Dünya genelindeki nehirlerin, antibiyotiklerle tehlikeli seviyede kirletildiği ortaya çıktı.

Dünyanın dört bir yanından bilim insanlarının katıldığı araştırma ekibi, York Üniversitesi öncülüğünde, nehirlerdeki antibiyotik yoğunluğunun güvenli seviyeyi 300 kat aştığını tespit etti.

72 ülkedeki nehirleri inceleyen araştırmacılar, örneklerin üçte ikisinde antibiyotik buldu.

Buna göre Thames nehri, deri ve idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılan siprofloksasin dahil, beş antibiyotik tarafından kirletilmiş durumda.

Bilim insanları nehirlerdeki antibiyotiklerin, bakterilerin direnç geliştirmesine neden olacağından endişeli. Birleşmiş Milletler de antibiyotik direncindeki artışın 2050 yılına kadar 10 milyon insanı öldürebileceğini düşünüyor.

Araştırmada yer almayan, Exeter Üniversitesi’nden mikrobiyolojik ekolojist Profesör William Gaze, The Guardian’a yaptığı açıklamada, insan patojenlerinde görülen antibiyotik direnç genlerinin çevresel bakterilerden kaynaklandığını söyledi.

Dünya’nın çeşitli bölgelerinde bulunan nehirlerden örnek toplayan araştırmacılar Bangladeş, Kenya, Gana, Pakistan ve Nijerya’nın en kirli nehirlere ev sahipliği yaptığını ve güvenli seviyelerin en çok Asya ve Afrika’da aşıldığını söyledi.

Bununla birlikte, Avrupa, Kuzey Amerika ve Güney Amerika’daki nehirlerin kirliliği de antibiyotik kirliliğinin “küresel bir sorun” olduğunu gösterdi.

York Çevresel Sürdürülebilirlik Enstitüsü’nden Profesör Alistair Boxall “Dünya genelindeki nehir sistemlerinin yaygın olarak antibiyotikle kirlendiğini gösteren sonuçlar, çok çarpıcı ve endişe verici. Birçok bilim insanı ve politikacı, artık antibiyotik direncinde doğal çevrenin rolünü kabul ediyor. Verilerimiz antibiyotik kirliliğinin, nehirledeki kirliliğin önemli bir parçası olduğunu gösteriyor. Çöp ve atık su arıtımı için alt yapıya, kirlenmiş alanların temizliği için de yatırıma ihtiyaç var” dedi.

Exeter Üniversitesi’nden Dr. John Wilkinson da konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Şimdiye kadar, antibiyotiklere yönelik çevresel incelemelerin çoğu Avrupa, Kuzey Amerika ve Çin’de yapıldı. Sorunun küresel boyutu hakkında çok az şey biliyoruz. Çalışmamız bu önemli bilgi boşluğunu, daha önce hiç gözlem yapılmamış ülkeler için veri oluşturarak dolduruyor."

* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/environment

Independent Türkçe için çeviren: Çağlar Paldar