Şemhani, İran-Çin anlaşması sonrası ABD’yi ‘aktif direniş’le tehdit etti

Ruhani’ye yakınlığıyla bilinen Ebutalebi, “Çin, başkalarıyla etkili bir direniş veya stratejik çatışma değil gerçekçi çıkarların peşinde” dedi.

Çin Dışişleri Bakanı, cumartesi Tahran’da İranlı mevkidaşıyla toplantı halindeyken maskesini düzeltiyor (EPA)

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani, ABD Başkanı Joe Biden’ın İran ve Çim arasındaki ortaklıktan duyduğu endişenin “yerinde bir endişe olduğunu” belirterek, “Doğu'daki stratejik iş birliklerinin ABD'nin çöküşünü hızlandıracağını” söyledi.

İran ve Çin cumartesi günü ekonomi, siyasi, güvenlik ve askeri alanlarda 25 yıllık “kapsamlı işbirliği” belgesi imzaladı. Bu gelişme, Tahran ve Washington arasında gerginliğin hakim olduğu bölgede Çin’in varlığını artırması anlamına geliyor.

ABD Başkanı Biden, Çin ile İran arasındaki artan iş birliğinden endişeli olup olmadığı sorusu üzerine, bu ortaklıktan uzun yıllardır endişe duyduklarını belirtmişti.

Tahran ve Pekin arasındaki anlaşma, Avrupa Birliği (AB) ile ABD’nin İran’ın nükleer anlaşmayı canlandırma önerisini bekletme hususunda uzlaşıya varmasından üç gün sonra geldi. Bu anlaşma ayrıca İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in, ülkesinin nükleer anlaşmanın canlandırılmasıyla ilgili bir plan sunmaya hazırlandığını açıklamasından yaklaşık üç hafta sonrasına denk geliyor.

Biden başkanlığındaki ABD yönetimi, İran’ın nükleer silah edinmesini engelleyecek sınırlandırmaları kabul etmesi karşılığında (ki ABD yönetimi İran’ın buna yanaşmadığını söylüyor) Tahran üzerindeki ekonomik yaptırımların kaldırılmasını öngören nükleer anlaşmaya iki ülkenin yeniden bağlı kalması hususunda görüşmelere hazır olduğunu belirtiyor. Ancak iki taraf ilk adımı atma noktasında başarısız oldu.

Tahran, Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2018’de anlaşmadan çekilerek yeniden yürürlüğe koyduğu yaptırımların Washington tarafından kaldırılması gerektiği şartını öne sürerken, Washington ise Tahran’ın 2019’dan bu yana ihlal ettiği anlaşmaya bağlı kalması gerektiğini belirtiyor.

Biden, İran ve Çin arasındaki işbirliği belgesinin Tahran’da imzalanmasının arifesinde İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. İki lider, (Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygur Türklerine yönelik insan hakları ihlalleri nedeniyle) Pekin’e uygulanan yaptırımlar karşısında Pekin’in verdiği tepkiden duydukları endişeyi dile getirirken, “İran’ın nükleer anlaşmaya yeniden bağlı kalmasının gerekliliğinde mutabık kaldılar.”

Reuters, Biden ve Johnson arasındaki görüşmenin yapıldığı gün, batılı diplomat ve yetkililere dayandırdığı haberinde, Washington ve Tahran’ın Haziran’da yapılacak İran seçimleri öncesinde 2015’te imzalanan nükleer anlaşmada ilerleme kaydetme fırsatlarının, İran’ın görüşmelere dönmeden önce sert bir tutum benimsemesi sebebiyle zayıfladığını yazdı.

Şemhani, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Biden’ın endişesi tamamıyla yerinde bir endişedir. Doğu'daki stratejik iş birliklerinin gelişmesi ABD'nin çöküşünü hızlandıracaktır. (İran ve Çin arasında imzalanan belge) aktif direnişin parçasıdır. Dünya sadece Batı’dan ibaret değil. Batı da hukuku ihlal eden ABD ve sözlerinde durmayan 3 Avrupa ülkesinden oluşmuyor” ifadelerini kullandı.

İran merkezli haber ajanslarının Şemhani’nin Çin-İran anlaşmasıyla ilgili yorumlarını servis etmesinin üzerinden bir saat geçmeden, İran’ın resmi haber ajansı IRNA, İran Cumhurbaşkanı’nın Eski Uluslararası İlişkiler Danışmanı Hamid Ebutalebi’nin anlaşmaya ilişkin değerlendirmesini aktardı. IRNA’nın haberine göre, Ruhani’ye yakınlığıyla bilinen Ebutalebi, Şemhani’ye verdiği yanıtta şunları kaydetti:

“Çin, başkalarıyla ve özellikle de Batı ile etkili bir direniş veya stratejik çatışma değil gerçekçi çıkarların peşinde. Çin’i iyi tanıyın. Dünya tek başına Batı veya Doğu değildir. Fakat Batı, dünyanın en önemli parçalarından biridir. Bu nedenle Çin ve Rusya Soğuk Savaş’ı bitirdi ve bir dereceye kadar Batı ile ilgilendiler. Şu an ABD olmadan Çin veya Çin olmadan ABD’nin varlığı dünya ekonomisinin yıkılması anlamına gelir. (İki taraf arasındaki yakın ilişki öyle bir noktaya ulaşmış ki) Amerika aktif direnişin arkasında Çin ile birlikte olmaya, Çin de (İran ile yaptığı) işin arkasında Amerika ile olmaya çalışıyor. Doğu’da stratejik işbirliğinin artması eğer iki tarafın (Pekin ve Tahran) asaletine ve gerçek çıkarlarına dayanmıyor ve sadece ABD için oluyorsa, Çin, dünya ekonomisinin yıkılmaması için ABD’den önce bu işbirliğini çökertmeye çalışacaktır.”

Bu sırada Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’e hitaben, İran sivil toplumdan bin 500’ün üzerinde aktivistin imzasını taşıyan bir mektup yayınlandı. Mektupta Tahran ve Pekin arasındaki 25 yıllık işbirliği belgesi için “hiçbir değeri yok”, “kabul edilemez” ve “insanlık dışı” nitelemeleri kullanıldı.

Mektupta, iki ülke arasında imzalanan işbirliği belgesi, Türkmençay ve Gülistan anlaşmalarına benzetiliyor. Nitekim Tahran, 19’uncu yüzyılda Rusya ve İran arasında imzalanan söz konusu iki anlaşma ile kuzeybatıdaki topraklarının büyük bir kısmında ve Güney Kafkasya’da özellikle Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’da Moskova’ya taviz vermişti. Mektupta, bu anlaşmanın İranlılar için “utanç kaynağı” olduğu ifade edildi. Mektubu imzalayanlar, belgenin yürürlüğe girmesinin durdurulmasını talep ederek, belgenin “İran’ın ulusal çıkarlarıyla çeliştiğini ve ahlaken, siyaseten, hukuken ve insani olarak kabul edilemez olduğunu” vurguladı.

İslam Cumhuriyeti’nin “İran halkını temsil etmediği” ifade edilen mektupta, hakim düzenin bu adımla “kendisini düşmekten ve çöküşten kurtarmayı” hedeflediği belirtildi.

İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Mücteba Zunnur, eleştirilere bir yanıt olarak değerlendirilen açıklamasında, “İslam Cumhuriyeti, ikili ekonomik ilişkileri desteklemek ve çeşitli alanlarda yardımcı olması için, Çin’le olduğu gibi Rusya ile de uzun vadeli bir stratejik işbirliği belgesi imzalamaya çalışıyor” dedi.

İran haber ajanslarının aktardığına göre Zunnur, “Büyük devletlerle irtibata geçmek ve komşu ülkeler ve bölge ile geniş ölçekte ekonomik ilişkiler kurmak, ABD’nin İran üzerindeki yaptırımlarını etkisiz hale getirmenin en önemli yollarıdır. Stratejik belge, gerçekte iki tarafı yatırıma teşvik etmede güvenceler sunan uzun vadeli bir yol haritasıdır” ifadelerini kullandı.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cao Licien, Pekin ve Tahran arasındaki anlaşmaya ilişkin açıklamasında, “Kapsamlı işbirliği planı, ekonomik ve kültürel işbirliği imkanlarından faydalanan geniş kapsamlı çalışmanın çerçevesi ve uzun vadeli bir yol haritasıdır. (İşbirliği belgesi) hiçbir özel anlaşma veya amaç içermiyor ve herhangi bir üçüncü şahsı hedef almıyor” dedi. South China Morning Post gazetesinin haberine göre, Çin’in eski Tahran Büyükelçisi Hua Liming, iki ülke arasındaki anlaşmayla ilgili şu değerlendirmede bulundu:

“Çin’in Ortadoğu’da değişen stratejisinin arkasında ABD ile ilişkilerin kötüleşmesi olabilir. Pekin, Washington’u kızdırmaktan kaçınmak için Tahran ile ilişkilerinde temkinli davranmaya alışkındır.”

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU