AB: Suriye’deki cumhurbaşkanlığı seçimleri normalleşmenin önünü açamaz

Geçtiğimiz hafta Irak'a tarihi bir ziyarette bulunan Papa Francis, Suriye'yi ziyaret etmek niyetinde olmasa da düzenli olarak burada ateşkes anlaşması imzalanması için çağrıda bulunuyor

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Rakka'da yıkılan evlerin üzerinde uçan güvencinler (AFP)

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB üyesi ülkeler adına yaptığı açıklamada, Suriye’de bu yıl yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kriterleri karşılamaması ve çatışmanın çözümüne katkıda bulunmaması nedeniyle Suriye rejimiyle herhangi bir uluslararası normalleşmenin önünü açamayacağını söyledi. Borrell, AB’nin, Suriye rejiminin önde gelen isimleri ve kurumlarına yönelik yaptırımlarını Mayıs ayı sonunda yenileyeceğini de belirtti. Öte yandan Papa Suriye'de ‘silah bırakma’ ve ‘sosyal dokuyu yeniden inşa etme’ çağrısında bulundu.

Borrell, Suriye genelinde barışçıl protestoların başlamasının onuncu yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada, "Rejimin Suriye halkına yönelik acımasız baskısı ve protestoların başlıca nedenlerine çözüm getirememesi, silahlı çatışmanın tırmanmasına ve uluslararası bir hal almasına yol açtı. Son on yılda, başta Suriye rejimi olmak üzere tüm taraflarca sayısız insan hakları ihlalleri ve uluslararası insancıl hukukun ağır ihlali, çok büyük insani acılara neden oldu. Uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukukuna yönelik tüm ihlalleri gerçekleştirenlerden hesap sorulması, yasal bir gereklilik olarak ve Suriye’de sürdürülebilir barış ve gerçek uzlaşmanın sağlanmasında temel bir unsur olarak son derece önemlidir" ifadelerini kullandı.

Borrell sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şuan 5,6 milyon kayıtlı mülteci ve 6,2 milyon yerinden edilmiş insanın uluslararası hukuka uygun olarak güvenli, gönüllü, onurlu ve sürdürülebilir bir şekilde evlerine geri dönüşleri için elverişsiz koşullarda yaşadıkları Suriyeli mülteciler krizi, dünyanın en büyük yerinden edilme krizi olmaya devam ediyor. Buna ek olarak çatışmanın bölge genelinde ve ötesinde risk oluşturmasına ve terör örgütlerini harekete geçirmesine neden oluyor. AB, Suriye'deki tüm aktörlerin IŞİD ile mücadeleye odaklanması gerektiğine ve terör örgütünün yeniden ortaya çıkmasını önlemenin bir öncelik olmaya devam ettiğine işaret ediyor. AB, baskıya son verilmesi ve tutukluların serbest bırakılmasını talep etmenin yanı sıra Suriye rejiminin ve müttefiklerinin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararının tam olarak uygulanmasına katkıda bulunması konusundaki kararlılığını sürdürmektedir. AB’nin Suriye rejiminin önde gelen isimleri ve kurumlarına yönelik yaptırımları Mayıs ayı sonunda yenilenecek. AB, Siyasi süreçte somut ilerleme sağlanmadıkça Suriye'nin yeniden inşasına katkıda bulunmamak da dahil olmak üzere AB Konseyi'nde daha önce de belirtildiği gibi politikasını değiştirmedi ve halen Suriye’nin birliğine, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne bağlı kalmaya devam ediyor."

AB’nin, BMGK’nın 2254 sayılı kararı uyarınca ve BM gözetiminde, yönetim ilkelerini ve tüm Suriyeliler için en yüksek uluslararası şeffaflık ve hesap verebilirlik standartlarını karşılayan, diasporadaki Suriyelilerin de katılabileceği Suriye'de özgür ve adil seçimlerin düzenlenmesini desteklemeye her zaman hazır olacağını söyleyen Borrell, geçtiğimiz yıl yapılan milletvekili seçimleri veya bu yıl yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi Suriye rejiminin düzenlediği seçimlerin bu kriterleri karşılamadığını belirterek, "Dolayısıyla, çatışmanın çözümüne katkıda bulunamaz ve Suriye rejimiyle herhangi bir uluslararası normalleşmeye yol açamaz" dedi. Borrell, BMGK’nın 2254 sayılı kararı uyarınca siyasi çözüm çabalarının yanı sıra Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’ın 2254 sayılı karar çerçevesindeki çabalarının birleştirilmesi çağrısını bir kez daha yineledi.

AB’nin son on yıl içinde Suriye’ye 24 milyar euro yardımda bulunduğunu belirten Borrell, "AB ve üye ülkeleri, Suriye halkının barışçıl ve sürdürülebilir bir gelecekleri olması amacıyla AB’den tam siyasi ve insani destek almaya devam etmeleri için çatışmadan kaynaklanan ihtiyaçların karşılanmasına en büyük katkıda bulunanlar olmaya devam ediyorlar" şeklinde konuştu.

Öte yandan Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis, St Peter's Meydanı'ndaki geleneksel pazar ayini sırasında "Bir iyi niyet göstergesi olarak ve yorgun insanlara umutlarını yeşertmek için çatışan taraflara yönelik çağrımı yineliyorum. Uluslararası toplumun silahlar bırakıldıktan sonra sosyal dokunun ve ülkenin yeniden inşası ve ekonominin canlandırılması için yapıcı, kararlı ve yenilenmiş bir taahhütte bulunmasını umuyorum" dedi.

Suriye’de on yıldır devam eden kanlı savaş nedeniyle üzgün olduğunu dile getiren Papa, "Tarihimizin en büyük insani felaketlerinden biri. Sayısız ölü ve yaralı, milyonlarca mülteci, binlerce kayıp, her türlü yıkım ve şiddetin var olduğu savaş, özellikle kadınlar, çocuklar ve yaşlılar gibi en savunmasız gruplar için insanlık dışı acılara neden oldu" ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Irak'a tarihi bir ziyarette bulunan Papa Francis, Suriye'yi ziyaret etmek niyetinde olmasa da düzenli olarak burada ateşkes anlaşması imzalanması için çağrıda bulunuyor.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne (SOHR) göre dün itibarıyla 11’inci yılına giren on yıllık Suriye Savaşı boyunca 388 binden fazla insan öldü. SOHR Direktörü Rami Abdurrahman, Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı açıklamada, çatışmaların patlak vermesinden bu yana en düşük ölüm sayısının savaşın onuncu yılında kaydedildiğini belirtti.

Siviller kayıplar arasında 16 binden fazla insanın rejimin gözaltı merkezlerinde ve cezaevlerinde öldüğü biliniyor. Bu sayı, rejimin cezaevlerinde işkence altında ölen yaklaşık 88 bin kişiyi kapsamıyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat 

DAHA FAZLA HABER OKU