Malakkalı parayı, Somalili gemiyi, Nijeryalı korsanlar gemicileri kaçırıyor: Türk gemicileri kaçıran korsanların merkezine giden avukat nelere tanık oldu?

15 Türk gemici korsanlar tarafından kaçırıldı. Geçen yıl başka bir saldırıda kaçırılan Türk gemicileri kurtarmak için Nijerya'ya korsan köylerine giderek pazarlık yapan avukat Selçuk Esenyel ile saldırıları takip eden Recep Canpolat, korsanları anlattı

Afrika kıyıları korsan saldırılarının en sık yaşandığı bölgeler / Fotoğraf: AFP

Türk denizcilerin çalıştığı Liberya bayraklı Mozart isimli konteyner gemisi, Batı Afrika'daki Gine Körfezi'nde önceki gün korsan saldırısına uğradı.

Gemiye çıkan korsanlar, Azerbaycanlı bir gemiciyi öldürürken 15 Türk denizciyi de rehin alarak beraberlerinde götürdü.

Gemi, korsanlar tarafından kaçırılmayan diğer birkaç personelin haber vermesiyle Gabon'un Gentil Limanı'na götürülerek demirlendi.

Kaçırılan gemicilerin kurtarılması için çalışmalar başlatılırken, fidye için aramaları beklenen korsanların henüz temas kurmadığı öğrenildi.

2020'de korsan saldırıları arttı

Batı Afrika'da Gine Körfezi'ne kıyıları olan Nijerya, Kamerun, Benin ülkelerinin açıkları şu an korsanlık olayları açısından dünyanın en riskli bölgesi kabul ediliyor.

Uluslararası Ticaret Odası'nın (ICC) 2020 raporuna göre dünya genelinde 195 korsan saldırısı oldu. 2019'da bu sayı 162'ydi.

2020'deki saldırılarda 135 denizci kaçırıldı. Kaçırma vakalarının yüzde 95'i de Gine Körfezi'ndeki saldırılarda oldu.

Gine Körfezi'ndeki saldırıların çoğunluğu da Nijerya'da üstlenen korsanlarca gerçekleştirildi.

ICC'nin verilerine göre Gine körfezindeki saldırıların ekonomiye zararı ise 2020'de 818,1 milyon dolardı.

Ayrıca daha az olmakla birlikte Singapur Boğazı (Malakka civarları), Somali kıyıları, Aden Körfezi açıkları ile Bangladeş, Brezilya, Kolombiya, Ekvador, Güney Hindistan, Haiti, Meksika ve Peru açıkları zaman zaman korsanlık vakalarının yaşandığı yerler arasında.

Geçen yıl da 11 Türk gemici kaçırılmıştı

Dünyanın farklı yerlerindeki korsanlık saldırılarında zaman zaman Türk gemileri de hedef olurken, kaçırılan Türkler de oluyor.

Son olay dışında geçen 13 Temmuz 2020 günü Batı Afrika açıklarında Nijeryalı korsanların saldırısına uğrayan Paksoy 1 adlı Türk gemisinden kaçırılan 11 gemici 28 günlük pazarlığın ardından bırakıldı.

O dönemdeki pazarlığı bizzat şirket adına Nijerya'da korsanların köylerine giden Avukat Selçuk Esenyel yürüttü, gemicileri kurtararak ülkeye geri getirdi.

Esenyel'in yürüttüğü pazarlık o süreçte medyada da haber olmuştu.

Mozart adlı gemiye saldırının da Paksoy 1 gemisine saldıran Nijeryalı korsanlarca yapıldığı tahmin ediliyor.

korsan.bbc_.jpg
Korsanlar, kaçırdıkları gemiciler için yüklü miktarlarda fidye istiyorlar / Fotoğraf: BBC

 

"Neredeyse haftada iki gemiye saldırıyorlar"

Olayı değerlendirmesi amacıyla aradığımız Esenyel, Gine Körfezi'nde saldırıların inanılmaz düzeyde arttığını sadece geçen yılın ilk 10 ayında burada 130 saldırı olduğunu belirterek, neredeyse haftada iki korsan saldırısının meydana geldiğini bunların daha çok da Nijerya açıklarında yaşandığını kaydetti.

"Lagos'un doğusundaki ormanlık alandaki kabilelerin çocukları

Esenyel, saldırıların Nijerya'nın başkenti Lagos'un doğusunda yer alan denizle kıyısı olan ormanlık bölgedeki köylerde yaşayan insanlarca gerçekleştirildiğini belirterek, kendisinin de bizzat gördüğü bu kişileri ve köylerini şöyle anlattı:

Korsanlar bu ormanda yaşayan kabilelerin çocukları. Yaşları 15 ile 20 arasında değişiyor. Yaşam koşullarını görünce ellerindeki silahları nasıl tedarik ettiklerine şaşırıyorsun. Bu da akıllara olayın uluslararası boyutunu getiriyor.

selçukesenyel.jpg
Selçuk Esenyel, korsanların köyünde çocuklarla / Fotoğraf: Selçuk Esenyel

 

"Korsanlar, girilmesi güç olan bölgede üstleniyor"

Peki bu bölgeye neden operasyon yapılamıyor? Esenyel'e göre bu pek de kolay değil. Tanık olduğu manzarayı şöyle anlattı:

Köyler ormanın içlerinde yer alıyor. Yüzlerce nehir ve dere ile bölünmüş bir ormandan bahsediyoruz. Kısmen bataklıklar var. Bu bölgeye bırak savaş gemileriyle sahil güvenlik botlarıyla bile girmek zor. Çünkü çok dar. Ancak derme çatma botlarla ulaşım sağlanıyor. Yine sık ormanla kaplı olduğundan havadan tespitte kolay değil. Nehir girişlerine gözcü koyuyorlar. Oraya yaklaşan birileri olunca hemen içeride rehinelerin bulunduğu yerdekilere haber verip pozisyonlarını değiştiriyorlar.

Nijerya ordusunda bölgeye müdahale etmiyor

Bölgede kaçak petrolün de çıkarıldığını kaydeden Esenyel, zorlukların da etkisiyle Nijerya Ordusu'nun adeta kendi içinde bağımsız ve hayli de geniş bir alanı kapsayan bu bölgeye operasyon yapma konusunda çok da istekli olmadığını öne sürdü.

rehineler.jpg
Esenyel'in yürüttüğü pazarlık sonunda kurtarılan gemiciler / Fotoğraf: Selçuk Esenyel

 

"Fidye için öldürmüyorlar, rehinelere iyi davranıyorlar"

Korsanların fidye almak için saldırdıkları gemilerde insanları öldürmekten genel olarak kaçındıklarını söyleyen Esenyel, “Son olayda sanırım gemide arbede oldu. Normalde rehinelere kendilerinden iyi bakarlar çünkü armatörlerin ve şirketlerin 'Biz parayı versek bile bunlar yine de öldürür' gibi bir algıya kapılmasını istemezler" iddiasında bulundu.

Genellikle ilk 72 saat temas kurmuyorlar

Esenyel, korsanların gemiyi kaçırdıktan sonra genellikle üç veya dört gün sonra temasa geçtiklerini kaydederek bunun nedenini de şöyle anlattı:

Psikolojik olarak yıpratmak amacıyla başta hemen aramazlar. Olaydan sonra ilk 72 saat en çok korku ve endişenin olduğu andır şirket ve aileleri açısından.  Çünkü nerede, kimin elinde olduğunu bilmiyorsunuz? Önce bu korkuyu endişeyi bir yaşatırlar. O süreçte haber alamayınca panik artıyor. 72 saat sonra aradıklarında o rahatlamayla hemen parayı verelim de kurtaralım diyenler daha çok oluyor. Birde o aradaki süreyi rehineleri güvenli alanlara yerleştirmek için kullanıyorlar.

Pazarlıklar çetin geçiyor, 3-4 hafta sürüyor

Pazarlıkların son derece çetin geçtiğini söyleyen Esenyel, korsanların alabilecekleri en yüksek rakamı almaya çalışana kadar süreci uzattıklarını bu nedenle pazarlıkların genellik 3-4 hafta sürdüğünü özelikle son haftanın çok gergin geçtiğini kaydetti.

Esenyel, tecrübeleri eşliğinde son olayda korsanların muhtemelen bu salı veya çarşamba günü ilk temaslarını kuracaklarını söyledi.

Esenyel, ne kadar fidye ödedikleri konusunda bilgi vermedi.

Uluslararası basına yansıyan bilgilere göre milyon dolarların konuşulduğu pazarlıklar oluyor.

recep.jpg
Recep Canpolat / Fotoğraf: Denizhaber.net

 

Malakka korsanlarına tsunami darbesi

Denizcilik sektörü üzerine faaliyet gösteren Deniz Haber Sitesi'nin sahibi Recep Canpolat, dünyadaki korsanlık faaliyetlerine dair haberleri de uzun yıllardan beri takip ettiğinden bu konuda Türkiye'de bilgi sahibi kişiler arasında.

Canpolat'ın verdiği bilgiye göre korsanlık olayları 2000'li yılların başına kadar en çok Batı Malezya yarımadası, Singapur ile Endenozya'ya bağlı Sumatra adası arasında bulunan 805 km'lik dar Malakka Boğazı'ndaydı.

Canpolat, buradaki saldırıların daha çok balıkçı köylerinde üstlenen korsanlarca yapıldığını ancak 2004 yılındaki büyük tsunami felaketi sırasında bu köylerin su altında kalması sonucu saldırıların büyük ölçüde azaldığını söyledi.

Alınan önlemler Somali'de de korsanlığı azalttı

Korsanlık denilince yakın zamana kadar akıllara Somali geliyordu.

Somalili korsanlar Aden Körfezi'nden Kenya açıklarına kadar geniş bir alanda saldırılar düzenliyordu.

Canpolat, buradaki korsanlığın da balıkçı köylerinde yaşayanlarca yapıldığını ancak bölgede gerek Avrupa Birliği gerekse NATO tarafından alınan önlemlerin etkisiyle ciddi oranda azaldığını kaydetti.

Canpolat, alınan önlemler kapsamında Somali açıklarından geçecek ticaret gemilerinin belirlenen noktalarda toplanarak haftada bir savaş gemisi eşliğinde konvoy halinde riskli bölgelerden geçirildiğini söyledi.

somalili korsanlarafp.jpg
Afrika'nın hem batı hem doğu kıyılarında korsanlık vakaları görülüyor / Fotoğraf: AFP

 

"Batı Afrika'da korsanlık işinde eski askerler ve polisler de var"

Canpolat, buna karşın Batı Afrika'daki Gine Körfezi'nin son yıllarda korsanlık merkezi haline geldiğini kaydederek, şu iddiada bulundu:

Batı Afrika kıyıları petrol taşımacılığının da etkisiyle gemi trafiğinin yoğun olduğu bir bölge. Burada korsanlık yapanlar arasında ağır silahlarla donanmış eski asker, polis gibi profesyonellerden oluşmuş teröristvari gruplar var. Kaçırdıkları kişileri özerk bir bölge olan Lagos deltasındaki köylere götürüyorlar.

Canpolat, dünyada korsanlık saldırılarında en çok gemicinin öldüğü ve kaçırıldığı bölgenin de Batı Afrika kıyıları olduğunu kaydetti.

Bölgelere göre korsanların yöntemleri de farklılaşıyor

Canpolat, korsanlığın bölgeye göre farklılık gösterdiğini belirterek Malakka civarındaki saldırılarda korsanların daha çok gemiye çıktıktan sonra parayı ve değerli eşyaları alıp götürdüğünü, Somalili korsanların gemiyi içindekilerle kaçırıp fidye istediğini, Batı Afrikalı özellikle de Nijeryalı korsanların ise gemiyi kaçırmak yerine gemicileri kaçırarak sigorta şirketlerinden serbest bırakma karşılığında para tahsil ettiklerini söyledi.

"Makine dairesine saklanmak işe yaramadı"

Son saldırı hakkında da bilgi veren Canpolat, olay anında gemicilerin kaptanın emriyle kendilerini makine dairesine kilitlediklerini ancak korsanların taş testerelerle burayı keserek içeri girmeyi başardıklarını söyledi.

Çıkan arbedede bir Azerbaycanlı gemiciyi öldüren korsanların diğer kişileri etkisiz hale getirdikten sonra sadece olanı biteni haber vermeleri için gemide bir yağcı, bir başmühendis ve bir de yardımcı kaptan olmak üzere üç kişiyi bırakıp geri kalan personeli götürdüğünü söyledi.

silahlıkoruma.jpg
Kimi gemilerde korsanlara karşı silahlı korumalar bulunuyor 

 

"Eski komandoları güvenlikçi olarak tutan şirketler var"

Gemicilik şirketlerinin korsanlık saldırılarına karşın kendilerince önlemler almaya çalıştığını kaydeden Canpolat, bunlardan birini şöyle anlattı:

Büyük armatörlük şirketleri kimi zaman riskli bölgelerden geçişlerde emekli komandolardan oluşan güvenlikçiler tutabiliyorlar.  Gemiye beş altı eski komando konabiliyor ancak bu petrol tankerlerinde olmuyor. Çünkü tankere roket atsa bu sefer daha büyük sorun olur. O nedenle tankerlerde silahlı koruma tutulmuyor, genelde saldırı olunca teslim oluyorlar.

"Panik odası korsan saldırılarında işe yaramaz"

Canpolat, ikinci olarak alınan bir diğer önlemin ise şu olduğunu söyledi:

Kimi sigortacılık şirketleri ve armatörler ise gemicilere saldırı anında "Panik odasına saklanın ya da makine dairesine kendinizi kilitleyin beş altı saat direnin o sürede ordu müdahale eder" gibi tavsiyeler de bulunuyor ama bunun son olayda işe yaramadığını gördük. Bunu önerenler yanlış yapıyor. Açık denizde ağır silahlı korsanların saldırısına uğrayan geminin teslim olmaktan ve bunların fidyeyle kurtarılmasından başka şans yok. Korsanları provoke edecek davranışlar daha kötü sonuçlanabilir.

"Sigorta şirketleriyle temasa geçip, fidyeyi avukatlar aracılığı ile alıyorlar"

Canpolat, korsanların gemicileri kaçırdıktan sonra geminin bağlı olduğu şirketle ve sigorta şirketiyle temasa geçtiğini, anlaşılan fidyenin sigorta şirketi yetkilileriyle gelen avukatlar aracılığı ile teslim edilip rehinelerin kurtarıldığını söyledi.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU