Cougar'lar neden düşüyor? Köse: Pilotaj hatasının meteorolojiyle birleşmesi kazaya yol açmış olabilir; Aydoğan: Alınmasına Genelkurmay karşı çıkmıştı

Havacı Korgeneral Orhan Köse, Bitlis'teki kazanın pilotaj hatasıyla kötü hava koşullarından kaynaklanmış olabileceğini iddia ederken, emekli Tuğgeneral Aydoğan, Cougar'ların Gümrük Birliğine girme karşılığında alındığını öne sürdü

Cougar helikopterin düşmesi sonucu 11 asker şehit düştü / Fotoğraf: AA

Bitlis'te dün düşen Cougar model askeri helikopterde aralarında Korgeneral Osman Erbaş'ın da bulunduğu 11 asker şehit oldu.

Kazanın ardından Cougar helikopterlerin karıştığı kazalara dair paylaşımlar yapıldı.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) 1996'dan beri kullanılan Fransız-Alman ortak yapımı genel maksatlı Cougar helikopterlerin biri 1997'de PKK tarafından füze ile vuruldu diğerleri aradan geçen 25 yıl içerisinde düştü.

Son olayla birlikte bu 4 kazada toplam 39 asker şehit düştü.

Yaşanan gelişmenin ardından Cougar helikopterlerin güvenli olup olmadığı da tartışma konusu oldu.

mithat.jpg
Mithat Işık / Fotoğraf: sde.com.tr

 

"Sarp arazide kullanmaya müsait değiller"

Independent Türkçe'nin görüş aldığı Eski Özel Kuvvetler Alay Komutanı Emekli Albay Mithat Işık, Cougar'ların doğu illerinin sarp arazisinde kullanılmaya müsait olmadığını, bu nedenle daha çok Ege Ordusu bünyesinde kullanıldığını belirtti.

Işık, sarp arazide kullanmaya daha müsait olması nedeniyle operasyonlarda çoğunlukla Sikorsky helikopterlerin tercih edildiğini kaydetti.

osman.jpg
Osman Aydoğan / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Alınmasına Genelkurmay karşı çıkmıştı"

Emekli Tuğgeneral Osman Aydoğan ise kendisine ait olan "Şehriyar" adlı sayfada bugün yayınladığı "Helikopter Kazası" adlı yazısında Cougar'larla ilgili Işık'ın dile getirdiği iddialara benzer açıklamalarda bulundu.

Son kazada şehit olan Korgeneral Osman Erbaş'ı şahsen tanıdığı ve 2020 yılı içerisinde makamında iki kez görüştüğünü belirten Aydoğan, Cougar helikopterlerinin 20 tanesinin 1993 yılında Fransa'dan satın alındığını, 30 tanesinin de 1996 yılından itibaren TUSAŞ tesislerinde lisanslı olarak üretildiğini kaydederek, şu iddiada bulundu:

Ancak sorun olan sadece bu helikopterlerin yaşı da değildir. Fransız Cougar helikopterlerinin alımı da ilginçtir. Zamanında Türk hükümeti bu Cougar helikopterlerini almak istediğinde bu isteğe Genelkurmay Başkanlığı karşı çıkmıştır. Bu isteğe Hava Kuvvetleri Komutanlığı karşı çıkmıştır. Bu isteğe Kara Kuvvetleri Komutanlığı karşı çıkmıştır. Bu isteğe bu helikopterleri bizzat kullanacak olan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kara Havacılık Dairesi karşı çıkmıştır.

"İyi bir helikopter ama zorlu koşullara uygun değil"

Bu itirazın nedeninin Cougar helikopterlerinin kötü, kalitesiz olmasından kaynaklanmadığını tersine Cougar helikopterlerinin sınıfının neredeyse en iyi helikopteri olduğunu söyleyen Aydoğan, iddialarını şöyle sürdürdü:

Ancak bu Cougar helikopterlerinin üretim ve kullanım amaçları farklıdır. Çünkü bu Fransız Cougar helikopterleri dağlık arazide, yüksek rakımlarda, olumsuz hava koşullarında icra edilecek operasyonlarda kullanılmak için üretilmemiştir. Cougar helikopterlerinin fiziki silueti büyük ve yüksekliği fazladır. Fransız Cougar helikopterleri esas olarak Fransa'da barış koşullarında havaalanları arasında yolcu transferinde kullanılmak, muharebe koşullarında ise geri bölgede personel taşımak için üretilmiştir. Cougar helikopterleri, anlattığım gibi barış koşulları şartlarında, muharebede ise geri bölgede personel taşıma maksadıyla üretildiği için bu helikopterlerin füze koruma sistemi de yoktur.

tskcougar.jpg
TSK envanterindeki bir Cougar / Fotoğraf: Wikipedia

 

Fransız Cougar helikopterleri alındığında Tansu Çiller'in başbakan olduğunu hatırlatan Aydoğan, "Türkiye o zaman (1993) AB Gümrük Birliğine girmek istemektedir. Kanaatim odur ki nasıl ki NATO'ya girmek için ABD'ye rüşvet olarak Kore'ye asker gönderilmiş ise AB Gümrük Birliğine girmek için de rüşvet olarak bu Fransız helikopterleri alınmıştır" iddiasında da bulundu.

"Hava Kuvvetleri istemedi, Kara Kuvvetleri Ege Ordusu'na verdi"

Alındıktan sonra bu helikopterleri Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın almak istememesi üzerine Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na teslim edildiğini belirten Aydoğan, "Kara Kuvvetleri Komutanlığı da bu Fransız Cougar helikopterlerinin özelliklerini bildiğinden iç güvenlik harekât bölgesine değil de Ege Ordu Komutanlığı Hava Alayının envanterine dâhil edilir" dedi ve sözlerini şu iddiayla bitirdi:

Sorulacaksa eğer, sorulması gereken soru, Cougar helikopterlerinin bu özellikleri bilindiği halde neden satın alındığı ve neden doğudaki birliklerde kullanıldığıdır?

orhan köse.jpg
Orhan Köse / Fotoğraf: TSK

 

"Cougar'lar güçlü ve emniyetli"

Her ikisi de karacı olan Işık ve Aydoğan'ın ardından konuyu bu sefer de bir havacıya Emekli Hava Korgeneral Orhan Köse'ye sorduk.

Köse, öncelikle uzman olmayan kişilerin medya organlarında bu konuda yorum yapmalarının kafaları daha fazla karıştırdığını söyleyerek eleştirisini dile getirdi.

Köse ardından Cougar'ın doğu illerindeki coğrafi koşullara uygun olmadığı, bu nedenle Ege Ordusu bünyesinde kullanıldığı iddialarına cevap verdi:

Bunlar çok maksatlı helikopterlerdir. Helikopterlerin şu maksatla bu maksatla kullanılması diye kesin çizgiler çizmek mümkün değil. Cougar'lar arama kurtarmada da kullanılabilen, tam teçhizatlı 20 kişiyi bir yerden bir yere taşıyabilen, güçlü, kuvvetli, emniyetli oluşu teyit edilmiş, dünya üzerinde 15 ülke tarafından kullanılan bir vasıta.

Köse, bu tespitte bulunduktan sonra kazanın nedeniyle ilgili olası tahminlerini anlatmaya başlayarak öncelikle meteorolojik koşullara dikkat çekti.

"Havacının meteorolojiyle kavgası Don Kişot'un değirmenlerle savaşına benzer"

Bölgenin arazi yapısını karış karış bildiğini ve o bölgede çok uçtuğunu söyleyen Köse, buranın özelliklerini şöyle anlattı:

Bölge son derece dağlık olduğundan bu mevsimde meteorolojik olaylara açık. Dolayısıyla meteorolojinin hayati olduğu bir bölgedir. Meteoroloji ile bir havacı kavga etmeye başlarsa bu Don Kişot'un yel değirmenleriyle savaşına benzer. Meteoroloji ile harp edilmez. Bölgede söylenenlere göre yoğun bir görüş kısıtlaması, sis, pus olayı var. O bölge her zaman öyledir. Çok yüksek bölge olduğu için alçak stratus bulutları adeta sis gibi vadilere iner yerleşir ve helikopterin vadilerden ve bulut altlarından geçmesini engeller.

cougar.jpg
Cougar'lar Güneydoğu'da da kullanılıyor / Fotoğraf: AA

 

"Meteorolojiye rağmen emirle uçak, helikopter uçurulmaz"

Bölgedeki meteoroloji koşullarının uçuşa uygun olmayabileceğine dikkat çeken Köse, bu durumlarda pilotların yapması gerekenlerle ilgili şunu anlattı:

Burada da meteoroloji görerek şartlarda uçuşu engellemiştir. Şimdi burada pilotun yapacağı çok önemli bir şey var. Her uçucu bir yerden bir yere giderken meteorolojinin kısıtladığı koşullarda her zaman geriye dönebileceği, uçağını kurtarabileceği bir yan bir bölge bırakır kendisine. Artık geçilemez gidilemez hale gelindiğinde o elinde tuttuğu kurtarma bölgesinden geri dönerek uçuşu iptal eder. Meteorolojiye rağmen verilen emirlerle uçak, helikopter uçurulmaz.

ikili.jpg
Eşref Bitlis (solda) uçak, Muhsin Yazıcıoğlu (sağda) helikopter kazasında yaşamını yitirmişti / Fotoğraf: AA

 

"Yazıcıoğlu ve Bitlis'in ölümüne meteorolojiyle kavga neden olmuştur"

Köse, bu sözlerinin ardından yakın tarihimizde yaşanan ve üzerlerindeki sis perdesi halen tam aydınlanmayan iki önemli olayla ilgili şu iddialarda bulundu:

BBP Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile Orgeneral Eşref Bitlis'in rahmetli oluşuna meteoroloji ile yapılan harp neden olmuştur. Kesin olarak ama bunun başka şekli yok. Hani diyorlar ya sabotaj falan onlar hikaye. Özellikle Eşref Bitlis General'in pilotu "Efendim buzlanma yerden itibaren başlıyor. Biz bu havada uçamayız uçak olarak" denmesine karşın "Uçarız cevabını alıyor. Emirle meteoroloji katledilmez. Böyle bir şey olmaz.

"Meteoroloji ile pilotaj hatası birleşerek olayı yaratmış olabilir"

Son olayda da benzer bir durumun yaşanmış olabileceğini değerlendirdiğini kaydeden Köse, şöyle konuştu:

Meteorolojiye meydan okuma gibi bir yanlışlık görüyorum. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum. Uçağın sahibi pilottur. Pilot uçağın uçamayacağı pozisyonu gördüğünde ki görmek zorundadır uçuşu iptal etmek, emniyetli bir yere indirmek zorundadır. Helikopter iniş için zaten pist gerektirmeyen her yere inebilen bir hava vasıtasıdır hiçbir problem yoktur. O nedenle pilotaj hatasının önemli bir faktör olabileceğini, meteorolojinin pilotaj hatasıyla birleşip olayı yaratmış olabileceğini değerlendiriyorum.

Pilotlar, hava koşulları uygun olmasa da komutanların uçalım emrine uymak zorunda mı kalıyor?

Köse'ye tam bu noktada "Pilotlar, hava koşulları uygun olmasa dahi kendilerinden daha üst rütbeli kişilerin uçalım direktiflerine uymak zorunda kalıyor mu" sorusuna şu cevabı verdi:

Çok doğru bir nokta. Pilotlar komutanlarının vermiş olduğu emrin tersine hareket etmekten çekinmiş olabilirler. Aslında çekinmemeleri lazım. Size bir örnek vermek istiyorum. Malatya'da 7. Ana Jet Üs Komutanı iken zamanın 2. Ordu Komutanı 2. Burhanettin Bigalı, özellikle kış mevsiminde bir yerden bir yere helikopterle gitmeden önce beni arar "Gidebilir miyim?" diye sorardı. Ben de ayrıntılı hava durumunu anlattıktan sonra "Bu havada helikopterle gidilmez" dediğimde "O zaman iptal ettim helikopterle uçuşu, arabamla gidiyorum" derdi. Bu böyledir. Dolayısıyla komutanların da ısrarlı olmaması gerekir. Pilot hava şartları müsait değil derse komutanların da buna riayet etmesi lazım.

"Kazanın teknik sebepten olması zayıf bir ihtimal"

 "Acaba bir önemli noktada buzlanma seviyesi neydi?" sorusunu da soran Köse, iddialarını şöyle sürdürdü:

Helikopterin buzlanmış olma ihtimali de bulunuyor. Dolayısıyla buzlanma da meteorolojik bir olay olduğu için ben pilotaj hatasının meteorolojik olayla birleşerek kazayı meydana getirdiği kanaatini taşıyorum. Teknik sebep olur mu olmaz mı bu uzman kişilerin yapacağı inceleme sonunda ortaya çıkacaktır. O da bir ihtimaldir ama zayıf bir ihtimal olduğu kanaatindeyim.

"Üzüntülü olmak gerçekleri ifade etmemeyi gerektirmez"

Helikopterin küçük parçalara da ayrılmış olmasınında süratli bir şekilde yere çarpmış olduğunu gösterdiğini öne süren Köse, sözlerini "Bu da kayıtlara geçmelidir. Hepsine rahmet diliyorum. 61 yıllık bir pilot olarak en büyük acıyı duyanlardan biriyim. Üzüntülü olmak gerçekleri ifade etmemeyi gerektirmez" diyerek tamamladı.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU