E-postaları gündeme oturdu: Fauci, koronavirüsün laboratuvardan sızdığı iddiasını örtbas mı etti?

Salgının başında Donald Trump'ın gündeme getirdiği laboratuvar teorisi neden yeniden tartışılıyor?

Dr. Fauci'nin pandemiyle ilgili yazışmaları, önde gelen halk sağlığı uzmanını tartışmaların odağı haline getirdi (Reuters)

ABD'nin pandemiyle mücadeledeki bir numaralı halk sağlığı uzmanı Dr. Anthony Fauci'nin Mart-Nisan 2020'de yaptığı, 866 sayfa tutan e-postaları Bilgilenme Özgürlüğü Yasası'na başvuran basın kuruluşları tarafından yayımlandı.

Koronavirüs pandemisinin henüz ilk aylarında yapılan bu yazışmalar gündeme bomba gibi düşerken gazeteciler ve uzmanlar arasında da Fauci tartışması başladı. Avustralyalı araştırmacı gazeteci Sharri Markson, Fauci'nin, koronavirüsün Çin'deki bir laboratuvardan sızdığı iddiasını "örtbas ettiğini" öne sürünce tartışmalar alevlendi.

"Bu büyük bir örtbastır"

Konuyla ilgili e-postalarda Fauci'nin aslında virüsün laboratuvardan kaçtığı iddiasını pek ciddiye almadığı anlaşılıyor.

Örneğin 2 Şubat 2020 tarihli bir yazışmada Fauci, Hindistan'daki bir grup araştırmacının yazdığı bir makaleyi "gerçekten de saçma" diye niteliyor. Söz konusu makalede, yeni tip koronavirüsün HIV-1'e benzediği ve bunun bir tesadüf olmadığı öne sürülüyor.
 

hindistan.png
Fotoğrafta Fauci'nin Hintli araştırmacıların çalışmasıyla ilgil yazışması görülüyor (Buzzfeed)


22 Şubat'ta ise Weill Cornell Tıp Fakültesi'nden bir dermatoloji uzmanı Fauci'ye "Virüsün Çin'in biyoteknoloji bölgesi Vuhan'daki bir laboratuvardan sızmış olma ihtimali olduğunu düşünüyoruz" diye yazıyor. Fauci ise söz konusu e-postaya cevap vermek yerine onu bir çalışma arkadaşına yönlendiriyor ve "Şunu lütfen halledin" ifadelerini kullanıyor.

Tartışmaya neden olan en önemli e-posta ise yine ABD'nin önde gelen hastalık uzmanlarından Kristien G. Andersen'e ait. Andersen, 1 Şubat 2020'de yazdığı e-postada Fauci'ye virüsün insanlar tarafından "tasarlanmış olabileceğini" gösteren olağandışı özellikler tespit ettiklerini söylüyor. Fauci ise "Sizi yakında arayacağım" diye cevap veriyor.
 

andersen.jpg
Andersen ve Fauci'nin yazışmaları gündeme oturdu (Sharri Markson / Twitter)


Andersen ve Fauci arasında geçen bu yazışmayı sosyal medyada paylaşan gazeteci Markson, tüm bunların "büyük bir örtbas" olduğunu öne sürdü. Markson, "Bu e-postadan kısa bir süre sonra o bilim insanları virüsün doğal olduğunda ısrar eden bir makale yazdı ve Fauci de kamuoyuna aynı şeyi söyledi. Bu büyük bir örtbastır" diye yazdı.

Andersen: Örtbas değil, bilimin ta kendisi

Söz konusu iddianın hemen ardından Dr. Andersen, Twitter hesabından bir açıklama yayımladı. Markson'a seslenen Andersen, "Çok sıradan gelecek biliyorum ama aslında 'büyük bir örtbas' değil Sharri. Bu sadece bilim. Sıkıcı, biliyorum ama belirsizlik zamanlarında epey yararlı" ifadelerini kullandı.

Andersen daha sonra, saygın bilimsel yayın Nature'da yayımlanan o makaleyi de paylaştı. 17 Mart 2020 tarihli makalede "Analizlerimiz, SARS-CoV-2'nin bir laboratuvar ürünü veya kasıtlı olarak manipüle edilmiş bir virüs olmadığını açıkça göstermektedir" deniyor.

 


Makaleyi paylaştığı Twitter gönderisinde Andersen, "Birçok kez söylediğim gibi, laboratuvar sızıntısı olasılığını ciddi bir şekilde düşündük" diyor.

Ancak önemli yeni veriler, kapsamlı analizler ve birçok tartışma, bizi makalemizdeki bu sonuca götürdü. E-postanın gösterdiği şey, bilimsel sürecin açık bir örneği.

Laboratuvar teorisi nedir?

Kovid-19 hastalığına neden olan Sars-Cov-2'nin kökenine dair iki temel teori var. "Doğal köken teorisi" diye anılan ilki, virüsün zoonotik (hayvandan insana geçen) bir patojen olduğunu savunuyor. Buna göre koronavirüs, yarasalarda yıllar boyunca evrimleşti ve başka bir hayvan aracılığıyla insana sıçradı. Sıçramanın meydana geldiği en olası mekanlardan biri de Vuhan'daki ıslak hayvan pazarı olarak belirlendi.

Laboratuvar teorisinde ise Kovid salgınının, bilim insanlarının yarasa kaynaklı virüsleri araştırdığı Vuhan Viroloji Enstitüsü'nde başlamış olabileceği öne sürülüyor. Bu laboratuvarda olası bir sızıntıyı engellemek için katı protokoller uygulanıyor. Ancak teoriye göre temel bir insan hatası, koronavirüsün kaçmasına neden olabilir.
 

vuhan reuters.jpg
İddiaların odağındaki Vuhan Viroloji Enstitüsü (Reuters)


Laboratuvar teorisini destekleyenlerden çoğu, virüsün bir kaza sonucu sızdığını düşünüyor. Fakat bazı komplo teorisyenleri, Çin'in virüsü bilerek sızdırdığını iddia ediyor.

Fauci, Vuhan Viroloji Enstitüsü'ne para mı verdi?

Fauci'nin laboratuvar teorisini örtbas ettiği iddiasının temel dayanaklarından biri, uzmanın Vuhan Viroloji Enstitüsü'yle kurduğu ilişkiler.

Zira Fauci'nin yönetimindeki ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü, söz konusu viroloji enstitüsündeki bazı araştırmaları finanse ediyor. Özellikle Trump destekçileri, enstitüye verilen hibeler nedeniyle Fauci'yi sorgulamaya devam ediyor.

Gündemdeki iddialarla ilgili açıklama yapan Fauci ise viroloji enstitüsündeki araştırmaların Çin'in siyasi emelleriyle ilişkilendirilmesine karşı çıkıyor.  Fauci, 2000'lerin başındaki SARS salgının ardından enstitüde, yarasa virüslerinin insana bulaşma ihtimalini araştırmaya başladıklarını ifade ediyor.

Burada Çin Komünist Partisi'nden veya Çin ordusundan bahsetmiyoruz. Yıllardır ilişkimiz olan bilim insanlarından bahsediyoruz.

Fauci ayrıca laboratuvara sağlanan fonun nispeten az olduğunu söylüyor:

Vuhan laboratuvarı çok büyük bir laboratuvar. Yüz milyonlarca dolarlık bir yer. Bahsettiğimiz hibe ise 5 yılda 600 bin dolardı.

Laboratuvar teorisini reddeden araştırmalar ne diyor?

Kovid-19'un hayvandan insana geçen zoolojik bir hastalık olmadığı, insanlar tarafından üretildiği ve Vuhan'daki laboratuvardan sızdığı iddiaları, ilk olarak Donald Trump ve diğer Cumhuriyetçi siyasetçiler tarafından dile getirilmişti.
 

im-342487 (1).jpg
Buhan Viroloji Enstitüsü'nde çalışmalar yapan bilim insanları (AFP)


Ancak sonraki genetik çalışmalar, bu iddiaların "komplo teorisi" diye nitelenmesine ve uzun bir süreliğine rafa kalkmasına neden olmuştu.

O çalışmalardan biri 26 Şubat 2020'de New England Tıp Dergisi'nde yayımlanmıştı. Araştırmacılar, konuyla ilgili şu ifadelere yer vermişti:

Elbette bilim insanları bu koronavirüsün bir kavanozdan kaçmadığını söylüyor. RNA dizileri yarasalarda sessizce yayılan virüslere çok benziyor. Epidemiyolojik bilgi de Çin'in canlı hayvan pazarlarında satılan ve tanımlamayan hayvan türlerini enfekte eden yarasa kaynaklı bir virüse işaret ediyor.

Bunun ardından Dr. Andersen ve ekibinin yukarıda bahsi geçen analizi gelmişti. O makalede virüsün sivri uçlu proteinlerinin, insan hücrelerindeki belirli reseptörleri hedeflemede son derece etkili olduğu ve mevcut teknolojinin böyle bir yapı oluşturmasının mümkün görünmediği ifade edilmişti.

Mayıs 2020'de Current Biology'de yayımlanan bir başka araştırmada ise koronavirüsün genetik açıdan bilinen en yakın akrabası yarasalarda bulunmuştu. SARS-CoV-2'nin sivri uçlu proteinlerinin S1 ve S2 alt birimlerini birleştiren eklentilerin, RmYN02 ismi verilen bu yeni virüsle büyük oranda aynı olduğu aktarılmıştı.

Laboratuvar teorisini reddeden son görüşler de Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) birkaç ay önce virüsün kökenini araştırmak üzere Vuhan'a gönderdiği heyetten gelmişti. Heyetin Mart 2021'de hazırladığı raporda, salgının bir laboratuvarda başlamış olma ihtimalinin "aşırı derecede az" olduğunu belirtilmişti.

DSÖ'ye sert eleştiri: "Laboratuvar teorisi gözardı edilemez"

Laboratuvar teorisinin gözardı edilmemesi gerektiğini savunan uzmanlar ise DSÖ'nün söz konusu araştırmasını yetersiz bulmuştu. Hatta bu soruşturmanın yanıttan çok soru işareti doğurduğu söylenmişti. Buna göre laboratuvar teorisi kesin olarak kanıtlanamıyor ama aynı zamanda kesin olarak reddedilemiyor.
 

skynews-who-china-hubei-wuhan_5323734.jpg
DSÖ heyeti Vuhan laboratıvarında denetleme yapıyor (AP)


DSÖ raporuna yönelik en büyük eleştiri, 14 Mart 2021'de saygın bilimsel dergi Science'ta yayımlanan bir makaleyle gelmişti.

18 bilim insanının kaleme aldığı makalede "Yeterli veriyi elde edene kadar virüsün doğal yollarla ve laboratuvar sızıntısıyla bulaştığı hipotezlerini ciddiye almalıyız" ifadeleri yer almıştı.

Makaleye göre DSÖ heyeti, Çin'de yapılan araştırmada virüsün laboratuvardan kaçma ihtimalinden çok hayvandan gelme ihtimaline odaklanmıştı.

Tartışma büyüyor

Salgınla mücadelede öne çıkan bir diğer uzman Angela Rasmussen ise bu makalenin iyi niyetli olduğunu ama olumsuz sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor. Kanadalı virolog, makalenin yazarlarının laboratuvar teorisi üzerinden yaratılan bölücü siyasi ortamı besleyebileceğini söylüyor.

Mektubun başyazarı, Stanford Üniversitesi'nden mikrobiyolog David Relman'a göreyse sonuçları ne olursa olsun uzmanların fikrini açıklaması çok önemli. "Virüsün bir laboratuvardan sızdığına inandığımı söylemiyorum" diyen Relman, DSÖ'nün konuyla ilgili bir sonuca varmak için yeterli veriyi toplayamadığını savunuyor.

Baylor Tıp Fakültesi'nde moleküler viroloji ve mikrobiyoloji profesörü Peter Hotez'in uyarıları da Batı medyasında geniş yer buluyor. Hotes "Kovid-19'un kökenlerini tam olarak anlamazsak Kovid-26 ve Kovid-32 de çıkacak" diyor.

İşte bu sürecin ardından uzmanlar arasında, virüsün laboratuvardan sızmış olma ihtimalinin "daha yakından incelenmesi gerektiği" konusunda giderek güçlenen bir uzlaşı ortaya çıktı.

BBC Türkçe'ye göre DSÖ Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus da yeni bir soruşturma yapılması çağrısı yaptı ve "Bütün hipotezler hala açık ve daha fazla çalışılması gerekiyor" dedi.

Dr. Fauci de şimdi virüsün 'doğal yollardan çıktığına ikna olmadığını' söylüyor. Bir yıl önce Covid'in hayvanlardan insanlara yayıldığını düşünen Dr. Fauci de artık laboratuvardan çıktığı ihtimalini değerlendiriyor.
 

552731-163341584.jpg

Dr. Fauci 2020 boyunca, pandeminin ele alınması hususunda Trump'la kamuoyu önünde bir dizi anlaşmazlık yaşamıştı. Başkan seçilen Joe Biden, Dr. Fauci'yi sağlık ekibine hemen dahil etmişti (AFP)


Fauci ve Biden'ın fikri nasıl değişti?

Eski Başkan Trump'ın yönetiminde laboratuvar teorisi, adeta Çin'e karşı siyasi bir koz haline gelmişti. Çin, virüsün aslında ABD'de ortaya çıktığını savunurken Trump da Sars-Cov-2'ye "Çin virüsü" ismini takmıştı.

Bu çekişmenin ardından Trump, laboratuvar teorisinin incelenmesi için bir soruşturma birimi kurmuş ama Biden yönetimi daha sonra bu birimi kapatmıştı.

Ancak iki hafta önce sızdırılan bir ABD istihbarat raporu, laboratuvar teorisini yeniden gündeme getirdi ve Biden'ın da fikir değiştirerek teorinin üzerine gitmesine neden oldu.

Fauci de ABD senato komitesine 11 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, "İhtimal her zaman var. Böyle bir şeyin yaşanmış olabileceğine ilişkin kapsamlı bir soruşturma yürütülmesinden yanayım" dedi.

İstihbarat raporunda ne yazıyor?

Wall Street Journal'da yayımlanan, daha önce açıklanmamış bu istihbarat raporu, laboratuvar teorisi yeniden tartışmaya açtı. Raporda, Çin'deki laboratuvarda görevli üç bilim insanının, virüs yayılmaya başlamadan önce Kovid-19'la uyumlu semptomlar yüzünden hastaneye kaldırıldığı aktarıldı.

Rapora göre üç araştırmacının hastalanması, Kasım 2019'a denk geliyordu. Ancak Pekin, teyit edilen ilk vakanın 8 Aralık 2019'da tespit edildiğini açıklamıştı.

Çin iddiaları reddediyor

DSÖ heyetinin raporuna atıfta bulunan Çinli yetkililerse yeniden gündeme gelen bu iddiaları kesin bir dille reddediyor. 

Yine Wall Street Journal'a açıklama yapan Çin Dışişleri Bakanlığı, "ABD, laboratuvar sızıntısı teorisini abartmaya devam ediyor. Amacı kaynağın izini sürmek mi yoksa dikkati başka yöne çekmek mi?" ifadelerini kullandı.
 

merlin_167674983_6e989424-7214-43fa-a7eb-2aa652aeebd0-superJumbo.jpg
Çin, salgının kaynağı olduğu düşünülen ıslak pazarları yasaklamıştı (AFP)


Pekin ayrıca koronavirüsün aslında ABD'de çıkmış olabileceği teorisini de yeniden dile getiriyor. ABD'deki Fort Detrick askeri üssünde bulunan bir laboratuvara işaret eden Çinli yetkililer, DSÖ'nün diğer ülkeleri de araştırmasını istiyor.

Çin devlet gazetesi Global Times'ta yayımlanan bir yazıda ise Saddam yönetimindeki Irak'ın işgali öncesi ABD'nin Irak'ta Kitle İmha Silahları bulma çabaların hatırlatıyor. Gazete, Biden'ın adımının da bundan farksız olduğunu iddia ediyor.

Ayrıca Çinli bilim insanlarının, ülkedeki prestijli bilimsel yayın organlarında yayınlanmak üzere, iddiaları çürütecek bir mektup üzerinde çalıştıkları ifade ediliyor.

 

Yararlanılan kaynaklar: Buzzfeed, Swarajya Mag, Sharri Markson, Kristien G. Andersen, Nature, Sky News, The Donlon Report, Forbes, Phys.org, Science, BBC Türkçe, Wall Street Journal, Hürriyet

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU