Taşgetiren: Hangi ülkede yaşıyoruz Allah aşkına, Cumhurbaşkanı’nın olan bitene duyarsız kalacağına mı inanmalıyız?

“Bence evine bir kere daha gidin Bahçeli’nin sayın Cumhurbaşkanı. ‘Hareketin delileri’ni tutsun MHP lideri, bir de kendi öfkesini…”

Fotoğraf: AA

Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin gazetesini ve gazetenin yazarlarını hedef alan açıklamalarına tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen Taşgetiren, “Hangi ülkede yaşıyoruz Allah aşkına? Ne yani, MHP iktidrı ayakta tutan İttifak’ın paydaşı diye, Cumhurbaşkanı’nın olan bitene duyarsız kalacağına mı inanmalıyız?” diye yazdı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Taşgetiren, bugünkü köşe yazısında Bahçeli’nin açıklamalarına yaptığı eleştirilere yer verdi. Karar yazarının “Benim sözüm Cumhurbaşkanı Erdoğan’a…” başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:

Çünkü sorumluluk onda. Evet, MHP Cumhur İttiakı’nın bileşeni ama Hükümet ortağı değil. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı Ak Partili. Bu ülkenin Adalet bakanı Ak Partili. Bu ülkenin İçişleri Bakanı Ak Partili. Can güvenliğini onlardan bekleyeceğiz, Hukuku onlardan bekleyeceğiz, Adaletin icrasını onlardan bekleyeceğiz.

Bir eski milletvekili resmen Ankara’nın göbeğinde cinayet teşebbüsüne maruz kalıyor. Gazetecilere saldırılıyor. Partinin bir yetkilisi “Bu hareketin delisi çoktur talimat dinlemezler” diyerek bir yandan saldırıyı üzerinden atmaya çalışıyor ama diğer yandan da “aklından zoru olanlar”ın sorumlu tutulacağı – tutulamayacağı saldırılar olabileceği tehdidinde bulunuyor.

Bitmiyor, Partinin genel başkanı, gazetecilerin – arkadaşlarımızın ismini vererek zehir zemberek ifadelerde bulunuyor. Ne bunlar?

Bir tepki mi, eleştiri mi, “yanlış düşünüyorsunuz” gibi bir itiraz mı? Hiçbirisi değil. O tavırlar medeni tavırlar. Ve gazeteci, yazar olarak her birimiz bu tarz medeni tartışmalara açığız. Ama yapılan o değil. Resmen tehdit üslubu benimseniyor. Gözünü karartmış bir üslup söz konusu.

Bu tehdit algısını gazeteciler ya da MHP’yi eleştiren siyasetçiler mi görmeli, yoksa ülkenin can güvenliğinden sorumlu Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı ya da Adalet Bakanı mı? Daha doğrusu top yekün Hükümet mi?

Hangi ülkede yaşıyoruz Allah aşkına? Ne yani, MHP iktidrı ayakta tutan İttifak’ın paydaşı diye, Cumhurbaşkanı’nın olan bitene duyarsız kalacağına mı inanmalıyız?

Ne yani, “Cumhurbaşkanı İttifak’ın tabanı aşınıyor diye yeni ittifak arayışlarına girmişken, MHP’nin her tavrına boyun eğmek zorunda” tarzındaki yorumlara mı itibar etmeliyiz?

MHP Genel Başkanı’nı ve yönetim kadrosunu uyarmak faydasız gibi görünüyor. Ortaya konan ürünler, akıldan değil öfkeden üretiliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni ziyaret etti Bahçeli’yi evinde. Bu hiddetli üslup görüşülmüş müdür acaba? Bunun Ak Parti’ye yüklediği bedel masaya yatırılmış mıdır? Yoksa “Eli mahkum” bir ilişki mi söz konusudur?

Bir ara Bahçeli’den, “ülkücü gençleri sokaktan çeken insan” diye söz edilirdi. Şimdi ülkücü gençlere sokak misyonu yükleyen beyanlar çıkıyor parti çevrelerinden. Bahçeli’nin beyanları ise tam da fiili saldırıların gerçekleştiği bir iklimde isim isim hedef göstererek kendi tabirleriyle “Hareketin delileri”ni suça yöneltici nitelik kazanıyor. Ne yani Ak Parti’nin yapamadığını yapacak ekipler bulunduğu için bir de medyun-u şükran duygular mı yaşanması gerekiyor?

Ak Parti’nin bu ittifaka mecburiyet yüzünden ödediği başka bedelleri yazıp duruyorum, ama şu bedel başka bir bedel. Can güvenliği başka hiçbir şeye benzemez. Şimdi o alan su alıyor.

Bence evine bir kere daha gidin Bahçeli’nin sayın Cumhurbaşkanı. “Hareketin delileri”ni tutsun MHP lideri, bir de kendi öfkesini… Bu yüksek tansiyon hiçbir ülkeye hayır getirmez.

 

Karar, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU