ABD'nin Afganistan'dan asker çekme kararı, Irak ve Suriye'dekine benzer mi? Hikmet Çetin: Asker çekme, Taliban ile yapılan müzakerelerin ön koşuluydu, "eve dönüş" tamamlanacak

3 yıl boyunca NATO'nun Afganistan'daki en üst düzey sivil temsilcisi olarak görev yapan Çetin, Afgan halkına desteğin devam etmesinin şart olduğunu vurgularken Oğuz, "Afganistan'da hiçbir süper güç kalıcı olmadı, ABD de olamaz" dedi

"Terörü bitirmek" iddiasıyla 2001'de Afganistan'ı işgal eden Amerika Birleşik Devletleri, El Kaide Lideri Osame Bin Ladin'i öldürdü ancak "terörü" bitirmeden evine dönüyor / Fotoğraf: AFP

Takvim yaprakları 11 Eylül 2001'i gösterdiğinde Amerika'daki ikiz kuleler uçaklarla yapılan saldırılarla yerle bir edildi. 

Saldırıların kim veya kimler tarafından gerçekleştirildiği tartışılırken dönemin ABD Başkanı George W. Bush, adres gösterdi: Afganistan!

Bush, "Dikkatlice hedeflenen eylemler, Afganistan'ın terörist bir operasyon üssü olarak kullanılmasını engellemek ve Taliban rejiminin askeri kapasitesine saldırmak için tasarlanmıştır. Bu kalıcı bir savaş olabilir" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


ABD "terörü yok etme" iddiasıyla Afganistan'a girdi

Bush'un dediği gibi Afganistan'a karşı başlatılan savaş "kalıcı" oldu.

Aradan 20 yıl geçmesine rağmen Afganistan'da şiddet son bulmadı.

Ama ABD yönetiminin "terörist" diyerek savaşa gerekçe yaptığı Taliban, Afganistan'ın yönetiminde.

Üstelik ABD'nin 4 başkanın eskiten Taliban ile "barış görüşmeleri" yapıldı. 

Kalıcı "huzur" ve "güvenliğin" sağlanması için Taliban ve ABD'nin karşılıklı yer alacağı masanın da İstanbul'da kurulacağı açıklandı.

Fakat, ABD'nin daha önce verdiği askerlerini geri çekme sözü yerine getirilmediği için İstanbul toplantısı ertelendiği tahmin ediliyor. 

"Terörü" bitiremeden bırakıp gidiyor

Zira Taliban müzakerelerin başlaması için ülkedeki "yabancı askerlerin geri çekilmesini" ön koşul olarak ortaya koyuyor.

1 Mayıs'a sayılı günler kalırken ABD'nin 46. Başkanı Biden, "Sonsuz savaşı bitirme zamanı geldi" dedi.

Biden, geri çekilmenin 1 Mayıs itibarıyla başlayacağını ve 11 Eylül saldırılarının 20'nci yıldönümünde noktalanacağını ifade etti. 

Fakat bunun sağlanıp sağlanmayacağına ilişkin soru işaretleri var.

Çünkü, benzer bir durum hem Irak hem de Suriye için de gündeme gelmişti. Ama ABD Başkanlarının açıkladığı kararların daha sonra Pentagon'un diretmesiyle rafa kaldırıldığına tanıklık etti dünya kamuoyu.

abd-askeri-20181018143022.jpeg
Afganistan, Suriye ve Irak başta olmak üzere birçok ülkede ABD askeri gücü bulunuyor / Fotoğraf: AA


Suriye ve Irak'taki askerler de "eve dönecekti" 

Trump ısrarlı bir şekilde Irak ve Suriye'deki askerlerin "eve döneceğini" belirtmesine rağmen her iki ülkede de ABD'nin askeri varlığı bir şekilde devam ediyor.

Sadece Irak ve Suriye'de değil bu ülkelerin yanı sıra ABD'nin Ortadoğu'daki birçok ülkede askeri gücü var. 

ABD son yıllarda birçok ülkedeki asker sayısını azaltıp bazı üslerini kapattığını açıklasa da halen 172 ülkede çeşitli ölçeklerde 800'e yakın askeri üs ve Amerika ana kıtası dışında 320 binden fazla asker bulunuyor.

ABD Savunma Bakanlığı İnsan Gücü Veri Merkezi'nin bilgilere göre, Eylül 2020 itibarıyla ABD'deki üslere bağlı rezerv ve muvazzaf olmak üzere toplam 2 milyon 719 bin 953 askeri var. Buna denizlerde görev yapan askerler de dahil. 

7 bin 962'sinin konumları gizli olmak üzere 320 binden fazla Amerikan askeri 172 ülkede ve ABD toprağı olan Hawaii ile Porto Rico'da görev yapıyor.

ABD, 11 Eylül saldırılarından sonra Afganistan ve Irak'ı işgal etmesi ile bu ülkelerde 200 binden fazla asker bulundurdu.

resized_4da6d-6be11d0e23487894573.jpeg
Alınan yeni karar göre Afganistan'daki ABD askerleri 11 Eylül'e kadar ülkeyi tamamıyla terk edecek / Fotoğraf: AFP


Afganistan, Suriye, Irak, Kuveyt, Katar, Bahreyn….

Eski Başkan Barack Obama, 2011'de Irak ve Afganistan'daki askerlerin büyük kısmını çekti.

Donald Trump yönetimi de Ortadoğu'daki gücü önemli ölçüde azalttı. 

ABD Afganistan'daki askerlerin sayısı ise 2 bin 500'e düşürülmesine karar verildi.

Trump Suriye'deki tüm ABD askerlerinin de geri çekileceğini açıkladı ancak bunu bir türlü hayata geçiremedi. Halen Suriye'de ABD'nin 1000'e yakın özel kuvvet askeri bulunuyor.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Irak'taki birçok üssünü boşaltıldı ama yine de askeri varlığı var. Bunun yanı sıra Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn'deki üslerinde oldukça fazla askeri konuşlu vaziyette.

Bahreyn'de 4 bin 500, Katar'da 8 bin, Kuveyt'te ise 13 bin 500 ABD askeri var.

BAE'de 5 bin, Suudi Arabistan'da 4 bin, Ürdün'de 3 binden fazla Amerikan askeri bulunduğu belirtiliyor. 

Diğer Ortadoğu ülkeleri ve rotasyona tabi askerlerle CENTCOM bölgesinde 60 binden fazla asker konuşlu.

Taliban-1.jpeg
Taliban, barış görüşmeleri için "yabancı askerlerin ülkeyi terk etmesini" ön koşul olarak öne sürüyor / Fotoğraf: AA


Bu sefer geri çekilme tamamlanacak mı? 

Ortadoğu, Uzak Doğu, Afrika ve daha birçok noktada ABD üssü varken ve buralarda bazen askeri varlığı artırılırken Afganistan'daki güçlerin çekilme kararı inandırıcı bulunmuyor. 

Hatta Pentagon'un Başkan Biden'ı verdiği kararından vazgeçirebileceği bile iddia ediliyor.

Ama ABD'nin tüm gücüne rağmen Afganistan'da güvenliği tesis etmediği ve buradaki kayıplarının da önüne geçmediği için askerlerini geri çekeceği vurgulanıyor. 

Bu konuda Independent Türkçe'ye konuşan NATO'nun Afganistan'daki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü'ne (ISAF) bir dönem en üst düzey sivil temsilci olarak görev yapan Hikmet Çetin, ABD'nin bu kez güçlerini çekeceği görüşünde. 

Bilindiği gibi Çetin, Dışişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı gibi görevlerde bulundu.

Çetin, 2003-2006 yıllarında Afganistan'da da görev yaptı. Afganistan'da bulunduğu süre içinde Afgan halkı tarafından da çok sevildi Çetin. Kabil'e giden birçok görevli dışarı çıkamazken Çetin, kurmuş olduğu iyi ilişkiler sayesinde herkesle rahatlıkla görüşebilen birisi olarak tanındı ve bilindi. 

Yıllar sonra Türkiye'ye dönen Çetin'in Afganistan ile irtibatı kesilmedi. Türkiye'ye gelen Afgan yetkililerin ziyaret ettiği veya aradığı kişiler arasında yer aldı. 

b060719bv.jpeg
Hikmet Çetin, 2003-2006 yılları arasında Afganistan'da NATO'nun en üst düzey sivil temsilcisi olarak görev yaptı / Fotoğraf: AA


"Taliban çekilmeyi ön koşul olarak öne sürüyor" 

Hikmet Çetin, bugün bile çevirimiçi toplantılara katılarak Afganistan'a ilişkin görüşlerini dillendiriyor.

Çetin'e göre daha önceki 4 başkanın aksine yeni ABD Başkanı Joe Biden asker çekme konusunda daha kararlı. 

Biden'ın bir taraftan Rusya Devlet Başkanı Putin diğer taraftan NATO üyesi ülkelerle yaptığı görüşmede sorunların konuşularak çözümü noktasında bir karar alınmış olabileceğini söyledi. 

NATO ülkelerinin de ABD'nin Afganistan'daki askeri varlığını çekme kararına benzer bir eğilimde olduğunu vurgulayan Çetin, 14-15 bini bulan asker sayısının son dönemlerde zaten azaltıldığını kaydetti. 

Daha önceki görüşmelerde 1 Mayıs 2021'e kadar tüm askeri gücün çekileceği sözü verildiğini ancak bunun çeşitli nedenlerle yerine getirilmediğini hatırlatan Çetin, "Şu anda 2 bin 500 civarında askeri kalmış durumda. ABD'de yönetim değiştiği için 1 Mayıs'a kadar geri çekilme tamamlanamadı. Şimdi Biden, Amerika'da 20 yıl önce Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan saldırıların yıldönümüne kadar yani 11 Eylül'e kadar tüm askerlerini geri çekileceğini duyurdu" ifadelerini kullandı.  

Hikmet Çetin.jpeg
Yılların deneyimli siyasetçi Çetin, ABD Başkanı Joe Biden'ın duyurduğu asker çekme kararını Independent Türkçe'ye değerlendirdi / Fotoğraf: NATO Reviev


"ABD'nin bu sefer verdiği sözü yerine getireceğini tahmin ediyorum"

İstanbul'da yapılması planlanan Taliban toplantısının gidişatı ve burada alınacak kararların da önemli olduğunu vurgulayan Çetin, şöyle devam etti: 

"Taliban görüşmelerin ön koşulu olarak ‘yabancı ülkelerin askeri güçlerinin geri çekilmesini' öne sürdü. Onun için yabancı ülkeler, bunun gereğine yerine getirmeye çalışıyorlar. Sadece Amerika Birleşik Devletleri'nin değil Türkiye dahil birçok ülkenin askeri varlığı sözkonusuydu. Şimdi Türkiye'nin de diğer ülkelerin de askeri gücü azalmış durumda. İstanbul toplantısının ertelenmesinin gerekçesinin de Taliban'ın öne sürdüğü ‘yabancı güçlerin ülkeyi terk sözünün' yerine getirilmemesi olduğunu sanıyorum. Bu noktadan sonra yabancı askerlerin Afganistan'da kalmaya devam edeceğini sanmıyorum. ABD'nin bu sefer verdiği sözü yerine getireceğini tahmin ediyorum."

"Yabancı askeri güç varlığı 40 binden 14 binlere düştü" 

Görev yaptığı dönemde ABD ve diğer ülkelerin Afganistan'daki askeri varlığının 40 bin civarında olduğunu hatırlatan Çetin, geçen süre içinde ABD başta olmak üzere diğer ülkelerinde farklı zaman dilimlerinde asker sayılarını azalttıklarını belirtti. 

"Yabancı askerlerin çekilmesi halinde Afganistan güçleri bundan sonra ülkede bir huzur iklimi oluşturabilir mi?" sorusuna Çetin, şu cevabı verdi: 

"Bir kere Afganistan'ın ekonomik desteğe büyük ihtiyacı var. Taliban'ı ve diğer unsurlarıyla bütün Afgan halkı, eğer barışla birlikte günlük hayatında olumlu bir değişiklik olmadığını görürse varılacak anlaşma büyük güçlüklerle karşılaşır. İstanbul'da yapılması planlanan müzakerelerle bir anlaşmaya ulaşılırsa Afganistan'a ciddi ekonomik yardımın yapılmasının da gündeme gelmesi gerekiyor. Zaten Afgan ordusunun eğitimi için gerekli desteğin ve yardım gerekiyor. ABD, bu destek ve yardımı yapacağını söyledi. Ama bundan daha önemli olan da Afganistan'ın hibe şeklinde ciddi ekonomik desteğe ihtiyacı var. Bunun sağlanması gerekiyor. Eğer, sağlanamazsa ülkede huzur, barış ve güvenin tesis edilmesi çok çok güç." 

a4c0b75b-f47a-4d6b-b3ae-642df6291d87.jpg
Askeri danışman Esedullah Oğuz, bölgeyi en iyi bilenlerden. Bu konuda kitapları da bulunan Oğuz, ABD'nın çekilmek için hazırlıklarını sürdürüdğü söyledi / Fotoğraf: Oğuz'un arşivinden


"ABD, onursuz çekilme olmaması için çalışıyor" 

Araştırmacı yazar ve askeri danışman Esedullah Oğuz da ABD'nin Afganistan'daki askerlerini tamamıyla çekeceği görüşünde. 

Amerika'nın uzun zamandır bunun için hazırlık yaptığını ifade eden Oğuz, "ABD, geri çekilmenin onursuz olmaması için çalışıyor" dedi. 

Oğuz'a göre eğer ABD, şu anki Afgan hükümeti ve Taliban'dan oluşan yeni bir yönetim kurabilirse ve ondan sonra çekilirse, bu onurlu bir çekilme olur. Ama eğer Afganistan'a Taliban yeniden hakim olursa, ABD için utandırıcı bir durum ortaya çıkar. Zira 11 Eylül 2001 sonrası yaptığı tüm çalışmalar boşa gitmiş olacak.

"Hiçbir süper güç Afganistan'da kalıcı olmadı" 

Oğuz haksız da sayılmaz. Zira bugüne kadar hiçbir süper güç Afganistan'da kalıcı olmadı. Oğuz bu konuda oldukça da iddialı konuştu: "ABD de olamaz ve olmak da istemiyor zaten." 

"Afganları kendi başlarına bırakırsanız, sorun kendiliğinden çözülür" görüşünde olduğunu vurgulayan Oğuz şunları kaydetti: 

"Bakın, Afgan Parlamentosu'nda 249 sandalye var, bunun 50-60 kadar modern kadınlar, 50-60 kadar eski Taliban komutanları. Yine bir o kadar eski komünist yöneticiler ve aynı oranda eski mücahitler. Daha düne kadar birbirlerini öldürmeye çalışanlar, komünistlerle mücahitler, Taliban'la modern kadınlar bugün parlamento çatısı altında yan yana oturarak ülkelerinin geleceği için çalışıyor. Demek ki, Afganistan'da barış mümkün. Ama tek bir şartla: dışarıdan hiçbir müdahale olmayacak." 

Taliban-2.jpeg
20 yıldır devam eden savaşta en büyük acıyı Afgan halkı çekti / Fotoğraf: AA


"Afganistan'da vekalet savaşı sürdürüldü" 

Oğuz'a göre şu ana kadar yapılan şu oldu: Her devlet, Afganistan'da belli bir silahlı fraksiyonu destekleyerek bu ülkede vekalet savaşını sürdürdü. Bundan ötürü de bir türlü barış gelmedi.

Afganistan'a barışın gelmesi için her şeyden önce iki komşu ülkenin, yani İran ile Pakistan'ın Kabil'in içişlerine karışmaması gerektiğinin altını çizen Oğuz, "Diğer ülkeler de aynı şekilde davranmalı. Mesela Türkiye de eli kanlı korkunç bir savaş lordu olan General Raşit Dostum'u desteklemeyi bırakmalı. Afganistan'daki ateş, dışarıdan kovalarla götürülüp üzerine dökülen benzinle alevleniyor, kendi haline bıraksalar ateş kendiliğinden sönecek. Ama ne zaman ateş sönecek gibi olsa, birileri gelip üzerine benzin döküyor" değerlendirmesinde bulundu.  

"ABD ulus inşası ve demokrasi dedi, iş kontrolden çıktı, bir nesil heba oldu"

20 yıllık süre içinde hem ABD hem de Afganistan'ın çok büyük kayıplara uğradığına dikkati çeken Esedullah Oğuz, "Bir nesil son 20 yılda heba oldu. Ölen de Afgan, öldüren de Afgan. Maddi kayıpların ise haddi hesabı yok. ABD ve dünyanın kaybına gelince; trilyonlarca dolar, binlerce hayat, boşa giden umutlar. ABD başta El Kaideyi cezalandırmak için girmişti, sonra nation building (ulus inşası) ve demokrasi getirmeye çalıştı ve iş kontrolden çıktı" diye konuştu.


 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU