Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'nin üye olmadığı bir AB'nin, güç merkezi olma hedefine ulaşması mümkün değil

Türkiye'nin AB üyeliği sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Karşılaştığımız onca haksızlığa rağmen yarım asırdır ısrarla ve sabırla sürdürdüğümüz tam üyelik mücadelemizin artık neticelendirilmesini istiyoruz" dedi

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (GDAÜ) Dönem Başkanlığı kapsamında NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen GDAÜ Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin açılışında konuştu.

Dünya genelini etkileyen koronavirüs salgınıyla ilgili konuşan Erdoğan, bunun üstesinden dayanışma ve iş birliği ile gelmeyi ümit ettiklerini belirtti.

Zirveye gelenlerin, Türkiye'nin salgına karşı aldığı tedbirleri ve güvenlik-turizm sertifikasyon programı kapsamındaki uygulamalarını da yakından görme fırsatı bulacağını kaydeden Erdoğan, "Başta siz dostlarımız olmak üzere tüm Avrupa halklarını, tatillerini geçirmek üzere ülkemize beklediğimizi özellikle ifade etmek istiyorum" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılma süreciyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Erdoğan şöyle devam etti:

Türkiye'nin tam üye olarak yer almadığı bir Avrupa Birliğinin, çekim ve güç merkezi olma hedefine ulaşması da mümkün değildir. Karşılaştığımız onca haksızlığa rağmen yarım asırdır ısrarla ve sabırla sürdürdüğümüz tam üyelik mücadelemizin artık neticelendirilmesini istiyoruz. Birliğin içine düştüğü stratejik körlükten bir an önce kurtulmasını, olumlu gündem çerçevesinde katılım sürecini ilerletmesini bekliyoruz. Türkiye, Güneydoğu Avrupa'da yürüttüğü ikili ve çok taraflı faaliyetlerinde her zaman iş birliğini ve ortak çıkarları gözetmiştir. Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan ve Türkiye-Bosna Hersek-Hırvatistan arasında tesis edilen üçlü mekanizmalar bunun en güzel örnekleridir. Bölgeye yönelik girişimlerimiz, birilerince farklı yansıtılmak istense de hiçbir surette diğer inisiyatiflere rakip veya alternatif değildir. Bilakis faaliyetlerimiz yürütülmekte olan diğer çabaları güçlendirmiştir.

"İslam düşmanlığı ve göçmen karşıtlığı giderek bir milli güvenlik sorununa dönüşüyor"

Erdoğan, son yıllarda bazı ülkelerde artan İslamofobi ve göçmen karşıtılığıyla ilgili de değerlendirmelerde bulundu.

Göç krizinin yansımalarından birinin de nefret söylemlerinin tırmanması olduğunu dile getiren Erdoğan şunları kaydetti:

Küresel ölçekte artan ırkçılık, İslam düşmanlığı ve göçmen karşıtlığı giderek bir milli güvenlik sorununa dönüşüyor. Güneydoğu Avrupa da bu tehdit ve sınamalardan fazlasıyla nasibini alıyor. Vatandaşlarımızın birbirlerini ve kültürlerini daha yakından tanımalarını sağlayacak projelere odaklanmamız bu bakımdan büyük önem taşıyor. Farklı inançları ve kültürleri asırlardır barış içinde yaşatmış bir ülke olarak kültürel ırkçılıkla mücadele konusunda da sorumluluk üstlenmeye hazırız.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU