Bennett-Lapid hükümetini anlamak: İdeoloji, aktörler ve kurumlar (1)

Dr. Gökhan Çınkara, Independent Türkçe için yazdı

Yair Lapid ve Naftali Bennett / Fotoğraf: Reuters

I. Genel tablo

İsrail'de uzun ve yorucu hükümet kurma görüşmelerinden sonra nihayet başarıya ulaşıldı. Bu zordu çünkü 23 Mart 2021'de yapılan genel seçimler sonrasında İsrail siyaseti Netanyahu Bloğu ve Değişim Bloğu olarak uzlaşması neredeyse mümkün olmayan iki kampa ayrılmıştı.

Netanyahu Bloğu Likud, Şas, Birleşik Tora Yahudiliği'nden oluşurken; Değişim Bloğu Yeş Atid (Gelecek Var), Tikva Hadaşa (Yeni Umut), İşçi Partisi, Meretz, Kahol Lavan (Mavi-Beyaz) ve Yisrael Beyteynu'dan (İsrail Evimiz) oluştu.

Blok tercihi yapmayanlar ise Yemina (Sağa Doğru), Dindar Siyonistler, Birleşik Liste ve Ra'am (Birleşik Arap Listesi) oldu. Netanyahu Bloğu 52 milletvekili; Değişim Bloğu 50 milletvekilini kendi taraflarına çekmeyi başardılar.

Netanyahu'nun hükümet kurabilmesi için 61 milletvekilinin desteğine ihtiyaç vardı ve bu tabloda onun 9 milletvekili daha elde etmesi gerekiyordu. Değişim Bloğunun ise 11 milletvekilinin daha kendisine hükümet kurması için onayı gerekiyordu.

Bu noktada Netanyahu Bloğu hükümet kurmayı beceremedi ve Yeş Atid lideri Yair Lapid görevi devraldı. Bu noktada zoru başararak Yemina Partisi ve Ra'am'ı koalisyon hükümeti kurulması konusunda ikna etti.

Yemina Partisi'nin seçim sonuçlarına göre 7 vekili varken; Ra'am Partisi'nin 5 vekili bulunuyor. Toplamda 12 vekil etse de Yemina Partisi'nden milletvekili Amihay Shikli'nin Bennett-Lapid koalisyon hükümetini desteklemeyeceğini açıklamasıyla Lapid'in elinde 61 vekil kaldı.

61 vekil İsrail'de hükümet kurulması için yeter bir rakam. 120 üyeli Knesset'in yarıdan bir fazla çoğunluyla hükümet güvenoyu alıp iş başı yapabiliyor veya genel kurula katılanların yarıdan bir fazlası da hükümet kurmak için yeterli bir sayıya ulaşılmasını sağlıyor.

Son seçenek gerçekleşti Birleşik Liste'de (Arap) iki vekilin genel kurula katılmamasıyla hükümetin kuruldu. Neticede 13 Haziran'da Knesset'te hükümet 60 vekil ile güvenoyu aldı ve ertesinde yemin ederek görevine başladı.


II. Aktörler: Yeş Atid Partisi

Değişim Bloğunun oluşturduğu Lapid-Bennett Hükümeti'nin ana ortaklarından Yeş Atid (Gelecek Var) Partisi'ne yakından bakalım.

Yair Lapid'in liderliğini ettiği Yeş Atid Partisi Mart 2021 seçimlerinde 17 sandalye elde etti.

Yeş Atid Partisi'nin ideolojik kökenleri İsrail'in kurucu ideolojisi olan Siyonizm'e uzanmakta. Siyonizmin coğrafi, sınıfsal ve kültürel faktörler nedeniyle çeşitli türleri olduğunu belirtmek gerekiyor.

Kıta Avrupası'nda görülen Siyonizm ile Doğu Avrupa'da karşılaşılan Siyonizm birbirinden bu açılardan farklılaşıyor. Nedeni ilgili ülkelerin politik kültürlerinde, ekonomik yapılarında ve jeopolitik endişelerinde yatıyor. Genel nüfus içerisinde yer alan azınlık grubu olarak Yahudiler yer aldıkları ülkenin bu verili ve yapısal durumuna göre Siyonizmi doğal olarak yapılandırdılar. Bu noktada Yeş Atid'in Genel Siyonizm'in ortaya koyduğu değerlerin ve fikirlerin etrafında şekillendiğini söyleyebiliriz.

Genel Siyonistler Kıta Avrupasında birçok örneğine rastlayacağımız merkez ve liberal görüşlere sahip bir ideolojik akım olarak öne çıktı. İsrail'de özel girişimin desteklenmesi; kamu kaynaklarının kolektivist (Kibbutz ve Histadrut) örgütlere aktarılmaması; eğitimde ulusal modeli (dini ve seküler ayrımı olmaksızın) benimsemek gibi temel ilkeleri benimsediler ve yaydılar.

Bugünün Yeş Atid'i de bu kurucu ilkeleri güncel taleplerle genişletti. Yeş Atid özellikle İsrail'in Haredi (Mütedeyyin) ve Arap toplumsal sektörlerini eğitim ve istihdam süreçlerine tam anlamıyla katılmasını istiyor.

Yeş Atid Partisi 2012'de kuruldu. Seküler, liberal, merkezde yer alan seçmenlere hitap ediyor. İsrail'in demokratik niteliğini korumak ve bunu ilerletmek için Yahudilik ve demokrasi arasında ince bir denge kurulması gerektiğini savunuyorlar.

Yeş Atid Partisi her ne kadar bu ideolojik yönelimlere sahip olsa da görsel ve yazılı medyada uzun süreler görev yapmış Yair Lapid'in siyasal platformu olarak da görülebilir.  

Lapid'in uzun süre medyada yer alan bir kişi olması ve ünlenmesi İsrail toplumunun geneli için hali hazırda kendisi açısından bir kanaatin oluşmasına yol açtı. Lapid'in öncülü olan bir çok İsraili lider de yazılı basından geliyordu.

Theodor Herzl, David Ben Gurion, Zeev Jabotinsky, Berl Katznelson ve Zalman Shazar gibi bir dizi figür siyasal eylemliliklerini gazete yazarlılığı ile eş güdümlü ilerletiyordu.

Tarihsel sürece bu açıdan bir bakalım.

1977'lere gelindiğinde İsrail'in geleneksel liderliğine ve partilerine güvenin sarsıldığı görüldü. Yom Kippur Savaşı'nda görülen koordinasyon eksikliği mevcut siyasal liderliğe (İsrail İşçi Partisi) mal edildi. Bu da sistemde alternatif aktörlere yer açılmasını mümkün kıldı çünkü buna yönelik ismi konulmamış bir toplumsal talep vardı.

1977 Seçimlerinde bu eğilime uygun olarak Dash Partisi (Değişim için Demokratik Hareket) 15 vekil çıkararak üçüncü büyük parti oldu. Kökleri Doğu Avrupa'da olan İsrail'in siyasi partilerine alternatif olarak irili ufaklı oluşumlar yükseliyordu.

Bu uzun süren sol güdümlü iktidara yönelik toplumsal düzeylerde ve elit çevrelerinde görülen bir bıkkınlık ve kızgınlık olarak da görülebilir. Uzun süren iktidar süreçleri nihayetinde kaynak dağıtımında belirli bir çevreyi ayrıcalıklı konuma yerleştiriyordu. Buna yönelik tepkiler siyasal muhalefetin oluşmasında ve sonrasında iktidara gelmesinde temel belirleyiciler olarak İsrail'de öne çıktı.

1980'lerin ortalarına gelindiğinde Sefarad Yahudilerinin siyasal organizasyonu olarak Şas Partisi ortaya çıktı. Bu iki olayda (Dash ve Şas) görülen gerçeklik alternatif siyasal partilerin yükselişiydi.

Fakat İsrail siyasetinde Lapid'in ortaya çıkışını ve konsolide olmasını sağlayan tarihsel kırılma 1992'de İsrail'de Temel Kanun'da yapılan değişiklikle Başbakan'ın doğrudan seçilmesiydi. Bu İsrailli seçmende partilerden ziyade liderlerin öncelikle tercih edilmesi fikrini yerleştirdi ve toplumsal talep siyasetin lider etrafında örgütlenmesi olarak katılaştı. 1996, 1999 ve 2001 Seçimleri'nde İsrailli seçmen Başbakanı doğrudan seçti.

Ayrıca Nitzan Horowitz, Uri Orbach, Micky Rosenthal, Merav Michaeli gibi medyada yer alan bir dizi kişi profesyonel siyasete adım attı. Bunlardan birisi de İsrail'in prestijli gazetesi Ma'ariv'de yazar olan Tommy Lapid (Yair Lapid'in babası) idi.

1999'da siyasete atılan baba Lapid Shinui (Değişim) Partisi'ni kurdu. Bu parti 1999 Seçimlerinde 6 sandalye; 2001 Seçimlerinde 15 vekil elde etti. Yair Lapid'de babasından devraldığı sosyal kapitalin üzerine oturdu desek abartmış olmayız.

İsrail siyaseti konusunda yorumlarıyla dikkat çeken Abe Silberstein'a göre Yeş Atid:

Yeş Atid, daha önce Shinui (Değişim), İşçi Partisi ve Kadima (İleriye Doğru) gibi partilere oy veren orta sınıf ve varlıklı Aşkenazlardan (Avrupalı Yahudiler) destek alıyor. 2013 seçimlerinde Kadima, 28'den 2 sandalyeye düştü ve bu merkezci ve liberal seçmenlerin çoğunun Lapid'e gitmesini açıklıyor.


Lapid'in yükselişinde doğrudan başbakanlık seçiminin önemli bir kırılma olduğunu belirttim. Buna eklemek istediğim bir başka konu var: 2011 Toplumsal Adalet Protestoları.

Bu protestolarda orta-sınıfın İsrail'de gün geçtikçe yoksullaşması temel mesele edildi. Artan konut fiyatları, eriyen maaşlar ve gençlerin iş bulma yönündeki sıkıntıları 2011 Protestoları'nı İsrail siyasetini etkileyen bir gelişme olarak sivrildi. 

Lapid gazete yazılarıyla bu protestoların moral liderliğini üstlenmeyi başardı. Lapid artık kozmopolit, demokrat, orta-sınıf, genellikle Tel Avivli çevrelerin kahramanı, starı ve sözcüsüydü.

Bu protestolar bana soracak olursanız iki partiyi ortaya çıkardı: Kulanu ve Yesh Atid.

Yesh Atid işte yukarıda sayılan siyasal kültürdeki değişimlerin, seçim sisteminde yapılan düzenlemelerin ve yeni toplumsal hareketliliğin birikimi ile kurumsal çatısını, kadrosal bütünlüğünü ve en önemlisi siyasi gücünü oluşturdu.

2013 Seçimlerinde 19; 2015 Seçimlerinde 11; Nisan 2019 Seçimlerinde 15; Eylül 2019 Seçimlerinde 13; 2020 Seçimlerinde 13 ve en son Mart 2021 Seçimlerinde 17 sandalye elde etti.


Yair Lapid'in yakınlarda yapılmış bir mülakatını okuma fırsatım oldu. Orada sizlerle paylaşmak istediğim birkaç anekdot var. Lapid'in zihninde pratik siyasetin neye karşı geldiğini anlayabiliyorsunuz.

Yesh Atid lideri kendi partisini ve siyasi hareketini Emmanuel Macron'un "En Marche" hareketiyle ve Hollanda Başbakanı Rutte'nin siyasi yönelimiyle eşleştiriyor. Lapid merkez siyasetin popülizme verilebilecek en güçlü yanıt olduğunun altını çiziyor.

Esasında bu noktada söyledikleri çok da orijinal konular olmasa gerek. Orta-sınıf siyasetinin demokratik siyasal kültürün omurgası olduğuna dair çalışmalar bir hayli geniş. Fakat bunu İsrail özelinde gerçekleştirme çabası dikkat çekici.

İsrail'de orta-sınıf siyasetini sadece ekonomik alanda değil bunu kültürel ve dinsel alana doğru genişleterek kurguladığı açık. Haredilerin dinsel alandaki otonomilerinin her geçen gün kamusal alana doğru genişleme eğiliminde olduğunu dile getiriyor.

Haredilerin geleneksel hayat tarzlarının katılığının kimliklerini besleyen temel dinamik olduğunun farkında olarak onları genel ekonomi içerisine çekerek kendi çıkarları peşinde koşan bireyler haline getirme çabasında olduğunu görüyor.

Sadece Harediler değil elbette. Aynı politik mekanizma İsrailli Araplar için de geçerli. Kimlik siyaseti izlemeden piyasacı ve faydacı bir alana genel toplum içerisindeki azınlık gruplarını çekerek uçları genelin içinde eritme stratejisini gözlemliyorum.

Bu ekonomik yapının istikrarlı olduğu sürece işleyecek bir model olarak görülebilir. Faydacı bireylerin piyasa içerisinde oluşturacağı bir harmonidense eşit yurttaşlık taleplerinin karşılık bulduğu işler bir demokratik siyaseti mümkün kılan kamusal alanı inşa etmek daha makul geldiğini de eklemek isterim.


Lapid, Haredilerin dinsel alandaki otonomilerinin tekel durumu yarattığının farkında. Bu sebeple Haredilerin din anlayışlarının Yahudiliği kodlama konusunda tek çıkar yol olmadığını ekliyor. Alternatif patikalar ise Muhafazakar (Conservative) ve Reform Yahudiliği.

Bunlar teolojik konular olduğu için şimdilik girmek istemiyorum. Bu iki Yahudi dini akımın Amerika Birleşik Devletleri'nde epeyce popüler olduğunu eklemek gerekir.

Lapid bu iki dini akımın önünü açarak hem İsrail'de sekülerlerin Yahudilikle iletişim içerisinde olmasını düşünüyor öte yandan Netanyahu döneminde dışlanan Reform Yahudiliğine İsrail'de statü vererek ABD Diaspora Cemaati'yle hakiki bir ilişki kurma niyetinde olduğunun mesajını iletiyor.


Bu noktada Haredi toplumunun yakından takip ettiği Kol BaRama Radyosu'nda İsrail siyaseti konusunda uzman olan Isachr Zalmanowitz'e Yair Lapid'in Haredi toplumuyla ilişkisine dair bir dizi sordum. Zalmanowitz Lapid'in Haredilere yönelik tutumunda büyük bir değişikliğin olduğunu söylüyor ve onun savaşı değil diyaloğu tercih edeceğini de ekliyor.

Zalmanowitz sanılanın aksine Lapid'in Haredi siyasetçilerle ilişkilerini yenilediğini, Haredilerin konferanslarına katıldığını ve Haredi toplumuna dönük politikalarını doğrudan anlattığını ifade ediyor. Lapid'in Haredi toplumunun genel toplumla entegrasyonunu zor kullanarak değil iyi niyet ve ikna yoluyla deneyeceğini düşünüyor.

Zalmanowitz, Lapid'in medyada Haredi toplumuna dönük mesajlarında bir dönüşümün gözle görülür olduğunun altını çiziyor. Lapid Haredilere yönelik eleştirilerini kamuoyu önünde yapmaktan kaçınıyor ona göre. Lapid'in yasa önerilerinde de Zalmanowitz'e göre bu değişikliği görmek mümkün.

Haredileri hedef alan yasalar Lapid'in gündeminde yok. Peki Harediler, Bennett-Lapid Koalisyonu'nda nelerden taviz verecekler diye sordum. Zalmanowitz, parasal meselelerde tavizlerin olacağını fakat Şabat'ta toplu taşımaya izin verilmesi veya Yahudiliğe Dönüştürme Kanunu (Hok HaGiur) gibi meselelerde Haredi siyasetçilerin geri adım atmayacaklarını söyledi.

Ayrıca Zalmanowitz, Yesh Atid içerisinde Haredi-Karşıtı bir bloğun oluşmasının mümkün olmadığını, partinin liderliğe bağlı olduğunu da ekledi.
 

ğsac.jpg

Isachr Zalmanowitz, Kol BaRama Radyosu Siyaset Muhabiri / Fotoğraf: twitter/zalmanovitz​​​​

 

III. Bennett-Lapid Hükümeti, Mansur Abbas ve Körfez siyaseti

Yair Lapid ve lideri olduğu Yesh Atid konusunda sanırım daha fazla yazmak mümkün. Ama en azından bu yazıda eklemek istediğim bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.

O da İsrail'de son seçimle genel kamuoyunun gündemine gelen Ra'am Partisi lideri Mansur Abbas. Abbas'ın siyasi liderlik hikayesi ve partisinin başarısının kökenlerine bir başka yazıda değineceğim.

Abbas'ın Bennett-Lapid Hükümeti'ne girmesi ile Körfez Siyaseti'nden kendisine yönelik tepkilerin niteliğini ve İsrail ile Körfez arasındaki diplomatik normalleşmenin geleceğini Arab Gulf States Institute in Washington (Washington Arap Körfez Devletleri Enstitüsü) Kıdemli Araştırmacısı Hussein Ibish'e sordum.

Bennett-Lapid Hükümeti ve Körfez arasındaki ilişkiler konusunda şunları ifade etti Ibish:

Körfez Ülkeleri'nin İsrail ile ilişkileri üzerinde çok büyük bir etkisi olacağını düşünmüyorum. İlişkileri normalleştirmek için anlaşma yapanlar ya da anlaşmayı düşünenler, Netanyahu'nun yüzünden değil, Netanyahu'ya rağmen İsrail devletiyle bunu yaptılar. Hükümetteki değişiklik onların stratejik hesaplarıyla pek alakalı değil.

İsrail'in bölgedeki temel dış politikasının veya stratejik duruşunun bölgedeki, özellikle İran ve silahlı çetelerine karşı değişeceğine dair bir işaret yok. Ve genel olarak Körfez hükümetleri için gerçekten önemli olan konu da budur.

Bence temel tepkilerine bakılacak olursa onlar için Abbas gerçekten çok fazla umurlarında değil. Körfez ülkelerinin sahip olabilecekleri tek endişe, İsrail'in uzun bir iç siyasi kargaşa dönemine sürüklenmesinde yatıyor. Ancak bunun İsrail ulusal güvenlik düşüncesi ve davranışı üzerinde büyük bir etkisi olacak gibi görünmüyor. Aksi takdirde, Körfez Arap hükümetleri aldırmaz.

Netanyahu, öngörülebilir ve güvenilir olduğu sürece faydalı oldu. Bu iyi bir şeydi. Ama aynı zamanda son derece tartışmalı, çok kışkırtıcı ve yaygın olarak sevilmeyen biriydi. Bu ise kötü bir şeydi. Ayrıca İsrailli Arap bakanların hükümete ve partilerin koalisyonuna dahil edilmesi Körfez ülkeleri için faydalıdır.


Mansur Abbas'a Körfez'de yaklaşım konusunda ise Ibish'in yorumları şöyle:

Karışık duygular içinde olacaklar. Abbas'ın bir İslamcı olarak siyasi yöneliminden kesinlikle hoşlanmayacaklardır. Fakat İsrail'le normalleşenlere, Arapların İsrail hükümetine müdahil olduğunu görmek ellerini güçlendiren bir faktör.

Bu yüzden tepkilerinin karışık olacağını düşünüyorum. Ancak sonuç olarak, İsrail'e yakınlaşan Körfez ülkeleri, herhangi bir kişilikten büyük ölçüde bağımsız geniş stratejik hesaplamalar yapıyor. Ve sanki Abbas İsrail'in bölgesel gündemini şekillendirmede büyük bir güç -hatta küçük bir güç- bile değil bu aralar.

 

ibish.jpg
Hussein Ibish, Arab Gulf States Institute in Washington (Washington Arap Körfez Devletleri Enstitüsü) Kıdemli Araştırmacısı  / Fotoğraf: twitter/Ibishblog

 

Lapid-Bennett Hükümeti'nin siyasal bileşenlerine giriş niteliğinde olan bu yazıyı genişletme niyetindeyim. Bu nedenle hükümetin genel bir politik gündemini irdelemektense onu oluşturan bileşenlere (parti, lider ve siyasal kültür) eğilmenin daha açıklayıcı olduğunu düşünüyorum.

Parçalı bir hükümetle karşı karşıyayız. Bu parçalı hükümet içerisinde ideolojik birliktelik ve kültürel yakınlık pek göze çarpmıyor.

Bu nedenle bütünü analiz etmektense parçaları irdelemek genel süreci analiz etme açısından iyi bir yol olacağa benziyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU