AK Parti'nin kötü sonu

Nuray Mert Independent Türkçe için yazdı

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti tarafından Yenikapı Meydanı’nda düzenlenen İstanbul mitinginden bir kare / Fotoğraf: AA

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, kuruluşundan ve iktidarından bu yana serüveni çok tartışılır, ama sonu tartışmasız çok kötü geldi. Dostumuz da, düşmanımız da olsa, Allah, hiçbir siyasi parti, görüş, “dava”nın destekçilerine böyle günler göstermesin.

“Dur bakalım, daha ‘son’dan bahsetmek için çok erken” diyenler çıkabilir, ama erken değil, hatta geç bile. İstanbul’da yenilenen seçimlerde alınacak oy oranı hakkında zamansız bir öngörüde bulunmuyorum, mevcut halden bahsediyorum. Artık iyice belli oldu ki, iktidar partisi için seçim sonuçlarının bile önemi yok, kazanan kendisi değilse her yola başvurabilir, hak, hukuk, mantık tanımayabilir. Böylesi, bırakın demokrasiyi, haktan, hukuktan, siyasi ahlaktan tümüyle bağını koparmayı içine sindiremeyenler için çok hazin bir son. Sindirenler, ayrı bir mevzu, onlar artık kötü bir senaryonun isimleri zikretmeye değmez figüranları, kişilik intiharı vakaları, tarihe böyle geçecekler.

Aslında beklenmedik bir olay değildi ve zaten ilk kez olmuyor; 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri ardından da, başka gerekçelerle de olsa, aynı nedenlerle, Kasım ayında seçimleri yenileme kararı alındı. Sözde de olsa, yürütülen koalisyon görüşmelerine karşı, “bu sıradan bir parti değil, dava partisi, koalisyon yapamaz” dediler. “Dava”sı nedir bilemem de, “sıradan bir parti” olmadığını biz de biliyoruz, çünkü sıradan demokratik partiler bu şekilde iktidara kilitlenemez, ülkenin geleceğini kendi gelecekleri ile özdeşleştirmez, kendi dışındakileri, hain, düşman ilan edemez. Böylesi, ancak ihtilal sonrası kurulan tek parti rejimlerinde olur, öylesi rejimlerde de, hak, özgürlük, hukuk diye bir şey olmaz.

AK Parti, demokratik sistem içinde bir parti olarak kurulup iktidar oldu, ama sonra işler değişti, en sonunda bir nevi rejim değişikliği gerçekleştirdi, yoluna fiili olarak tek parti devleti olarak devam etmeye başladı. Zaten bütün sorun da bu noktada ortaya çıkıyor, yeni rejim mantığı ile hareket ediliyor, ama ortada açıktan açığa bir ihtilal olmadığı için, eski rejimin unsurları tümüyle ortadan kaldırılamıyor. Muhalefet yapmak neredeyse yasak, ama muhalefet partileri henüz kapatılmış değil, seçim sonuçları beğenilmezse kabul edilmiyor ama seçimler tümüyle iptal edilmiş değil. Muhalefet partileri seçim başarısı gösteremediği sürece, tablo bu denli net görünmeyebiliyordu, ama son yerel seçimler ilk kez durumu değiştirdi, artık oyunu daha açık oynamak icap etti. Ama yine de, açıkça “Demokrasiye falan inanmıyoruz, bunların hepsi Batı’nın hileleri, iktidara gelmek için bu araçları kullandık, şimdi hak da bizim dediğimiz, hukuk da bizim yaptığımız, devlet biziz, bize itaat edeni yaşatır, diğerlerini yaşatmayız” diyemiyorlar. Çünkü o kadar da uzun boylu değil, hala lafta da olsa demokrasiden, hukuktan, bağımsız kurumlardan söz ediyorlarsa, zorunda kaldıkları için. Çünkü burası, sonuna kadar “asarım, keserim” ile idare edilecek bir ülke değil, yerel seçim sonuçları da bu gerçeğe işaret ediyor.

Tam da bu nedenle, AK Parti macerasının sonu kötü geldi, güçlünün haklı olduğu bir ülke yaratmaktan gocunmadılar, onun da sonu geldi, artık güçlünün gülünç olduğu devir başladı. Yoksa en neme lazımcılar, en etliye sütlüye karışmayanlar, en kar-zarar hesapçıları, hatta utanma bilmez destekçileri bile, önce birer birer ve son YSK kararından sonra toplu halde yan çizmeye başlamazdı. İşin acısı, bu tayfanın bu noktaya gelmesinin nedeninin sonunda vicdanlarının sesine kulak vermeleri değil, geminin su almaya başlaması. Bu acı bir tecellidir; demokrasiden, haktan hukuktan vazgeçtiğiniz zaman dahi, hala korkuları veya çıkarları uğruna yanınızda kalanlar veya hiç olmazsa ses çıkarmayanlar, işler ters gitmeye başlayınca yavaş yavaş sıvışırlar. Tüm zorba iktidarlar bunu bilir, o nedenle iktidarlarına toz konmasına dahi izin vermezler, o nedenle, işler daha da kötüye gidebilir. “İstanbul seçimleri artık yerel seçim değil, Türkiye seçimi” diyenler yerden göğe kadar haklı. Bize düşen, bu ülkeyi bu iktidara kurban etmemek için, bir büyük demokrasi ittifakına destek vermek.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU