Cezayir, "Kara 10 Yıl" döneminin İslamcılarının serbest bırakılmasına karşı

Cezayirli yetkililer, ordunun ülkeyi Afgan rejimine benzer bir yönetimden kurtardığını belirtirken İslamcılar ise yaşananları "halk meşruiyetine karşı darbe" olarak niteliyor. Yaşananlara ilişkin anlaşmazlık Cezayir toplumunda bölünmeler meydana getiriyor

Fotoğraf: Reuters

Cezayir hükümeti, İslamcı tarafların 'Kara 10 Yıl' sürecinde birçok suça karıştıkları gerekçesiyle yaklaşık 30 yıldır tutuklu olan aktivistlerin serbest bırakılması talebini reddetti.

Tutukluların çoğu, liderleri 90'lı yıllardaki iç savaş sırasında 150 bin kişinin öldürülmesinden sorumlu olan İslami Selamet Cephesi (FIS) grubundan.

İslamcı milletvekili Hasan Aribi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, geçen yılın sonunda Adalet Bakanı Belkasım Zagmati'ye sorduğu soruyu ve aldığı cevabı yayımladı.

Aribi, söz konusu sorusunda "siyasi tutuklular" olarak değerlendirdiği İslamcıların serbest bırakılmasını talep etti.

Ayrıca hükümetin tam olarak ordunun kontrolünde olduğu bir dönemde yargının söz konusu mahkumları ideolojik bağlarından dolayı sorumlu tuttuğunu ve bu dönemde İslami olan her şeye karşı “şeytanca bir kampanya" başlattıklarını söyledi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bakan Zagmati ise cevabında, yeni bir terörle mücadele yasası çerçevesinde mahkemelerce mahkum edilindiğini ve bunun verilen son karar olduğunu belirterek söz konusu şahısların suçlarının terör ve sabotaj ile ilgili olduğunu, bu nedenle Medeni Uyum Yasası (1999) ve Ulusal Uzlaşma Yasası (2006) tedbirlerinden yararlanamayacaklarını vurguladı.

Zagmati, söz konusu iki yasanın kamuya açık yerlerde bombalama ve onlarca kadının kaçırılmalarının ardından tecavüze karışanları başkanlık affından muaf tuttuğunu belirtti.

Zagmati, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

Ülkemiz 1990'larda istisnai koşullar altındaydı. Terörizm ve sabotajın yayılması ve masum sivillere karşı topladığımız korkunç suçlar ile kamu ve özel mülkiyetin sabote edilmesi gibi nedenler, toplumumuza yabancı olan bu belayla (terörizm) mücadeleye izin verecek yasal mekanizmaların kurulmasını gerektirdi.

Yıkıcı veya terör eylemleri olarak tanımlanan eylemleri suç sayarak silahlı grupların suç faaliyetlerine son vermenin yanı sıra söz konusu dönemde vatandaşların güvenliği ve devlet kurumlarının istikrarı için gerçek bir tehdit oluşturan bu tehlikeli türdeki suçların faillerine karşı uygun cezalar uygulamak zorunlu hale geldi.

Cumhurbaşkanlığı, 30 Eylül 1992'de özel mahkemeler kurulmasını içeren bir kararname çıkardı. Aynı yılın sonunda ve ertesi yıl, İslamcılara yüzlerce idam cezası verildi. Ancak sadece 1992 yazında başkentteki havaalanını bombalamakla suçlanan 4 kişi idam edildi. Bu dönemdeki insan hakları alanındaki baskılar nedeniyle idam kararları askıya alınarak cezaları müebbet hapse dönüştü.


İnsan hakları aktivistleri ise "Kara 10 Yıl mahkumlarının" çoğunun rastgele bir şekilde ve adil yargılama için asgari koşulların yokluğunda cezalandırıldığını öne sürüyorlar.

Ayrıca  bazılarının kendilerini savunmak için avukat tutma haklarından yararlanamadığını belirtiyorlar.

Yetkililer, 1994 yılında "Özel Mahkemeler" konusunu iptal ederek bu dönemi kapatmayı başardılar. Ancak bunlar, sayısı 20 binden fazla olan zorla kaçırmalar ve mağdurlar gibi başlıklarda ortaya çıkarılan yara olarak kaldı.


Aktivistlere göre, 1992 ile 1995 yılları arasında yargı tarafından mahkum edilen İslamcıların sayısı 160'ı geçiyor.

Adli kaynaklar ise sayılarının 90'ın altında olduğunu savunuyor. Bu isimlerden çoğu ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. İçlerinden biri ise iki ay önce hastalıktan öldü.

Bu dramatik olaylar, ordunun 1991 yılının sonunda FIS'ın çoğunluğu elde ettiği parlamento seçimlerinin sonuçlarını iptal etmek için müdahalesinin bir sonucu olarak meydana geldi.

Askeri teşkilatın liderleri, 11 Ocak 1992'de eski Cumhurbaşkanı Şazeli bin Cedid'i (2012'de öldü) istifaya zorladı.

Aynı yılın mayıs ayında hükümet İslami partiyi terör suçlamasıyla kapattı. Bunun üzerine yıkıcı terörizm olayları patlak verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'nın açıklamalarına göre 20 milyar dolarlık maddi kayıplara ek olarak ordu ve polis güçlerinin yanı sıra on binlerce sivil öldürüldü.

Yetkililer, ordunun ülkeyi Afgan rejimine benzer bir yönetimden kurtardığını belirtirken İslamcılar ise yaşananları "halk meşruiyetine karşı darbe" olarak niteliyor. Yaşananlara ilişkin anlaşmazlık Cezayir toplumunda bölünmeler meydana getiriyor.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU