Kazımi... Kaos ve Napolyon

Paris'teki devleti ve hükümeti korumak için Korsika'dan gelen meçhul bir subayın hareket etmesi için önünün açılması gibi, Iraklı bir Bonapart da bir şiddet ve kaos anında halkın desteğini arkasına alabilir

Fotoğraf: Reuters

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi'ye yakın bir kaynak, Kazımi'nin yaklaşan parlamento seçimlerine katılma niyeti olduğuna dair iddiaları yalanladı.

Kaynak konuya dair şunları söyledi:

Mevcut hükümet seçim rekabetinin değil, toplumsal bir krizin ürünüdür. Başbakan, halkın hak ettiği ve razı olacağı, her şeyi normale döndürecek özgür, adil ve güvenilir seçim taleplerine her zaman sadık kalacaktır.


Söz konusu güvenilir kaynağın sözlerinin iyi bir şekilde incelenmesi gerekiyor. Zira kendisi hükümetin sosyal bir krizin sonucu olduğunu söylüyor.

Büyük olasılıkla bu kriz ele alınmadı ve aslında çözülmesi için dahi çalışılmadı. Ancak Kazımi'nin bireysel, siyasi veya bir gençlik oluşumunu destekleyerek seçimlere katılmama kararı krizi başladığı noktaya döndürecek.

Çünkü ayaklanma sonrası siyasi varlıklar olarak ortaya çıkan örgütlü grupların seçimlere katılmaması ve siyasi hayattan uzak tutulması durumu daha da karmaşık hale getirecek. Tıpkı kaynağın söylediği gibi; işlerin yoluna girmesine yardımcı olmayacak.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kendisinin atandığı gün verdiği taahhüttlere uyulmasının istendiği yönündeki bazı yorumları bir kenara bırakırsak, Kazımi'nin seçimlere katılmak istememesine ilişkin ülke içinde ve dışında yapılan açıklamalar siyasi güçler tarafından baskıya maruz kaldığına işaret ediyor.

Söz konusu uzak durma ve dışlama, önümüzdeki aylarda siyasi, güvenlik ve sosyal istikrarın geleceği ile ilgili endişeleri artıracak.

Bunun sebebi Irak Başbakanı'nın ve hükümetinin görece de olsa en önemli istikrar unsurları arasında yer alması ya da Kazımi'nin seçimlere katılmasının bir temsil çeşitliliği getirmesi değil.

Daha çok başta silahlı güçler olmak üzere siyasi taraflar arasındaki nüfuz çatışmasının kapılarının seçimlerden önce -zamanında yapılırsa- veya sonuçlar açıklandıktan sonra ardına kadar açılacak olmasından kaynaklanıyor.

Buna ek olarak 2018'deki adaylık sürecinin yeniden gerçekleşmesi ve ekim ayaklanmasını devirme girişimi, söz konusu silahlı kuvvetler ile ayaklanmanın ikinci dalgası arasında kaçınılmaz bir çatışmaya yol açacak.

Bu sefer ayaklanma daha şiddetli ve daha acımasız olacak.


Iraklı uzmanlara göre seçimleri denetleyen başbakana daima 20-25 arasında sandalye ayırıyor. Bu sayı kurduğu koalisyonlara göre artıyor ve yönetici pozisyonundan da yararlanılıyor.

Siyasi güçler, Kazımi'nin seçimlere katılmamasıyla artık başbakanın kotası olarak adlandırılabilecek durum için rekabet ediyor.

Bu rekabet çarpışma faktörlerini artıracak. Silahlı taraf şu an kendisini kontrol eden kesim karşısında sıkıntı çekiyor. Bu, seçim sürecini tehdit edecek bir duruma veya ertelenmeye neden olabilir.

Bu ciddi bir olasılık. Ancak bu olasılığın tehlikeleri de büyük. En tehlikelisi de seçim sonuçlarına ilişkin yaklaşım. Bu, çatışmaya ve kaosa yol açabilir.


Kaostan kaçınmak amacıyla söz sahibi bölgesel güçlerin, silahlı siyasi kuvvetler arasındaki rekabetin yankılarını kontrol altına almak için baskı yapması ihtimal dışı değil.

Siyasi sistemin durumu 1 Ekim 2019 öncesine döndürmesi, bu sefer orta yollu bir çözüm olarak Kazımi'nin bir kez daha aday gösterilme ihtimalinin engellenmesi veya Kazımi'nin atanmasına karar verildiği anda başlatılan süreci kaldığı yerden devam ettirecek yeni bir ismin aday gösterilmesine izin verecek bölgesel ve uluslararası bir uzlaşmanın başarılı olması mümkün.

Ancak siyasi sistemin hesaba katmadığı şey, projesini başarısızlığa uğratmak için çatışmaya gidebilecek sokağın durumu olabilir.


Dolayısıyla hükümet adil ve özgür seçimler yapmayı başaramazsa ilk olasılıkla sokakta "ekimciler" ile otorite arasında, siyasi ve kitlesel bir tepki oluşacak.

İkinci ihtimalde ise hesaplaşma savaşına girecek silahlı kuvvetler karargahı içinde bir tepki meydana gelecek.

Tepki bu sefer 2003 rejiminin akıbetinin sonu olacak bir sivil şiddete veya iç savaşa kaymaya yol açacak. Ancak şiddetin boyutu, Fransız Devrimi'nin başlangıcında meydana gelen benzer bir kaosa sebebp verecek.

Paris'teki devleti ve hükümeti korumak için Korsika'dan gelen meçhul bir subayın hareket etmesi için önünün açılması gibi, Iraklı bir Bonapart da bir şiddet ve kaos anında halkın desteğini arkasına alabilir.

Ölümcül bir kaosu sona erdirme amacıyla hareket etmesi için bir kalkan olabilir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil 

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU