CHP'li Emre 'Güçlendirilmiş parlamenter sistemi" anlattı

Yunus Emre, "Genel Başkanımızın cumhurbaşkanı adayı olması diğer genel başkanların arka planda olması anlamına gelmiyor. Onlar da Türkiye’nin yönetiminde en etkin şekilde bu uzlaşmanın oluşmasında ve işlemesinde orta yerde bulunacaklar" diye konuştu

Fotoğraf: AA

CHP’nin 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' komisyonunda yer alan İstanbul Milletvekili Yunus Emre, izleyecekleri yol haritasıyla ilgili konuştu.

"Bir orkestrasyon ihtiyacı var. Bir orkestra şefine ihtiyaç var" diyen Emre, "Halkın desteğini toparlayan geniş ittifaklarla büyük bir siyasi destek yaratmak lazım. Bizim Genel Başkanımızın cumhurbaşkanı adayı olması diğer genel başkanların arka planda olması anlamına gelmiyor. Onlar da Türkiye’nin yönetiminde en etkin şekilde bu uzlaşmanın oluşmasında ve işlemesinde orta yerde bulunacaklar" diye konuştu.

Milliyet'ten Mehtap Gökdemir'e konuşan Emre, Parti Meclisi toplantısında 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' konusunun ele alınacağını, hazırlanan metnin görüşüleceğini belirterek, "Bu bir Parti Meclisi kararı olacak" dedi. TBMM’deki makamında CHP’nin yaptığı hazırlığa ilişkin soruları yanıtlayan Emre, özetle şunları söyledi:

'Belli sayıda insan bir araya gelip bir yasa teklifi oluşturabilecek'

Bizim paketimizde birtakım yeni öneriler, toplumun ilgisini çekecek şeyler var; yurttaş girişimleri, yurttaşların yasa önerisinde bulunması gibi. Yapıcı güvensizlik oyu gibi. Belli sayıda insan bir araya gelip bir yasa teklifi oluşturabilecek. Yapacağımız şey, şapkadan tavşan çıkartma olayı değil. Çünkü zaten Türkiye’nin ihtiyacının ne olduğu ile ilgili bir genel uzlaşma var. Meclis’ten çıkan, Meclis’e karşı sorumluluğu olan bir hükümet. Meclis’te kesin hesap komisyonu kuracağız, diyoruz. Onun başına muhalefetten birisi gelecek diyoruz. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu ikiye ayıralım. Savcılığın yerini hukuk sisteminde değiştirelim, savunmayı daha öne çıkaralım diyoruz.

"Yapıcı güvensizlik oyu"

Senato konusunun çok tartışıldığını kaydeden Emre, "Kanun yapımını fabrikasyondan ziyade daha uzmanlığa dayalı yapmak için bir senato olsa iyi mi olur, tartışılıyor. Öyle uygulamalar yapalım ki parlamenter sistemi rasyonelleştirmek adına hükümet kurmayı kolaylaştıralım, bozmayı zorlaştıralım. ‘Yapıcı güvensizlik oyu’ diye bir şey  getireceğiz. Ne demek bu? Sen mevcut hükümeti bozuyorsan eğer, onun yerine nasıl bir kompozisyonla, ne hükümeti kurduğunu da göstermen lazım. Bunu gösteriyorsan, bozabilirsin, bunu gösteremiyorsan, hükümeti bozamazsın gibi bir kural getiriyoruz" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yüzde 3'lük seçim barajı

Parlamenter sistem olan ülkelerde seçim barajının olduğunu ama hiçbir yerde yüzde 10'luk baraj olmadığını hatırlatan Emre, "Bir; Seyşeller de, bir Türkiye’de var. Bunu partiler arasında tartışmak lazım. Makul bir baraj yüzde 3 gibi bir şey belki olabilir. Meclis’teki temsili daha güçlü nasıl yapabiliriz? Mesela bir zamanlar Türkiye Milletvekilliği önerisi vardı Anayasa Mahkemesi onu bozmuştu. Biz, yurtdışındaki yurttaşlarımız için yurt dışı seçim çevresi getireceğiz diyoruz. Yurtdışındaki insanlar oy kullanıyorlar ama temsilcisi yok. Türkiye’de temsil olayını daha renkli, daha güçlü kılacak düzenlemelere ihtiyaç var" ifadelerini kullandı.

"Erdoğan bir deli gömleğini Türkiye'ye giydirdi"

Emre şöyle devam etti:

Biz tabi Erdoğan ile oturup, bu aşamada bir anayasa yapmak gibi bir anlayışımız yok. Çünkü zaten Türkiye’deki sorunu yaratan Erdoğan, yani kendi şahsi projem, kişisel projem diye söylediği... Bir terzi dikim sistemi, bir deli gömleğini Türkiye’ye giydirdi.

Aradığımız şu; değişimi kim yapabilir? Devleti çok iyi tanıması, bilmesi lazım. Bir orkestrasyon ihtiyacı var. Bir orkestra şefine ihtiyaç var. Orada da bulunan kişinin, ihtiraslarından arınmış, nefsini, kendi partisini falan değil, Türkiye’yi düşünen bir konumda bulunması gerekiyor. Halkın desteğini toparlayan geniş ittifaklarla büyük bir siyasi destek yaratmak lazım. Bizim Genel Başkanımızın cumhurbaşkanı adayı olması diğer genel başkanların arka planda olması anlamına gelmiyor. Onlar da Türkiye’nin yönetiminde en etkin şekilde bu uzlaşmanın oluşmasında ve işlemesinde orta yerde bulunacaklar. Halkın farklı görüşlerinin Türkiye’nin çoğulculuğunun yönetime yansıtılmasının bir garantisi bizim Genel Başkanımızın bu uzlaşmacı, kucaklayıcı, kişiliği, performansı ve şimdiye kadar inşa ettiği bu doğrultu.

Anayasa yapmak çok geniş bir uzlaşmayla olmalı. Toplumun bir kesiminin dışlanmasıyla anayasa yapılmaz. Ama ‘Anayasa Mahkemesi’ni kapatacağım ben’ diyen birileri ile anayasayı nasıl yapabilirsiniz ki? Bizim yol haritamız net. Yapılacak seçimlere kadar muhalefet partileri arasında anayasa ve parlamenter sistem üzerine oydaşmayı derinleştirmek, etkileşimi arttırmak, seçimlerde cumhurbaşkanlığını kazanmak, Meclis’teki çoğunluğu kazanmak ve arkasından bütün partilerin eşit şekilde temsil edildiği bir uzlaşma komisyonu yoluyla anayasa yapmak.  

 

 

 

 

 

Milliyet, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU