Biden'ın Afganistan Cumhurbaşkanı'yla görüşmesi veda görüşmesi olur mu?

Biden, Afganistan'ı diğer ülkelerin paylaşacağı bir ganimet olarak bırakmamak için veda görüşmesini, iki taraf arasındaki çıkar görüşmesine nasıl dönüştürebilir?

Eşref Gani / Fotoğraf: Reuters

Önümüzdeki eylül ayıyla birlikte Afganistan'da -NATO güçlerini kapsayan uluslararası koalisyon içerisindeki- Amerikan askeri operasyonlarının başlamasının üzerinden 20 yıl geçmiş olacak.

20 yıl, hem Afganlar hem de koalisyon ülkeleri açısından çeşitli hedefler yönünden mağduriyetlerle dolu.

Zira hedeflerin birçoğu gerçekleşmedi. Ancak ilk hedef gerçekleştirildi: Öyle ki Taliban Hareketi, bünyesinde ABD'ye 11 Eylül 2001 saldırılarını düzenleyen el-Kaide Örgütü'nü barındırmasından dolayı Afganistan'daki yönetimden uzaklaştırıldı.

Fakat Taliban, tam olarak ortadan kaldırılmadı. Aksine Taliban liderleri, ABD'li yetkililerle aleni bir şekilde aynı masaya oturmaya başladı.

Taliban'ın resmi olarak yönetimden uzaklaştırılmasına ek olarak, yenilikçi olması için ülkedeki yönetim sistemini değiştirme hedefi vardı.

Zira dönemin ABD Başkanı George W. Bush, Afganistan'ı demokratik bir ülkeye dönüştürmek istedi. Son 20 yıl, başarısızlıklarla, kaybedilen fırsatlarla ve ana hedefleri gerçekleştirememekle dolu.


Bu süre, bir nevi 2003 savaşından sonra Irak'ta meydana gelen olaylara benzemektedir. Ders çıkarmak için geçmişi gözden geçirmek önemli.

Bugün en fazla ihtiyaç duyulan şey, Afganistan'daki ABD varlığı sonrası için yapılacak hazırlıktır. ABD'nin Afganistan'dan çıkması kesin hale geldi.

ABD Başkanı Joe Biden, Afganistan'dan çekilmeyi sürdürme niyetinin olduğunu açıkladı. Zira çekilme işlemi, selefi Doanld Trump'ın başlattığı bir süreçti. Biden ve Trump arasındaki büyük anlaşmazlıklara rağmen ABD'nin Afganistan politikası, bugün demokratları ve cumhuriyetçileri bir araya getiren ender dosyalardan birisidir.

Herkes, Taliban'ın ABD'ye doğrudan saldırmayacağına dair verdiği sözden sonra ne olacağını ciddi olarak düşünmeden Afganistan'dan ayrılmak istiyor.


Keşke tek başına bu askeri çekilme, Afganistan'a çözüm getirse. Çünkü Afgan halkının çoğunluğu, ülkelerinde yabancı güçlerin varlığını istemiyor.

Fakat Taliban yönetimine ya da benzer bir yönetime geriş dönüş, alternatif gibi duruyor. Afgan ve ABD'li yetkililerin, çekilmenin Taliban Hareketi'nin geri dönüşü anlamına kesinlikle gelmediği konusunda ısrar etmelerine rağmen askeri belirtiler, tatmin edici değil.

ABD'nin, Taliban'la müzakerelere başlayıp Şubat 2020'de anlaşma imzalamasından bu yana Taliban savaşçıları, sahada ilerliyor.

Hatta Taliban, son 3 haftada ülkenin kuzeyinde ve batısında geniş bölgeleri kontrol etmeye başladı. Geçen hafta ordunun bazı birimlerinin toplu olarak teslim olduğunu gösteren ses kayıtları yayımlandı.

Bu da Afganistan Savunma Bakanı Esedullah Halid'in geçen hafta görevden alınmasına neden oldu. Cumhurbaşkanı Eşref Gani, geçtiğimiz mart ayında da İçişleri Bakanı Mesut Anderabi'yi görevden almıştı.

Unutulmamalıdır ki Afgan güçlerinde Amerikalılar tarafından ya da en azından Amerikan askeri ideolojisine göre eğitilmiş 260 bin asker mevcut.

Bu askerler, NATO'nun desteğiyle en gelişmiş olduğu varsayılan teçhizatlarla donatıldı. Ancak söz konusu askerler, ülkeyi henüz kontrol altına alamadı.

Doğruyu söylemek gerekirse ülkelerini savunan ve genellikle iç ihanetler sebebiyle radikaller tarafından öldürülen binlerce Afgan mevcut.


Bu şartlar altında Taliban'ın dayanma hatta ilerleme gücü hakkında pek çok soru bulunuyor. Şüphesiz ya ideolojilerine inandıklarından ya da bir grubun herhangi bir köye hâkim olması halinde çatışmaların bitmesiyle gelen bir tür istikrardan dolayı radikal grupları destekleyen bazı Afganlar var.

Fakat durumlar, bununla da sınırlı değil. Zira Afganistan güvenlik sisteminde bir zafiyet ve ordunun sahayı kontrol altına alma gücünde ise bir gerilme söz konusu.


ABD Başkanı Biden, Afgan mevkidaşı Eşref Gani'yi 25 Haziran'da Beyaz Saray'da ağırlayacağını açıkladı. Bu görüşmenin, Afganistan'daki Amerikan güçlerinin varlığının sona ereceğini deklare etme konusunda Biden için bir fırsat olması bekleniyor.

Aynı şekilde Biden'ın Kabil'den vazgeçmeme kararlılığını da açıklayacağı tahmin ediliyor. ABD'li yetkililer, Afganistan'ın geleceği ve istikrarıyla ilgili fiili garantiler vermeden birçok açıklama yapıyor.

Unutmamalıyız ki ABD'nin eski Başkanı Barack Obama, "ABD'nin Irak'tan askeri olarak çekilmesi savaşı bitirecek" vizyonuna dayanarak "Irak savaşını bitireceğiz" sloganıyla 2009 seçimlerini kazandı.

Obama'nın seçimi kazanıp Amerikan seçmenine verdiği söze bağlı kalacağını açıklayan hoş konuşmalar yapmasının ardından Washington, bunun üzerinde çalıştı.

Gerçekten de tamamen çekilmeye hazırlanmak için 2011 yılında Amerikan güçlerinin sayısı azaltıldı. Bu da ABD'nin Irak'a ilgisinin azalmasına yol açtı.

3 yıl sonra ABD, DEAŞ'la savaşmak için 39 ülkeden oluşan uluslararası koalisyonla birlikte geri döndü.


Amerikan desteğiyle cumhurbaşkanı olması ve 13 yıl bu makamda bulunmasına rağmen Afganistan'ın eski Cumhurbaşkanı Hamid Karzai'nin, ABD'ye karşı sert bir üslup kullanarak basın açıklamaları yapması dikkat çekici bir durumdur. Bu hafta Associated Press Ajansı'yla yaptığı röportajda Karzai, ABD'yi ve uluslararası toplumu suçladı.

Zira Karzai, "Uluslararası toplum, radikalizmle savaşmak ve istikrar getirmek için buraya 20 yıl önce geldi. Ancak bugün radikalizm, en güçlü seviyede bulunuyor. ABD ve uluslararası toplum, bu konuda başarısız oldu" ifadelerini kullandı.

Karzai, ülkeden çekilecek yabancı güçlerin ülkeyi felaket ve rezalet bir durumda bıraktıklarını belirtti. Fakat aynı zamanda O, "Onların varlığının olmaması bizim için daha iyi" diyerek yabancı güçlerin çekilmesini tercih ettiğini dile getirdi. Birçok Afgan, bu tür çelişkili açıklamalar yapıyor.

Çünkü Afganlar, hem ABD'nin çekilmesinin bırakacağı boşluktan duydukları endişeyi hem de yabancı askerlerin varlığı sebebiyle hissettikleri hayal kırıklığını dile getiriyor.


ABD Savunma Bakanlığı, çekilmenin yüzde 50'den fazlasının tamamlandığını ve güvenlik gerekçesiyle bundan sonra çekilmenin detayları hakkında açıklama yapmayacağını belirtti.

Fakat çekilmenin daha fazla siyasi tartışma olmadan tamamlanması için söz konusu gerekçeler, politik gibi duruyor.


ABD'nin Afganistan'dan çekilmesi, kesinlikle bir boşluk yaratacaktır. Afganistan'a komşu ülkeler, bu boşluğun nasıl doldurulabileceğini araştırıyor.

Türkiye, Afganistan'daki yeni bir ittifakın çekirdeği olması için Afganistan, Türkiye ve İran'dan oluşan üçlü bir toplantıya ev sahipliği yaptı.

Kabil hükümeti, istikrarını sarsmasından ziyade istikrarını desteklemesi için komşu ülkelerle ittifaklar yapmaya çalışıyor.

Ancak yakın geçmiş, bu teoriyle uyumlu değil. Zira İran, çeşitli sebeplerden dolayı Afganistan ve Irak'ın istikrarını bozma politikası izledi.

Bu sebeplerden birisi de İran'ın kendi etrafında yenilikçi bir hükümet modelinin başarılı olmasına yönelik herhangi bir girişimi engellemenin yanı sıra ABD'yi meşgul etmektir.

Yine Türk ve İran çıkarları da birbiriyle çelişıyor ve uzun vadede bu çıkarların uyumlu olması zor. Ayrıca Rusya, Çin, Pakistan ve Hindistan'ın da Afganistan'da çıkarları söz konusu.

Bunun için Biden'in Afganistan Cumhurbaşkanı'nı ağırlamadan önce karşı karşıya kaldığı bir soru var:

Biden, Afganistan'ı diğer ülkelerin paylaşacağı bir ganimet olarak bırakmamak için veda görüşmesini, iki taraf arasındaki çıkar görüşmesine nasıl dönüştürebilir?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU