Yeni Şafak yazarı: Salgın döneminde sorumluluk üstlenmeyen muhalefetin, geleceğe dair sözü olamaz

“En başından itibaren alınan önlemleri değerden düşürmeye ve sürecin kontrol dışına çıkmasına katkı sağlamaya çalıştılar”

Fotoğraf: Reuters

Yeni Şafak yazarı Selçuk Türkyılmaz, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında Türkiye’de muhalefetin sorumluluk üstlenmekten kaçındığını iddia etti. Aydınların da benzer bir tavır sergilediğini öne süren Türkyılmaz, bu grupların “geleceğe dair sözü olamayacağını” görüşünü savundu.

Türkyılmaz, bugünkü köşe yazısında şu görüşleri savundu:

Üzerinde çokça tartışılacak bir dönemi yaşıyoruz. Bu dönemde özellikle siyasî muhalefet ve aydınlar sorumluluk üstlenmekten kaçındı. Aynı zamanda salgını da muhalefet aracına dönüştürdüler. En başından itibaren alınan önlemleri değerden düşürmeye ve sürecin kontrol dışına çıkmasına katkı sağlamaya çalıştılar. Bir parti başkanının, salgınla ilgili herkesi sorumluluğa davet eden bir çağrıya karşı sorumlu olmadığını beyan etmesi muhafazakâr muhalefet kavramını çok daha ilgi çekici hâle getirmektedir. Anılan parti başkanının geçmişte AK Parti hükûmetleri içinde üst düzey görevlerde bulunması geleceğe dair birtakım öngörülerde bulunmamızı zorunlu hâle getirir. Sınırlar belirsizleştiği için eski kimlikler üzerinden bugünkü siyaset biçimlerini anlamak çok zor. Bu sebeple yeni fikirlere, yeni kavramlara ve tanımlara ihtiyaç var. Salgın, eski kimliklerin de aşındığını gösterdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Sorumluluk üstlenmek istemeyen bir muhalefet anlayışının geleceğe dair herhangi bir iddiayı gündeme taşıyamayacağı” görüşünü dile getiren Türkyılmaz, şöyle yazdı:

Türkiye daha salgın başlamadan önce İdlib’de yeni dönemin kapılarını açmıştı. Libya, Doğu Akdeniz, Karadeniz, Kafkaslar ve Türkistan’daki Türkiye eksenli gelişmeleri Batı ve Doğu Afrika’dakilerle birlikte düşünmek gerekir. Salgın döneminde Türkiye bu bölgelerden ayrılmadığı gibi salgına karşı atılacak adımlarda da elden geldiğince birliktelik görüntüsü verdi. Bu, Türkiye’nin sorumluluk alanının genişliğini gösterir. Salgınla mücadelede en önemli araç olan aşının dost ve kardeş ülkelerle paylaşılmasını coğrafî sorumluluğun en üst aşaması olarak görmek gerekir. Bu açıdan muhafazakâr muhalefet liderinin sorumlu olmadığını beyan etmesi, tarih dışılığın itirafından başka bir anlam taşımaz. Bir sözü yoktu, bunu açıkça ifade etti.

15 Temmuz’un sonuçlarını yaşıyoruz. Türk milleti o gün bir karar verdi ve Türkiye ile birlikte yakın coğrafyasını da değiştirmek istediğini ilan etti. O günden sonra Batı’nın güdümündeki yapılar çökmeye başladı. Salgın bittikten sonra çok daha güçlü bir Türkiye ortaya çıkacaktır.

 

Yeni Şafak, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU