Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, geçen hafta uzaya gitmeyi hedefleyen bir program açıkladı.

Buna göre yakın zamanda Türkiye uzaya astronot yollayacaktı.

Keşke bu güzel niyet, bu heyecan verici istek gerçek olsa…

Keşke yıllardır yazdığım gibi, başta Türkiye olmak üzere Müslüman aleminin de bilim, teknoloji üretme yarışına ve de uzaya gitme yarışına katılması hayalim gerçek olsa…

Henüz Kars'a gidecek otomobil yapamamış Türkiye, keşke Mars'a gidecek uzay aracı yapsa…

Keşke hayaller Mars, gerçekler Kars olmasa!

Bakın dünyada 1885 yılından beri otomobil yapılıyor.

Geçtim dünya çapında pek çok otomobil markalarına sahip olan ABD'yi, Japonya'yı, İngiltere'yi, Çin'i, Almanya'yı, Fransa'yı, İtalya'yı…

Ve hatta geçtim tanınmış birçok otomobil markasına sahip olan Güney Kore'yi, Hindistan'ı…

Madagaskar, Vietnam gibi ülkeler bile yerli otomobilini bizden çok önce yaptı.

"Kabile devleti" denilen Afrika ülkesi Uganda  bile yerli otomobilini bizden çok önce yaptı. 

Dahası, bizim Konya büyüklüğündeki Hollanda bile uçan otomobil yaptı.

Biz henüz yerli otomobilimizi bile yapamamışken, motor profesörü Necmettin Erbakan'ın kurduğu Saadet Partisi'nin Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Yerli otomobil yapacağız diyorsunuz, ama o otomobilin bırakın motorunu, tasarımını bile İtalya' da yaptırıyorsunuz" derken, bizi  Ay'a, Mars'a götürecek uzay aracı yapacağımıza nasıl inanalım?

Maalesef Türkiye henüz otomobilin motorunu yapabilen bir ülke değildir.

Motorunu yapamadıktan sonra otomobil yapmak, otomobil yapmak demek değildir.

Kaldı ki uzaya gitmek için, uzaya giden ülkelerin bilimsel, teknolojik kapasitelerinin yanı sıra bu iş için ayırdıkları bütçelere de bakmak gerekir.

Örneğin Türkiye Uzay Ajansı'nın bütçesi, Amerikan Uzay Ajansı'nın bütçesinin binde biri kadar.

Böylesine minik bir bütçeyle Türkiye'yi uzaya götüreceklerini söyleyenler, acaba ne kadar inandırıcı olurlar?

Ayrıca Türkiye'yi uzaya götürme projesini yürüten Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın bütçesi ne kadar?

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın bütçesi, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesinin dörtte biri kadar. 

Oysa bizi uzaya götürecek bilimsel, teknolojik seviyelere ulaşmak için, devlet bütçesinde aslan paylarından birinin bilim, teknoloji üretecek kurumlara verilmesi lazımdır.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın bütçesinin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesinin dörtte biri kadar olmaması lazımdır.

Dahası, geçen yıl olduğu gibi Diyanet İşleri Başkanlığı ek bütçe isteyince, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın zaten yetersiz olan bütçesinin yüzde 56'sının Diyanet İşleri Başkanlığı'na aktarılmaması lazımdır. 

Bunlar yapılmadıkça uzaya gitmek istemek güzel bir hayalden ibaret kalacaktır.

Unutmayalım ki uzaya gitmek, Ay'a, Mars'a inmek ciddiye alınması gereken bir uğraştır.

Bunun için hem çok yüksek bilime, teknolojiye sahip olmanız ve hem de bu işe çok yüksek bütçe ayırmanız şarttır.

Yoksa uzaya gideceğiz, Ay'a, Mars'a ineceğiz demeniz ciddiye alınmayacaktır.

Bunu sadece eski Enerji ve Ekonomi Bakanı Berat Albayrak'ın, "Cumhurbaşkanımız Ay'a dört şeritli yol yapacağım dese bizim seçmenlerimiz inanır" dediği gibi, Tayyip Erdoğan ne dese ona sorgusuz sualsiz inananlar ciddiye alacaktır!

Yazımın başında da belirttiğim gibi, uzaya gitmek istemek heyecan verici güzel bir niyettir.

Ancak bu niyet, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na Diyanet İşleri Başkanlığı'nın dörtte biri kadar bütçe veren zihniyet değişmedikçe gerçekleşmeyecektir.

Niyet gerçekleşsin isteniyorsa önce bu zihniyet değişmelidir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.