Patrik Rai, Lübnan krizinin uluslararası bir konferansta görüşülmesini önerdi

“Bu konuları, tüm Lübnanlılara verdiğimiz önem dolayısıyla, sivil demokratik bir sistem altında ulusal ortaklığı ve Hristiyan- İslam bir arada yaşamını korumak için ortaya koyuyoruz"

Rai, Pazar ayinini yönetiyor (Twitter)

Maruni Patriği Beşara er-Rai, Lübnan hükümetinin kurulmasının gecikmesi, yaşamsal ve ekonomik krizlerin kötüleşmesi sonrasında ilk kez ‘Lübnan meselesinin uluslararası alana taşınması’ çağrısı yaptı. Rai, “Lübnan’ın çökmüş hali, bu meselenin Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde uluslararası bir konferansta ele alınmasını gerektiriyor” dedi. Lübnanlı bir milletvekili de Lübnan’ın ‘ya bir hükümet kurmak ya da BM tüzüğünün yedinci bölümüne göre bir çözüm dayatmak’ olmak üzere iki seçenekle karşı karşıya olduğunu vurguladı.

Rai, 7 Şubat’ta verdiği vaazda zengin siyasi otorite ve yoksul halk arasında var olan büyük uçuruma dikkat çekti. Maruni Patriği şu ifadeleri kullandı:

“Boşluğu doldurma girişiminin başlangıcı olarak önemli bir ulusal kurtarma hükümetinin kurulacağına güveniyorduk. Ancak kişisel ve partizan çıkarların yaygınlığı ve sorumlu olanların yetersizliği nedeniyle umutlar suya düştü. Halkımız ölüyor ve devlet ölü bir vicdana sahip. Hakkı istemekten yorulmayacağız. Halkımız göç etmeyecek, burada kalacak. Sokaklarda yeniden ayağa kalkacak, haklarını talep edecek, devrim yapacak ve hesap soracak. Tüm Lübnanlı, Arap ve uluslararası girişimler ve arabuluculuklar sanki mahremiyet, değerler, anayasa, sistem ve ulusal ortaklık açısından temsil edilen her şeyle, devleti devirme konusunda bir ısrar varmış gibi boşa gitti. Anayasa girişine göre Arap Birliği’ne ve BM’ye bağlı (B paragrafı) kurucu aktif bir üye olan Lübnan’ın çökmüş durumu, BM himayesinde uluslararası bir konferansta ele alınmalıdır. Zira ‘oluşum birliğine’, ‘tarafsızlık sistemine’ ve ‘Lübnan’ın varlığına saldırılmasını ve meşruiyetine zarar verilmesini önleyen kalıcı garantilerin sağlanmasına’ dayalı modern anayasal bir çerçevede Lübnan’ın inşa edilmesi, silahlara veda edilmesi, anlaşmazlıkları çözmek, anayasal ve usule ilişkin boşlukları doldurmak için açık bir anayasal otoritenin ele alınması gerekmektedir.”

Rai sözlerinin devamında bir arada yaşama dikkat çekti:

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Bu konuları, tüm Lübnanlılara verdiğimiz önem dolayısıyla, sivil demokratik bir sistem altında ulusal ortaklığı ve Hristiyan- İslam bir arada yaşamını korumak için ortaya koyuyoruz. Savaşlarla, çekişmelerle silaha bağlıyız. Suikastlarla doluyuz. Son iki gündür Ulusal Evin ve Arap ailesinin oğlu aktivist Lokman Muhsin Selim’in öldürülmesi nedeniyle bizim ve herkesin yüreği kanıyor.”

Beşara er-Rai, Selim suikastının ‘diğer özgür fikirlerin öldürülmesi ve ulusun en iyi yönlerini kademeli olarak ortadan kaldıracak, her kontrolsüz silaha son vermek için yeni bir ivme olması gerektiğini’ vurguladı. “Ailesine ve arkadaşlarına başsağlığı diliyoruz. Devleti, suikastın koşullarını ve bu iğrenç siyasi suçu kimin kışkırttığını ortaya çıkarmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

Rai’nin Lübnan meselesini uluslararası alana taşınması çağrısı, Lübnan hükümetinin geciken oluşumu, krizlerin şiddetlenmesi, siyasi kartların karılması ve ittifakların çöküşü ışığında geldi. Kalkınma ve Kurtuluş bloğu üyesi olan Milletvekili Enver el-Halil de 7 Şubat’ta uluslararası meselesinin içeriğine değinerek, hükümetin kurulmaması durumunda bunun bir seçenek olduğu uyarısında bulundu. Halil, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’a hitaben şunları söyledi:

“Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, hükümetin kurulması için girişimini sunduktan sonra, ayrıca ABD ve Fransa hükümetin kurulma gerekliliğini anladıktan sonra Lübnan iki seçenekle karşı karşıya: Ya Berri’nin sonunu takip edeceği girişimini uygulayabilir ya da BM tüzüğünün yedinci maddesi uyarınca bir çözüm dayatabilir. Sayın Cumhurbaşkanı, Lübnan’ın onurunu koruyan bir çözüme karar verin.”

Diğer yandan krizin uluslararası alana taşınması önerisi endişelere yol açarken Maruni Genel Konseyi Başkanı eski Bakan Vadih el-Hazen, Lübnan’ın yedinci maddeye yönelmesine karşı uyardı. Uyarısı sonrasında, tereddüt halinden uzaklaşıp Partik Rai’nin önerilerinin takip edilmesi gerektiğini belirten Hazen şu ifadeleri kullandı:

“Şu anki sınır, son olarak tüm iç çekincelere rağmen yaptığı uyarı olmak üzere ya doğrudan Patrik Rai’nin yinelediği tasarruf çözümlerine gitmek ya da bu mümkün değilse tam bir çöküşe doğru kaymaktır.”

Milletvekili Yasin Cabir, hükümet kurma yönündeki ‘kapalı çabalar’ bağlamında şu değerlendirmelerde bulundu:

“Tüm bölgelerde yayılan güvenlik kaosu, yeni hükümetin oluşumunu hızlandırmayı gerektiriyor. Çöküş hızlanıyor ve yaşadığımız şey yetkilileri çok geç olmadan uyanmaya zorluyor. Görevlendirilen başkanın yurt dışı ziyaretleri oldukça önemlidir. Ancak gerekli olan, meseleyi dışarıdan önce içeriye taşımaktır. Çünkü köz, bulunduğu yer dışında başka bir yeri tutuşturmaz.”

Milletvekili Yasin Cabir, bir radyo kanalına yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Hükümet müzakerelerine girilmesi, üç önemli bakanlığa ulaşmak doğrultusunda dengeyi ve ortaklığı baltalamakta ve tüm çabaları engellemektedir. Cumhurbaşkanının taraf olmaması gerekir. Çünkü o ülkenin cumhurbaşkanıdır ve ülkeyi güvenliğe ulaştırmak ve hızlanan çöküşü durdurmak amacıyla hükümeti kurmakla görevli yetkili Saad Hariri ile bir girişim başlatmalı ve onunla temasa geçmelidir. Açık bir projeye ve gerekli reformları uygulama yetkisine sahip bağımsız bakanlardan oluşan bir hükümetin kurulmasına ihtiyaç vardır. Çünkü Lübnan, bugün bir dönüm noktasındadır. Ya çöküşe doğru kaymayı sürdürme ya da dış destek sağlamak içim çalışma şeklini değiştirme arasında karar vermelidir.”

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU