HDP Eş Genel Başkanı Sancar: Demokrasi İttifakı çağrımız soyut bir çağrı değildir

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Hukukun dışına çıkma ve hukuku bir kenara bırakma anlayışı Kürt sorununda savaş politikalarının doğrudan ve belki de mecburi bir sonucudur” dedi

Fotoğraf: AA

HDP Parti Meclisi (PM) Eş Genel Başkanlar Sancar ve Pervin Buldan başkanlığında bir otelde toplandı.

Sancar, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, siyasal gelişmeler ile yeni dönem demokratik mücadele programını ele alacaklarını bildirdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Demokrasi İttifakı" çağrılarının soyut bir çağrı olmadığını aktaran Sancar şunları söyledi:

Bu çağrımız talan düzeninden ve savaş politikalarından rahatsız olan, bu anlayışın bedelini ödemek zorunda kalan en geniş kesimleri mücadele ortaklığında bir araya getirmeyi hedefliyor. Sanki HDP yalnız bir partiymiş, gücü olmayan bir partiymiş gibi bu çağrıları da yardım için yapıyormuş gibi yaratılan algıların hepsi saçmadır, komiktir. HDP Türkiye’deki demokrasi ve barış mücadelesini, özgürlük ve ekmek mücadelesini bütün baskılara rağmen kararlılıkla yürütmeyi başarmaktadır. Büyümeye ve büyüyerek yoluna devam etmeye azimlidir. Buna da birikimi ve devraldığı mücadele geleneği yeter. Yeterince de kaynak verir!

Bazen halk deyimleri basittir ama etkilidir; bir musibet bin nasihatten iyidir. Dileriz ki şimdi Sedat Peker’in ifşaatları ve bunlar üzerine güya açıklama yapan muhatapların itirafları, başta diğer muhalefet partileri olmak üzere bugüne kadar savaş politikalarına kayıtsız ve sessiz kalan geniş çevreleri uyandırır. Barış mücadelesinin nasıl demokrasi mücadelesiyle, özgürlük mücadelesinin nasıl ekmek mücadelesiyle iç içe geçtiğini gösterir. Ayrıca kadın mücadelesinin sarstığı bu düzenin ayaklarını savaş politikalarına bastığını herkese gösterir. HDP bütün bunların partisidir; kadın mücadelesinin, ekoloji mücadelesinin, özgürlük ve ekmek mücadelesinin, demokrasi ve barış mücadelesini partisidir.

 

20210605_2_48621738_65802285.jpg
Fotoğraf: AA

 

“Hukukun dışına çıkma ve hukuku bir kenara bırakma anlayışı Kürt sorununda savaş politikalarının doğrudan ve belki de mecburi bir sonucudur” diyen Sancar şöyle devam etti:

Bugün yeniden karşımıza dikilen bu mafyatik düzen ve savaş politikalarının yarattığı yıkımlar çok boyutludur. Kürt sorununda çözümsüzlük ve savaş politikalarının sadece Kürt halkını hedef aldığını düşünenler büyük bir yanılgı içinde olurlar. Bu düzen, aynı zamanda ekonomide kaynakları bir avuç sermayeye ve yandaşlara peşkeş çekme düzenidir. Sömürü ve rant düzenidir. Çevreyi, ekolojiyi ve doğayı tahrip etme ve talan etme anlayışının somutlaştığı bir düzendir. Çetelerle, mafya örgütleri ile iç içe geçmiş bir yönetim aynı zamanda bu ülkenin ekonomisini çökertir, insanlarını yoksullaştırır, işini aşını elinden alır, kadın kıyımını sonuna kadar yürütür, gençlerin geleceğini karartır ve doğayı büyük büyük oranlarda tahrip eder.

Sancar, PM'de yeni mücadele programını belirleyeceklerine işaret ederek "Bundan sonraki dönemde hayata geçireceğimiz mücadele programını, PM üyelerimizle enine boyuna tartışacağız ve yol haritamızı hep birlikte belirleyeceğiz. Demokrasi, barış, ekmek ve özgürlük mücadelesinin öncülüğünü yapmaya hazırız. Parti Meclisi, bu kararlılığı ortaya koyacak tarihi bir toplantı yapmaktadır" diye konuştu.

"Kürtçe ana dilinde eğitim pedagojik olarak uygun değildir." görüşlerine tepki gösteren Sancar, ana dilde eğitimin temel talepleri olmaya devam edeceğinin altını çizdi.

Sancar, "Başta Kürt halkı olmak üzere, Türkiye'de bütün ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, ırkçılığa maruz kalanların, şiddete maruz kalan kadınların, geleceği elinden alınan gençlerin, doğaları talan edilen köylülerin, kuraklıkla geçim kaynakları kurutulan çiftçilerin partisiyiz" dedi.

 

Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU