Sancar, Bahçeli'nin Erdoğan'a yönelik ifadesini hatırlattı: Hepiniz sorumlusunuz

HDP Eş Genel Başkanı Sancar, "Onlar ihtiyaç duyduklarında birbirlerini satacaklar bunları biliyoruz. Öyle olursa görevden almalar söz konusu olacaktır. Daha etkili çözüm, erken seçimi dayatmaktır" diye konuştu

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.

Hakkari'ye gerçekleştirdikleri ziyareti hatırlatan Sancar, "Hakkari'de son 5 yılda 15 sivil kolluk güçlerinin hedef gözeterek açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti.17 sivil yaralandı. Biz de halkımızın sahipsiz olmadığını göstermek halkımızla kucaklaşmak amacıyla gittik. Kürt halkı sahipsiz değildir" diye konuştu.

Soylu'ya: Kendi dönemindeki cinayetler faili meçhul değil, apaçık belli

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendi döneminde faili meçhul cinayet olmadığını söylediğini hatırlatan Sancar, "Doğrusu şu: Kendi dönemindeki cinayetler faili meçhul değil, apaçık belli. Bunlar yargılanmıyor, yargı önünde hesap sorulmuyor. Burada cinayetlerin faili belli, akıbetler belirsiz. Biz onu da adaletle belirtli hale getirmek için yürütüyoruz mücadelemizi" dedi.

Sancar şu ifadelerle devam etti:

Şemdinli'de ve Hakkari'nin diğer bölgelerinde sivilleri hedef alan saldırılar sonrası yapılan açıklamalara bakın. Kaçakçılık gerekçesinin arkasına sığınıyorlar, oysa katledilenler sınırda bile değil, şehirin merkezinde. 

Kaçakçılık dedikleri ne halkımız için? Bunlar yoksul halkın ekmek ve geçim kavgasından başka bir şey değil. Sınırın diğer tarafında akrabalar var. Zaten sınırın yapay bir bölünmeden başka bir şey olmadığını da biliyoruz. Diğer tarafta da aynı halklar yaşıyor. Ziyaretlerinde birkaç eşya da getiriyorlar. Bunlara kaçakçı muamelesi yapılıyor. Roboski'de de aynı gerekçelerle savaş uçakları 34 insanımızı katletmiştir. 33 kurşunun hikayesi de aynıdır. Buradaki politika halkı yoksul ve aç bırakmak, iktidara bağımlı hale getirmek ve onursuz bir yaşama mahkum etmek. 

Kaçakçılık, uyuşturucu, silah ticareti mi arıyorsunuz? Kürt halkının geçim derdi için getirdiği basit eşyalara bakmayın, Venezuela'ya bakın, Kolombiya'ya bakın, Kıbrıs'a bakın, Suriye'ye yolladığınız TIR'lara, gemiciklerinize, uçak filolarınıza bakın.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Sorumluluktan kaçmak için mafyayı devreye sokuyorlar"

Susurluk döneminde dönemin MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici'nin "Türkiye'nin bir ucundan girip bir ucundan çıkıyor değil mi uyuşturucu?" sorusuna "Tabii, polis yol verir, TIR'lar yürür, önde polis arabaları gider, arkada bilmem neler eskort yapar, bu uyuşturucu bu şekilde 50 senedir gider, hâlâ da gidiyor" yanıtını verdiğini hatırlatan Sancar, "Türkiye'de çeteler mafya, uyuşturucu kaçakçılığı, iktidarların bilgisi, kontrolü olmadan işleyemez. Bunların kaynağı nedir? Niye buna ihtiyaç duyuluyor peki? Esas olarak bu kirli ağların ve ilişkilerin temeli Kürt sorunundaki çözümsüzlük politikası: İnkar, imha ve savaş politikalarıdır. Bu politikalarla Kürt sorununa yaklaşan iktidar, bu politikaları finanse etmek için bütçenin açık ya da örtülü kaynaklarıyla yetinemiyorlar, başka kaynaklara ihtiyaç duyuyorlar. Hukuk dışına çıktıklarında, devletin nizami güçleriyle bu politkaları yürütmeyi istemiyorlar çünkü işlenmiş ve işlenecek suçlar çok büyük. Bunun sorumluluğundan kaçmak için mafyayı devreye sokuyorlar" diye konuştu.

"Yeni Susurluk masasını kurdu AKP"

Susurluk'ta birkaç yargılama olduğunu ama faili meçhul cinayetler ve JİTEM davalarından sonuç çıkmadığını belirten Sancar açıklamasına şu ifadelerle devam etti:

2015 konsepti şimdi yürürlükte, buraya çözüm sürecinde masanın AKP tarafından devrilmesiyle geldik. İktidar, çözüm ve demokratikleşmenin konuşulduğu o süreçte, son olarak Dolmabahçe'de kurulan masaya tekmeyi vurdu, yeni Susurluk masasını kurdu, yeni ortaklar edindi AKP. Bunları birleştiren tek ortak nokta var, Kürt düşmanlığı. Kürt düşmanlığı üzerinden işleyen bu sistem, bütün halka, bu ülkeye düşmanlıktan başka bir şey üretmez. Bunu şimdi ortaya çıkan ifşaatlarla görüyoruz. Kürt halkına yönelik çektirme planını devreye soktular, arkası geldi. Yargı sistemini, medyayı, siyaseti savaş politikalarına göre yeniden şekillendirdiler. 

Peker'in iddiaları

Suç örgütü lideri Sedat Peker'in Türkiye'nin gündemindeki yerini koruyan iddialarına dda değinen Sancar, "Bir mafya liderinin ifşaatlarına bakmamız gerek yok. Bu bilgilerin yeniliği ya da önemi nedir diye sorarsanız, sadece kendisi konuşsa, itham ettiği kişiler sussa etkisi bu kadar olmayacak belki. Mesela Soylu çıkıp konuştuğunda, o ifşaatların hepsini itirafa dönüştürmüş oluyor. Kendini aklayacak hiçbir açıklama, gerekçe dile getiremiyor. Sedat Peker'in itham ettiği kişiler kendileri açıklama yaptıkça, o ithamları itirafa dönüştürüyorlar" diye konuştu.

Bahçeli'nin ifadesini hatırlattı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Suriye'ye silah gönderildi iddiaları ilk gündeme geldiğinde "Erdoğan hangi yetkiyle eli kanlı gruplara silah sevkiyatı yapmıştır" dediğini hatırlatan Sancar şunları kaydetti:

Yani Suriye'ye gönderilen silahlar için söylüyor. 'MİT TIR'ları felaket tablosundan sonra hiçbir hükümet ayakta kalamayacak'. Kaldı, sizin desteğinizle kaldı. Bütün bu açığa döktüğünüz suçlara ortak olarak bu iktidarı ayakta tuttunuz. Hepiniz sorumlusunuz. Belki de Tuğrul Türkeş'in o konuşmasından bir cümleyi de aktarmadan geçmek olmaz: 'Vallahi de billahi de o silahlar Türkmenlere gitmedi.' Nereye gitti? Biz biliyoruz nereye gittiğini. Bu silahlarla neler yapıldığını da biliyoruz. Bu hakikatin tümünü ortaya çıkarmak için de daha fazlasını yapacağız. Üstü örtülmek istenen bütün bu insanlık suçlarının açığa çıkmasını sağlayacağız, faillerinin hesap vermesini de mümkün kılacağız. 

"Hesap sormanın yeri de açılacaktır"

Açıklamasına "Bu karanlık dönemden çıkış mümkündür" ifadesiyle devam eden Sancar şunları sıraladı:

1-Her şeyden önce kendi mücadelemiz: Kendi mücadelemizi yürüttüğümüz alanlar hak, hukuk, demokrasi, özgürlük barış. Aş, iş, kadın yoksulluğuyla mücadele... Bunları birbirine bağlayacak temel hedefi örmeye çalışıyoruz, o da bu talan ve sömürü düzeninden kurtulmak. 

2- Ortak demokrasi mücadelesi: Bunun için herkese görev düşüyor. Özellikle başta barolar ve hukuk örgütleri olmak üzere demokratik kitle örgütleri, emek meslek örgütlerine görevler düşüyor. Biz çalışmalarımızı bu çevrelerle paylaşacağız. Buradan çıkışı birlikte öreceğimiz barış ve demokrasi mücadelesi mümkün kılacaktır. 

Parlamentoyu da harekete geçirmeye çalışacağız ama iktidar engelliyor. Güçlü bir toplumsal ortak mücadeleye ihtiyaç vardır. Yargıyı da harekete geçirmek için uğraşacağız ama kolay olmadığını biliyoruz. Onları cesaretlendirmemiz gerekiyor. Halkın, toplumun onlara sahip çıkacağını görmelilerdir cesaret için. 

Bir maddemiz daha var: Erken seçim. Sadece bir bakan ya da adı geçen üç beş kişinin istifa etmesi, bütün çabaların oraya odaklanması bu sistemin yeniden üretilmesini kolaylaştırır. Sadece birkaç arızayı gidermiş olursunuz. Onlar ihtiyaç duyduklarında birbirlerini satacaklar bunları biliyoruz. Öyle olursa görevden almalar söz konusu olacaktır. Daha etkili çözüm, erken seçimi dayatmaktır. Toplumun çok büyük bir çoğunluğunun, demokrasi güçlerinin kuvvetli şekilde erken seçim talebini sahiplenmeleriyle sağlayacağız. Ancak bu şekilde toptan istifa ettirebiliriz. Hesap sormanın yeri de açılacaktır. 

 

 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU