Yurtdışına transfer olan ilk engelli basketbolcu: Latife Selin Şahin

"Kullandığımız tekerlekli sandalyelerin tamamen kişiye özgü olması gerekiyor. Mesela kulüp benim için özel bir sandalye yaptırsa, yarın o sandalyeyi başkası kullanamıyor"

Latife Selin Şahin / Fotoğraf: Independent Türkçe

Latife Selin Şahin 28 yaşında bir genç kadın. Üç yaşında geçirdiği bir trafik kazası sonucu bedensel engelli olmuş. Yaklaşık 25 yıldır engelli ve hayatını tekerlekli sandalyede sürdürüyor. Onu bu haberin konusu yapansa, engeline rağmen Türkiye'de bir ilki başarmış olması. Şahin, Türkiye'de bedensel engelli olarak yurtdışına transfer olan ilk kadın basketbolcu. Geçen yıl İtalya'nın Reggia Calabria kulübüne transfer olan Şahin'in başarısının sırlarına geçmeden önce öyküsünü onun ağzından dinleyelim:

"İlkokulu çok normal bir şekilde okudum. Hiç engelli bir insan tanımadan, hiç engellilerin ortamına girmeden. Yani engelli bir çocuk gibi yetiştirilmedim. Tedavim için çok fazla ülke gezdik. Babam Amerika'ya, Meksika'ya ve birçok ülkeye götürdü beni. Ama ben en başından beri bunların bir çözüm olmayacağını biliyordum, durumumu kabullenmiştim. Ama ailem çok zorladı, kabullenemedi, ta ki ben basketbola başlayana kadar."

Daha sonra basketbolla tanışmış. Ortaokulda iken beden eğitimi öğretmenlerinin kendisini bu spora çok zorladığını ama kendisinin bu konuda çekimser kaldığını da itiraf ediyor:

"Çok çekiniyordum, yapamam diye düşünüyordum, hocalarıma üniversiteye gitmek istediğimi söylüyordum, kendime başka bir yol çizmeyi planlıyordum."

latife (3).jpeg
Latife Selin Şahin / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Onu bu kararından geri döndüren ise bir Galatasaray-Beşiktaş maçını izlemesi olmuş. O maçtan sonra basketbol oynamaya karar vermiş ve tabii bir engelli olarak her şeye sıfırdan başlamış. 2012 yılında başladığı basketbol hayatı, onu şimdilerde pandemi nedeniyle ara verse de İtalya'ya kadar götürmüş:

"Basketbolu öğrenme süreci çok zor geçti. Çünkü kullandığımız materyallerin tamamen bize uygun olması lazım. Mesela kendime özel sandalye yaptırmam lazım. Bulunduğum kulübün sporcu yetiştirecek kapasitede olması lazım. Ben Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nde başladım, kulübüm hem Avrupa'da hem Süper Lig'de ciddi mücadeleler veren bir takımdı. Ve oyuncu yetiştirecek kapasitede bir takım değildi. Çünkü çok daha farklı iddiaları olduğu için hazır yetişmiş, kendini kanıtlamış oyuncularla devam ediyordu. İlk sene Beşiktaş'taydım, ancak orada kendimi yetiştiremeyeceğimi anladım. Ve kendimi yetiştirmek için alt ligden bir takıma gittim, engelli yıldızlar takımıydı. Daha sonra birinci ligden süper lige çıktık, kalıcı olduk, Avrupa'da dereceler aldık. Yaklaşık altı sene engelli yıldızlar takımında oynadım, yedinci sene takım Fenerbahçe adını aldı. Ardından da İtalya'ya transfer oldum."

Latife Selin Şahin'in hızlı bir özetle anlattığı spor hayatı, son sekiz yıldır hayatının tam merkezinde yer alıyor. Haftanın dört günü ikişer saatlik antrenmanlar yaptığını söyleyen Şahin, bir yandan eğitim hayatını sürdürmüş: "Basketbol hayatımın yüzde 90'nı kaplıyor şimdi."

latife (2).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Tabii bu kadar yoğun bir spor hayatı onu değişik ülkelerdeki sporcularla özellikle engelli sporcularla da tanıştırmış ve o ülkelerdeki engelli haklarını da yakından gözleme imkânı bulmuş:

"Engelli bireylerin hakları anlamında o ülkelerde koşullar çok daha iyi elbette. Fakat basketbol anlamında biz çok daha ilerideyiz. Kullandığımız sandalyeler, ligdeki durumumuz, oyuncu yetiştirme kapasitemiz çok daha üst düzeyde. Biz daha iddialıyız. Avrupa'daki takımların neredeyse hepsi birbirinin dengi ama bizde hırs, rekabet, en iyi olma çabası daha görünür."

Sohbetimizin başında ailesinin engelini kabullenemediğini anlatan Latife Selin Şahin, basketbol hayatı başlayınca ailesinin de kendisine daha fazla güven duyduğunu ve içlerinin daha rahat olduğunu belirterek şöyle konuşuyor:

"Benim basketbola başlamam en çok aileme iyi geldi. Çünkü ailem benim bazı şeyleri yapabileceğimi bu şekilde kabullendi. Tek başıma dışarı çıkabileceğimi, tek başıma yaşayabileceğimi, farklı bir şehre tek başıma gidebileceğimi. Annem her zaman durumumdan dolayı ‘Benim ölmeye hakkım yok' derdi. Ama şimdi tüm ailem, benim bir birey olduğumu kabullendi. Bunda basketbolun çok büyük payı var. Spor hayatım başladıktan sonra her zaman destek oldular, her maçımda arkamdalardı, her deplasmanımda yanımda oldular."

latife (2).jpeg
Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Latife Selin Şahin, pandemi nedeniyle ligler oynanamadığı için Nisan ayından beri İstanbul'da. İtalya'nın Reggio Calabria takımında oynadıktan sonra Türkiye'ye zorunlu olarak dönen Şahin'in İtalya anılarını yine kendisinden dinleyelim:

"İtalya kararı benim için çok radikal bir karardı. Üzerinde çok düşünmedim, teklif geldi ve anında karar verdim. Hayalimdi, çok uzun zamandır bir sene bile olsa Avrupa'da oynamak istiyordum. Ama gerçekleştirebileceğimi de düşünmüyordum, ne yalan söyleyeyim. Fenerbahçe'de oynadığım son sezon biraz problemler yaşamıştım, haksızlıklara uğramıştım ve artık kendimi kanıtlamam gerektiğine inanıyordum. Yaklaşık yedi senedir A Milli Takım forması giyiyorum ve kendimi kanıtladığımı düşünürken, takımdan ayrılmaya karar vermek benim için zor bir karardı. 2019'un Haziran ayında Hollanda'da Avrupa şampiyonasına gitmiştik, oradan döndükten sonra İtalya'nın antrenöründen transfer teklifi aldım ve kabul ettim."

Ailesinin kararından çok mutlu olduğunu söyleyen Şahin; İtalya'da çok keyifli zamanlar geçirdiğini söylüyor:

"Pandemi nedeniyle planladığımdan kısa sürdü, ligler Mayıs ayında bitecekken Mart ayında bitti. Ancak hem kendime güven kazandım hem de çok komik tanıklıklar yaşadım. İtalya'da transfer olduğum şehir ülkenin en güneyinde çok küçük bir şehirdi. Ve orada ilk tanıştığım kişiler bir Amerikalı ile bir Urfalı oldu. Gitmeden önce internetten çok araştırmıştım ve Reggio'da hiç Türk yaşamadığını sanıyordum. Ama gittiğimde ilk tanıştığım kişi, Urfalı bir dayı idi. Oradaki tek Türk aile onlardı. Diğeri ise Amerikalı ev arkadaşımdı."

İtalyancayı çok az bildiğini söyleyen Şahin, İtalyanların İngilizce konuşmayı tercih etmediğini bu yüzden biraz da olsa zorlandığını ama Akdeniz insanının sıcakkanlılığının hayatını çok kolaylaştığını da belirtiyor:

"İnsanlar çok sıcakkanlıydı, sanırım Akdeniz ikliminin etkisiydi bu. Şehri ve insanları çok sevdim. Fakat mesela benim gibi yılanlardan çok korkan bir insanın alt kat komşusunun pet shop olması ve her gün dışarı çıkarken yılanları görmek, benim için hem çok komik hem de biraz korkutucuydu. Unutamadığım bir şeydi İtalyanların siestaları. Hiçbir zaman tutturamadım siesta saatlerini. Ne zaman bir markete, alışveriş merkezine gitsem hep siesta saatlerine denk geliyordum. Saatlerce kapıda bekledim. Düşünün Türkiye'de bir dükkanın dört-beş saat kapalı olması imkansızdır, ama orada insanlar siesta saatlerini hiçbir şekilde ihmal etmiyorlar. İtalyanların rahatlığını hiçbir zaman unutmayacağım."

latife (1).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Latife Selin Şahin, her ne kadar Türkiye'de engelli basketbolunun ileri düzeyde olduğunu söylese de engellilerin ciddi bir özgüven sorunu yaşadığına dikkat çekiyor ve bunun aşılması gerektiğini vurguluyor:

"Birçok insan yolların uygun olmamasını bahane ederek kendilerini eve kapatıyor. Kimi ailelerinin korktuğunu söylüyor kimi başka sebepler ileri sürüyor. Ben bunların haksız ve altı boş gerekçeler olduğunu söylemiyorum, elbette kolay değil. Ama hayatın içinde olduğunuz zaman mutlaka bir çözüm buluyorsunuz. Ben o çözümleri bulmak adına hep dışarıda olmayı tercih ettim, hep hayatın içinde oldum ve elimden geldiği kadar bunu yansıtmaya çalıştım. Otobüsler uygun değilse metro kullandım, metro uygun değilse başka bir yol buldum. Yani bir şekilde hayatın içinde olmayı ve bundan keyif almayı başardım. Bunu yaptıkça da daha çok özgürleştim, daha çok kendime güvendim. Türkiye'de insanlar altyapı problemleri nedeniyle kendilerini soyutluyor ama mesela İtalya'da da gördüm, orada da şehirler engellilere uygun değil. Fakat İtalya'da böyle bir bahaneyi hiç duymadım, insanlar engelli çocuklarını evlerinde saklamıyorlar."

Şahin, son olarak engelli basketbolunun biraz daha desteklenmesi gerektiğini hatırlatıyor. Sporcuların kullandıkları bütün materyalleri kendilerinin tedarik ettiğini dile getirerek, oldukça maliyetli olan bu araçların yaygınlaşması durumunda pek çok engelli bireyin hayata karışacağını, sporla buluşacağını söylüyor:

"Kullandığımız tekerlekli sandalyelerin tamamen kişiye özgü olması gerekiyor. Mesela kulüp benim için özel bir sandalye yaptırsa, yarın o sandalyeyi başkası kullanamıyor. Bunun için herkes kendi sandalyesini kendisi almak zorunda ve kendi sandalyesiyle transfer olmak zorunda. Bu sandalyelerin parçaları da yurtdışından geliyor. Türkiye'de yeni yeni birkaç firma üretime başladı ama kullanılan malzeme yine yurtdışından geldiği için, bu üretimler de pahalı. Bunun için sponsor desteği almaya çalışıyoruz."

Latife Selin Şahin, aynı zamanda üniversitede spor yöneticiliği eğitimi alıyor ve bu sene son senesi. Bundan sonraki hayali, en azından pandemi süresince, okulunu bitirmek ve sporla birlikte bir yandan da çalışma hayatına atılmak: "Engelli insanlar bağışıklık sistemi nedeniyle daha fazla risk altında, o yüzden kendimi koruyarak hayata karışmaya ve hayatın içinde olmaya devam edeceğim."

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU