Enflasyonda hedef şaştı: Bir yıl öncenin hedefi yüzde 8'lerdeydi, gerçekleşen yüzde 14,60 oldu

Merkez Bankası'nın son bir yılda hedefini yüzde 8,2'den yüzde 12'ye çektiği, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın yüzde 10,5 seviyesinde öngördüğü enflasyon, 18 ayın en yüksek seviyesini gördü

Fotoğraf: Pexels.com/@accankisi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 4 Ocak’ta yaptığı açıklamada 2020 enflasyonunun yüzde 14,60 olduğunu duyurdu. 

Kasım ayında yüzde 14,03 olan bu oran için Reuters'ın ve Bloomberg'in anketlerine katılan ekonomistlerin ortalama tahmini yüzde 14,20 seviyesindeydi. 

Yıl sonu enflasyonunun açıklanmasının ardından gözler "Ne hedeflendi, ne oldu?" sorusunun yanıtına döndü.

Ekonomi yönetiminin en önemli iki kuruluşu Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası’nın son iki yılda, 2020 için yaptıkları tahminler şöyleydi: 

"2020'de enflasyon yüzde 8,5 olacak" 

Türkiye’nin yıl sonunda ve gelecek üç yılda enflasyonunun, büyümesinin, işsizliğinin, cari dengesinin ne olacağı hakkında tahminleri içeren Yeni Ekonomi Programı (YEP), her yıl olduğu gibi 2019’da da eylülde açıklanmıştı. 

Dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yaptığı açıklamada 2020 yıl sonu enflasyonu hedeflemesini yüzde 8,5 seviyesinde duyurmuştu. 

Albayrak, enflasyonun yüzde 25 seviyesine kadar çıktığı 2018 yılının ardından 2019’un "dengelenme yılı" olduğunu belirtmiş, o dönem başlatılan Enflasyonla Mücadele Programı’nı şu sözlerle değerlendirmişti: Enflasyon yapışkanlığına karşı tarihte eşine ender rastlanan çok önemli bir başarı elde edildi. 

Enflasyon yüzde 14,60 seviyesinin üzerine son olarak Ağustos 2019’da çıkmış (Yüzde 15,01), o zamandan bugüne yalnızca iki ay (Eylül ve Ekim 2019) tek haneye düşmüştü. 

"Enflasyon 2020'de yüzde 10,5, 2023'te yüzde 4,9 olacak"

Albayrak, görevinden ayrılmasından önce sunduğu son Yeni Ekonomi Programı’nda ise 2020 enflasyonunun yüzde 10,5 seviyesinde öngörüldüğünü açıklamıştı. 

Eylül 2020 tarihli Yeni Ekonomi Programı’nın 2023 enflasyon tahmini ise yüzde 4,9’tu. Bu, Türkiye’de yıllardır devam eden, fiyat istikrarını sağlayacağına inanılan yüzde 5’lik nihai enflasyon hedefinin bile altında. 

"Bu seneki Yeni Ekonomi Programı'nın ana temalarını 'Yeni Dengelenme', 'Yeni Normal' ve 'Yeni Ekonomi' olarak belirledik" diyen Albayrak, 29 Eylül 2020’deki açıklamasında "Enflasyon ve cari dengedeki kırılganlıkları azaltacak, rekabet, teknoloji ve verimlilik odaklı 'stratejik reformları' hayata geçirmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullanmıştı. 

Merkez Bankası, yüzde 8,2 ile başladı yüzde 12,1 ile bitirdi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) üç ayda bir açıkladığı Enflasyon Raporu’nun 2019’dan bu yana seyrine bakıldığında ise 2020 yılı için enflasyon tahmininin, iki ay önceki raporda yükseltildiği görülüyor. 

Son iki yılın Merkez Bankası Enflasyon Raporu hedefleri: 
 

Rapor Yayımlanma Tarihi 2020 (%) 2021 (%)
30 Ocak 2019 8,2 5,4
30 Nisan 2019 8,2 5,4
31 Temmuz 2019 8,2 5,4
31 Ekim 2019 8,2 5,4
30 Ocak 2020 8,2 5,4
30 Nisan 2020 7,4 5,4
29 Temmuz 2020 8,9 6,2
28 Ekim 2020 12,1 9,4


Son olarak 25 Aralık’ta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuşan TCMB Başkanı Naci Ağbal, enflasyonla ilgili şunları söylemişti: 

İç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki bozulma, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir

Yıllık enflasyondaki artış temel mal ve gıda kalemlerinden kaynaklanmaktadır. Salgına bağlı olarak talep koşullarının zayıf seyrettiği mal ve hizmet grupları tüketici enflasyonunu sınırlarken, kredi ve döviz kuru gelişmelerine görece daha duyarlı gruplarda enflasyon yüksek seyretmektedir.

Menemen soğanlı mı soğansız mı daha maliyetli oldu?

Naci Ağbal’ın "Yıllık enflasyondaki artış temel mal ve gıda kalemlerinden kaynaklanmaktadır" cümlesindeki gıda kalemlerini somutlaştıran, son iki yıldır da çokça konuşulan bir hesaplama yöntemi var: Menemen Endeksi. 

2018’den bu yana tutulan endeksin mucidi Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Caner Özdurak. 

Endekse ilham olan iki olay var. Bunlardan birincisi restoran eleştirmeni Vedat Milör’ün 24 Ağustos 2018’de Twitter hesabından paylaştığı "Menemen soğanlı mı olmalı soğansız mı?" anketinin bir anda 500 bin oya ulaşarak viral olması. 

İkincisi ise 2017 ortalaması 1 lira 30 kuruş seviyelerinde seyreden soğanın kilogram fiyatının 2018’de 5 liraya kadar yükselmesi. 
 

Caner Özdurak
Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Caner Özdurak​​​​​​​


Özdurak’ın açıklamasına göre TÜİK’in ortalama ürün maliyeti verisinin kullanıldığı Menemen Endeksi hesaplaması için bir menemen reçetesi kullanılıyor: İki yumurta, 100 gram biber, 100 gram soğan ve 50 gram domates. Bu ürünlerin fiyat değişimine göre bir menemenin her ay nasıl bir maliyetle sofraya geleceği hesaplanıyor. Hesaplama da soğanlı ve de soğansız menemen ayrımı da yapılıyor. 

Menemen ürünlerinin, hiçbir sınıfsal ayrım gözetilmeksizin hemen her evde tüketildiğini, her mutfağın çekirdeğini oluşturduğunu ve her yemeğe giren malzemeler olduğunu hatırlatan Özdurak, "Dolayısıyla bu ürünlerin fiyatlarında çok ciddi hareketler olduğu zaman buradaki fiyat değişimlerinin bütçeye yansıdığını, hissedilen enflasyonu değiştirdiğini görüyoruz" diyor. 

Her yıl kasımdan aralığa yükselen endeks, bu yıl düştü

Her ay TÜİK’in açıkladığı enflasyon verisi sonrası hesaplanan Menemen Endeksi, Ocak 2018’de 100 değeri ile başlatıldı. Aynı yılın haziran ayında soğanlı menemen 121, soğansız menemen 112’ye kadar çıktı ve Aralık 2018’de sırasıyla 102 ve 99 oldu. Kasımda bu değerler, 96 ve 90’dı. 

2019’da 122 seviyelerinde başlayan her iki menemen türü için endeks, mayısta 72 (soğanlı) ve 77’ye (soğansız) kadar geriledi. Kasım 2019’da 104 seviyelerini gören menemenlerden soğanlı menemen yılı 112, soğansız menemen 110,9 değerinde kapattı. 
 


Ocak 2020’ye gelindiğinde her iki menemen türü de 117 seviyelerindeydi. Haziran 2020’de mevsimin iyileşmesi ile soğanlı menemen endeksi 85,3, soğansız menemen endeksi 86’ya kadar geriledi. 

Son olarak Kasım 2020’de soğanlı menemen 123,8, soğansız menemen 126,3 değerini almıştı. Ancak 2018 ve 2019’dan farklı olarak bu yıl, kasımdan aralığa geçerken her iki menemen için endeks geriledi ve ikisi de 107,8 seviyesini gördü. 

Buraya kadar endeks değerleri fiyatların artış hızını gösteriyor. Ancak konu menemenin maliyeti olunca Caner Özdurak, "Aralık 2020, geçen yılın aralık ayıyla karşılaştırıldığında soğanlı menemen maliyeti yüzde 67, soğansız menemen maliyeti yüzde 62 arttı" açıklamasını yapıyor. 

Gıda ve alkolsüz içeceğin enflasyon sepeti hesaplamasında ağırlığı düşürülmüştü

TÜİK’in şubat ayında, gıda ve alkolsüz içeceklerin enflasyon sepetindeki ağırlığını yüzde 23,29 düzeyinden 22,77’ye düşürdüğünü hatırlatan Dr. Caner Özdurak’a göre bu düşüşe enflasyonu da bir miktar aşağıya çekiyor. 

Maliyetlerin geçen senenin üzerine çıkma konusunun pandemiyle birlikte mart-nisan aylarından itibaren başladığını beliren Özdurak, Menemen Endeksi’nde Kasım 2020- Aralık 2020 arasında gerçekleşen gerilemeyi şöyle değerlendirdi: 
 

Son iki senenin kasım ve aralık aylarına bakıldığında menemen maliyetinin artış hızı artıyor. Bu yıl ise artmaya devam ediyor ama artış hızında düşüş var. Domates fiyatları yüzde 1 düşmüş, kuru soğan yüzde 4 artmış, çarliston biber yüzde 1 artmış, yumurta yüzde 13 artmış. Endeks, 104’ten 123 ‘lere kadar gelmişken tekrar 107’lere kadar geriledi. 

Bu hareket bizim 2018 ve 2019’da gördüğümüz bir hareket değil. Normalde Kasım-Aralık arasında fiyat artışlarındaki hızlanmayı görüyorduk. Ancak 2020’nin kasım-aralığında göremedik. 

Bu bizim için bir soru işareti. Gıda ve alkolsüz içecekler, enflasyon sepeti içerisinde hâlâ en yüksek paya sahip. Oradaki bir fiyat kontrolünün yüzde 14,6’ları bize yakalattığını düşündürüyor. 

Kış mevsimindeyiz, dolayısıyla sera dönemindeyiz ve maliyetler artıyor. Pandemi döneminde gıda tüketimimiz had safhada. Bir kerede daha yüksek miktarlarda satın almak yerine internet siparişlerine alışmış durumdayız. Bu da maliyet artıran bir faktör. Gıda fiyatlarındaki artışın aralıkta bu kadar yavaşlaması analiz edilmesi gereken bir durum. 


Gıda enflasyonunu düşürmek için alınması düşünülen (hal yasası, sulama yatırımları, sera teşviki, gıda tedarikçilerinin korunması, kooperatifçilik uygulamaları gibi) önlemlerin orta ve uzun vadeli olduğunu, hâlihazırda bir gelişmenin olup olmadığını bilinmediğini belirten Caner Özdurak, şöyle devam etti: 
 

Bunların herhangi birisi gerçekleşmediği için ben aralık ayında böyle bir düşüşe neden olacak bir bolluk göremiyorum. Yeni Ekonomi Programı’nın yıl sonu hedefine de baktığımızda hedeften yüzde 70’lik farkla gerçekleşen bir enflasyon var. 

Kredilerin artırılmasıyla pandemi döneminde bir tüketim enflasyonu yaratıldı. Sonrasında bir üretim enflasyonuna dönüştürüldü ve böyle bir sarmalın içinde bulduk kendimizi. Enflasyon yine beklentilerden yüksek geldi. Ocak-şubat aylarında da yüksek seyretmesi bekleniyor. Enflasyon açıklandıktan sonra TCMB’nin ne yapacağı, yine faiz artırıp artırmayacağı ise akıllardaki soru. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU