İklim değişikliği çalışma hayatını nasıl dönüştürecek?

Canan Duman Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Pixabay

İklim değişikliği gezegenimiz için ciddi bir tehdit. Son yıllarda iklim olaylarının (kuraklık, sel, orman yangınları, fırtınalar, sıcaklık artışı, vb.) sayısında ve yoğunluğunda bir artış görüyoruz.

Bu değişiklikler öngörülmediği takdirde, farklı sektörlerdeki birçok çalışan üzerinde çarpıcı etkilere sahip olacak. Çünkü iş dünyası, doğal çevre ile yakından ilişkilidir.

İklim değişikliği, ekosistemi tehdit ettikçe bu sisteme bağlı işleri tehlikeye atmaktadır. Çevresel bozulma ile ilişkili riskler ve tehlikeler çalışanları etkileme eğilimindedir. 


Hangi sektörler ve meslek grupları daha çok etkilenecek?  

İklim değişikliği, Kovid-19 kadar ciddi bir sorundur. Önümüzdeki yıllarda şirketlerin kârlılıklarını önemli ölçüde etkileyebileceği görülmektedir.

Aşırı hava olaylarının yaşanacağı ülkelerde çalışan sağlığı ve refahı etkilenecek ancak düşük gelirli ülkeler daha fazla risk altında olacaktır.

Çiftçiler, açık havada ağır işlerde çalışmak zorunda kalanlar, finansal planlamacılar, inşaat mühendisleri, doktorlar, atık toplama işleri, ulaşım, seyahat ve spor gibi hizmet sektöründe yer alan profesyonellerin iklim değişikliğinden etkileneceğini söylemek mümkündür. 

Örneğin; dünyadaki çiftçilerin geçimlerini tarımla sürdürebilmeleri belirli bir sıcaklık ve yağış aralığına bağlıdır. Çiftçiler iklim değişikliğinin etkilerine karşı uyum sağlayamadıkları ve kendilerini koruma kapasiteleri sınırlı olduğu için zorlanacaktır.  

Artan ortalama ısı maruziyetlerinden doğrudan etkilenmesi öngörülen sektörler; tarım, sanayi, balıkçılık, ormancılık, turizm, ulaşım, sağlık, tedarik zinciri, perakende, finans/sigorta, inşaat olacaktır. 

Tarımda üretkenlik kaybı, sağlık ve acil servisler üzerinde artan baskı, sanayide malzeme sorunu yaşanması, enerji ve ulaşım sektörlerinde altyapı hasarlarının oluşması, turizmde çekicilik ve davranış değişikliği, sigortalarda maliyetlerin ve risklerin artması gündeme gelecektir. 


Doğal kaynak kullanan sektörler daha çok etkilenecek 

En son açıklanan ILO raporuna göre, iklim değişikliği 2030 yılına kadar dünya çapında 2,4 trilyon dolar ekonomik kayba ve 80 milyon iş kaybına neden olacak.

Bu tahminler, 1,5 derecelik bir küresel sıcaklık artışına dayanmakta ve 2030 yılına kadar dünya çapında toplam çalışılan saatlerin yüzde 2,2'sinin yüksek sıcaklıklar nedeniyle kaybedileceği öngörülmektedir.  

Küresel ısınmanın iş dünyası üzerindeki etkilerine örnek olarak; sigorta şirketlerinin doğal afet riskini nasıl değerlendireceği ya da Coca Cola için su kıtlığı, IKEA için ormansızlaşma risklerinin oluşması verilebilecektir.

Bu fiziksel etkiler, şirketlerin risklerini azaltması için yeni işlemlere ve teknolojilere yatırım yapmaya yönlenmesini sağlayacaktır.

Ayrıca, karbon içermeyen bir ekonomiye geçişle ilgili müşterilerini dinleyen, sürdürülebilirliği ve iklim direncini önemseyen şirketler onları elde tutabilecektir. 


Şirketler yenilenebilir enerjiye yönelecek  

Dünyada büyük şirketler sürdürülebilirlik veya iklim hakkında konuşmaya başladı. Kaldı ki, şirketlerin artık bunu konuşmadan işini yürütmesi pek mümkün olmayacak. 

Unilever 2030 yılına kadar enerjisinin yüzde 100'ünü yenilenebilir kaynaklardan üretim için tedarik etmek de dahil olmak üzere çeşitli sürdürülebilirlik girişimleri konusunda ciddi adımlar atmayı taahhüt etti.

2039 yılına kadar tüm ürünlerinden (tedarikten satış noktasına kadar) net sıfır emisyon elde etmeyi hedeflediklerini duyurdu. Bitki bazlı ürün yelpazesini genişlettiklerini ve fosil yakıtsız temizlik ve çamaşır ürünleri geliştirdiklerini açıkladı.

İşletmelerini karbondan arındırmak için kendi hedeflerini belirleyen tedarikçilere öncelik verdiklerini belirtti. 

Coca-Cola, Ikea ve Walmart da yüzde 100 yenilenebilir enerji taahhüdünde bulundu.


Küresel ısınma şirketleri yerinden edecek ve yetenek göçünü etkileyecek

Küresel ısınmayı sonlandırmak için atılması gereken adımlar bireysel olmaktan çıkacak, tüketim modellerini büyük ölçüde değiştirerek şirketlerin üretim modellerini daha sürdürülebilir yöntemlere dönüştürmesini sağlayacaktır. 

Göçmenlik kurallarını gevşetmek, iklim değişikliğinden etkilenen alanlarda nüfus baskısını serbest bırakmak gerekecek, iklim değişikliğinden etkilenecek ülkelerde yetenekli çalışanların farklı ülkelere göçü hızlanacaktır.

İklim değişikliğinden kaynaklanan göç, sosyoekonomik yapının bozulmasında uzun vadeli sonuçlar doğuracaktır. 


Ne yapmalı?

İklim değişikliğinin azaltılması birçok insanın günlük yaşamını etkileyecektir. Sera gazı emisyonları azaltılacaksa, eski yaşam ve iş yapma şekillerinde değişiklikler olmalıdır.  

Azaltma çabalarının bir parçası olarak, yeni çalışma yöntemleri ve teknik geliştirme gerektiren çözümlere ihtiyaç duyulacaktır. Bu süreç eski ve yeni sektörlerde iş yaratacaktır.

Örneğin, ulaşım sektöründe sıfır emisyonlu araçlarda hızlı bir büyüme yaşanmaktadır. 

Değişen iklim ile milyonlarca işçinin sağlığı ve üretkenliği arasındaki ilişkiye ilişkin farkındalık, hükümetler ve sanayi sektörü için iş birliği yapmayı ve ortak hareket etmeyi gerektirecektir.

İklim değişikliğinin etkileri, uluslararası kurum ve kuruluşlar, hükümetler, bölgesel ve yerel karar vericiler, STK’lar, araştırmacılar mücadelede bir araya gelmedikçe geleceğimize yönelik tehdit devam edecektir. 

Akademinin inşaat mühendislerini, şehir plancılarını, şehir yöneticilerini, mimarları iklim değişikliğiyle nasıl başa çıkacağı yönünde eğitmemelerinin de eksikliği yaşanacaktır.

Yenilenebilir kaynaklara geçiş, biyoenerji, jeotermal, hidroelektrik, güneş ve rüzgârdan oluşan yenilenebilir enerji sektöründeki iş ilanlarına olan talebin, yeşil ekonomi işlerinin çekiciliğinin de artması olasıdır. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU