Cenevre’deki Suriye anayasa müzakereleri çıkmazda

Anlaşma ya da gelecek toplantının tarihi belirlenmeden karşılıklı belgeler sunuldu. Pedersen Şam’ı ziyaret etmeyi planlıyor

Cenevre’deki Suriye Anayasa Komitesi toplantılarının ardından Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen (Reuters)

Yeni Suriye Anayasası’nı hazırlayan komiteyi oluşturan sivil toplum kuruluşları (STK) temsilcileri, muhalefet ve rejimi temsil eden heyetlerin arasındaki görüş ayrılıkları çözüme kavuşturulamadı. Komite hararetli bir atmosferin ortasında Cenevre’deki 5’inci tur müzakerelerini tamamladı.

Anayasa komitesinin çalışmalarını düzenlemek için yapılan 5’inci tur toplantılarında anayasanın ilkeleri tartışıldı. Katılımcıların beklentilerini ifade ettikleri oturumlar engeller aşılamayarak sona erdi. Katılımcılardan bazıları anayasa yazımının engellendiğine yönelik eleştiriler yaptı.

BM Temsilcisi iyimserlik ve hayal kırıklığı arasında gidip geliyor

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen 5’inci tur toplantılarında ne yeni bir şey elde edildiğini ne de bir sonraki toplantının tarihine karar verildiğini söyleyerek görüşmeleri “hayal kırıklığı” olarak nitelendirdi.

Pedersen yakın zamanlarda Şam ziyaretine ve Rusya, ABD ve Avrupa ülkelerine yapılan seyahatlere atıfta bulunarak “Bunun sebebinin komite içinde nasıl ilerleme kaydedileceğinin idrak edilememesi olduğunu düşünüyorum” dedi.

Pedersen bu kötümser konuşmalarından önce müzakere turunun başında durumu “kırılgan bir sakinlik” olarak nitelendirerek her an bir çöküş olabileceği için gerçek toplantıların yapılması gerektiğine dair uyarıda bulunmuştu.

BM Temsilcisi’nin hissettiği hayal kırıklığı geçtiğimiz ay sakin bir atmosferde yapılan ve katılımcı heyetlerin bir iş çizelgesi üzerinde uzlaştığı 4’üncü tur müzakerelerindeki büyük iyimser yaklaşımının tam tersiydi.

Garantörlerden anayasa sürecine destek

Anayasa tartışması, Suriye’nin içinde bulunduğu zorlu ekonomik koşulları, kuzeyde yerinden edilmiş kişilerin yağmur ve kar yüzünden çadırlarının batması ile yaşadıkları zorluklar, 400 milyar dolar maliyetli yeniden yapılanma gibi askıda bekleyen dosyalar ve mültecilerin güvenli bir şekilde ülkelerine geri dönmesi arasında yapılıyor.

Komite’de BM Güvenlik Konseyi’nin Aralık 2015 tarihli 2254 sayılı kararı uyarınca bir anayasa taslağı hazırlamak üzere rejim, muhalefet heyeti ve sivil toplum temsilcilerinden 45 üye bulunuyor. Komitedeki üyelerin belirlenmesi uzun bir zaman almıştı.

Astana sürecinin garantörü olan Türkiye, İran ve Rusya’nın temsilcileri vakit kaybetmeden dışişleri bakanları aracılığıyla turun bitiminden bir gün önce 28 Ocak’ta ortak bir bildiri yayınladı. Söz konusu bildiride üç ülke Anayasa Komitesi Yazım Komisyonu’nun sürdürülebilir ve etkili bir şekilde çalışmasını sağlamak için çalışmalarını desteklemeye hazır olduğunu dile getirdi.

Oturumlar ve ilkelerin tartışılması

Tur, iki oturum şeklinde beş gün sürdü ve gelen bilgilere göre toplantıda adem-i merkeziyetçilik ve adem-i merkeziyetçiliğin yanı sıra, devletin sembolleri ve Suriye’nin egemenlik ilkeleri, bayrak, marş ve amblemi tartışıldı.

Anayasa Komitesi üyesi STK heyetinden Dr. Ali Abbas söylentilerdeki gibi hiçbir oturumun kesinlikle askıya alınmadığını, aksine yaşanan tartışmaların, farklı görüşler ve öneriler çerçevesinde olduğunu söyledi.

Abbas’a göre Müzakere Yüksek Konseyi heyetinin, konunun bir turda çözüme kavuşturulma çabaları ile birlikte anayasa yazımını tartışmak ve talep çıtasını yükseltmek istediği artık açık bir şekilde görülüyor. Ancak Abbas konunun çözüme kavuşturulması için ek bir süre gerektiğini düşünüyor.

Abbas “Benim görüşüme göre ilk aşamada doğru olan şey belirli içeriklere göre ilkelerin hazırlanmasını tartışmak ve herkesin bunlar üzerinde hemfikir olması. Daha sonra ikinci aşama geliyor. Yani anayasanın yazımı ki bunun için vakit gerekiyor” dedi.

Karşılıklı belgeler

Diğer taraftan Anayasa Komitesi Üyesi Tarık el-Kurdi, rejim heyetinin üyelerini anayasa ile ilgili maddelere ilişkin önerileri reddetmelerinin yanı sıra süreci geciktirmek ve engellemekle suçluyor.

Kurdi Anadolu Ajansı (AA) Arapça servisine verdiği demeçte “Muhalefet, Cenevre toplantılarında tam bir anayasa taslağı sunmadı, bunun yerine anayasanın 10 temel ilkesini sundu” ifadelerini kullanarak rejim heyetinin bu ilkeleri tartışmayı reddettiğine işaret etti.

Rejimi temsil eden heyetin belgesinde ise terörün her türlü şekli ile mücadele etme, Suriye topraklarının işgal edilmesine karşı koyma, kimlik, mültecileri geri dönmeye teşvik etme ve diğer konularla ilgili maddeler yer aldı.

Esed rejimini temsil eden heyetin Eş Başkanı Ahmed el-Kuzbari “Heyet, komitenin yetki alanı çerçevesinde anayasal reform sürecinin bir dizi olumlu temel unsurunu içeren bir çalışma belgesi sundu. Önümüzdeki turda karşı tarafın cevap vermesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Destek ve ret arasında kimlik

Bunun karşısında Müzakere Yüksek Konseyi heyeti, rejim heyeti tarafından sunulan ülkenin ulusal kimliği üzerinde, özellikle de bunun “Arabizm” olarak tanımlanması üzerinde durdu. Zira muhalefet heyeti bunu başta Kürt unsuru olmak üzere diğer unsurları gözardı etmek olarak görüyor.

Anayasa Komitesi Üyesi Ali Abbas, Suriye halkının birleştirici kimliği olmasından hareketle Arabizm’e odaklanarak “ulusal kimlik” üzerine bir müdahale olduğunu söyledi ve “Bu, medeni bir kimlik, kültürel bir ideoloji ya da sadece siyasi bir kimlik değil. Bir dil kimliği, bir ırk kimliği değil” dedi.

Bu yönden Abbas, anayasanın içerisinde haklar, özgürlükler ve hukukun üstünlüğüyle ilgili diğer ilkeler gereğince herhangi bir unsurun geleceği hakkında endişe olmadığı görüşünde.

Şubat ayında Soçi’de yapılacak toplantı bekleniyor

Diğer taraftan Müzakere Yüksek Konseyi Sözcüsü Yahya el-Aridi’ye göre muhalefet heyeti, turun faaliyetlerinin bitiminden bir gün önce katılımın askıya alındığına işaret ederek karşı tarafı, muhaliflerin “vakit kaybı” olarak gördüğü bir politikayı izlemekle suçladı. Rejim heyetinden tura katılan kaynaklar ise bu suçlamaları reddederek anayasanın yazılmasının zaman, önceden hazırlık ve üzerinde uzlaşma sağlanan noktalar gerektirdiğine ve ikinci aşamanın anayasanın yazımını içerdiğine dikkat çekti.

Astana sürecinin garantör ülkeleri Türkiye, İran ve Rusya, yabancı müdahale ve dışarıdan dayatılan zaman çizelgeleri olmadan yapıcı bir katılımla orta bir yol bulmak üzere konu ile ilgili istişarelerini sürdürme ve uzlaşma konusunda kararlı olduklarını taahhüt ettikten sonra gözler, Rusya’nın Soçi kentinde 16-17 Şubat'ta yapılacak bir sonraki Astana toplantısına çevrildi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independentarabia.com/node/189356

DAHA FAZLA HABER OKU