziz ülkenin, her şeyden önce kurbanların ve ailelerinin yanındayım” dedi.

“Ve pek çok kişi yaşama hayalini kaybetti” diye ekledi.



https://www.independent.co.uk/news/world

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU