Erkan Baş; Özlem Zengin ve Süleyman Soylu'ya seslendi: Süleyman Zengin Efendi

TİP Genel Başkanı Erkan Baş "AKP öyle bir karanlık yarattı ki, bu iktidarın bir parçası olan bir kadın ve avukat olsa dahi, kadın mücadelesinin hepimizi aydınlatan bu ve bunun gibi pek çok kazanımı oralara ulaşmıyor bile" dedi

Fotoğraf: TİP

 

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, AK Parti’li Özlem Zengin’in tepki çeken ifadeleriyle ilgili "Özlem Zengin, Süleyman Soylu fark etmiyor. Aynı kişisiniz ikinize birden sesleniyorum Süleyman Zengin Efendi, bu gençlerimizin burnu kanasa sorumlusu sensin" diye konuştu.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, partisinin haftalık basın açıklamasında gündemi değerlendirdi. TİP İstanbul İl Binası’ndan yurttaşlara seslenen Baş, iktidar ve sermaye sınıfının, bu hafta da yine emeğe ve özgürlüklere saldırdığını söyledi.

Baş açıklamalarına şöyle devam etti:

Belediyelerde çalışan 450 bin emekçi yeni dönemde yapılacak toplu iş sözleşmeleriyle üç yıldır yüzde 60’lara varan kayıplarını ortadan kaldırmayı hedefliyorlardı. İşçiler bu son dönemde KHK ile belediye şirketlerine geçirildiler ve taşeronluk sistemi böylece neredeyse kalıcı hale getirilmiş oldu. Kimi belediyelerde bu toplu sözleşme süreçleri işçiler tarafından memnuniyetle karşılanırken, birçok belediyede ise sorun var. Burada hem belediye yönetimleri hem de sendika bürokrasileri emekçilerin haklarını kazanmasının önünde engel teşkil ediyor.

Sendikacılara tepki

İşçileri yoksulluk sınırının yarısına zor ulaşan ücretlere mahkum edenlerin hangi partinin belediyesi olduğu fark etmeksizin işçilerin düşmanı olduğunu kaydeden Baş, "Bu para neyinize yetmiyor' tavrıyla işçilerin emeklerini küçümseyenlerle duygudaşlığımız söz konusu olamaz. Sendika genel merkez yöneticilerinin işverenlerin yanında davranıyor olmalarını güçlü şekilde kınamak zorundayız. Yüksek ücretler alan sendikacıların sefalet koşullarında yaşayan işçilerin sözleşmelerini imzalama tutumunu hep birlikte reddetmeliyiz" dedi.

Kadıköy Belediyesi'nde geçen hafta yapılan grevle ilgili işçilerin maaşlarıyla ilgili yanıltıcı bilgilerin bizzat belediye yönetimi tarafından halka servis edildiğini iddia eden Baş "Sendika genel merkez yöneticilerinin işçiler grevdeyken onlara sormadan sözleşmelerine gizlice imza atmaları çalışanlara büyük zararlar verdi. İşçinin emeğinden, alın terinden üstün hiçbir değer tanımıyoruz. Kim ki işçiye bilerek, isteyerek zarar veriyor o bizim düşmanımızdır. Sendikalar, bürokratların değil mücadele eden emekçilerin örgütleridir" diye konuştu.

Dün Maltepe Belediyesi'nde de grev kararı alındığını hatırlatan Baş şu ifadelerle devam etti:

Belediye emekçileri sorunlarına çözümler üretilmediği için grev ilanlarını her gün farklı bir belediyede asıyorlar. Onlar çocuklarının ve ailelerinin geleceği için mücadele ediyorlar. Hizmet üreterek hayatımızı kolaylaştıran ve yaşadığımız şehirleri güzelleştiren belediye emekçilerine selam olsun.

Kafe, bar ve restoran çalışanlarına destek

Baş; kafe, bar ve restoran çalışanlarının da 7 ilde basın açıklaması düzenleyerek seslerini bir kez daha duyurduklarının altını çizdi. Baş "Kendilerinin ifade ettiği rakamlara göre kafe ve restoranlar 170, barlar ise 345 gündür kapalı. Neredeyse bir yıla yakındır işsizler, gelirsizler ve daha kötüsü çoğunluğu sigortasız çalıştırılan bu işçi arkadaşlarımız destek adı altında sunulan ödeneklerden de yararlanamadılar" dedi.

Baş şöyle devam etti:

Şimdi önümüzdeki süreçte iller ve ilçelerdeki vaka sayılarına göre mekanların düşük kapasiteli çalışma ile açılması tarif ediliyor, fakat nakdi ücret desteği ile kısa çalışma ödeneği önümüzdeki ay bitiriliyor. Açılması garanti olmayan, açılsa dahi düşük kapasiteli çalışma sebebiyle birçok işçiden vazgeçileceği iş yerlerinde, işçilerin kalan tek güvencesi olan ödenekler de ortadan kaldırılıyor.

Çalışan arkadaşlarımızın talepleri, tüm mekanlarda açılma ve ücret desteklerinin en azından bu sektör için yıl sonuna kadar uzatılması yönünde. Biz de arkadaşlarımızın bu taleplerinin yanında olduğumuzu ifade ediyoruz.

AK Parti kogrelerini ve Bakan Koca'yı hatırlattı

Baş, kamuoyunda çok tartışılan AK Parti'nin salgın sürecinde kongre yapmasını ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın cenaze törenine katılmasını da örnek göstererek "AKP kongrelerinde insanlar birbirinin üstüne binecekken daha dün İstanbul’dan gerçekleşen bir cenaze töreninde Sağlık Bakanı dahil tüm üst düzey devlet görevlileri topluca katılırken insanları bir yıldır çaresiz beklemeye mahkumiyet dışında bir yol bulunamıyor olması akıl almaz bir durumdur. Sağlıklı koşularda açılmasının yolu varsa açılsın, eğer böyle bir yol bulunamıyorsa bunun bedelinin küçük esnaf ve işçiler, emekçilere ödetilmesinden vazgeçilsin" diye konuştu.

Özlem Zengin'in açıklamalarına tepki

Baş açıklamalarına şu ifadelerle evam etti:

İktidar cephesinin en yetkili ağızlarının geçen hafta sarf ettiği kimi sözler bir kez daha özgürlüklerimizin nasıl ayaklar altına alındığını resmetmiş oldu. İşkenceye kılıf bulanları, onu normalleştirmeye çalışanları, kadın mücadelesini “terörizm” şeklinde karalayanları gördük dinledik.

Onur Yaser Can ve Festus Okey örneklerini hatırlatan Baş "Bundan tam 11 yıl önce Onur Yaser Can adlı genç bir mimar, kendisine işkence ve kötü muamele uygulayan polisler yüzünden yaşamına kıydı. Yaşanan bu acının ardından aileyi kaybettik. Bundan 14 yıl önce Festus Okey gözaltında katledildi. Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin son 30 yılda en fazla ziyaret ettiği ülke Türkiye. Her yıl onlarca yeni işkence ve kötü muamele şikayetleri geliyor. Uluslararası ve ulusal kuruluşlar bunları raporluyor, araştırıyor" diye konuştu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Pek çok yurttaşın ama özellikle kadınların çıplak aramaya maruz kaldığını belirten Baş şunları kaydetti:

AKP Grup Başkanvekili bu iddialara nasıl yanıt veriyor? Bakın dikkatinizi çekiyorum, Özlem Zengin kadın bir avukat. Yani bu konularda  en fazla duyarlı olması gereken bir kişiden söz ediyoruz. Ne diyor Özlem Zengin?

Onurlu ve ahlaklı bir kadın çıplak arandığını açıklamak için bir yıl beklemezmiş. Kadınlar bebekleriyle cezaevine girmek için bilinçli olarak hamile kalıyorlarmış.

Böyle onur, böyle ahlak yerin dibine batsın. O ahlaktan, o onurdan bize lazım değil.  Bu zihniyetin ahlak saydığı, onur saydığı şeyler nedeniyle bugün Türkiye’de binlerce kız çocuğu zorla evlendiriliyor. Cinsel istismara maruz kalıyor. Cinsel şiddete maruz kalan kadınlar seslerini çıkardıklarında bu zihniyetin temsilcilerinin hışmına uğrayacaklarını bildikleri için konuşamıyorlar.

"Mağduriyet edebiyatı artık yetti"

AK Parti'nin 19 yıldır iktidarda olmasına karşın "mağdur rolü" yapmaktan vageçmediğini iddia eden Baş, "Din üzerinden yaptığınız duygu sömürüsü, oradan türettiğiniz mağduriyet edebiyatı artık yetti. Bu vesileyle iktidara karşı kesintisiz mücadele eden tüm kadınları bir kez daha selamlamak istiyorum. İyi ki kadın hareketi var. Mücadele eden kadınlar, en başta biz erkeklere, tabiri caizse, kafamıza vura vura, uğradıkları cinsel, psikolojik şiddeti ifade etmelerinin kolay olmadığını öğretti. Biz, böyle bir şiddete maruz kalan ama bunu çok geç ifade edebilen kadının ahlakını, onurunu sorgulamamayı öğrendik. Bakın değerli arkadaşlar, AKP öyle bir karanlık yarattı ki, bu iktidarın bir parçası olan bir kadın ve avukat olsa dahi, kadın mücadelesinin hepimizi aydınlatan bu ve bunun gibi pek çok kazanımı oralara ulaşmıyor bile" diye konuştu.

Baş açıklamasının devamında şunları kaydetti:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun pek çok kadının hayatını kurtaran kadın örgütlerini terör örgütü olarak hafızalara kazımaya çalışmasına bir ses dahi çıkaramıyorlar. 

“İçişleri Bakanıma itimat etmeyeyim mi?” diyorlar? Siz ve o ve kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum diyen reisiniz aynı kişilersiniz Özlem Zengin. Kadını ahlakı üzerinden karalamaya çalışan binlerce, on binlerce yobaz var bu ülkede. Siz onların aklısınız, gözüsünüz, dilisiniz…

Ankara'daki kaçırılma iddiaları

Özlem Zengin'in Ankara'da kendisini polis olarak tanıtan kişlerce alıkonulan vatandaşşlar için kendilerini yalan söylemekle suçladığını hatırlatan Baş "Türkiye İşçi Partisi üye ve yöneticisi, öğrenci kardeşimiz Ali Ayduğan’ın da aralarında olduğu gençler Ankara’da evlerinin önünden kaçırıldılar. Ankara’nın dört ayrı çıkışına kadar polisler eşliğinde götürüldüler. Genç arkadaşlarımız bu kişilerin polis olduklarını biliyorlar. Onlara fiziksel şiddet uygulandı. Ölümle tehdit edildiler. Örgüt evi nedir Özlem Zengin? Sizin tarikat evleriniz, cemaat evleriniz vardı belki, bizde öyle şeyler yok. Ali’yi gidin mahallesindeki esnafa sorun, size anlatsınlar. O mahallenin en genç muhtar adayı oldu. Binlerce oy aldı. Olmasaydı da ne fark ederdi?" diye konuştu.

Baş şöyle devam etti:

Özlem Zengin, Süleyman Soylu fark etmiyor. Aynı kişisiniz ikinize birden sesleniyorum… Süleyman Zengin Efendi. Bu gençlerimizin burnu kanasa sorumlusu sensin. Gençlerin yakasından o kirli ellerini çek. Kadınların yakasından o kirli elini çek. 

 

 

 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU