21'inci yüzyılda devletin/siyasetin ve siyasetçinin rol modeli Batı'dır!

Abdulbaki Erdoğmuş Independent Türkçe için yazdı

İllustrasyon: Brian Stauffer/The New York Times

Batı ülkeleri, demokrasi ve hukuk sistemleri inşa etmek suretiyle karanlık ve utanç dolu geçmişlerinden yeteri kadar olmasa da uzaklaşmayı başardılar. 

ABD'nin siyahi insanlara ve ülkenin kadim yerlileri Kızılderililere yönelik insanlık dışı uygulamaları yakın tarihe kadar devam etmiştir.

Bugün dahi tamamıyla çözüme ulaştırıldığı ve herkesin doğal haklarına kavuştuğu söylenemez.

Avrupa'da ise engizisyon başta olmak üzere karanlık çağın uygulamaları, ayırımcılık, dincilik, dinbazlık, mezhepçilik, ırkçılık asırlarca egemen olmuştur.

Dünyanın hiçbir yerinde eşine rastlanmamış faşizmin ana yurdu da Avrupa'dır.

İspanya, İtalya ve Almanya'da hâkim olan faşizmin sadece Avrupa için değil, dünya ve insanlık için büyük felaketlere yol açtığı bilinmektedir.

Yahudi soykırımı başta olmak üzere Endülüs Müslümanlarına yönelik kıyım ve katliamlar bir utanç olarak hep kalacaktır!

Siyahi insanların Afrika coğrafyasından hangi koşullarda Avrupa'ya nakledildikleri ve nasıl köleleştirdikleri, bir insanlık suçu olarak sicillerine kaydedilmiştir.

Sömürgeleştirdikleri ülkeleri nasıl yağmaladıkları, "İncil" karşılığında nasıl soydukları tarihin utanç sayfalarında yazılıdır.

Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında milyonlarca insanın katledilmesi, şehirlerin yakılması, tarihin yok edilmesi gibi örneklere hep Batı'da rastlanmıştır.

Bütün bunlara rağmen değişen, gelişen, imar ve inşa edilen, medenileşen, barış ve hürriyet diyarı olan yine Batı olmuştur.

İstesek de, istemesek de bugün siyasal düzenin ve hukuk sisteminin rol modeli artık Batı'dır. 

Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Ali, Ömer İbn'ul-Aziz ve Salahattin-i Eyyubi gibi rol modeller artık tarihte kaldı.

Dürüst, düzgün, gösterişsiz, ahlaklı, erdemli, şahsiyetli, karakterli, hak ve hukuka saygılı, bilgili, donanımlı özellikleriyle öne çıkan liderlere ancak Batı'da rastlamak mümkündür. 

ABD ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin de birçoğunda toplumsal kültüre dönüşen çevre duyarlılığı, çoğulculuk, özgürlük, insan hakları, hukuk ve demokrasi inancının giderek kurumsallaşması, siyasal sistem olarak insanlığın ilgisini cezbetmektedir.

Bu ülkelerde siyasetçilerin ve yöneticilerin çoğunlukla şatafatsız, gösterişsiz ve sade yaşamları özellikle gençlerin dikkatini çekmektedir.

Demokrasinin, özlenen siyasal rejim olarak kabul görmesinde bu anlayışın önemli rol oynadığını düşünüyorum. 

Almanya, Danimarka, Yeni Zelanda, Finlandiya başbakanlarının örnek tutumları ve imajlarının demokratik sistemin taraftar toplamasında büyük paylarının olduğu çok açıktır.

Müslüman ülkeler başta olmak üzere doğu ülkelerinin hangisinde bir devlet başkanı, başbakan veya cumhurbaşkanı, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in "Ben başbakan olarak doğmadım ki!", "haysiyetimle devraldım, haysiyetimle devrediyorum" diyebilecek erdeme ve dürüstlüğe sahiptir? 

Market kasasında ücretini ödemek için sırada bekleyen, halkın arasına gösterişsiz, riyasız katılan, Merkez Bankası'nın 900 milyar euro fazla parası olduğu halde yurt dışı gezilerine tarifeli uçak seferleriyle giden, sade ve mütevazı giyinen dürüst bir siyaset ve devlet insanı Angela Merkel dururken, coğrafyamızda hangi lider örnek alınabilir?

Time dergisi, Angele Merkel'i; "Şahsi menfaate ve zorbalığa taviz vermediği için, dünyada az bulunan ahlaki liderlik gösterdiği için" "Yılın Siyaset Lideri" seçtiğini hatırlatmak istiyorum.

Aynı gerekçelerle 2021'de "Yılın Siyaset Lideri" veya "Yılın Devlet Başkanı" seçilebilecek bir tek Müslüman lider var mı?

İspanya Genelkurmay Başkanı Miguel Angel Villarroya, sırası gelmeden Kovid-19 aşısı yaptırdığı ortaya çıkınca, tartışmaların büyümesi üzerine görevinden istifa etmek zorunda kaldı.

Doğu ülkelerinde, özellikle de Müslüman ülkelerde böyle erdemli ve şahsiyetli ordu komutanlarına, devlet ve siyaset insanlarına rastlamak mümkün mü?

Bir kitap fuarına giden ve salonda oturacak yer bulamadığı için merdivenlere çöküp oturan Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinisto değil de, bu durumda solonun tamamını hizaya sokacak Müslüman ülke cumhurbaşkanları mı rol model olacak?  

Bir cumartesi günü yemek için gittiği kafeye sosyal mesafe kuralları gereği kapasitenin dolu olması nedeniyle alınmayan Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern değil de, Müslüman ülkelerin hangi başbakanı rol model olacak?

Süpermarkette ödeme yapmak için sıra bekleyen 72 yaşındaki Portekiz Cumhurbaşkanı Marcelo Rebelo de Sousa değil de, hangi Müslüman ülkenin cumhurbaşkanı rol model olacak?

Söz konusu batılı liderlerin hiçbiri rol olarak değil, inanç, yaşam tarzı, insanlık ve siyaset anlayışları sonucu böyle davranıyor. Onları farklı ve örnek kılan da bu anlayışlardır ve siyasal düzenleridir.

Vatanperverlikleri hakkında zerre kadar şüphe duyulmayan bu şahsiyetli, karakterli liderlerden hiç birinin "söz konusu vatan ise demokrasi de hukuk ve adalet de teferruattır" dediğine şahit olunmamıştır!

Sormak istiyorum, bu liderler mi vatansever, yoksa vatan-millet-bayrak-din-devlet edebiyatı yapan bizim politikacılar mı?

Bunlar mı izzet, şeref, onur, haysiyet ve ahlak sahibi, yoksa "Müslümanlık" edebiyatı yapan bizim siyasetçiler mi?

İslam şiarı, bu lider ve siyasetçilerin yönettiği ülkelerde mi, yoksa Müslüman ülkelerde mi tezahür ediyor?

Ziya Paşa'nın 19'ncu yüzyılda (1829-1880) söylediğini ben 21'nci yüzyılda hatırlatmak istiyorum:

Diyar-ı küfrü gezdim, beldeler, kâşaneler gördüm,
Dolaştım mülk-i İslamı bütün viraneler gördüm.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU