Sünni IŞİD'den Şii IŞİD'e

Allah, çevresindeki Arap ülkelerin ve İran’ın yanı sıra ABD, Avrupa, Çin ve Rusya ile iyi ilişkiler tesis ederek ulus devleti kurmak isteyen Iraklılara yardım etsin

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi “güvenlik birimlerine sızan çetelerin” olduğunu söyledi (AFP)

IŞİD hilafet devleti dediği son yer olan Baguz’da hezimete uğratıldıktan iki yıl sonra birden fazla yere saldırıyor. Irak’tan tutun Suriye, Yemen ve Libya’ya kadar. Afganistan’dan Mozambik’e oradan da Avrupa’ya kadar. Son olarak Afganistan'daki bir camide terör eylemi gerçekleştirdi. Ruslar, Suriye Çölü'nde IŞİD'a karşı ağır hava saldırıları düzenliyor. Kürtler, ABD'nin desteğiyle Fırat'ın doğusunda pasif ve aktif IŞİD hücrelerini arıyor. Bakış açıları, mücadele etme yollarına göre değişiyor. ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Kenneth McKenzie New Yorker Dergisi’ne verdiği röportajda “Aşırılığa götüren sebepler hala çözülmediği ve buna zemin hazırlayan koşullar hala varlığını koruduğu için IŞİD tehditleri bitmeyebilir. O yüzden neden farklı sonuçlar bekliyoruz ki?” ifadelerini kullandı. ABD’li tarihçi Walter Laqueur ise “No End to War: Terrorism in the 21st Century” (Savaşın Sonu Yok: 21’inci Yüzyılda Terörizm) adlı kitabında McKenzie’den farklı düşünüyor. Laqueur söz konusu kitabında “Teröristlerle mücadele etmek, terörizmin nedenleriyle mücadele etmekten önce gelmeli. Zira terör liderleri orta sınıftan olduğu ve dünyanın en fakir 49 ülkesinde terörist olmadığı için sebep fakirlik veya baskı değil” ifadelerini kullanıyor. Teröre karşı küresel savaşta bir eksiklik olduğundan bahseden uzmanların sayısı az değil. Nasıl? IŞİD, El-Kaide ve diğer terörist gruplara karşı geniş bir askeri ve güvenlik cephesi var. Buna karşılık dar, ikinci plana atılmış ve radikal fıkhi yorumları kullanan terör ideolojisine karşı çekingen bir kültürel cephe var. Realist bir pencereden bakarsak her iki cephe üzerinde de eşzamanlı, uyumlu ve dengeli bir şekilde çalışılmalı.

Suriye, Hama ve Halep kırsalındaki Ahras bölgelerini ve İdlib’i kontrol eden Nusra Cephesi üzerinden IŞİD’ın yanı sıra El-Kaide’nin kalıntılarıyla mücadele ediyor. Ayrıca başta Dera, Havran ve Kuneytra olmak üzere çeşitli taraflarca gerçekleştirilen bir dizi suikastta tanıklık ediyor. Irak IŞİD’ın iki versiyonuyla karşı karşıya. İlk versiyon, Ez-Zerkavi'nin ABD işgali ve Şii partilerinin gücü elinde tutmasıyla mücadele etmek amacıyla önderlik ettiği Irak El-Kaidesi’ydi. Ez-Zerkavi'nin ölümünden sonra bu örgüt IŞİD'a dönüştü. İlk olarak Ebu Ömer el-Bağdadi, ölmeden önce örgütün Irak İslam Devleti adı altında faaliyet göstereceğini duyurdu. İkinci olarak ise Ebu Bekir el-Bağdadi Musul Camii’nden örgütün yeni adının Irak ve Şam İslam Devleti olduğunu duyurdu. Daha sonra Suriye’deki Rakka’yı başkent ilan etti. Yenilip ABD tarafından öldürülmeden önce Irak’ın üçte birini ve Suriye’nin yarısını kontrol altına aldı. “Sünni IŞİD”tan sonra ikinci versiyon ise “Şii IŞİD”.

İlk başta İran’da örgütlenen, eğitilen ve silahlanan Iraklı Şii milisler ile IŞİD yükseldi. Bu milisler ABD işgalinden sonra Irak’a geldiler. Aynı zamanda işgalden sonra Mezopotamya ülkelerinde başka milisler de örgütlenmeye başladı. Bundan önce tabii ki Necef’te Iraklı Şiilerin en yüksek dini otoritesi Ayetullah Ali es-Sistani tarafından IŞİD’a karşı “Cihad'ül Kifai” fetvası esas alınarak Haşdi Şabi kuruldu. Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani ile Bağdat havaalanı güzergahında ABD'nin düzenlediği hava saldırısı sonucunda ölen Ebu Mehdi el-Mühendis, "Haşdi Şabi bir millet projesi, bir otorite projesidir" sözünü söylemekten çekinmemişti. Günümüzde Irak, İran ile bağlantılı Şii milisler tarafından kontrol ediliyor. Bu milisler 2019 yılının Ekim ayında güney vilayetlerinde ve Bağdat’ta başlayan ve hala devam eden halk hareketindeki aktivistlere yönelik sindirme, baskı, adam kaçırma ve öldürme faaliyetlerinde bulunuyor. Fahim et-Tai’den ve yüzlerce kişiden sonra en son suikasta kurban giden aktivist, Kerbela’dan İhab Cevad el-Vezni’ydi. Eski Irak Başbakanı Nuri el-Maliki'nin güçlenmelerinde rol oynadığı bu İran yanlısı milislerin hedefleri arasında partizan otoriterlikten ve İran etkisinden bıkmış Şii çevredeki her türlü ulusal hareketin ortadan kaldırılması var. Iraklıların ve dünyanın söylediği gibi Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi de “Güvenlik birimlerimize, özellikle İçişleri Bakanlığı'na sızan çeteler var. Gerçek bir Irak inşa etmek istiyorsak silahlar, varlığını tehdit eden herhangi bir silahla çarpışacak olan devletin elinde olmalı” dedi. Buna ek olarak Hizbullah Tugayları, Muhtar Ordusu, Ehl-i Hak Grubu, Horasan Tugayları ve Ebu El-Fadl El-Abbas Güçleri’nin şu anki görevi sivil toplumdaki yeni neslin seçimlere girmesini engellemek ve hatta seçimleri erteletmek.

Şii IŞİD da en az Sünni IŞİD kadar tehlikeli. Sünni IŞİD’ın gayri resmi destekçileri var. Şii IŞİD ise Condoleezza Rice’ın “terörün merkez bankası” olarak tanımladığı İran tarafından destekleniyor. Allah, çevresindeki Arap ülkelerin ve komşusu İran’ın yanı sıra ABD, Avrupa, Çin ve Rusya ile iyi ilişkiler tesis ederek ulus devleti kurmak isteyen Iraklılara yardım etsin.
 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

https://www.independentarabia.com/node/224281

DAHA FAZLA HABER OKU