Akar ziyareti ve IKB-Türkiye ilişkileri

Serbest Ferhan Sindi Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AA

Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) ile Türkiye ilişkilerinin 30 yıldan bu yana karşılıklı çıkar ilişkisine dayandığını belirtmek lazım.

Kürdistan Demokrat Partisi'nin (KDP) yönetimindeki Irak Kürdistan Bölgesi yönetimi, Türkiye için hiçbir zaman bir güvenlik tehdidi olmamıştır.

Bunun yanında kendisini var eden Kürtlerin taleplerini savunmaktan ve IKB'nin çıkarlarını korumaktan geri durmamıştır. 

KDP ile Türkiye ilişkisi, iki devletin ilişkisi gibidir. IKB yönetimi Türkiye'nin arka bahçesi gibi hareket etmemiş, KDP de Ankara'nın IKB'deki uzantısı olmamıştır. 

Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), kuruluş tarihinden önce ve sonra da daima İran'ın IKB'deki politikalarının savunucusu, yürütücüsü ve askeri olmuştur.

KYB, İran'dan bağımsız veya İran çıkarlarını aykırı hiçbir adım atamaz ancak KDP'nin pozisyonu bağımsızdır ve sadece kendisini var eden halkın çıkarlarını öncelemiştir. 

Bu kısa girizgahın amacı, Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın, Bağdat ve Erbil ziyaretlerinin içeriğinin doğru anlaşılmasıdır.

Çıkarların örtüştüğü noktalarda kazan-kazan ilişkisi kimsenin itiraz etmeyeceği bir politikadır. Fakat sürekli bir tarafın kazandığı ve diğer tarafın da mevzi kaybederek yok olmaya doğru gittiği bir noktada kazan-kazan ilişkisinden söz edilemez. 


Türkiye tehdit yerine IKB yönetimini daha fazla muhatap almalıdır

Irak Kürdistan Bölgesi, 36. Paralel ile kısmı bağımsızlığa kavuştuktan sonra Türkiye defalarca kez müdahale etmeyi planlamıştır; ancak her seferinde iç ya da dış bir engelle karşılaşmıştır.

Son olarak da 2017'deki bağımsızlık referandumunda müdahale tehditleri dile gelmiştir.

Türkiye, 2007 yılında da Kerkük'le ilgili tehditlerde bulunduğu zaman Mesud Barzani sert tepki göstermiş ve gündem olmuştu. O video hala zaman zaman gündeme gelmektedir. 

Ankara, Kürtlerle ilişkisini, tarihi, insani, demokratik ve anayasal bir zemine oturtmak istiyorsa bunun yolu haklarını tanımasından ve meşru taleplerini karşılamaktan geçiyor.

Bir de tüm dünyanın kabul ettiği ve dost gördüğü Irak Kürdistan Bölgesi'ni "düşman" görme, "yok etme" perspektifinden uzaklaşmasıdır. 

Türkiye, hem Kürtlerin yeryüzünde sahip olduğu tek siyasi statü olan IKB'yi yok etmekle tehdit edip hem Kürtlerle barış içinde yaşamaktan bahsedemez. 

Bunları neden mi söylüyorum? Muhtemel Şengal operasyonundan dolayı. Türkiye'nin yapmayı planladığı Şengal operasyonu…


Ankara ile Bağdat'ın Erbil'i devre dışı bırakmak için planladığı sınır kapısı: Ovaköy

Ve biliyoruz ki bu operasyonun amacı ve hedefi PKK değil, Kürtlerin kazanımı ve IKB'nin zayıflaması, mümkünse de yok olmasıdır.

Bu kanaati oluşturan deliller de bağımsızlık referandumundan bu yana masada duran Ovaköy Sınır Kapısı garabetidir. 

Habur'dan 10-20 kilometre uzaklıktaki bir sınır kapısına neden ihtiyaç duyulur?

Erbil ile çok iyi ilişkileriniz varsa, Peşmerge güçleri tarihleri boyunca sizE hiçbir tehdit oluşturmadıysa IKB yönetimini tehdit olarak görmenin nedeni nedir?

Rojava ile IKB arasındaki sınırdan Şengal'e ve oradan Musul-Selahaddin-Bağdat'a giden bir hat oluşturma planının, politik, diplomatik ve dostane hiçbir karşılığı yoktur. 

Akar'ın Bağdat ziyaretinde Şengal operasyonuyla birlikte Ovaköy Sınır Kapısı da görüşülen konuların başında yer aldı. Türkiye, PKK'nin Şengal'den çıkarılmaması halinde Irak'a operasyon yapacağını iletti. 

Bunun karşılığında Kazımi de IKB'nin Türkiye üzerinden satılan petrolün kontrol altına alınmasını, bununla ilgili bilgilerin kendilerine iletilmesini talep etti. 

İki ülke arasında, IKB'nin devre dışı kalacağı Ovaköy Sınır Kapısı projesinin hayata geçirilmesi de gündeme geldi.

Ovaköy kapısı, Şengal operasyonunun doğal sonucu olacaktır. Çünkü Şengal'e kadar giden bölgenin alınması halinde Türkiye ile Irak Kürtlerin olmadığı sınıra sahip olacaktır. 

Bağdat, Erbil'e diz çöktürmek için sınır kapısının açılmasını gerekli görürken Ankara da PKK'yi Şengal'de bitirmek ve IKB'Yİ de zayıflatmak için Irak ile aynı noktada yer alıyor. 

Bu konuda Bağdat ile Ankara'nın önemli ölçüde anlaşabileceğini söylemek mümkün. Mesele Bağdat'ın ve Ankara'nın onayına kalsa kolay bir şekilde hallolabilir.

Ancak Tahran ve Washington'ın bu konudaki tutumlarını dikkate aldığımızda çok zor görünüyor. 


Türkiye'nin Şengal planları Tahran ve Washington'a ters

Bu iki güçten Tahran da belli bir kazanım karşısında Şengal'i vermeye razı olabilir; fakat ABD'nin kolay kolay yanaşacağını söylemek zor.

Joe Biden yönetimindeki ABD'nin böyle bir operasyona yeşil ışık yakması çok düşük ihtimal. 

Türkiye, IKB'inin kuzeyinde olduğu gibi batısında da askeri üssler kurmak ve Rojava'yı buradan da kurmayı hedefliyor. ABD'nin kabul etmeyeceği planlardan birisi de şüphesiz bu olacaktır. 

Şengal operasyonunu cazip kılan bir diğer faktör de Musul pazarıdır. Musul, daima yabancı ülkeler için önemli bir ticari merkez ve askeri noktada da stratejik bir yer olmuştur. 

Türkiye, Akar'ın Erbil ziyaretiyle IKB hükümeti ile iyi anlaştığı, Kürtlerle bir sorunu olmadığı mesajını vermek istedi.

Burada hedeflenen PKK'nin daha fazla dışlanması ve Kürt milliyetçilerinin azminin kırılmasıydı. 


Toparlayacak olursak, şunu söyleyebiliriz: Türkiye, Şengal'daki sorunun Erbil ile Bağdat arasındaki anlaşmanın hayata geçirilerek çözülmesi için destek vermelidir.

Peşmerge güçleri Şengal'de olmadan burası hayat bulmaz ve halk evlerine dönmez. Halihazırda yeterince mağdur olan Şengal halkı yeni bir çatışmayla daha fazla mağdur olacak ve Şengal'in imarı yıllarca daha gecikecek. 

Türkiye, IKB ile iyi ilişkilerin bir gereği olarak Şengal'in Peşmerge ve Irak polisi denetiminde olması için yardım etmelidir. 

Ayrıca Habur Sınır Kapısı, ticari ve transit geçişlere cevap vermiyorsa ikinci bir kapının açılması meselesini Erbil hükümeti ile görüşerek planlandırmalıdır.

Musul'a kadar Kürtlerin yaşadığı coğrafyadan geçen bir sınır kapısı projesine Kürtlerin dahil edilmemesi iyi niyetle izah edilebilecek bir durum mudur?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU