Çiğköftecinin dövülmesi gibi darp olaylarında neden tutuklama olmuyor? Cevabı 2005'te alınan kararda…

Hukukçu akademisyen Barış Erman, 2005 yılı öncesinde darp gibi basit suçlarda da "toplumsal infial" nedeniyle tutuklama kararı verilebilirken bu yıl içerisinde yapılan düzenleme ile yürürlükten kaldırıldığını söyledi

Çiğköftecide çalışan genci, verdiği çiğköfte acılı diye darp eden kişinin ifadesinin ardından serbest bırakılması tepkilere neden olmuştu

Afyonkarahisar'da bir çiğköftecide, sipariş ettiği çiğköftenin "acılı" olduğunu ileri süren müşteri, işyeri çalışanını darbetmiş ve güvenlik kameralarına yansıyan görüntünün ardından gözaltına alınan sözkonusu kişi karakolda ifadesi alındıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere savcının talimatıyla serbest bırakılmıştı.

Görüntülerin medyaya düşmesinin ardından oluşan tepkiler nedeniyle saldırgan şahıs, bir kez daha gözaltına alındı.

Yapılan yorumlarda bu kişinin tutuklanması gerektiğini iddia edenler oldu.

Bu tür darp, basit yaralama gibi olayların ardından gözaltına alınan kişilerin karakoldan, savcılıktan serbest bırakılması ya da çıkarıldıkları mahkemelerce verilen tutuksuz yargılama kararları sıklıkla kamuoyunda tepkilere neden olabiliyor.

Hukukçular açısından gayet olağan ve kanunun gereği olarak görülen bu kararlar, sıradan vatandaşlar tarafından anlaşılmakta zorlanılabiliyor.

Bu nedenle bu tür darp ve basit yaralama gibi suçlarda gözaltının ardından saldırganların neden serbest bırakıldığını Yedipete Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Barış Erman'a sorduk.

barış.jpg
Barış Erman / Fotoğraf: Yeditepe Üniversitesi

 

Gözaltı ile tutuklama arasındaki fark nedir?

Erman, öncelikle Türk hukukundaki gözaltı ile tutuklamanın amacını ve aralarındaki farkı anlattı: 

"Hukukumuzda gözaltının amacı, işlenmiş olan bir suçla ilgili olarak delillerin toplanabilmesi ve şüphelilerin tespit edilerek ifadelerinin alınmasıdır. Tutuklama ise, suç işlediği konusunda kuvvetli deliller bulunan kişilerin soruşturma ve kovuşturma işlemleri boyunca kaçmalarını veya delilleri karartmalarını önlemek amacıyla uygulanır. Bu amaçlar gerçekleştiğinde de tedbirlerin sonlandırılması gerekir." 

"Yeniden gözaltı için yeni delil ve savcı kararı gerekiyor"

Erman, gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan kişilerin yeniden yakalanması için Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) m. 91 gereği "olayla ilgili yeni ve yeterli delil" ortaya çıkması ve savcının karar vermesinin gerektiğini belirterek sözlerini şöyle devam ettirdi:

"Tutuklama ise, kişinin özgürlüğünü uzun süreli kısıtlayan çok ağır bir tedbir olduğu için son çare olarak uygulanmalıdır. Toplanacak bir delilin bulunmadığı, kişinin kaçmasının önüne başka yöntemlerle geçilebildiği hallerde tutuklama kararı verilmemesi gerekir."

kelepçe.jpg
Erman, elektronik kelepçenin amacı dışında kullanılmaya başlandığını öne sürdü / Fotoğraf: Bianet

 

"Elektronik kelepçe olumlu bir uygulama ama amacı dışında kullanılıyor”

Erman, bugünlerde tartışılan bir başka önlem olan "elektronik kelepçe" uygulamasına da değindi. 

Bunun aslında tutuklama kararı verilebilecek hallerde, şüphelinin kaçmasını önlemeye elverişli fakat daha hafif bir "adli kontrol" tedbiri olarak olumlu bir uygulama olduğunu söyleyen Erman, "Bununla birlikte, uygulamada bu tedbirin de amacı dışında, toplantı ve gösteri yürüyüşlerini, ifade özgürlüğünün kullanılmasını kısıtlamak amacıyla kullanılabildiğini gözlemliyoruz" dedi.

"Tutuklama, gözaltıların amacı dışında kullanılması farklı beklentiler oluşturdu"

"Gerçekten, Türk adalet sisteminde uzunca bir süredir gözaltı ve tutuklamanın gerek adi, gerekse siyasi suçlarda amacı dışında uygulana gelmesi nedeniyle toplumda kişi özgürlüğünü kısıtlayan bu tedbirlere yönelik farklı beklentiler uyanmış, söylem ve eylem düzeyinde de desteklenmiştir" diyen Erman, iddialarını şu sözlerle devam ettirdi:

Bu nedenle toplum, bu tedbirlere bir 'ceza' veya 'tehlikeli kişilerin suç işlemesini önleme' amacı atfetmiştir. Yine adli mercilere bireysel, toplumsal veya siyasi baskı ile karar aldırılabileceğine yönelik olarak toplumda yaygın bir kanaatin oluşmakta olduğunu gözlemlemekteyiz. Bu kanaat, gerçekten yanlış uygulamalara karşı oluşan toplumsal tepki yanında, hukuka uygun olup da toplumda 'adaletsizlik' algısı oluşturan durumlarda da adli merciler üzerinde genel bir baskı oluşturulmasına neden oluyor.

gözaltı.jpg
2005'te gözaltı ve tutuklama kararlarında yeni düzenlemelere gidilmişti / Fotoğraf: AA

 

"2005 yılında yapılan düzenleme ile basit suçlara tutuklama kalktı"

Mahkemeler, "Katolog Suçlar" olarak adlandırılan durumlar dışında genellikle tutuklama kararı vermiyor.

"Peki bu hep böyle miydi?" Erman, bu soruya 2005'te yapılan düzenlemeye dikkat çekerek cevap verdi: 

Hukukumuzda 2005 öncesi yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda, normalde tutuklama kararının verilemeyeceği bazı hafif suçlarda 'toplumsal infial' nedeniyle bir tür 'koruyucu tutuklama' öngörülmekteydi ve aynı zamanda şüphelinin 'yeniden suç işleme ihtimali' de tutuklama nedenleri arasında sayılmaktaydı. 2005 yılında yeni Ceza Muhakemesi Kanunu yürürlüğe girdiğinde bu gibi düzenlemeler masumiyet karinesiyle, insan onuruyla ve hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadıkları için yürürlükten kaldırıldı. Ancak uygulama ve toplumsal beklenti bir yandan da artık yürürlükte olmayan bu hükümlerin bir yansımasını içeriyor gibi.

"Sarhoşken çevreye zarar verenler tehlikeli hali geçene kadar tutulabilir"

Türk hukukunda "önleyici" amaçla bir gözaltı veya tutuklama yapmanın mümkün olmadığını aktaran Erman, "Topluma tehlike oluşturduğu varsayılan kişilere salt bu sebeple adli tedbirler uygulanamaz. Ancak PVSK (Polis Vazife ve Sâlahiyet Kanunu) çerçevesinde sarhoşluk veya madde kullanımı gibi nedenlerle çevresine zarar vermekte olan kişilerin bu tehlikeli hali geçene kadar geçici süreyle tutulmasına izin veren, adli değil, önleyici amaçlı tedbirler bulunmaktadır" diye konuştu.

Farklı ülkelerde de basit yaralamaya tutuklama beklenmez

Önleyici amaçlı gözaltı veya tutuklama gibi tedbirlerin birçok ülkede olmakla birlikte uygulandığı ülkelerde dahi eleştiri konusu olabildiğini öne süren Erman, "Basit bir yaralama olayında bunların uygulanması ilgili ülkelerde de beklenmez" diyerek sözlerini tamamladı.

cinayet1.jpg
Cinayet tutuklama gerektiren katolog suçlar arasında / Fotoğraf: AA

 

İşte tutuklamaya neden olan suçlar..

Mahkemeler darp, basit yaralama, hakaret gibi şikayetlerle çıkarılan kişilerle ilgili tutuksuz yargılama yoluna gidiyor.

Tabii ki bu durum yargılanmayacakları anlamına gelmiyor. Açılan dava sonunda hapis cezası veya para cezasına mahkum olabiliyorlar.

Buna karşın Türk hukukunda “Katalog Suçlar” olarak anılan suçlardan sevkedilenler hakkında tutuklama kararı verilebiliyor.

Bu suçlar sırasıyla şöyle:

Soykırım Suçu ve Örgütlü İşlenmesi    

İnsanlığa Karşı Suçlar ve Örgütlü İşlenmesi

Göçmen Kaçakçılığı Suçu

İnsan Ticareti Suçu

Kasten Öldürme Suçları

Silahla İşlenen Nitelikli Yaralama Suçu

Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Suçu 

İşkence Suçu 

Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış İşkence Suçu 

Cinsel Saldırı Suçunun Basit Bedensel Temas ve Sarkıntılık Haricinde Kalan Kısmı 

Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu

Hırsızlık ve Nitelikli Suçu 

Yağma ve Nitelikli Yağma Suçu  

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçu      

Suç İşlemek İçin Örgüt Kurma Suçu 

Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak

Düşmanla İşbirliği Yapmak 

Devlete Karşı Savaşa Tahrik

Askeri Tesisleri Tahrip ve Düşman Askeri Hareketleri Yararına Anlaşma 

Düşman Devlete Maddi ve Mali Yardım 

Anayasayı İhlal 

Cumhurbaşkanına Suikast ve Fiilî Saldırı 

Yasama Organına Karşı Suç

Hükümete Karşı Suç

Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine Karşı Silâhlı İsyan

Devlet Güvenliğine veya Anayasal Düzene Karşı Suçları İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma  

Devlet Güvenliğine veya Anayasal Düzene Karşı Suçları İşlemek Amacıyla Kurulan Örgütlere Silah Sağlama  

Silah Kaçakçılığı Suçları

Banka Yönetim Kurulu Başkan ve Üyeleri ile Diğer Mensupları Tarafından İşlenen Zimmet Suçu 

Yönetici Olsun veya Olmasın Bankanın Gerçek Kişi Ortakları Tarafından İşlenen Zimmet Suçu 

Kaçakçılık Suçlarının Tamamı

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Haksız Olarak Yurtdışına Çıkarma Suçu

İzinsiz Araştırma, Kazı ve Sondaj Suçu 

Kasten Orman Yakma Suçu 

Devletin Güvenliğine Karşı Suç İşlemek Amacıyla Kurulmuş Bir Örgüt Faaliyeti Çerçevesinde Devlet Ormanı Yakma Suçu 

Tehlikeli Bazı Belirli Maddelerle veya Yüzünü Örtmek Suretiyle Toplantı ve Yürüyüşe Katılmak 

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Sırasında Yasadışı Örgütlere Ait Bazı Belirli Simgeleri Kullanmak 

Terör Örgütü Propagandasına Dönüştürülen Toplantı ve Gösteri Yürüyüşlerinde Kimlik Gizlemek Amacıyla Yüzü Gizleme Suçu

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU