Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Tekirdağ programı kapsamında geldiği Çerkezköy ilçesinde, otobüsten vatandaşları selamladı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Babacan, Ardından partisinin, bir düğün salonunda düzenlenen 1. Olağan Çerkezköy İlçe Kongresine katılan Babacan, burada yaptığı konuşmada, partisinin geçen ay birinci yılını doldurduğunu anımsattı.
“DEVA Partisi seçime girmeye hak kazandı”
Her kesimden insana hitap eden bir parti olduklarını ve ayrım yapmadan 84 milyonun tamamının sesi olmak için aynı masanın etrafında buluştuklarını vurgulayan Babacan, şunları kaydetti:
"Yeni bir siyasi kültür inşa edeceğiz. Yeni bir Türkiye için yola çıkmış, ilkeler üzerine bir siyasi parti inşa ediyoruz. DEVA Partisi, merkezinde insan olan, 'önce insan' diyen ve bu yönde politikalarını merkezine koyan bir partidir. Parti olarak yapılanmalarımızı tamamladık ve geçtiğimiz gün Resmi Gazete'de yayımlanan YSK belgesiyle de DEVA Partisi artık seçimlere girmeye hak kazanan 19. siyasi parti oldu. Yol arkadaşlarıma, gönüllülerimize sadece partimizin Genel Başkanı olarak değil, bu ülkenin bir vatandaşı olarak da teşekkür ediyorum. Ülkemiz için hazırız. Ülkemizin demokrasiye, atılıma ihtiyacı var. Biz il il, ilçe ilçe gezip hakikatin sesi olacağız"
“Kurala uymadı diye vatandaşı fırçalıyorlar, kendileri hiçbir kurala uymuyorlar”
“Koronayla mücadeledeki zihni sinir projelerini anladık: Kurala uymadığını gördüğün vatandaşı fırçala, ceza yaz, işlem yap. Siz bu kuralları koyuyorsunuz da kurallara kendiniz uyuyor musunuz?” diyen Babacan, ekonominin de kural işi olduğunu belirterek, “Kuralına uyuyorlar mı? Uysalardı, fakirleşmezdi memleket. Uysalardı, Merkez Bankası’nın yedek akçeleri kara gün için saklarlardı. Hukuk kural işidir. Kuralına uyuyorlar mı? Uysalardı, Anayasa’yı çiğnemezlerdi” dedi.
Salgın yönetiminin de yine bir kural işi olduğunu söyleyen Babacan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın AK Parti kongrelerindeki kalabalık hakkındaki verdiği yanıtı hatırlatarak, “Kurala uysalardı, ilgili bakan çıkıp “Bu konuyu gündemde tutmanın kimseye faydası yok” diyebilir miydi? Verecek cevabı yok. Ama vatandaş oturduğu yerde beş dakika kurala uymadı diye azar işitiyor” diye konuştu.
“Maske, mesafe, temizlik kuralını yanlış anladılar”
“Önce halk sağlığı” denmesi gerekirken vatandaşlara salgın bahanesiyle ceza düzenlendiğini kaydeden Babacan, “Elbette maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyulacak. Bundan kendileri ne anlıyor? Yüzlerinden akan sorumsuzluğu ‘maskeyle’ kapatıyorlar. Milletin geçim derdiyle ve hakikatle aralarına ‘mesafe’ koyuyorlar. Olumsuz bir şey varsa, ihaleyi vatandaşa yıkarak kendilerini ‘temize’ çıkarıyorlar” dedi.
“Sandık günü milletimiz bu hükûmete kırmızı kartı gösterecek”
Tedbirler zamanında alınmadığı için durumun kötüye gittiğini ve test sayısı azalmasına rağmen bilinen vaka sayısında artış olduğunu savunan Ali Babacan, “Verilen sözler yerine getirilmiyor. Mayıs’ta tamamlanacağı söylenen aşılama sonbahara sarkıyor. Neden ertelendiğinin açıklamasına zahmet bile edilmiyor. Harita kızarıyor ama hükûmetin yüzünde hiçbir kızarma yok. Milletimiz, yüzü kızarmayanlara sandık günü geldiğinde kırmızı kartı gösterecektir. Bu kuralsızlığın, keyfiliğin hesabını sandık günü soracaktır” şeklinde konuştu.
“Vatandaşa yaptıkları yardımın 50-100 katı yük bindirdiler”
Pandemi döneminde esnafa ancak 5 milyar, ihtiyaç sahibi ailelere 6 milyar, tüm çiftçilere ise yılda ancak 23 milyar TL destek sağlandığını belirten Ali Babacan, Merkez Bankası başkanının görevden alınması ile piyasalarda yaşanan dalgalanmaya dikkat çekerek, “Bu hükûmet bir kişinin hatasıyla, tek bir imzayla bu rakamların neredeyse 50, 100 katı maliyet getirdi. Vatandaşın, sanayicinin, esnafın, çiftçinin sırtına yük üstüne yük eklendi” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dört ay önce dört yıllığına atadığı Merkez Bankası Başkanı’nı görevden amasının yarattığı güven sorunu nedeniyle kamu ve özel sektörün dış borç tutarı ile iç ve dış borçlanma faiz maliyetindeki artışın toplamda 531 Milyar TL olduğunu belirten Babacan, “İşte tek bir imzanın maliyeti 531 Milyar TL. Bu hesapların içinde özel sektörümüzün ve vatandaşlarımızın yurtiçi kredileri üzerindeki faiz yükü de yok. Yazık, günah” diye konuştu.
Babacan, ardından bir fabrikada işçilerle yemek yedi ve ilçe merkezinde pazar esnafını ziyaret etti.
Independent Türkçe
