Modernist Afrika şiiri

Ahmet Sait Akçay Independent Türkçe için yazdı

Modernist Afrika şiiri, 1950'lerde Nijerya'da bir grup şairin öncülüğünde başladı. Başta Christopher Okigbo olmak üzere, Wole Soyinka, J. P. Clark, Gabriel Okara ve Kofi Awoonor şiirde ortaya koydukları biçimsel yenilik ve imgesel dille modernist şiirin karakterini oluşturdu. 

Afrikalı Modernist şairlerin bir özelliği de hem sömürgecilik hem de sömürgecilikten çıkış süreçlerinde aktif olarak edebiyat eyleminin içerisinde olmalıdır. 

Modernist şiirin tam anlamıyla ifadesini bulduğu ilk kuşak şairlerin şiirlerinde tezahür eden Afrika deneyimi ve panteonu, Avro-modernist yaklaşımın sadece uyarlanması olarak okunamaz. 

Modernizm, kendisini sosyal yaşamdan olduğu kadar geleneksel biçim ve türlerden de ayıran kültürel, edebi ve sanatsal bir harekettir.

1914'ten itibaren İngiltere'de ortaya çıkan bu akım, Birinci Dünya Savaşı ve sonrasını da içeren 19'uncu yüzyılın ikinci yarısında ve 20'nci yüzyılın ilk yarısında meydana gelen sosyal ve tarihsel değişimlerin ardından ortaya çıktı.

Modernist şiirin yeşerdiği dönem tarihsel, sosyal ve bilimsel gelişmelerin ardından geldi.

Modernizm kavramını anlamak için, yeni toplumun oluşumundaki değişiklikleri, sancıları göz ardı etmemek gerek.

Her şeyden önce modernistler, toplumda meydana gelen yeni değişikliklere yanıt vermede geleneksel biçimleri yetersiz görürler.

Realizm, sanatın bir saat gibi doğayla uyum içinde çalışan topluma bir ayna işlevi gördüğünü vaat etti, ancak bu fikir, 18'inci yüzyılın ikinci yarısında edebiyatı farklı bir şekilde anlamaya yol açan köklü değişiklikler nedeniyle yanılsamaya dönüştü.

Modernist şiir, Ezra Pound'un yirminci yüzyılın başlarındaki imgeciliğine çok şey borçluyken, Afrika modernist şiiri de Avromodernistlerin "benlik" inşasına borçludur.  

İmgelem ve modern şiirdeki rolü, Pound'un "imge" tanımından söz edilmeden doğru bir şekilde değerlendirilemez.

"Bir imge" der Pound, "entelektüel ve duygusal bir kompleksi aynı anda sunan şeydir."
 

Ezra Pound Bettmann.jpg
Ezra Pound


Modernist şiir edebi biçimi de dönüştürmüştür. Modernist edebiyatın geçmişi yeniden biçimlendirmesi, mitolojik keşfi, Afrika'da yankısını elbet bulacaktı, zira mitolojik arayış, Afrikalı postkolonyal şairlerin zaten içinde bulunduğu bir krizin sonucu ortaya çıkmıştı ve aslında gündelik bir pratik olarak da vardı. 

Afrika şiirinin mitolojik karakteri doğuştandır, buna kaşın Ezra Pound, Çin'e uzanmak zorundaydı, ya da Yeats'in İrlanda geçmişine kaybolan ritüelleri, gelenekleri yeniden inşa etmesi elzemdi. 
 

Christopher Okigbo.jpg
Christopher Okigbo


Oysa Christopher Okigbo hem Hristiyanlığın hem de kendi yerel dininin içinde büyüyordu, Igbo Tanrıçası Idoto'un sesi Okigbo'nun çocukluğunun en önemli maneviyat kapısıydı.

Aynı şekilde Okara, Clark, Awoonor ya da Soyinka için de ataların maneviyat iklimi, çok tanrılı dünya, eski çağların bir araştırma konusu olmadığı gibi, çağdaş şiirin, yaşantının vazgeçilmez bir parçasıydı. 

Afrika modernist şiiri yakın döneme kadar Batılı akademik çevrelerin periferi olarak görmeye çalıştığı, edebi kanonun dışına itilerek yerel gramerlerin içine hapsedilen bir tür kültürel yansıma olarak vardı. 

Modernist şiirin en önemli unsurları olarak "anlaşılmazlık", "deneysellik" ve "yenilik" Avro-modernistlere atfedilirken, Afrika şiirine gelince, gelenek, mit, özgünlük ve maneviyat terminolojisi öne çıkar.

Bu tarz bir yaklaşım Afrika şiirini açıklamada yetersiz olmuştur. Çünkü modernist Afrika şiiri pek çok edebi formla oynar, biçimsel olarak modernist, bireyci ve meydan okuyan tarzıyla geç modernizmin de en önemli ürünlerini sergilemiştir. 

Afrika modernizminin edebi bir çevrede ortaya çıkması, siyasi olmadığını göstermez. Zaten modernizmin kendisi moderniteye başkaldırı olarak çıkmamış mıydı?

Modernist şairlerin çoğunun, özellikle Batı Afrika'da yaşayanların modernizme bağlılıkları tamamen estetikti.

Afrika modernist şiirinin gelişiminde dergilerin rolünden bahsetmek gerek. 

Başlangıcından bu yana, Black Orpheus ve Transition dergileri Afrika modernist şiirinin önemli bir parçası haline geldi. İlk nesil modernist Afrikalı şairlerin şiirleri bu dergilerde yayımlandı.

Karşılaştırmalı edebiyat profesörü Dan Izevbaye, Afrika modernist şiirinin yükselişini Afrikalı elitist ve orta sınıfların kültürel ve edebi kamusal alanlara katılımına bağlar. 

Maneviyat ve ritüel biçim, kısmen modernist Afrika şiirinin belirgin bir biçimi haline geldi. 

Modernist Afrika şiirine herhangi bir atıf, bizi postkolonyal Afrika şiirine götürecektir.

Dolayısıyla Afrika şiiri postkolonyal auranın merkezinde geliştiği için biçim ve içerik olarak ikisi arasında bir ayrım yapılamaz.
 

Harry Garuba.jpg
Harry Garuba


Postkolonyal ve Afrika çalışmalarının duayen isimlerinden Harry Garuba, Afrika modernist şiirinin aslında pek çok açıdan dışarda bırakılan, modern zamanın ötesinde görülen Afrikalı öznenin bu zamansal döngüyü tersine çevirdiğini düşünür.

Garuba, modernist tekniği benimseyen şairlerin, temelde bu deneyimi yalnızca içerik düzeyinde otantik olarak değil, aynı zamanda teknik düzeyinde de, modernizmde kodlanmış devre dışı bırakan zaman mekanizmasından bağımsız olarak yeniden ürettiklerini iddia eder.  

Modernist estetik modeli, gömülü bir geçmişin katmanlarını çağrıştıran arkeolojik bir modelse, Afro-modernist şairlerin özlemleri biraz farklıydı; onların "modelleri farklı imaj - daha çok holograma" benzer, der Garuba. 

Şunu unutmamalıyız: Mitik keşif modernist şiirin en önemli karakteridir. 
 

Tanure Ojaide.jpg
Tanure Ojaide


Tanure Ojaide'nin Poetic Imagination in Black Africa [Siyah Afrika'da Poetik İmgelem] adlı eseri, Avro-modernist estetikten farklılaştırılan Afrika şiirsel imgelem gücünün benzersizliğini ortaya çıkarmayı hedefler.
 


Ojaide'nin şu tespitlerini aktarayım: 

Modern Afrika şiirsel estetiği, otantik Afrika özelliklerinin bir repertuarına sahip olması bakımından benzersizdir. Bu özgünlük, şiirsel bir biçim oluşturmak için fauna ve floradan türetilen somut imgelerin, atasözlerinin, yerli ritimlerin, sözlü mecazların ve mekân ve zaman kavramlarının kullanımında kendini gösterir.

Ayrıca (ve Batı'nın aksine), içerik biçimden daha önemlidir ve imgeler duyuları yansıtmayı amaçlamaz. İçerik, şair ve izleyici tarafından edebiyat dışı olarak algılanmaz.


Harry Garuba, postkolonyal Afrika şiirinin çok önemli bir özelliğinin imparatorlukların bakışına bir meydan okuması olduğunu belirtir, ona göre, modernist Afrika şiiri sömürgeciliğin bölgesel ve epistemolojik mülksüzleştirmesine çok sert bir tepkidir.

Çünkü Garuba'ya göre, postkolonyal şiir, imparatorluğun çizdiği haritalamayı bozarak, toprağın bilişsel ve epistemolojik mülkiyetini geri kazanmayı hedefler.

Modernist Afrika şiirinin özgünlüğü, Afrika yaşantısını tarihsel, mekânsal ve zamansal olarak yeniden üreterek moderniteye karşı konumlanışıdır. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU