Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Pala: 27 günde 3 milyon kişiyi aşılayamadık, toplamda 60 milyon kişinin aşılanması gerek

Toplumsal bağışıklık için 120 milyon doz aşıya ihtiyaç duyulduğunu belirten Prof. Dr. Kayıhan Pala, etkinliği yüksek olmayan tek bir aşıya bağımlı kalmayı eleştirirken, çeşitliliğin şart olduğunu ifade etti

Türkiye’de uygulanan Çin menşeili CoronaVac aşısının koruyuculuk oranı yüzde 50 olarak açıklandı. Koruyuculuğu yüksek olan aşıların ivedilikle tedarik edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Pala, "Günde 500 binin üstünde, hatta mümkünse 1 milyon kişiyi aşılayarak önlem alabiliriz" şeklinde konuştu / Fotoğraf: AA

İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya varyantlarının görülmesiyle koronavirüs salgınında yeni bir dönem başladı.

Mutant virüsün Türkiye'deki yayılımı sürüyor. Varyantların Eskişehir ve Trabzon'da da görülmesiyle, mutasyonlu virüse rastlanan kent sayısı 33 oldu.

Son günlerde vaka sayılarındaki artış dikkati çekerken, Türkiye'de de uygulanan Sinovac'ın CoronaVac aşısının koruyuculuk oranı yüzde 50'lerde kaldı.

Ülkede 2,9 milyona yakın kişi aşılandı

Oranın düşük çıkması, daha fazla kişinin aşılanmasını zorunlu hale getirdi. Mevcut durumda aşılanan kişi sayısı ise 2,9 milyon civarında kaldı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 65 yaş üzeri vatandaşların aşı olmak için sisteme tanımlanacağını açıkladı.

Bakan Koca: Aşı küresel savaşa döndü

Aşının küresel bir savaşa döndüğünü belirten Koca, tedarikte çeşitlendirme yoluna gidileceğini şu sözlerle açıkladı:

Biontech aşısı ayrıca gelmiş olacak. Miktar olarak muhtemelen 500-800 bin gelmiş olacak. Ama mart sonunda 4,5-5 milyona yakın gelmiş olacak. 30 milyona kadar da opsiyonel olarak imzalanmıştı. İlave olarak Sinovac'tan 50+50 talebimiz vardı, ikinci 50 milyon için de sözleşme imzalandı. 130 milyona yakın aşının sözleşmesinin yapıldığını söyleyebilirim.

Bakan Koca'nın "Gelecek" dediği aşıların Türkiye'ye ne zaman ulaşacağı merak konusu. Zira aşılama takvimi ve aşı yapılacak kişi sayısına ilişkin hesaplar şimdiye kadar tutmadı. 

Aşılama tartışması sürerken diğer taraftansa mart-nisan aylarında koronavirüs salgınında yeni bir dalga yaşanmasından edişe ediliyor. Hatta bu konuda sağlık kuruluşları alarm geçmiş durumda.

"Üç yeni varyant nedeniyle doğrulanmış olgu sayısında artış yaşanabilir"

Salgındaki gidişatı değerlendiren Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Tabipleri Birliği Kovid-19 İzleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, son günlerde vaka sayısında yaşanan artışın sürebileceğini söyledi:

Endişe verici üç yeni varyantın -İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya- Türkiye'de de görülmesiyle, önümüzdeki haftalarda doğrulanmış olgu sayısında artış yaşanabilir. Dikkat ederseniz son günlerde vaka sayıları yükseliyor, günlük 8 binleri aştı.

"Varyantın tespitinden sonraki 4-6 hafta içinde vakalar yükseliyor"

Pala, günlük vaka sayıları artarken ölü sayısının azalmasını ise şöyle açıkladı:

Ölümler, vaka sayısı artışından daha sonra karşımıza gelir. Bugünlerde ölü sayılarındaki düşüş, önceki vaka sayısının azalmasının yansımasıdır. Ancak vaka sayıları yeniden artıyor. Dünyanın 80 ülkesine yayılmış yeni varyanttan yola çıkacak olursak, ilk tespitten itibaren 4-6 hafta içinde vakaların yüksek olabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla, mart-nisan ayında yeni dalga yaşanabileceğine yönelik uyarılarda bulunulması doğru bir yaklaşım.

"Türkiye'nin yeni dalgaya hazırlıklı olduğunu söylemek pek mümkün değil"

Türkiye'nin salgında yeni bir dalgaya hazırlıklı olup olmadığını da sorduğumuz Pala, "Salgını kontrol altına alamadığımız için bunu söylemek mümkün değil. Sağlık Bakanlığı'nın izlediği politika açısından ciddi bir hazırlık yapmak pek mümkün görünmüyor. 10 ay önce dillendirmeye başladığımız gibi, salgına karşı etkili bir ilacın olamaması ve başlangıçta aşıların söz konusu olamaması, bizim farmakolojik olmayan önlemler dediğimiz halk sağlığı uygulamalarını güçlü bir şekilde uygulanması gerekirdi ama Türkiye bunu yapamadı" dedi.

 

Prof. Dr. Kayıhan Pala TTB.jpg
Prof. Dr. Kayıhan Pala / Fotoğraf: TTB

 

"120 milyon doz aşıya ihtiyaç var"

Sağlık Bakanlığı'nın aşı politikalarının "sıkıntılı" olduğu yorumunu yapan Prof. Dr. Kayıhan Pala, "Etkinliği yüksek olmayan tek bir aşıyla bağlantı kurmuş durumdayız" şeklinde konuştu.

Aşı tedarikindeki sıkıntılara değinen Pala, iki dozluk aşının 60 milyon kişiye uygulanabilmesi için 120 milyon doza ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

"27 günde 3 milyon kişiyi aşılayamadık, toplamda 60 milyon kişinin aşılanması gerek"

Aşılamada yavaş kalındığını savunan Kayıhan Pala, şöyle konuştu:

Aşı uygulamasının 27. gününü geride bıraktık. Toplam aşı sayısı, 2 milyon 780 bin civarında. Günde 100 bin kişiyi aşılayabiliyoruz. Aşı tedariki çeşitlendirilmeli. Sinovac'ın satın alma bedelinin 20 dolar olduğu, Oxford'un aşısının ise 3 doları bulduğu söyleniyor. Açıklanmadığı için kesin rakamları bilemiyoruz, Türkiye'ye gelen tam dozun ne olduğunu bilmiyoruz, bakanlık şeffaf davranmalı. Bildiğimiz şey şu, 27 günde 3 milyon kişiyi aşılayamadık. Toplamda 60 milyon kişiyi aşılamamız gerek, bunun için de 120 milyon doz aşıya ihtiyaç var.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"Günlük aşılamada 100 bin kişide kalırsak 3 yıla ihtiyacımız olur"

Günlük aşılamada 100 bin kişide kalınması halinde toplumsal bağışıklığın sağlanabilmesi için 3 yıla ihtiyaç duyulacağını kaydeden Prof. Dr. Pala, en hızlı şekilde, koruyuculuğu yüzde 90'ların üstünde olan aşılardan getirip, günde 500 binin üstünde, hatta mümkünse 1 milyon kişiyi aşılayarak önlem alınabileceğini söyledi ve ekledi:

Türkiye bu rakamların çok gerisinde. Türkiye'de yeni varyant ciddi bir etki gösterecek olursa, önümüzdeki haftalarda vakalara yansır. 6 aşının koruyuculuğu, bizim ülkemizin aldığı aşıdan yüksek. İvedilikle bakanlığın iletişime geçmesi gerekir, şimdiye kadar çoktan geçmeliydi.

 

Seyahatler, kutlamalar, kongreler….

Toplumsal hareketliliğin azaltılmasına yönelik önlemlerde güçlü bir politika sürdürülemediğini savunan Kayıhan Pala, bazı otellerdeki etkinlikler, eğitime verilen ara tatil dönemindeki seyahatler ve kalabalık kongrelerden örnek verdi.

"Mevcut kamu kaynakları, aşı bulunmasına, üretilmesine ve pandemide sıkıntı yaşayanlara aktarılmalı"

Salgının etkilerinin 11 ayı geride bırakması nedeniyle toplumda ekonomik, sosyal ve psikolojik çöküntü yaşandığına ve bıkkınlık oluştuğuna da değinen Kayıhan Pala, "Bu daha ne kadar sürecek?" diye sordu.

Aylarca süren kısmi kısıtlama yerine gerekli koşulları sağlanmış 4 haftalık bir tam kapanmayla salgın kontrol altına alınabilecekken, mevcut tedbirlerle sürenin uzadığını ve toplumdaki bıkkınlığın arttığını savunan Pala, "Daha önce de defalarca söyledik, ekonomik ve sosyal koşulları oluşturulmuş, 4 haftalık tam kapanma gerekirdi. Pandeminin yükünün küçük esnafın üzerine atılmayacağı, kamu kaynaklarının yoksullara aktarılacağı, en az 2, mümkünse 4 haftalık kapanmaya ihtiyaç var. 65 yaşın üstündekiler günde 3 saat dışarıda olabiliyor. Çocuklar evde, küçük esnaf zorda. Süre uzuyor. Mevcut kamu kaynakları, aşı bulunmasına, üretilmesine ve pandemide sıkıntı yaşayanlara aktarılmalı" ifadelerini kullandı

Kayıhan Pala, Türkiye'nin kendi koronavirüs aşısını geliştireceğine inansa da bunun birkaç ay içinde gerçekleşmesinin mümkün görünmediğini dile getirdi:

Bilgilendirme eksikliği var. Tek kaynak Dünya Sağlık Örgütü. Dünyada klinik aşamaya geçmiş 63 aşıdan sadece biri Türkiye'de, Kayseri Erciyes Üniversitesi'nin, onun da Faz 2 ve Faz 3 yapılması, bu sonuçların olumlu çıkması, sonrasında acil kullanım onayı alınması gerekiyor ki bu da birkaç ay içinde mümkün değil. Sinovac aşısının Faz 3 çalışması Türkiye'de ekim ayında başladı ve hala sonuçları açıklanmadı. Bunlar süreç alan işler.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU