Yeni bir fikir ve tarza ihtiyaç duyulduğundan ısrar eden Ayhan Bilgen: Toplumsal çürüme ancak adaletle önlenebilir

Attığı tweetlerden bile yargılandı. Kars Belediye Başkanlığı'ndan alınıp cezaevine konuldu. Geçen günlerde "adli kontrol şartı"yla serbest bırakıldı ama Kobani davasından yargılanıyor. Çürümeye dikkati çeken Bilgen, adalete vurgu yaptı

Ayhan Bilgen / Fotoğraf: Ayhan Bgen arşivi

Ayhan Bilgen, birçok gazetede köşe yazarlığı yapmasının yanı sıra 2006'da İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği'nin (MAZLUMDER) Genel Başkanlığı'nı yapmış bir isim.

2014'de toplanan Demokratik İslam Kongresi'nin (DİK) kurucuları arasında yer alan Bilgen, 7 Haziran genel seçimlerde Halkların Demokratik Partisi'nden (HDP) Kars Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) girdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bilgen, HDP Grup Başkan Vekilliği, Merkez Yürütme Kurulu Üyesi ve parti sözcülüğü gibi görevlerde bulundu.

2019 yerel seçimlerinde ise Kars Belediye Başkanı seçildi. Ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü Kobani eylemleri (6-8 Ekim olayları) soruşturması kapsamında gözaltına alınan Bilgen, Ekim 2020'de HDP'li 17 isim ile birlikte tutuklandı.

Bilgen, 2014'deki Kobani olayları sırasında HDP tarafından atılan tweetler nedeniyle tutuklandı, yaklaşık 8 ay cezaevinde kaldı.

Son tutuklamada yaklaşık 9 ay cezaevinde tutuklu kalan Bilgen, 15 Haziran'da adli kontrol şartıyla tahliye edildi.

Bilgen, cezaevinde "Türkiye'de yeni bir fikir ve tarza ihtiyaç var" paylaşımları nedeniyle partisi tarafından çokça eleştirildi. 

Yeni bir muhalefete ihtiyaç olduğuna ilişkin düşüncelerini "Üçüncü Mektup Hak Temelli Siyaset" adında bir kitapta topladı. 

 

Kitap
Ayhan Bilgen'in kaleme aldığı kitap

 

"Kitaplar tartışmak ve sorgulamak için yoldaşlık yaparlar"

Independent Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Bilgen, özgür olmak ve yeni başlangıçlar yapmak için vaktin hiçbir zaman erken olmayacağını söyledi. 

Cezaevinde tutuklu kaldığı süre içinde sürekli muhasebe yaptığını ifade eden Bilgen, "Kafanızın içi hapishaneye dönüşmemiş ise vaktin çoğunu düşünerek geçirmek en büyük meşguliyettir. Muhasebe yapmak, kısıtlı da olsa edinebildiğiniz bilgilerle olan biteni anlamaya çalışmak için vakitten bol bir şey yoktur" dedi.

Demir parmaklıkların ardında kitaplarla arkadaşlık yaptığını belirten Bilgen, sadece okumak değil konuşmak, tartışmak ve sorgulamak için yoldaşlık yaptığını aktardı.

Bilgen, şöyle devam etti: 

"Ben daha çok tarih okumayı tercih ettim. Özellikle iki dönemi anlamaya çalışmanın bugünü doğru okumak için de önemli olduğunu düşünüyorum. Birisi yakın dönem sayılabilecek ikinci Meşrutiyet dönemi. Bugün tartıştığımız gündem konularına son derece benzer ayrışma ve hesaplaşmalar var. İkincisi 13. yüzyıl Anadolu'sunu etkileyen düşünceler ve toplumsal hareketler. Bugün küresel ölçekte tüm insanlığı ve insani değerleri tehdit eden atmosfere benzer saldırı ve çatışmalara insani çözüm önerileri Anadolu ve Balkanlara yayılıyor." 

 

Ayhan Bilgen
Ayhan Bilgen / Fotoğraf: Twitter

 

"Yargı adalet duygusunun tecellisi için en önemli platformdur"

Kobani eylemlerinde hayatını kaybedenlere ilişkin etkin bir soruşturmanın yapılması için meclis kürsüsünde çok sayıda konuşma yaptığını hatırlatan Bilgen, ölümler arasında hiçbir ayrım yapmadan gerçek sorumluların cezalandırılmasının hayatını kaybedenleri geri getirmese de travmanın tekrarlanmaması açısından önemli olduğuna değindi.

Yargının haksızlığa uğrayanın son sığınağı olduğunu değerlendirmesinde bulunan Bilgen, yargı önünde kimsenin ayrıcalıklı olmaması gerektiğini belirterek şunları kaydetti:

"Yargı adalet duygusunun tecellisi için en önemli platformdur. Elbette bu konudaki güven bunalımının tek sorumlusu yargı mensupları değildir. Siyaset kurumu, medya bu güvenin inşasına dair büyük bir rol üstlenebilir. Yargıya güven konusu toplumun bir arada olabilmesinin en önemli teminatıdır. Toplumsal çürüme ancak adaletle önlenebilir."

"Bazen toplum plan ve hesapları altüst eder"

Parti kapatma davalarının demokrasilerin kapasitesi ile ilgili önemli bir ölçüt olduğunu dile getiren Bilgen, "Siyasal tartışmalarda sonuç kadar sebeplere dair analizler de önemlidir. Güvenlik okuması ile özgürlük beklentisi arasında uyumlu bir ilişki kuramadığınızda ortaya yasaklamalar, kapatmalar tablosu çıkar. Bunun kime ne kadar yarar sağlama ihtimali olduğu üzerinden yapılacak tartışmalar son derece yanıltıcı olabilir. Bazen toplum plan ve hesapları altüst eder" diye konuştu.

"Yeni bir siyaset tarzına olan ihtiyaç küresel ölçekte de Türkiye özelinde de son derece öneme sahiptir" diyen Ayhan Bilgen, sözlerini şöyle tamamladı:

"Değişen iletişim imkanları siyaset yapma yöntemlerini de sorgulamayı zorunlu kılıyor. Siyaset kurumunun diğer alanlardaki değişime öncülük etmesi gerekirken adeta tam tersine, siyaset alışkanlıklarda ısrar ekseninde seyrediyor. Gerek örgütlenme tarzı gerek siyaset dili açısından bu değişim ihtiyacı önce hangi parti tarafından görülür ve gereği yapılırsa geleceğin inşasında yetki ve söz sahibi olma fırsatı yakalanacaktır."
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU