Ev sinemasından vizyona bu hafta: Sığınaklardan normal yaşama geçiş; Sessiz Bir Yer 2

Mehmet Erduğan, Independent Türkçe için bu hafta çevrim içi platformlarda ve sinema salonlarında gösterime girecek filmler ile "Festival ajandası"nı yazdı

Olay örgüsünde büyük bir genişleme ya da keşfedilmemiş alt metne derinlemesine girme umudunda olan herkes şahsen seyrederken sesli öksürmeye bile cesaret edemediğim bir atmosfere beni sokan A Quiet Place adlı bu müthiş korku filminin devamında biraz hayal kırıklığına uğrayabilir.

İlk filmin tamamen içsel, stresli deneyimini yeniden yaratma konusundaki büyüsünü kaybettiğini düşündüğüm bu devam filmi orijinali kadar şaşırtıcı olmasa da yine de tür filmine dair beklentileri karşılıyor ve bir aile dramasının duygusal etkisini gerilimle ustaca dengeliyor.


Sığınaklardan normal yaşama geçiş; Sessiz Bir Yer 2

Yönetmen: John Krasinski / Oyuncular: Emily Blunt, John Krasinski, Millicent Simmonds, Noah Jupe, Cillian Murphy, Djimon Hounsou, Okieriete Onaodowan, Scoot McNairy, Zachary Golinger, Blake DeLong, Gary Sundown, Stefania Warwick, Alycia Ripley, Cristalis Bonilla, Domonic Taggart, Silas Pereira-Olson, Alice Sophie Malyukova, Ashley Dyke, Dean Woodward, Barbara Singer, David Lundy, Michaela Pace, Liz Cameron, Joe Cappelli, Kadrolsha Ona Carole, Robert A. Coldicott, Michael Alan Collette, Chad Corbi, Lauren-Ashley Cristiano, Wayne Duvall, Sheri Fairchild, Paulette D. Harris, Jesse Huntz, Danny Kubiak, Kyle Licht, Marcus, Kris Mardula, Dan Martin, Scott Matheny, Mairyn Mull, Mick O'Keefe, Tim Saracki, Bill Smith, Colin Taylor, Corey Ronald Walter, Kaelyn Walter / Süre: 97 dakika
 

 

Bu defa sadece sessiz kalmak yetmeyecek…


Pandemi nedeniyle planlanan vizyon takviminden tam 15 ay sonra sinemalarda bu hafta gösterime giren; John Krasinski'nin yönettiği devam filmi A Quiet Place: Part II; yaşadıkları yerde sese duyarlı yaratıklara karşı verdikleri mücadeleden sağ çıkmayı başaran anne Evelyn ve çocukları Marcus ile Regan'ın bu defa dış dünyada hayatta kalma çabalarını anlatıyor.
 

Evde yaşanan ölümcül olayların ardından Abbott Ailesi, sessizlik içinde sürdürdükleri yaşam savaşlarına devam ederken dış dünyanın dehşetiyle de yüzleşmek zorunda kalırlar.

Sığınaklarından çıkıp normal bir yaşama geçebilmek için bilinmeze doğru tehlikelerle dolu bir yolculuğa çıkmak zorunda kaldıklarında da kumdan yolun ardında pusuda yatan ve ses yoluyla avlanan yaratıkların tek tehlike olmadığının kısa sürede farkına varırlar.
 

 

Sessizliğin sesi

Minimum diyalogla, oyuncuların sadece vücut dilleriyle ilgi çekici bir hikâye anlatarak hem eleştirmenlerden övgü toplayıp hem de 17 milyon dolarlık mütevazı denebilecek bütçesine kıyasla dünya genelinde 341 milyon dolar gibi hayli görkemli bir gişe hasılatı elde eden 2018 yapım A Quiet Place'in bu başarısı, filmin henüz vizyon yolculuğu devam ederken ikincisi için çalışmalara başlamasını sağlamıştı.

Filmdeki işin kilit noktası uzaylıların kör olmaları, ancak keskin bir işitme duyusuna sahip olmalarıydı.
 


Bu nedenle, insanlar sessiz kaldıkları veya var olan diğer sesleri maskeledikleri sürece onlarla savaşma şansına sahipti, haliyle işaret dilini bilenler de böylesi bir ortamda diğerlerine göre bir adım öndeydi.

Benim de sinema salonunda çıt çıkarmadan, diken üstünde pür dikkat seyrettiğim ve yarattığı bu eşsiz gerilime hayran olduğum A Quiet Place bana göre kesinlikle devam filmine ihtiyaç duymayan bir filmdi, ama elbette böylesi görkemli ticari başarı göz önüne alındığında devamının gelmesi elbette kaçınılmazdı.
 

 

Yeni bir yaşam alanına doğru

Tüm dünyanın uzaydan gelen, gözleri görmeyen ve yalnızca ses dalgalarıyla avlanan yaratıklar tarafından tehdit altında olduğu bir yakın gelecekte geçen bu devam filminde, ailesini kurtarmak için kendisini feda eden Lee öldükten sonra, karısı Evelyn, sağır kızı Regan'ı, oğlu Marcus'u ve yeni doğan bebeğini alarak kaldıkları sığınaktan çıkar ve uzaylıların belirli frekanslara duyarlılığı hakkında yeni bilgilerle donanmış olan bir çiftliğe doğru yol alır.
 


Ama bu tehlikelerle dolu yolculuk sırasında Marcus ayağını kesip can havliyle haykırıp yaratıkları bulundukları yere çekince ailenin yolları Evelyn ile benzer şekilde dul kalan, Lee'nin eski arkadaşı ve aile dostu Emmett ile kesişir.

Tüm ailesini kaybetmiş olan Emmett, yaşadıklarından sonra şimdiye kadar bencil bir umutsuzluğun derinliklerinde kendisinden başka hiçbir şeyi önemsemediği bir motivasyona doğru itilmiştir.
 


Bu yüzden Emmett, Abbott Ailesi'ne kısıtlı imkanlara sahip bu gizli sığınaktan ayrılmaları konusunda ısrar etse de Evelyn bunu reddeder, çünkü hayattan elini ayağını çekmiş kalbi kırık bir adamın acısını hafifletmek için kendi ailesinin hayatını tehlikeye atmaya niyetli değildir.

Böylelikle bu tesadüfi karşılaşma sonunda elinde çok fazla seçeneği olmayan Evelyn mecburen Emmett'e katılır ve terkedilmiş bu demir dökümhanesinde Emmett'in kendisi için oluşturduğu yaşam alanını onunla birlikte paylaşmak zorunda kalır.
 


Bu süre içinde Regan, her sesi potansiyel olarak ölümcül bir hata haline getiren canavarca tehdidi yenmenin anahtarına sahip olduğuna ikna olduğunda, ailesine haber vermeden kendi başına bilinmeyene doğru yola çıkınca, bu kararlı anne aniden artık ne yapacağını bilemez.
 


Bunun üzerine Evelyn, bir zamanlar tanıdıkları ve sevdikleri iyi adamın, şu anda altında sıkışıp kaldığı keder dağının altında bir yerlerde hâlâ var olduğunu umarak umutsuzca Emmett'den kızının peşinden gitmesi konusunda yardımını ister.
 


Ama ilerleyen süreçte sadece hayatta kalmak için değil, aynı zamanda kendilerini kurtarmak ve onları yaratıklardan koruyacak yeni bir ev bulmak için de birlikte mücadele ederler.
 

 

Operasyonun arkasındaki beyin

Şahsen yeni seviyeler sunan ancak yeni bir anlatı içermeyen bu devam filminden ilki kadar zevk almadıysam da bu, bunu heyecan ve ürperti dolu harika bir film olarak görmediğim anlamına gelmesin.
 


Sessizliğin hâkimiyetinde geçen filmin kahramanları için en ufak çıtırtı ve fısıltı, hayatî önem taşıdığından, film hala en az gözlerle olduğu kadar kulaklara da hitap ediyor.

Haliyle film yine etkileyici ses tasarımıyla bir kez daha heyecanlandırıyor ve yine sessizliği olabildiğince rahatsız edici bir silah olarak kullanıyor.
 


Her zamanki gibi sakin ve soğukkanlı olan Emily Blunt, kocasının kendisini ve ailesini koruması olmasa bile, çocuklarına harika bir örnek teşkil etmeye devam ediyor.

Bebeği için taze oksijen depoları bulmak ve Marcus'un yaralarını iyileştirmek için tıbbi malzeme almak için yeni saklandığı yerden ayrılmak zorunda kaldığı bir bölüm, aktrisin en iyi halini sergiliyor.
 


Ancak filmde ailenin işitme engelli genç kızını oynayan ve aynı zamanda gerçek hayatta da sağır olan aktris Millicent Simmonds kesinlikle bu defa özel bir alkışı hak ediyor.
 


Zira bu defa operasyonun arkasındaki beyin rolünü, insanlığın kurtarılmaya değer olduğu konusunda şüpheleri olan isteksiz koruyucu Emmett ile birlikte çalışan işitme engelli Regan üstleniyor.
 


Noah Jupe'nin hayat verdiği Regan'ın gergin küçük kardeşi Marcus ise tüm herkes sığınaktan uzaktayken ailenin yeni doğan bebeğiyle ilgileniyor ve aslında düşündüğünden daha da cesur olduğu ortaya çıkıyor.


Haftanın diğer filmleri

9'dan 5'e: Bir Hareketin Öyküsü

Yönetmen: Steven Bognar, Julia Reichert / Oyuncular: Rose Aguirra, Verna Barksdale, Laurie Brown, Ellen Cassedy, Renia Clay, Kim Cook, Adair Dammann, Jane Fonda, Inge Goldschmidt, Jackie Harris, Anne Hill, Mary Jung, Karen Nussbaum, Donna Samuels, Debbie Schneider, Carolyn Schwier, Janet Selcer, Cheryl Shaeffer, Carol Sims, Helen Williams, Lane Windham / Süre: 89 dakika
 

 

İş yerinde saygı görmek için mücadele eden kadınlar…


Netflix'in Tarihi Belgeseller kategorisinde bu hafta gösterime girmesi beklenen 9 to 5: The Story of a Movement adlı bu film; Amerikan çalışma ortamını değiştiren gerçek hayatta verilmiş bir mücadeleyi kadrajına alıyor.

9to5'ın kurucularının yanı sıra aktivist faaliyetleriyle de dikkat çeken aktris Jane Fonda ile yapılan röportajların da yer aldığı belgesel böylesi bir mücadelenin şu ana kadar anlatılmamış hikayesini özgün bir araştırma sonunda elde edilen zengin arşiv görüntüleriyle harmanlayarak ekranlara getiriyor.

Bu film, ilham verici ve eğlendirici olmasının yanı sıra, örgütlenme fikrinin gizemini çözmek isteyenler için de öncü niteliğini taşıyor.

Dolly Parton 1980 yılında "9 to 5" şarkısını söylediğinde, Amerikalı çalışan kadınların kaderine ışık tutmaktan fazlasını yapmıştı.

Çünkü bu sadece bir şarkı için yazılmış sözler dışında 1970'lerin başında bir grup Boston sekreterinin 9'dan 5'e adını verdikleri bir hareketin gerçek hikayesini dinleyicilerine aktarıyordu.

Bu sekreter grubunun hedefleri basitti; daha iyi ücret, daha fazla yükselme fırsatı ve cinsel tacize son vermek, elbette onların bu alışılmadık yaklaşımları basının da ilgisini çekince bu mücadeleye kayıtsız kalamayan egoist, cinsiyetçi ve yalancı patronları nihayetinde değişime zorladı.


Çernobil 1986

Yönetmen: Danila Kozlovsky / Oyuncular: Danila Kozlovskiy, Oksana Akinshina, Filipp Avdeev, Ravshana Kurkova, Nikolay Kozak, Igor Chernevich, Artur Beschastnyy, Nikolay Samsonov, Anton Shwartz, Andrey Archakov, Samvel Tadevosian, Ren Hanami, Mark Janicello, Dmitrii Matveev / Süre: 136 dakika
 

 

Dünyanın kurtuluşu için elinde tek yönlü bir bilet olan gönüllülerin hikayesi…


Netflix'in Rusya Yapımı Tarihi Dramalar kategorisinde 21 Temmuz'da gösterime girmesi beklenen Chernobyl 1986 (Kogda padali aisty / Chernobyl: Abyss) adlı bu filmde; izini kaybettiği sevgilisine nihayet kavuşan Alexey, itfaiyecilikten emekli olarak yeni bir hayata başlar, ama Çernobil felaketi, onu bir kez daha tehlikenin ortasına savurur.

Çernobil patlamıştır ve Avrupa kıtasının oldukça büyük bir kısmı da neredeyse kullanılmaz durumdadır.

Bu sırada patlamış olan reaktörün çekirdeği giderek daha da ısınmakta ve faciayı daha da büyük bir hale getirmek için zemin hazırlamaktadır.

Çernobil nükleer santralindeki patlama sonrasında yaşanan olayları ele alan filmde; Alexey patlamanın hemen ardından yanına mühendis Valery ile askeri dalgıçlık yapan Boris'i de alarak yanmakta olan reaktörün altına inmek zorunda kalır.

Suların basmış olduğu koridorlardan geçmek, çekirdeğin daha fazla ısınmasını önlemek ve olası daha büyük bir felaketin önüne geçmek için sadece ve sadece bu üç kişilik bir grup bulunmaktadır.

Reaktörün hemen altında bulunan rezervuardaki suyu olabildiğince hızlı bir şekilde boşaltmak için harekete geçen ekibin hayati tehlikenin oldukça yüksek olduğu bu görev için sağlıklı bir plan yapmak için yeterli vakitleri de yoktur.


Çılgın Ortak

Yönetmen: Özgür Selvi / Oyuncular: Sinan Çalışkanoğlu, Nur Erkul, Ayşe Kökçü, Ali Tarık Fındık, Mehmet Yıldırım / Süre: 92 dakika
 

 

Kariyerlerini yalanlar üzerine kuran iki acemi dedektif…


Sinemalarda bu hafta gösterime giren Çılgın Ortak adlı bu filmde; Serdar ve Aslıhan birbiriyle anlaşamayan iki detektiftir ve bir cinayeti çözmek için görevlendirilir.

Birbirine gıcık olan bu iki acemi dedektif bir gün tesadüfen aynı davayı çözmek için bir araya gelince şüphelilere yaklaşmak için evli bir çift gibi davranmak zorunda kalır ama ikili, adeta dedektiflik mesleğini tersten icra eder ve buldukları her ipucunda katilden biraz daha uzaklaşır.

Kısa süre içinde de bu çılgın ortakların dedektifliğe hızlı ama imkânsız bir giriş yaptıkları anlaşılır!


Derin

Yönetmen: Sita Likitvanichkul, Jetarin Ratanaserikiat, Apirak Samudkidpisan, Thanabodee Uawithya, Adirek Wattaleela / Oyuncular: Krit Jeerapattananuwong, Warisara Jitpreedasakul, Philaiwan Khamphirathat, Kay Lertsittichai, Wongsakorn Rassamitat, Panisara Rikulsurakan, Supanaree Sutavijitvong, Bhumibhat Thavornsiri, Dujdao Vadhanapakorn, Kim Waddoup / Süre: 101 dakika
 

 

Hayatta kalmak için uyanık kal…


Netflix'in Tayland Yapımı Bilim Kurgu ve Gerilim Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime giren Deep adlı bu gençlik filminde; uykusuzluk çeken dört tıp öğrencisi, kontrolden çıkan ve çok geç olmadan bir çıkış yolu bulmaları gereken bir sinirbilim deneyinin tuzağına düşer.

Jane, Win, Cin ve Peach isimli dört tıp fakültesi öğrencisi kandırılarak bir nörobilim deneyine katılınca kronik uykusuzluk, ölümcül bir hayatta kalma mücadelesine dönüşür.

Uyanık kalabilirlerse bir servet elde edeceklerdir, ancak deneyin tuzağı, 60 saniyeden daha uzun süre uykuya dalmaları durumunda ölecek olmalarıdır.
Deney giderek korkutucu bir hâl alırken dört insomnia hastası ve Jane'in küçük kardeşi, kendilerini nihayetinde kaderlerini belirleyecek umutsuz ve riskli bir kumarın içinde bulur.


Gazoz Baloncuğu Gibi Kabaran Sözcükler

Yönetmen: Kyohei Ishiguro / Oyuncular: Somegorô Ichikawa, Hana Sugisaki, Megumi Han, Natsuki Hanae, Kikuko Inoue, Sumire Morohoshi, Megumi Nakajima, Yuichiro Umehara, Kôichi Yamadera / Süre: 87 dakika
 

 

Tıpkı gazoz gibi tatlı bir aşk; kabarıp patlıyor…


Netflix'in Japonya Yapımı Çocuk ve Aile Filmleri kategorisinde 22 Temmuz'da gösterime girmesi beklenen, şeker pembesi tonların hâkim olduğu Words Bubble Up Like Soda Pop adlı bu yaz filminde; kendini haiku aracılığıyla ifade eden utangaç bir genç ve kendinden emin, neşeli bir kız, güneşli bir günde tanışmalarının ardından kısa ama sihirli bir yaz yaşar.

Başkalarıyla iletişim kurmakta berbat olan bir Japon lise öğrencisi olan Cherry, kulaklıklarının ve Japon haiku şiirleri yazma hobisinin arkasına saklanır.

Smile, büyük dişleri için diş teli kullanan genç bir kız, o da gülümsemesini bir maskenin arkasına saklıyor, ancak yine de bu, onun sevimlilikle ilgili bir video yayınladıktan sonra popüler bir video yıldızı olmasını engellemiyor.

İkili sıradan bir alışveriş merkezinde müzik, video ve şiirler aracılığıyla buluştuğunda aralarında tatlı bir aşk başlıyor.


Klima

Yönetmen: Fradique / Oyuncular: José Kiteculo, Filomena Manuel, David Caracol, Tito Spyck, Sacerdote, Filipe Kamela Paly, Wilson Medradas, Madalena Celestino Domingos Salgueiro, Ana Maria Celestino Salgueiro, Solange Caetano Feijó, Francisca Laura, Dimossi Madalena Pedro Francisco, Micaela Mazina Pedro Manuel, Cássio Magalhães Félix, Justino Kalei, Jéssica Júlio, Herlander Glenóide, Patrícia Rodrigues, Malaquias, Benilson Almeida, Salaquiel, Isael, Flávio, Silas Cassuma, Alfredo Domingos, Rui Magalhães, Prudênciana Hach, Alice da Cruz, César da Silveira, Adalberto Cawaia, Hilma Sassa / Süre: 72 dakika
 

 

Sıra dışı caz müziklerin fon olduğu büyüleyici bir şehrin keşfi…


MUBI'nin heyecan verici temmuz ayı programında sinemaseverlerle ilk kez buluşan Ar condicionado adlı bu filmde; Angola'nın başkenti Luanda'da bir gün klimalar, gizemli bir şekilde binalardan düşmeye başlar.

Bu tuhaf durumun ardından güvenlik görevlisi olan Matecedo aşırı sıcaktan bunalan patronuna yeni bir klima ünitesi alma görevini üstlenir.

Bu görev nedeniyle mahallenin gizemli, yarı terk edilmiş elektrik dükkanına giren Matecedo, su sızıntıları, çatlaklar, gürültülü jeneratör kafesleri ve umut dolu bir dünyaya adım atar.


Korku Sokağı 3. Kısım: 1666

Yönetmen: Leigh Janiak / Oyuncular: Kiana Madeira, Elizabeth Scopel, Benjamin Flores Jr., Randy Havens, Julia Rehwald, Matthew Zuk, Fred Hechinger, Michael Chandler, Sadie Sink, Emily Rudd, Olivia Scott Welch, Lacy Camp, McCabe Slye, Ashley Zukerman, Jordana Spiro, Jeremy Ford, Patrick Roper, Robert Bryan Davis, Lynne Ashe, Charlene Amoia, Mark Ashworth, Todd Allen Durkin, Ryan Simpkins, Noah Garrett, Keil Oakley Zepernick, Emily Brobst, Kevin Waterman, Jordyn DiNatale, Ted Sutherland, Lloyd Pitts, Gillian Jacobs, Darrell Britt-Gibson, Daniel Thomas May, Meghan Packer, Nilah Blasingame, Rachel Doman, Jana Allen, Gracen Newton / Süre: 112 dakika
 

 

Korkunç geçmişi nedeniyle Amerika'nın katil başkenti olarak anılan Shadyside'a bir kez daha hoşgeldiniz…

 


Netflix'in Korku Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime giren, R.L. Stine'ın romanlarından uyarlanan korku üçlemesinin Fear Street Part 3: 1666 adlı bu üçüncü ve son filminde; Shadyside sakinlerinin hayatlarını sonsuza dek değiştiren bir gecede tarih başladığı noktaya dönerken, Sarah Fier'ın lanetinin kaynağı nihayet ortaya çıkıyor.

Filmde kendini 1666 yılında bulan Deena, Sarah Fier ile ilgili gerçeği sonunda öğrenir.

Sömürge altında olan bir kasabada, ölümcül sonuçları olan bir cadı avı yaşanır ve bu lanetten kurtulmak isteyen bir grup genç, kasabanın lanetini sona erdirmek için zorlu bir mücadeleye girişir.


Kozmik Günah

Yönetmen: Edward Drake / Oyuncular: Frank Grillo, Bruce Willis, Brandon Thomas Lee, Corey Large, C.J. Perry, Perrey Reeves, Lochlyn Munro, Costas Mandylor, Eva De Dominici, Adelaide Kane, Sarah May Sommers, Trevor Gretzky, Christian Hicks, Austin Humble, Mark Rhynard, Robert Laenen, Trevor Brotherton, Eric Buarque, Everly Large, Tabitha Woodman, Francis Cronin, Dez, Angelina Garcia, Christina R Gregg, Kevin Kedgley, Johnny Messner, Jessica Mulkey, Eric Daniel Stumpp, Alzie Williams, Michelle L. Williams / Süre: 88 dakika
 

 

İnsanlığa karşı bir tehdit, kurtulmak için tek bir görev…


Netflix'in Bilim Kurgu ve Gerilim Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime girmesi beklenen Cosmic Sin adlı bu film; uzaylıların istilası altındaki bir dünyada, bir grup savaşçı ve bilim insanının hikayesini konu ediyor.

2031'de ilk Mars Kolonisi kurulduktan sonra Dünya'dan başlayan göçlerle birlikte üç koloni ortaya çıkar: Dünya, Zafdie ve Ellora.

Ancak insanların dış gezegenleri kolonileştirmeye başlamasından dört yüz yıl sonra, 2524 yılında geçen bu macerada yedi haydut asker, yıldızlararası bir savaşı başlamadan önce onu bitirme umuduyla yeni keşfedilen bir uzaylı medeniyetine karşı önleyici bir saldırı başlatır.

İnsan ırkı için büyük tehlike oluşturan istiladan kurtulmak için harekete geçen bir grup savaşçı ve bilim insanı böylelikle kendilerini acımasız bir savaşın içinde bulur.

Emekli asker General James Ford, uzak bir gezegendeki askerlerin düşman bir uzaylı filosunun saldırısına uğramasının ardından hizmete geri çağrılır.

Ford çok uzun süredir görevde değildir, ordudan ayrılışı da olaylı olmuştur ancak artık dünyayı uzaylılara karşı korumak zorundadır.

Nefes kesen filmde uzaylı ırkın Q-bombası adı verilen bir bombayla yok edilmesi ve Dünya'nın bu büyük uzaylı istilası tehlikesinden kurtarılması gerekmektedir.

Bu amaçla General Ford, yaklaşan saldırıyı çok geç olmadan durdurmak için General Eron Ryle ve seçkin askerlerden oluşan bir grup ile bir ekip kurar.

Ekip hayatlarını tehlikeye atarak, insanların bedenlerini kullanmayı amaçlayan ve bu sayede insan ırkını yakından inceleme fırsatı bulabilecek olan uzaylıların istilasından kurtulmak için zorlu bir mücadeleye başlar.

Tabii ki bu arada iki tarafın da kendilerine göre avantajları vardır; insanların avantajı, balistik konusundaki gelişmişliğidir.

Uzaylı ırkın artısı ise biyoloji konusundaki atılımlarıdır ki bu da onların insanların vücutlarında konuk olarak kalabilmeleri anlamına gelmektedir.

İşin daha da kötüsü uzaylılar insanlarla olan bu temaslarında sadece onların bedenlerini değil, aynı zamanda zihinlerini de ele geçirebilmektelerdir.


Kuzenler

Yönetmen: Ainsley Gardiner, Briar Grace Smith / Oyuncular: Rachel House, Chelsie Preston Crayford, Cohen Holloway, Miriama Smith, Cian Elyse White, Tioreore Ngatai-Melbourne, Calvin Tuteao, Ana Scotney, Kirk Torrance, Briar Grace Smith, Jim Moriarty, Hariata Moriarty, Sylvia Rands, Tanea Heke, Niwa Whatuira, Vanessa Stacey, Kieran Charnock, Gina Laverty, Dra McKay, Mihi Te Rauhi Daniels, Erroll Anderson, Keyahne Patrick Williams, Jeremy Randerson, Te Raukura Gray, Waimihi Hotere, Te Ao Marama Baker, Shannon Williams, Emily Skerrett, Leo Holloway, Josh Martin, Miriama Grace-Smith, Erroll Anderson, Nick Blake, Awatea Mita, Levrone de Beer, Genevieve Nightingale / Süre: 98 dakika
 

 

Sömürgecilerin dünyanın dört bir yanındaki yerli insanlara verdiği acı, ıstırap ve zarar hakkında düşünmenizi sağlayacak dokunaklı ve sert bir film…


Yeni Zelandalı yazar Patricia Grace'in romanından uyarlanan ve Netflix'in Dramalar kategorisinde 22 Temmuz'da gösterime girmesi beklenen Cousins adlı bu film; birbirleriyle kan bağı olan ama zamanla birbirinden ayrılan üç kadının hikayesini anlatıyor.

Makareta varlıklı bir ailede büyümüştür ve kendisinin haberi olmadan görücü usulü bir evliliğe hazırlanmaktadır.

Missy, grubun erkeksi olanıdır; kendisi ve ailesi için en iyi olan zor kararları vermek zorundadır.

Babası tarafından bir yetimhaneye teslim edilen Mata ise içlerinde zorlu koşullarda yetişenidir, çünkü ona dünyanın yollarını öğretmeyi reddeden, umursamaz, sevgisiz bir koruyucu aile tarafından büyütülmüştür.

Bu suistimal, elbette, Mata'nın bir insan olarak büyümesini engeller, yalnız çocukluğunu korku ve şaşkınlık içinde yaşar ve toplumda düzgün bir şekilde çalışamaması, sonunda ailesi olmadığına inanan Mata'yı sokakta bırakır ve zar zor geçinir.

Ancak bu üç kuzenin bağı o kadar güçlüdür ki, Makareta bir gün Mata'yı aramaya koyulur, Missy ise büyüdükleri toprakları korur.

Bu kadar çok kalp kırıklığı, zorluk ve gözyaşıyla dolu bir hikâyede, bu kuzenlerin bir daha birbirlerini gerçekten bulup bulamayacakları ise filmin merak edilen konusudur.


Milkwater

Yönetmen: Morgan Ingari / Oyuncular: Molly Bernard, Michael Judson Berry, Patrick Breen, Bryn Carter, Bianca Castro, Maria Luiza Ceglia, Justin Crowley, Robin de Jesus, Ava Eisenson, Larry Gevirtz, Nicholas Hiatt, Alexander Hodge, Rachel Joravsky, Tyler Joseph, Ashton Marasciulo, Ade Otukoya, Khalid Rivera, Sean Rogers, Jamie Rosler, Marissa Rutka, Isabelle Stanton, Jess Stark, Louise Starks, Kea Trevett, Finnley Wan / Süre: 101 dakika
 

 

Taşıyıcı anneliğin tuzakları hakkında iyi bir drama…


Netflix'in Romantik Dramalar kategorisinde bu hafta gösterime girmesi beklenen Milkwater adlı bu filmde; hayatının yönünü henüz bulamamış olan yirmili yaşlardaki Milo, en iyi arkadaşı Noor'un bebek partisine katıldıktan sonra yetişkin dünyasının karmaşalarıyla yüzleşmeye başlar.

Daha yetişkin hayatlar yaşamaya başlayan arkadaşları tarafından terk edildikten sonra Milo, oda arkadaşı George'un onu bir Tinder randevusu için ikna etmesiyle birlikte kendini, bir mahalle barında takılan yaşlı bir gey adam olan Roger ile sohbet ederken bulur.

Konuşma çocuklara dönüp Roger her zaman bir aile istediğini, ancak birden fazla evlat edinme ve taşıyıcı anneliğin artık daha da zorlaştığı gerçeğinden mustarip olduğundan bahseder.

Geceleri Roger'ın barında takılıp birlikte içki içerken her geçen gün onunla biraz daha yakınlaşan Milo sonunda onun için bu taşıyıcılığı üstlenmeye karar verdiğini söyler.

İlişkileri ilerledikçe Milo, Roger'a giderek daha fazla bağlanır ve sınırlar, duygusal karışıklıklar ve verdiği kararın ağırlığı ile boğuşmak zorunda kalır.


Ölümcül Aşk

Yönetmen: Avi Federgreen / Oyuncular: Joelle Farrow, David Pinard, Torri Higginson, Tommie-Amber Pirie, Dayle McLeod, Michelle Rambharose, Cait Alexander, Ryan Boyko, Jennifer Vey / Süre: 87 dakika
 

 

Aile meselesine dönüşen çetrefilli bir aşk ilişkisi…


Netflix'in Kanada Yapımı Gerilim Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime girmesi beklenen Lethal Love (Family Seductions) adlı bu filmde; yakışıklılığıyla herkesi büyüleyen müzisyen Blaine, Sandra ve kızı Sophie'yi kendisine âşık olmaları için manipüle ettiğinde, planı çok geçmeden ortaya çıkar ve Sophie, annesini kurban olmaktan kurtarmak zorunda kalır.

Sandra ve Sophie ayrılmaz bir çifttir; sadece anne ve kız değiller, aynı zamanda hayallerindeki kafeyi yeni açmış iş ortaklarıdırlar.

İşlerin yavaş başlamasıyla, yakışıklı, gizemli Blaine kafede şarkılar çalan bir kalabalığı kendine çekmeye başlayınca çift çok sevinir.

Çok geçmeden her iki kadın da duygusal olarak onunla ilgilenmeye başlar ve Blaine bundan yararlanarak her iki kadını da onun için tek kişi olduklarına ikna eder.

Ama Sophie ikisinin de manipüle edildiğini fark ettiğinde, Blaine onun eğlencesini mahvetmeden önce onu susturmaya kararlıdır.


Paris'te Bahar

Yönetmen: Suzanne Lindon / Oyuncular: Suzanne Lindon, Arnaud Valois, Frédéric Pierrot, Florence Viala, Rebecca Marder, Arthur Giusi, Pauline Rugo, Dominique Besnehard, Philippe Uchan, Françoise Widhoff, Raymond Aquaviva, Valentin Brekke, Louise Milot, Michael Perez, Damien Carlet / Süre: 73 dakika
 

 

Genç bir kadın, bir adam ve erken gelen bir yaz…


Suzanne Lindon'un yazıp yönettiği ve başrolünde yer aldığı, Başka Sinema iş birliğiyle sinemalarda bu hafta gösterime giren Seize printemps (Spring Blossom) adlı bu film; kendi yaş grubundakilerden sıkıldığı bir dönemde kendisinde yaşça büyük bir tiyatro oyuncusuyla tanışan on altı yaşındaki genç Suzanne'nin hikâyesini anlatıyor.

On altı yaşındaki Suzanne, yaşıtlarından sıkılmaya başlamıştır; her gün evden okula yürürken, bir tiyatronun önünden geçer ve bir gün, burada kendinde yaşça büyük bir oyuncuyla tanışır.

Zaman geçer ancak Suzanne bu yabancıyı aklından çıkaramaz.

Pembe bulutlar ve narlı limonatalar arasında gidip gelen bu ikili, can sıkıntılarına birbirleriyle cevap bulur ve âşık olurlar.

Ancak Suzanne, onun için çekilmez ancak akranlarının çok severek yaşadığı on altı yaşını ve bir daha geri dönülemeyecek bu zamanları acaba kaçırmakta mıdır?

Gençliğin tazeliğini, renkleri, müziği ve oyunculuğuyla beyaz perdeye taşıyan bu film Cannes Film Festivali'nin ardından Toronto ve San Sebastian'da gösterildi ve eleştirmenlerce "kışkırtıcı ve özgün" yorumlarını aldı.


Protesto

Yönetmen: Mathieu Kassovitz / Oyuncular: Vincent Cassel, Hubert Koundé, Saïd Taghmaoui, Abdel Ahmed Ghili, Solo, Joseph Momo, Héloïse Rauth, Rywka Wajsbrot, Olga Abrego, Laurent Labasse, Choukri Gabteni, Nabil Ben Mhamed, Benoît Magimel, Médard Niang, Arash Mansour, Abdel-Moulah Boujdouni, Mathilde Vitry, Christian Moro, JiBi, Edouard Montoute, Félicité Wouassi, Fatou Thioune, Thang-Long, Cut Killer, Sabrina Houicha, Sandor Weltmann, François Levantal, Julie Mauduech, Karin Viard, Peter Kassovitz, Vincent Lindon, Christophe Rossignon, Mathieu Kassovitz, Anthony Souter, Florent Lavandeira, Teddy Marques, Samir Khelif, Tadek Lokcinski, Virginie Montel, Andrée Damant, Marcel Marondo, Karim Belkhadra, Marc Duret, Eric Pujol, Philippe Nahon, Sébastien Tavel, François Toumarkine, José Dalmat, Zinedine Soualem, Bernie Bonvoisin, Cyril Ancelin, Patrick Médioni, Tony Sanchez / Süre: 98 dakika
 

 

Fransız banliyölerinde şiddetli bir isyanın ertesi günü…


Başka Sinema iş birliğiyle sinemalarda bu hafta gösterime giren La haine adlı bu kült film; Fransa'nın kaynayan gettolarından üç gencin 24 saat boyunca yaşadıklarını konu ediniyor.

Paris'in gettolarında, göçmenlerin bulunduğu bir mahallede hararetli saatler yaşanmaktadır; grup halinde dolaşan yerel gençlerle, çevreyi kuşatan polisler arasında nefret dolu bakışlardan oluşan bir gerilim vardır.

Mahallenin gençlerinden Abdel, polis soruşturması sırasında dövüldüğü için hastanede ölüm döşeğinde yatmaktadır.

Arkadaşı Vinz ise, çatışmalar esnasında bir polisin kaybettiği bir silah bulur ve Abdel'in ölmesi durumunda bu silahla bir polis vurmaya ant içer.


Sanitation Day

Yönetmen: Seyi Babatope / Oyuncular: Blossom Chukwujekwu, Chuks Chyk, Belinda Effah, Elozonam, Nse Ikpe-Etim / Süre: 104 dakika
 

 

Kusursuz suç diye bir şey yoktur…


Netflix'in Afrika Yapımı Suç Filmleri kategorisinde bu hafta gösterime girmesi beklenen Sanitation Day adlı bu filmde; iki polis, bir binada işlenen cinayeti çözmekle görevlendirilir.

Cinayetin işlendiği apartmana giden polisler, olay yeri temizlenmeden hemen önce cinayeti çözmeye çalışır.

Polisler bu süreçte kendileri ile iş birliği yapmayan kiracılarla uğraşmak zorunda kalır.


Sıfırın Altında Yaşam
 

 

Medeniyetten uzak, vahşi ve bir o kadar soğuk bir coğrafyada hayatta kalmayı başaran insanların ilginç hikayeleri…


BBC'nin Emmy ödüllü popüler belgesellerinden biri olan Sıfırın Altında Yaşam adlı bu yapım; izleyicileri, Kuzey Kanada'nın zorlu yaşam şartlarını keşfetmeye davet ediyor.

Dört kez Emmy ödülü alan ve popülerliğini kaybetmeden sürdüren bu etkileyici belgesel, bu kez Kuzey Kanada'nın ücra bölgelerinde medeniyetten uzak yaşayan insanların hikâyelerine yer veriyor.

Bu sürükleyici seri, en ilginç topluluklardan biri olan Kanada Kızılderilileri de dahil olmak üzere farklı geçmişlerden gelen bir grup insanı konu alıyor.

Belgeselin odak noktası olan bu cesur karakterler, geleneksel hayatta kalma yöntemlerini kullanarak, vahşi çevreye uyum sağlamanın pratik yollarını bulmanın mücadelesi içerisindeler.

Kontrolün vahşi doğada olduğu bu coğrafyada, alışılmışın dışında günlük yaşam tarzları, doğanın en acımasız ve gerçekçi yüzünü gözler önüne seriyor.

Yiyecek, su ve barınak bulmaya çalışırken ölümcül hava koşullarıyla boğuşan bu insanlar, eşi görülmemiş derecede zorlu yaşamlarında başarılı olabilecekler mi?

Merak edenler için bu sorunun cevabı, 20 Temmuz Salı günü saat 23.00'dan itibaren Digitürk, Tivibu ve D-Smart üzerinden izlenebilen BBC Earth'te…


Space Jam: Yeni Efsane

Yönetmen: Malcolm D. Lee / Oyuncular: LeBron James, Don Cheadle, Cedric Joe, Khris Davis, Sonequa Martin-Green, Ceyair J Wright, Harper Leigh Alexander, Xosha Roquemore, Stephen Kankole, Jalyn Hall, Wood Harris, Jordan Thomas, Anthony Davis, Damian Lillard, Klay Thompson, Nneka Ogwumike, Diana Taurasi, Randy Mims, Gerald ‘Slink' Johnson, Ernie Johnson, Lil Rel Howery, Jeff Bergman, Zendaya, Gabriel Iglesias, Eric Bauza, Candi Milo, Bob Bergen, Jim Cummings, Kimberly Brooks, Draymond Green, Nunzio Fazio, Carl Boisson, Kenneth I. Brown, Anna Sofie Christensen, Bethany Clayton, Michael Cox, Erin Flannery, Nousha Flore, Derrick Gilbert, Jess Harnell, G. Lane Hillman, Daria Johns, Neko Kelly, Bernard Ledger, Tress MacNeille, Miles Quincy Martin, Luke Matheis, Katie McCabe, Rob Paulsen, Jose Stephan Perez, Pamm Riddle, Julyah Rose, Hassan Said, Eric Shackelford, Cassandra Starr, Mike Strong, Rocio Vidal, Brian M. Walker, Harrison White / Süre: 115 dakika
 

 

Ebeveynlerin çocuklarıyla bağ kurmak için ne kadar ileri gidebileceklerini açığa çıkaran iki dünyanın manik bir karışımı…


Bu hafta sinemalarda gösterime girerek yirmi beş yıl sonra tekrar vizyonlarla buluşan Space Jam: A New Legacy adlı bu filmde; ünlü basketbolcu LeBron James, Michael Jordan'ın mirasını devam ettiriyor ve dijital bir dünyaya hapsedilen oğlunu kurtarmak için liderlik ettiği Looney Tunes üyeleriyle gerçek bir takım olup bir basketbol maçında yenilmez armada Goon'u alt etmenin mücadelesini veriyor.

Düzenbaz bir yapay zekâ tarafından küçük oğlu Dom'la birlikte dijital bir alana hapsedilen LeBron'ın kendilerini sağ salim eve götürebilmek için yapması gereken, Bugs, Lola Bunny ve disiplinsizlikleriyle ünlü bütün Looney Tunes çetesine önderlik ederek, sahada, daha önce hiç görmediğiniz profesyonel basketbol yıldızlarından oluşan yapay zekanın dijitalleştirilmiş şampiyonlarına karşı onları zafere taşımaktır.

Oğluyla bağını yeniden tanımlayacak ve kendimiz olmanın gücüne ışık tutacak olan, LeBron'ın hayatının bu en önemli mücadelesinde aksiyona dünden hazır olan Tunes gelenekleri ezip geçer, benzersiz yetenekleriyle oyunu kendi yöntemleriyle oynayarak "Kral" James'i bile şaşırtırlar.


Spirit Özgür Ruh

Yönetmen: Elaine Bogan, Ennio Torresan / Oyuncular: Isabela Merced, Marsai Martin, Mckenna Grace, Walton Goggins, Andre Braugher, Julianne Moore, Jake Gyllenhaal, Eiza González, Lucian Perez, Joe Hart, Alejandra Blengio, Bridget Hoffman, Jerry Clarke, Gino Montesinos, Gary Anthony Williams, Renie Rivas, Gary A. Hecker, Lew Temple, Ralph DeSeve, Eric Tiede / Süre: 88 dakika
 

 

Hayata kıyısından tutunmak…


Sinemalarda bu hafta gösterime giren Spirit Untamed adlı bu film; yabani bir atı kurtarmak için zorlu bir mücadeleye girişen Lucy'nin hikayesini konu ediyor.

Korkusuz bir akrobat binici olan rahmetli annesi Milagro Navarro'yu hiç tanımayan Lucky Prescott, tıpkı annesi gibi kuralları ve sınırları hiç sevmez, ancak bu durum teyzesi Cora'nın endişelenmesine neden olur.

Teyzesi gözetiminde Doğu Yakası'nda yaşayan Lucky'nin tehlikeli yaramazlıkları sonucu ikisi Lucky'nin Miradero'daki babası Jim'in yanına taşınır.

Lucky'nin hayatı, burada kendisi gibi özgür bir ruh taşıyan yabani at Spirit ve iki binici olan Abigail Stone ve Pru Granger ile tanışmasıyla bambaşka bir hal alır.

Bir at bakıcı ve ekibinin Spirit'i ve sürüsünü ağır işlerde çalıştırılmak üzere açık arttırmaya çıkardığını öğrenen Lucky, arkadaşlarının da desteğiyle atı kurtarmak için zorlu bir maceraya atılır.


Trol Avcıları: Titanlar Yükseliyor

Yönetmen: Johane Matte, Francisco Ruiz-Velasco, Andrew L. Schmidt / Oyuncular: Tatiana Maslany, Emile Hirsch, Nick Offerman, Alfred Molina, Grey Griffin, Steven Yeun, Kelsey Grammer, Nick Frost, Diego Luna, James Hong, Colin O'Donoghue, Tom Kenny, Amy Landecker, Cheryl Hines, Jonathan Hyde, Laraine Newman, Brian Blessed, Fred Tatasciore, Bebe Wood, Charlie Saxton, Lexi Medrano, Piotr Michael, Cole Sand, Kay Bess, Angel Lin / Süre: 104 dakika
 

 

İnsanlık ve büyü arasında ortaya çıkan bir savaş…


Netflix'in Kitaplardan Uyarlanan Çocuk ve Aile Filmleri kategorisinde 21 Temmuz'da gösterime girmesi beklenen Trollhunters: Rise of the Titans adlı bu animasyonda; Arcadia'nın sevilen karakterleri, Guillermo del Toro imzalı destansı serinin heyecanlı finali için bir araya geliyor.

Arcadia Hikâyeleri üçlemesi olarak bilinen "Trol Avcıları", "3 Altında" ve "Büyücüler"in kahramanları, üçlemede geçen olayların sonrasında Dünya'yı ele geçirip ilk hâline döndürmek isteyen, insanlığı tehdit ederek onu yok etmek isteyen ve antik titanlarla güç birliği içinde olan karanlık bir düşmanla savaşmak için güçlerini birleştiriyor.


Vay Babam Vay

Yönetmen: Gökhan Arı / Oyuncular: Onur Yaprakçı, Fırat Albayram, Altan Erkekli, Füsun Demirel, Bengi İdil Uras / Süre: 90 dakika
 

 

Garip bir aile komedisi…


Bu hafta sinemalarda gösterime giren Vay Babam Vay adlı bu film; İsmet'in cenazesi için toplanan eşi, çocukları, kardeşleri ve kasabadan diğer insanların bir türlü defnedilemeyen cenaze boyunca yaşadıklarını anlatıyor.

İsmet öldükten sonra eşi, çocukları, kardeşleri ve kasabadan diğer insanlar cenaze uğurlaması için eve toplanırlar.

Eve gelen imam, ikindi namazına kadar cenazeyi kaldırıp defnetmek gerektiğini İsmet'in çocuklarına söyler, ancak İsmet'in abisi uğurlamaya geç kalacağı için cenaze bir türlü kaldırılamaz.

İşte tam burada aile kendi arasında miras paylaşımlarını konuşurken olmadık işler başlarına gelir.


Flashback

Vakti zamanında kimi festivallerde, kimi sinemalarda kimi de ev videosu ve televizyon ekranlarında seyirciyle buluşan ama şimdi hem çevrim içi platformlarda hem de televizyon kanallarında bu hafta yeniden gösterime girecek olan 2020 öncesinde çekilmiş diğer filmleri sizin için derledim.


beIN CONNECT

İzleyicilerine her zaman kaliteli, ödüllü ve ses getiren yapımlar sunan Digitürk, bayramın ilk müjdesini 15-25 Temmuz tarihleri arasında dizi ve film kanallarını tüm üyelerine açacağını duyurarak veriyor.

Önceki senelerde olduğu gibi bu bayramda da ailecek izleyebileceğiniz filmler ve animasyonları ekrana getiren Digitürk'ün film ve dizi kanalları bayram süresince tüm üyelerinin erişimine açık olacak.

Türkiye'nin ödemeli televizyon sistemi Digitürk'ün izleyicilerine diledikleri zaman diledikleri içeriklere ulaşma imkânı sağlayan dijital içerik platformu beIN CONNECT'in zengin kütüphanesinde temmuz ayının bu üçüncü haftasında öne çıkan filmler şöyle;

  • Arkadaş Oyunları (Buddy Games, 2019)
  • Billy Lynn'in Uzun Yürüyüşü (Billy Lynn's Long Halftime Walk, 2016)
  • Bir Kahraman Nasıl Yaratılır (How to Build a Girl, 2019)
  • Buraya Kadar (This Is the End, 2013)
  • Kod Adı: Angel (Angel Has Fallen, 2019)
  • Olanlar Oldu (2017)
  • Pinokyo (Pinocchio, 2019)
  • Pislik (Filth, 2013)
  • Sevgili Hocamız (To Sir, with Love, 1967)
  • Shirley (2020)
  • Tahsilatçı (The Tax Collector, 2020)
  • Troller Dünya Turu (Trolls World Tour, 2020)
  • Yakın Tehlike (Danger Close: The Battle of Long Tan, 2019)


MUBI

Sinemanın her türlü form ve büyüklükteki ekranda izlenmesi gerektiğine inanan ve 10 milyondan fazla sinemaseveri aynı çatı altında buluşturan MUBI'nin dünyanın her yerinden en yeni yönetmenlerden en çok ödül kazananlara uzanan zengin programı yepyeni içeriklerle temmuz ayının bu üçüncü haftasında izleyiciyle buluşmaya devam ediyor.

Uzman ekiplerin festivalleri tarayarak bulup çıkardıkları birbirinden güzel, heyecanlı ve orijinal filmlerle hazırladıkları; özel kuşakları, yönetmen retrospektifleri, önde gelen film festivallerinden gösterimlerin yer aldığı yapımlar arasında bu hafta öne çıkan filmler şöyle;

  • Ağlayan Çayır (Trilogia: To livadi pou dakryzei / Trilogy: The Weeping Meadow, 2004)
  • Beden ve Ruh (Teströl és lélekröl / On Body and Soul, 2017)
  • Toni Erdmann (2016)
  • Toprağın Tuzu (The Salt of the Earth, 2014)
  • Yelda: En Uzun Gece (Yalda, 2019)
  • Yüzleşme (Grâce à Dieu / By the Grace of God, 2018)


Netflix

190'dan fazla ülkede 208 milyonu aşkın ücretli kullanıcının farklı türlerde ve dillerde diziler, belgeseller ve sinema filmleri izlediği, dünyanın eğlence odaklı lider yayın hizmeti sunan Netflix'in temmuz ayının bu üçüncü haftasında kütüphanesine eklediği filmler şöyle;

  • Alacakaranlık (Twilight, 2008)
  • Alacakaranlık Efsanesi: Yeni Ay (The Twilight Saga: New Moon, 2009)
  • Alacakaranlık Efsanesi: Tutulma (The Twilight Saga: Eclipse, 2010)
  • Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 1 (The Twilight Saga: Breaking Dawn - Part 1, 2011)
  • Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 2 (The Twilight Saga: Breaking Dawn – Part 2, 2012)
  • Henry'nin Kitabı (The Book of Henry, 2017)
  • Kadın Affetmez (The Beguiled, 2017)
  • Lagos'ta 2 Hafta (2 Weeks in Lagos, 2019)
  • Florence (Florence Foster Jenkins, 2016)
  • Ölümcül Sular (Crawl, 2019)
  • Q82'ye Dönüş (Back to Q82, 2017)
  • Ratchet & Clank (2016)
  • Tur (The Tour, 2016)
  • Uslu Çocuklar (Good Boys, 2019)

PuhuTV

Doğuş Holding çatısı altında kurulan ve "Sen Nasıl İzlersen" sloganıyla faaliyetlerini sürdüren PuhuTV; bilgisayar, mobil cihazlar ve akıllı televizyonlar üzerinden erişilebilen uygulama yayınlarının yanı sıra film, dizi, çocuk türlerinde yerli ve yabancı içerikler sunmaya devam ediyor.

İnternet üzerinden hizmet veren bir medya sağlayıcısı olan PuhuTV'nin farklı kategorilerde bu hafta öne çıkan filmleri şöyle;

  • Adil Oyun (Fair Play, 2014)
  • Akasyalar (Las acacias, 2011)
  • Amador (2010)
  • Kasabalılar (Villegas, 2012)
  • Kozmonot (The Cosmonaut, 2013)
  • Rüzgar Gibi (Come il vento / Like the Wind, 2013)
  • Ütopya (Utopia, 2015)
  • Üzüm Bağı (Tierra de Sangre / The Vineyard, 2014)
  • Vahşi Fare (Wilde Maus / Wild Mouse, 2017)


Tivibu

Tivibu temmuz ayında, pandemiden dolayı sinemada gösterime girememiş macera, aksiyon ve eğlence dolu en yeni filmleri ekranlara getirmeye devam ediyor.

Ödüllü yönetmen Christopher Nolan imzalı filmler de temmuzda Tivibu'nun içerikleri arasında öne çıkıyor.

Türkiye'nin dijital dönüşümüne liderlik eden Türk Telekom'un dijital televizyon platformu Tivibu'nun izleyicisine sunduğu komediden aksiyona, bilimkurgudan festival filmlerine uzanan geniş seçkisinde temmuz ayının bu üçüncü haftasında öne çıkan filmler şöyle;

  • Aslan Çocuk (The Lion Kid, 2019)
  • Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu (2019)
  • Dunkirk (2017)
  • Güneye Doğru (Southbound, 2015)
  • Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı (Harry Potter and the Order of the Phoenix, 2007)
  • Harry Potter ve Melez Prens (Harry Potter and the Half-Blood Prince, 2009)
  • İnanılmaz Örümcek-Adam (The Amazing Spider-Man, 2012)
  • İnanılmaz Örümcek-Adam 2 (The Amazing Spider-Man 2, 2014)
  • Kuzular Kurtlara Karşı 2 (Kuzular Kurtlara Karşı 2, 2019)
  • Prometheus (2012)
  • Senin İçin (Restless, 2011)
  • Yüzme Dersleri (L'effet aquatique / The Aquatic Effect, 2016)


TRT 1 & TRT 2

Diziler, belgeseller, çizgi filmler ve özel gösterimlerle dolu yayın kuşağıyla seyircisine ulaşan TRT'nin en çok izlenen kültür sanat kanalları izleyenlerine sinema şöleni yaşatmaya devam ediyor.

Her akşam ödüllü ve prestijli filmleri sinemaseverlerle buluşturan ve birbirinden değerli yapımları ekrana getiren TRT 1 ve TRT 2'nin temmuz ayının bu üçüncü haftasında yayın kuşağında öne çıkan filmler şöyle;

  • Arayış (The Search, 2014)
  • Biz Bir Dolaşalım (2016)
  • Bulmaca Kulesi: Dev Kuşun Gizemi (2019)
  • Burası Cennet Olmalı (It Must Be Heaven, 2019)
  • Deliler Fatih'in Fermanı (2018)
  • Gece Vurgunu (Nightcrawler, 2014)
  • Gönül Dağı (2020)
  • Hanımağa'nın Gelinleri (2020)
  • İmkansız Olasılık (2016)
  • Nuh'un Gemisi Cudi (2020)
  • San Andreas Fayı (San Andreas, 2015)
  • Santa Fe Yolu (Santa Fe Trail, 1940)
  • Son Şans (Southpaw, 2015)
  • Stajyer (The Intern, 2015)
  • Süper Kahraman (Supa Modo, 2018)
  • Şartlı Tahliye (2016)
  • Şirin'in Kalesi (Ghasr-e Shirin / Castle of Dreams, 2019)
  • Tatil Kitabı (2018)
  • Trautmann (The Keeper, 2018)
  • Zürafa (Girafada, 2013)


Festival ajandası

Akbank Kısa Film Festivali

Sinema sanatı üzerinde kısa filmlerin etkin rolünün bilinciyle, Türkiye'de bu alanda bir platform oluşturan ve alanında öncü etkinliklerden biri haline gelen Akbank Kısa Film Festivali, 21-31 Mart 2022 tarihleri arasında 18. kez düzenlenecek.
 


Geçen yıl 71 ülkeden toplam 2.048 kısa filmin başvurduğu "Yarışma Bölümü" için bu sene son başvuru tarihi 24 Aralık 2021, Cuma olarak açıklandı.

Ulusal ve uluslararası olmak üzere iki ayrı kategoride gerçekleştirilecek 18. Akbank Kısa Film Festivali Yarışma Bölümü'ne başvuran eserler arasından, festival jürisinin değerlendirmeleriyle belirlenecek Ulusal Yarışma bölümünde "En İyi Kısa Film" 40.000 TL, Uluslararası Yarışma bölümünde "En İyi Uluslararası Film" ise 5.000 Dolar ile ödüllendirilecek.

18. Akbank Kısa Film Festivali, "Festival Kısaları", "Dünyadan Kısalar", "Kısadan Uzuna", "Deneyimler", "Belgesel Sinema", "Perspektif", "Özel Gösterim" ve "Forum" ile yurt içi ve yurt dışından geniş katılımlı atölye çalışmaları ve söyleşileriyle 21-31 Mart 2022 tarihleri arasında sinemaseverlere keyifle izleyecekleri bir program sunacak.

18. Akbank Kısa Film Festivali yarışması başvuru formlarını, Akbank Sanat'tan ya da akbankkisafilmfestivali.com ve akbanksanat.com adreslerinden temin edilebilirsiniz.


Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) kurumsal iş ortaklığında ve Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı'nın organizasyonu ile düzenlenen Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali, 27-29 Ağustos 2021 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirilecek.
 


Diaspora toplumlarının bulundukları ülkelerde sürdürdüğü hayatı gerçekçi ve sanatsal olarak ekrana yansıtabilecek kısa film başvurularının kabul edileceği festivale kimlik, çok kültürlülük, çok dillilik, çoklu aidiyet, uyum, bir arada yaşama, kültürel etkileşim, toplumsal hoşgörü, göç ve katılım gibi konulara vurgu yapan yapımlar beklenmektedir.

Bunun yanı sıra, Diaspora topluluklarının yaşadıkları ülkelere yaptıkları katkılar, var olma mücadeleleri ve yaşama tutunma gayretlerini yansıtan başvurular da değerlendirmeye alınacaktır.

Ayrıca bu kavramları tehlikeye düşüren ve günlük hayatın bir gerçeği olarak süregelen ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı gibi başlıklar da konuya dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak üzere başvurularda işlenebilecek diğer temalardır.

Son başvuru tarihi 30 Temmuz 2021 olan festivale 1 Ocak 2020 tarihinden sonra tamamlanmış filmler başvurabilir.

Ayrıntılı bilgi ve yönetmeliği incelemek için diasporafilmfestival.com web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Yarışma kategorileri ve ödüller

Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali'ne başvuru yapacak kısa filmler için iki farklı yarışma kategorisi bulunuyor.

Türkçe ve/veya Türkçe lehçelerinde çekilen filmlerin başvurabileceği Türkçe Konuşan Filmler Yarışma Kategorisi'nde, En İyi Film Ödülü'nü kazanan film 5.000€, TRT Özel Ödülü'nü kazanan film 2.500€, En İyi İkinci Film Ödülü'nü kazanan film 1.500€ ve En İyi Üçüncü Film Ödülü'nü kazanan film ise 1.000€ para ödülünün sahibi olacak.

Türkçe haricinde bir dilde çekilen Diaspora temalı filmlerin başvurabileceği Yabancı Dilde Filmler Yarışma Kategorisi'nde En İyi Film Ödülü'nü kazanan film 5.000€, Jüri Özel Ödülü'nü kazanan film 2.500€, En İyi İkinci Film Ödülü'nü kazanan film 1.500€ ve En İyi Üçüncü Film Ödülü'nü kazanan film ise 1.000€ para ödülünün sahibi olacak.


Iva Natura Kısa Film Yarışması

Anadolu'nun bizlere mirası, önemli değerlerimizden biri olan bitkilerimizin güzellik ve sağlığa katkılarının konu edildiği, alanında Dünya'da ve Türkiye'de tek olan 3. Iva Natura Kısa Film Yarışması basın lansmanı, İzmir Torbalı İva Natura Üretim Tesisleri'nde gerçekleştirildi.
 


Lansmana, Torbalı Ticaret Odası Başkanı Abdulvahap Olgun, İva Natura Kısa Film Yarışması Yürütme Kurulu Başkanı ve Laber Kimya Genel Müdürü Levent Kahrıman, Jüri Üyeleri; Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali Kurucusu Pınar Öncel, Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Botanik Anabilim Dalı Başkanı ve Dekan Yardımcısı Prof. Dr. İffet İrem Tatlıçankaya ve çok sayıda basın mensubu katıldı.

Açıklamalarda; tüm dünya üzerinde bitkilerle ilgili olarak sekiz gen merkezi varken sadece Türkiye iki gen merkezini birden barındırdığı ve insanlarına ayaklarıyla basıp geçtikleri otların aslında onlara şifa ve güzellik kattığını göstermek istiyoruz, vurgusu yapıldı.

Bu yıl, "Kozmetikte Kullanılan Anadolu Bitkileri" konusunun işleneceği yarışmada, 30'un üzerinde kısa film yarışacak.

Kısa filmler, hem bitki zenginliğimizin değerinin farkına varılmasına, hem de kozmetikte yoğun olarak kullanılan bitkilerin kullanım alanlarının daha yakından tanınmasına katkı sağlayacak…


Dünya üzerinde 3 bölgenin kesiştiği tek yer Türkiye

Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Botanik Anabilim Dalı Başkanı ve Dekan Yardımcısı Prof. Dr. İffet İrem Tatlıçankaya: "26 yıldır bitkilerle ilgili çalışıyorum. Kısa film yarışmaları bu konu ile ilgili olarak çevreyi bilgilendirme noktasında çok anlamlı. Dünya üzerinde 16-20 hipocografik bölge bulunurken, bunların içinde sadece 3 bölgenin kesiştiği tek bölge ülkemiz. Bu büyük bir önem taşıyor. Biyoçeşitlilik dediğimiz zaman ülkemiz topraklarında yetişen bitkilerin çeşitliliğinden bahsediyoruz. Tüm dünya üzerinde bitkilerle ilgili olarak 8 gen merkezi varken sadece Türkiye 2 gen merkezini birden barındırıyor. Özellikle de bazı türler için mikro gen merkezi konumundayız. Bu bağlamda bu bitkilerden üretilen kozmetik ürünler her yaşta kullanılıyor. Kozmetik ürünlerin formülasyonunda etken maddeleri çok önemli. Basit bir içerik olarak görülmemeli, sonuçta bu ürünleri vücudumuza kullanıyoruz, ürün bileşimine çok dikkat etmemiz gerekiyor. Doğru bitki seçimi burada devreye giriyor. İva Natura'ya ayrıca teşekkür etmek isterim, ürünlerini oluştururken mutlaka akademik bir alt yapı ile hareket ediyorlar. Etno botanik dediğimiz alan halkın bilgisiyle bitkileri bir araya getirmek demek. Halk arasına indiğinizde geleneksel olarak bitkilerin çok uzun yıllardır kullanıldığını görüyoruz ancak bunların arşivlenmesi lazım. Var olan bilgiyi günümüze modern teknoloji ile geliştirip taşımalıyız geleneksel bilginin halktan doğru alınması çok önemli, biz bu bilgileri günümüze taşıyoruz," açıklamasında bulundu.

İva Natura Kısa Film Yarışması Yürütme Kurulu Başkanı ve Laber Kimya Genel Müdürü Levent Kahrıman ise; "İva Natura Kısa Film Yarışmasını bu yıl 3. kez yapıyoruz, kozmetik ve bitkiler üzerine çok uzun zamandır çalışmalar yapıyoruz. Bu bitkiler bin yıllardan beri insan sağlığı için kullanılıyor. Türkiye coğrafyasında çok fazla kozmetik bitkisi kullanılıyor. Biz de bu yola çıkarken neden bu bitkileri kozmetik ürünlerde kullanıp ve neden bu bitkilerin hikayelerini insanlara ulaştırmayalım? diye düşündük. Bunun en iyi yönteminin de kısa film olduğuna karar verdik. Kısa film günümüz yaşam tarzına da oldukça uygun hızlı ve etkili bir dil anlatımı. Teması ise Anadolu'daki bitkilerin insanlarla ilişkilerini anlatan filmler olmasını istedik daha çok güzellik ilişkisini kullanmaya karar verdik. Bu anlamda ilk kez 2017 yılında başladığımız bu süreçte ilk yarışmamız çok zordu. Bu projeye insanları inandırmak desteklerini sağlamak çok zordu.  Sonrasında çok güzel ses getirdi o günden bugüne 60'ın üzerinde film yarıştı ve hatta biri uluslararası alanda ödül aldı. Bu cesaretle üçüncüsünü yapmaya karar verdik ve gelenekselleştirdik. Her yıl yeni genç yönetmenler bizden duyuru bekliyor. Etno kozmetik yeni bir kavram ve bunu dillendiriyoruz amaç etno kozmetik kavramıyla değerlerimizi uluslararası alana taşımak. İnsan topluluklarının güzellikle olan ilişkisi diyebiliriz etno için. Beslenmeyi de giyinmeyi de barındırıyor içinde. Biz güzellikle bitkilerle olan ilişkisini ele alıyoruz. İnsanlarına ayaklarıyla basıp geçtikleri otların aslında onlara şifa ve güzellik kattığını göstermek istiyoruz," dedi.

Torbalı Ticaret Odası Başkanı Abdulvahap OLGUN da "Torbalı sadece sanayisi ve tarımıyla gündeme gelen bir ilçe ancak biz aynı zamanda sanatsal etkinliklerin de merkezi olmak istiyoruz. Bu konuda Iva Natura bizim için büyük zenginlik. Kozmetik ürünler hayatımızın parçası, onların üretim aşamasında doğal olması saflığını koruması çok kıymetli." Şeklinde açıklamada bulundu.

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali Kurucusu Pınar Öncel; "Filmin çok önemli bir iletişim alanı olduğunu fark ettiğimizde 13 sene önce çıktığımız yolda yıllar içinde belgesellerin büyük bir fark yarattığını gördük. Iva Natura'nın kendi alanındaki farkındalığı arttırmak ve ülkemizin bu değerini ortaya koymak için bu yarışmayı organize etmesi çok değerli. Belgesel ve filmler dünyayı değiştirmez ama onları izleyenler değiştirebilir. Filmi izleyen insanlarda bıraktığınız değişim çok önemli. Bu yarışma da çok değerli. Göstermelik sosyal sorumluluk projelerinin dışında gerçekten fayda sağlayan bir proje, emeği geçen herkesi tebrik ederim," diyerek düşüncelerini dile getirdi.

İlki 2017 yılında gerçekleşen ve yaklaşık 25 filmin katıldığı Iva Natura Kozmetik Kısa Film Yarışması'nda dereceye giren Çağatay Çelikbaş, "Saklı Cennet" kısa filmi ile Bulgaristan'da da En İyi Görüntü Özel Mansiyon Ödülü'nü aldı.


Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması

Sabancı Vakfı'nın toplumsal sorunlara sanat aracılığıyla dikkat çekmek amacıyla 2016 yılından bu yana düzenlediği Kısa Film Yarışması'nın 2021 yılı başvuruları başladı.
 


"Konu Uzun Film Kısa" sloganı ile altıncısı gerçekleştirilecek Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması'nın teması "Yeni Dünyada Yeni Meslekler" olarak belirlendi.
Bu yıl Kısa Film Yarışması'na başvurular 19 Kasım tarihine kadar yapılabilecek.

Toplumsal sorunlara dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için sanatın kitleleri etkileyen gücünü kullanmak amacıyla gerçekleştirilen Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması'nda başvuruların başladığını duyuran Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, "Uzun bir süredir etkilerini hayatımızın her alanında hissettiğimiz pandemi, çalışma hayatını da derinden etkiledi. Dünyanın normal dijitalleşme hızını öngörülerin çok üzerine çıkararak neredeyse her yaş grubundan insanı dijital dünyaya daha aşina hale getirdi. Araştırmalara göre önümüzdeki yıllarda dijitalleşme, makinelerin ve yapay zekanın insan gücünün yerini alması ile birlikte bazı meslekler yeni dünya düzenine uygun şekilde dönüşüm yaşayacak. Dünya Ekonomik Forumu'nun incelediği istatistikler, mühendislik, bulut bilgi işlem ve ürün geliştirme alanlarındaki hızlı iş artışına işaret ediyor ve teknolojik değişimin hızlanması sayesinde 97 milyon yeni iş kolu yaratılacağı tahmin ediliyor" dedi.

Araştırmaların önümüzdeki 25 yılda var olan mesleklerin yüzde 47'sinin ortadan kalkacağını gösterdiğine dikkat çeken Nevgül Bilsel Safkan, "Pandemi ile önümüzdeki yıllarda gerçekleşmesi beklenen hızlı dijitalleşmenin belki de bir provasını yaşadık. Önümüzdeki dönemlerde yapay zekâ ve makineleşme ile bazı mesleklerde büyük değişimler yaşanacak. Sonuçlarını artık somut olarak deneyimlediğimiz ‘dijital eşitsizlik' ise önlenmesi için çalışılması gereken yeni bir konu oldu. Dijital beceri eksikliği nedeniyle bireylerde oluşabilecek kaygıları ancak eğitim sistemi ile giderebiliriz. Eğitim sisteminin yeni dünya düzeninde ihtiyaç duyulacak görev ve teknolojilere odaklı gelişmesi ve mevcut kariyer planlamalarının bu değişimler göz önüne alınarak yapılması gerekiyor. Biz de Sabancı Vakfı olarak dönüşüm yaşayan yeni dünyayı daha iyi anlamak için bu yıl Kısa Film Yarışmamızın temasını ‘Yeni Dünyada Yeni Meslekler' olarak belirledik. Genç sinemacıları, değişen meslekleri ve önümüzdeki dönemde yeni çalışma düzeninin getirebileceği fırsatları ve güçlükleri beyaz perdeye taşımaya davet ediyoruz. Sanatın dönüştürücü gücü ve yönetmenlerin yaratıcı bakış açısı ile yeni dünyanın değişen mesleklerini ve hayatımıza etkilerini gündeme taşımak istiyoruz" dedi.

Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması Sanat Yönetmeni Zeynep Atakan, "Bu yıl altıncısı gerçekleşecek olan Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması, bir yarışma olmasının ötesinde, sinemacılar için önemli yaratıcı fırsatların oluştuğu bir platform olma özelliği taşıyor. Bu yılın teması ise, yaratıcıların hayal dünyasında, yeni dünya düzeninin gereklerini ve buna bağlı olarak ihtiyaçlarını hissedip düşüncelerini özgürce, özgün bir sinema diliyle anlatmalarını amaçlıyor. Bu yılın filmlerini de heyecanla bekliyoruz," dedi.


Son başvuru tarihi 19 Kasım

Sabancı Vakfı 6. Kısa Film Yarışması için başvurular 19 Kasım 2021'e kadar devam edecek. Yarışmaya başvuracak eserlerin en fazla 5 dakika uzunluğunda olması ve yeni meslekler konusunu ele alması gerekiyor.

Eserler, öncelikle ön jüri tarafından değerlendirilecek ve finale kalan en az 10 en fazla 15 eser arasından jüri son değerlendirmeyi yapacak.

Yarışmaya başvuran eserlerin yönetmen (eser sahibi) ve / veya yapımcısından en az birisinin T.C. veya K.K.T.C. vatandaşı olması gerekiyor.

Bir kişinin birden fazla eser ile başvurabileceği yarışmaya daha önce herhangi bir yerde gösterilmemiş ve ödül almamış eserler kabul edilecek.

Eser sahiplerinin bugüne kadar çekmiş olduğu herhangi bir uzun metraj filmi bulunmaması gerekiyor.

Yeni dünya düzeninde dijitalleşme ve yapay zekâ ile birlikte gelen yeni mesleklerin ve kaybolacak iş kollarının hayatımızdaki etkilerini ve bu konuda yapılması gerekenleri en iyi şekilde sunan, kriterlere uyan, akılda kalıcı ve yaratıcı bulunan eserlerin birincisine 25 bin TL, ikincisine 20 bin TL, üçüncüsüne 15 bin TL ödül verilecek.

Yarışmaya www.kisafilmuzunetki.org adresinden başvurulabiliyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU