Haftalık Ekonomi Sözlüğü: Swap anlaşması, vefa sözleşmesi ve davet usulü ihale nedir?

Bu haftanın ekonomi sözlüğünde Merkez Bankası Başkanı'nın açıklamalarıyla gündeme gelen swap anlaşması, otellerle yapılan vefa sözleşmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ihale açıklamasıyla gündeme gelen "davet usulü ihale" var

Fotoğraf: Pixabay

Akşam yatarken okuduğunuz gündemin sabah uyandığınızda karşınıza çıkan başka bir gündemle hızlı şekilde unutulabildiği Türkiye'de her gün, her saat binlerce haber içeriği üretiliyor. 

Bazısı halk nezdinde büyük tepki çekiyor, bazısı üzerine günlerce konuşulabiliyor. 

Hatta bazı haberler, okunuyor, tartışılıyor ancak içerisindeki terimler anlaşılmamaya devam edebiliyor. Ekonomi haberleri gibi.

Haftalık Ekonomi Sözlüğü, tüm hafta karşınıza çıkmış olabilecek ancak bazen anlaşılması zor olabilen kavramlardan bazılarını açıklamak için var. 

Ve bu haftanın seçilen kavramları: Swap anlaşması, vefa sözleşmesi, davet usulü ihale ve sözleşmeli üretim. 

1. Swap anlaşması nedir?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu 22 Haziran'da Türkiye Bankalar Birliği (TBB) üyesi bankaların genel müdürleriyle bir araya geldi. 

Bu görüşmeden sonra hem Reuters'ta hem Dünya gazetesinde çıkan haberlerden biri, Türkiye'nin yeni swap anlaşmaları için 4 ülke merkez bankası ile yaptığı görüşmelerdi. 

Reuters'a göre, Malezya, Güney Kore, Rusya, İngiltere ve Asya'daki başka ülkelerle görüşmeler sürerken, ilk anlaşma Azerbaycan ile imzalanacak.
 

şahap kavcıoğlu aa
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu/ Fotoğraf: AA


Dünya gazetesine konuşan kaynaklar ise Güney Kore ve Malezya ile swap anlaşmasının yapılma ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyor. Analistlerin aktardığına göre Güney Amerika ülkelerinden Brezilya ile anlaşma yapılması da piyasa için şaşırtıcı olmayacak. 

Swap, en basit şekliyle "para takası" demek. 

Swap anlaşmasının amacı, Kavcıoğlu'nun da "Rezervlerin güçlendirilmesi hedefine sıkı sıkıya bağlıyız" cümlesinde belirttiği gibi, Merkez Bankası'nın azalan rezervlerini desteklemek. 

Ayrıca 2020 sonu itibarıyla Türkiye'nin brüt dış borç stoku 450 milyar dolar. Borcun milli gelire oranı ise yüzde 62,8 ile tarihin en yüksek seviyesindeydi. Söz konusu oran, 2005'te yüzde 35'in altındaydı. 

Swap anlaşmaları ile iki ülkenin merkez bankası, birbirlerinin belirli miktardaki paralarını belli bir vade boyunca değiş tokuş ediyorlar. Vade bitince paralar ait oldukları ülkenin merkez bankasına geri dönüyor. 

Bu anlaşmanın en büyük avantajı, herhangi bir uluslararası para otoritesinden kullanılacak krediden daha düşük maliyetli olması. 

Türkiye'nin halihazırda Katar ve Çin ile swap anlaşması bulunuyor. 

Katar ile ilk kez 17 Ağustos 2018'de imzalanan swap anlaşması 3 milyar dolar ile başlamış, bu miktar, 25 Kasım 2019'da 5 milyar dolara, 20 Mayıs 2020'de 15 milyar dolara çıkarılmıştı. Yeni hedef, 20 milyar dolara yükseltilmesi. 
 

thumbs_b_c_9e258e8b48c22bd3fafecd1aad80709e.jpeg
Katar ile swap anlaşması imza törenine TCMB'nin eski Başkanı Murat Uysal katılmıştı/ Fotoğraf: AA


Çin ile toplam 6 milyar dolarlık swap anlaşması var. TCMB'den 15 Haziran 2021'de yapılan açıklamada 30 Mayıs 2019 tarihinde imzalanan anlaşmanın 35,1 milyar lira ve 23 milyar Çin yuanı artırılarak toplam 46 milyar lira ve 35 milyar Çin yuanına ulaştığı ifade edildi. 

Artırılan para 15 Haziran 2021 tarihinde TCMB'nin kasasına girdi, net uluslararası rezervler de 3,5 milyar dolar arttı. 

Merkez Bankası'nın 18 Haziran 2021 itibarıyla, net döviz rezervleri 18 milyar 457 milyon dolar. Brüt döviz rezervleri ise 56 milyar 25 milyon dolar. 

Brüt döviz rezervi, 2019'un ilk haftasında 72 milyar 931 milyon dolardı. 

2. Vefa sözleşmesi nedir?

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK), bankalara verdiği talimat kapsamında, pandemi nedeniyle kredi borçlarını ödeyemeyen otellerle "vefa" sözleşmesi imzalanacak.

Vefa sözleşmesinin literatürdeki adı "Geri Alım Hakkı Sözleşmesi". 

Sözlükteki anlamı ise "taşınmaz bir malın karşı tarafa satılması durumunda eski malike geri satın alma hakkı tanıyan hak". 

Bilindiği üzere bankalar kredi kullandırtmadan önce bir teminat istiyor. Bu da çoğunlukla bir gayrimenkulün ipotek ettirilmesiyle oluyor. 

Sorunlu kredilerini yönetmek isteyen bazı bankalar, ödemelerinde sorun yaşayan müşterilerin ipotek ettirilmiş gayrimenkullerinin geri alım sözleşmesi yoluyla satın alınması yöntemini de tercih edebiliyor. 

Böyle bir durumda, geri alım sözleşmesinin süresi boyunca banka, gayrimenkulü başka kimseye satamıyor. 
 

tsr00038637249837066396718.jpeg
Hakkında vefa sözleşmesi imzalanan Martı Myra Otel


Türkiye Bankalar Birliği tarafından 2013'te yayımlanan bir makalede sözkonusu gayrimenkullerin uzun süre bankaların bilançolarında kaldığını, bu durumun da "banka kaynaklarının donuklaşmasına ve varlıklarının seyyaliyetinin (ödeyebilirlik) düşmesine neden olduğunu" söylüyor.  

Dünya gazetesine konuşan bir bankanın krediler bölümü yöneticisi, bu yöntemin "otellerin bankalara olan borçlarının geri ödenmesinde iki tarafın da yararına olabileceğini" söylüyor. 

Haberde de yer verildiği gibi normal şartlarda alacağa karşı otelin alınması demek, bankanın istediği bir şey değil. Zira otelin işletilmemesi durumunda pek çok kısım çürüyebilir ve zarara girilebilir. 

Ancak bir sözleşme ile tesisin işletme süresi sonunda/içinde geri satılması taahhüt edilebilir.

Son olarak 13 Nisan 2021'de Martı Otel İşletmeleri, Denizbank ile gerçekleştirilen yeniden yapılandırma sözleşmesi çerçevesinde iki otelin banka borcuna karşı bankaya 42 milyon dolara satılmasına karar verildiğini duyurmuştu. Şirkete 9 yıl içinde alım hakkı tanındı. 

3. Davet usulü ihale nedir?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Haziran'da bir araya geldiği AK Parti'li belediye başkanlarına "İmar düzenlemelerinde asla şaibeye yer vermeyecek şekilde, adil ve açık bir çalışma ortaya koymanız gerekiyor. Aynı şekilde ihaleleri mutlaka şeffaf bir şekilde gerçekleştirin, hatta tüm ihaleleri canlı yayınlayın. Yaptığınız işlerin tanıtımına önem verin. Millet sizin eserlerinizi, hizmetlerimizi görsün" şeklinde seslendi.

Bu açıklamadan sonra sosyal medyada en fazla eleştiri alan konulardan biri devlet garantili köprü ve otoyol gibi şirketlerin ihalelerin "yeterli şeffaflıkta" olmaması ve davet usulüyle yapılan ihalelerdi. 

Kamu İhale Kanunu kapsamında, "açık ihale" ve "belli istekliler arasında ihale" temel ihale usulleri olarak kabul ediliyor. 
 

türk lirası reuters
Fotoğraf: Reuters


Kısaca açıklamak gerekirse açık ihale usulünde asgari teklif sayısı bulunmuyor. Yani bir kişi bile teklif verse, idarenin uygun görmesi halinde ihale devam edebiliyor. 

Ancak yapım, hizmet ve mal alım ihaleleri "uzmanlık" ya da "ileri teknoloji" gerektiriyorsa açık ihale uygulanamayabiliyor. Böyle bir durumda belli istekliler arasında ihale usulüne geçiliyor. 

Bu usulde, yapılacak ön yeterlik değerlendirmesi sonucunda idarece davet edilen isteklilerin teklif verebiliyor. İhaleye davet edilebilecek aday sayısının beşten az olması veya teklif veren istekli sayısının üçten az olması halinde ihale iptal ediliyor. 

Kamuoyunca "davet usulüyle ihale" diye de bilinen pazarlık usulü ihaleyi, Kamu İhale Kanunu'nun 21'inci maddesi açıklıyor. Buna göre: 
 

(21/b maddesi) Doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya yapım tekniği açısından özellik arz eden veya yapı veya can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından ivedilikle yapılması gerekliliği idarece belirlenen hallerde veyahut idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması

Açık ihale usulü veya belli istekliler arasında ihale usulü ile yapılan ihale sonucunda teklif çıkmaması,

Savunma ve güvenlikle ilgili özel durumların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması, 

İhale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin özgün nitelikte ve karmaşık olması nedeniyle teknik ve malî özelliklerinin gerekli olan netlikte belirlenememesi gibi gerekçelerle pazarlık usulüne başvurulabiliyor. 


Bu son ihale yöntemine en fazla gelen eleştirilerden biri yukarıdaki konular dışına da "esnetilmesi". 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren, 25 Haziran'da Bloomberg HT'ye yaptığı açıklamada bu modelin müteahhitler arasında da eleştirildiğini söyledi. 

"21/b, belli firmalar arasında acil işlerin, yani bir deprem ya da felaket sonrasında bir an önce veya başka bir projenin tamamlanması için elzem olan ve başlanması gereken projeler için Kamu İhale Yasası'nda olan bir madde" diyen Eren, "Son yıllarda yapılan bazı revizyonların içinde, idarenin uygun görmesi halinde de o maddeden ihale edebilme imkânı doğdu. Bu biraz hakikaten kamuoyunda ve meslektaşlarımızın arasında da eleştirilen bir model" ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti: 

Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımızın, reform ile yaptığı önemli açıklamaların içinde kendi ağzından, "Kamu İhale Yasası'ndaki bu esnetmeleri bir an önce revize edip, belirli bir standarda yeniden getirmeliyiz dedi.". Nitekim Kamu İhale Kurumu'muz hemen çalışmaya başladı ve yeniden revize etme çalışmasını başlattılar. Bu maddenin yeniden gerçekten gerektiğinde kullanılması haline dönüştürülüyor.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU