Libya'da Fethi Başağa'nın güç savaşı

Memet Aksakal Independent Türkçe için yazdı

Birleşmiş Milletler (BM), Libya'ya komşu ülkeler ve AB'nin; Libya'da ateşkesin devam etmesi, BM gözetiminde alınan kararların hayata geçirilmesi ve tekrar çatışma ortamına dönülmemesi için uğraşları devam ederken, Libya Ulusal Mutabakat Hükûmeti'nin (UMH), hükûmetten bağımsız ikinci bir hükûmettin başı gibi hareket eden Dışişleri Bakanı Fethi Başağa'nın, 2014'te yapılan Libya parlamento seçimlerini tanımayıp emrindeki milis güçleri ile Misrata'dan gelip Trablus'u ele geçirmesi ile başlayan güç savaşı da tüm Libya'da gücü ele geçirmek için yoğun bir şekilde devam ediyor.

Tunus'ta Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) temsilcisi Stephanie Williams'ın gözetiminde yapılması planlanan Libya Siyasi Diyalog Forumu'nun hazırlıkları yapılırken, Fethi Başağa, 4 Kasım'da Mısır'a beklenmedik bir ziyarette bulundu.

Tobruk Temsilciler Meclisi destekli General Halife Hafter ile UMH arasındaki iç savaşta, Mısır, Halife Hafer'e destek vermişti ve UMH ile Mısır hükûmeti arasında resmi bir ilişki yoktu.

Başağa'nın bu beklenmedik ziyareti, Tunus''ta yapılması planlanan Libya Siyasi Diyalog Forumu'nda iki taraftan oluşacak yeni bir geçici hükûmet kurulması konusunda anlaşma sağlanması durumunda bu hükûmetin kendi başbakanlığında kurulması konusunda destek almak için Mısır'la ilişkileri yumuşatma ziyareti olduğu o günlerde Libya basınında yer almıştı. 
 


9-15 Kasım tarihlerinde Tunus'ta BM Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Temsilcisi Stephanie Williams'ın gözetiminde Libya Siyasi Diyalog Forumu düzenlendi.

Forumda 24 Aralık 2021'de Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimleri yapılması konusunda anlaşmaya varıldı. Aralık 2021'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerine kadar ülkeyi seçime götürecek yeni ortak bir hükûmetin ve yeni bir başkanlık konseyinin oluşturulması da forumda delegelerin üzerinde anlaştığı konular arasındaydı.

Forumda ülkeyi seçime götürecek yeni hükûmette ve yeni başkanlık konseyinde iki taraftan kimlerin görev alacağı konularında anlaşma sağlanamadığı için yeni hükûmetin ve yeni başkanlık konseyi üyelerinin belirlenmesi daha sonra yapılacak görüşmelere bırakılmıştı. 

Tunus'ta yapılan görüşmelerde Başağa, kurulacak yeni hükûmette kendisine başbakanlık verilmesi için çok uğraştı ama başarılı olamadı. 

Fethi Başağa, iki taraf arasında yeni görüşmeler başlamadan önce 18 Kasım'da Fransa'nın başkenti Paris'e gitti ve Paris'te dışişleri, içişleri ve savunma bakanları ile güvenlik şirketleri yetkilileri ile görüşmeler yaptı.
 

Fransiz_Savunama_bakanı_ile.jpg
Fethi Başağa, Fransa Savunma Bakanı Florence Parly ile görüştü


Başağa'nın ofisinden yapılan açıklamada, 'Başağa'nın Fransa ziyaretinin, Fransa'nın resmi daveti ile olduğu ve Libya ile Fransa arasında başta terörle mücadele, organize suçlar ve uluslararası güvenlik alanında eğitim olmak üzere ortak güvenlik işbirliğini güçlendirmeyi amaçladığı' belirtildi.

Fethi Başağa'nın Trablus'a ele geçirmek için Nisan 2019'da geniç çaplı bir saldırı başlatan General Halife Hafter'i destekleyen Fransa'ya gidip görüşmeler yapması, Libya'da yeni dönemde kendisinin Başbakanlığına destek arayışı olarak değerlendirildi.

Fethi Başağa, Paris'e gitmeden iki gün önce Akdeniz'de birçok mültecinin boğulmasından sorumlu tutulan, 'azılı insan kaçakçısı' olarak bilinen; hakkındaki tüm iddialara ve Fransa ve İtalya'nın taleplerine rağmen hakkında işlem yapılmayan Bija lakaplı Libya Sahil Güvenliğinde önemli bir konumda bulunan Abdul Rahman Milad'ı gözaltına aldırdı.

Bunun üzerine Fransa'nın Libya büyükelçiliği, Başağa'yı tebrik etti ve bu Başağa ile Fransız makamları arasında yakınlaşmanın başlangıcı oldu. 

Tunus'ta yapılan Libya Siyasi Diyalog Forumu'nda alınan karar üzerine Libya'da 23 Kasım'da yeni hükûmet ve yeni başkanlık konseyi üyelerinin belirlenmesi amacı ile telekonferansla bir toplantı yapıldısya bu konularda bir sonuç alınamadı. 

Başağa'nın 4 Kasım'daki Mısır ziyaretinden sonra bu sefer 27 Aralı'kta Mısır'dan gelen bir heyet, Trablus'ta Fethi Başağa ile görüştü. Mısır ile Libya'nın yeninden diplomatik ilişki kurması, Trablus'taki Mısır Büyükelçiliği'nin yeniden açılması, Libya ile Mısır arasında ticari uçuşların yeninden başlaması, görüşmelerde ele alınan konuların arasında yer alıyordu.
 


Başağa, Mısır heyeti ile yaptığı görüşmeye ilişkin Twitter hesabından şu açıklamayı yaptı:

Mısır güvenlik delegasyonu ile bugün Trablus'ta  yaptığımız verimli ve yapıcı toplantılarda, her iki ülkenin ve bölgenin çıkarlarını terörist ve organize suç tehditlerinden koruyacak şekilde güvenlik ve istihbarat alanında işbirliğini geliştirme yollarını konuştuk. 

Kahire ile ilişkimiz çok önemli. Tüm kardeş ülkelerle ilkişkilerimizi güçlendirmek için çalışıyoruz.

Libya, bitmeyen bir çatışma alanı olmak yerine bir fikir birliğini başlatma noktası olacak. Libya krizini sona erdirmenin yolu, akıl dillini, iktidar mantığının üzerinde tutmaktır.

 

 

Başağa'nın rahat bir şekilde UMH'den bağımsız hareket etmesi ve UMH içindeki gücü, emri altında bulundurduğu milis güçlerinden kaynaklanıyor. 

Kaddafi zamanında Askeri Pilot olan Başağa, 1993'de ordudan ayrıldı ve ticarete atıldı. 2011'de Kaddafi'ye karşı başlayan ayaklanamda Misrata bölgesinde milis güçlerini organize etti ve çeşitli kademelerde görev aldı.

2014'e gelindiğinde büyük bir milis gücünün komutanı konumuna geldi. 2014'te yapılan Libya parlamento seçimlerini tanımayan Başağa, emri alıtndaki milsileri ile Misrata'dan Trablusa yürüdü ve Trablusu ele geçirdi. 

2015'in sonuda BM gözetiminde varılan anlaşma gereği geçici hükûmet olarak kurulan UMH, Başağa'yı Savunma ve Ulusal Güvenlik Konseyi başkanlığına getirmek istedi; ama Başağa bu görevi kabul etmedi ve 2016'da UMH'nin İçişleri Bakanı olarak atandı.

Geçtiğimiz 28 Ağustos'ta Fethi Başağa Türkiye'de bulunurken UMH Başbakanı Fayiz Serrac tarafından görevden alındı.

O günlerde Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Halid el-Mişri İstanbul'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeler yaparken, Fethi Başağa da Ankara'da Milli Savunma Bakanı Hulisi Akar'la görüşmeler yapıyordu.

Başağa'nın Türkiye'de olduğu resmi olarak açıklanmamıştı, resmi makamlar tarafından sadece Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Halid el-Mişri'nin Türkiye'yi ziyaret ettiği açıklanmıştı.

Başağa'nın el-Mişri'den ayrı olarak Türkiye'ye geldiği ve görüşmeler yaptığından ancak Milli Savunma Bakanılığı'nın bu konudaki yazılı açıklamasından sonra basının haberi olmuştu. 

O gün medyaya yansıyan bazı iddilara göre, Libya'da iki taraf arasında 21 Ağustos'ta varılan ateşkes anlaşmasından memnun olmayan Başağa, kendisinin İçişleri Bakanı olduğu Fayiz Sarrac hükümetine karşı bir darbe girişimi hazırlığında olduğu için görevden alınmıştı. 

Başağa görevden alındıktan 6 gün sonra bulunduğu Misrata'dan Trablus'a Feyiz Serac ile görüşmeye geldi, görüşmenin yapıldığı binanın etrafı yüz kadar Başağa'ya bağlı ağır silahlı milis tarafından sarıldı ve görüşme sonrası Başağa'nın tekrar Dışişleri Bakanı olarak atandığı açıklandı.
 


Başağa, Libya içinde Hafter'in olmadığı biz çözüm istiyor ve bunun için de Hafter'i destekleyen ülkelerin desteğini çekmesini istiyor.

Başağa, ekim ayında yaptığı bir açıklamda, 'Hafter'e destek veren ülkelerin bu duruşlarını gözden geçirmeye başladılarını', belirterek, şunları söyledi:

Başka ülkelerden Hafter'e yardım gelmezse, Hafter, Libya için tehlikeli değil değil. Dışardan yardım geldiği için Hafter, Libya için tehlikeli. Hafter'i destekleyen Mısır'ın konumunda bir değişiklik var, bu açık. Rusya ve BAE'den de değişim gözleniyor.


9-15 Kasım tarihlerinde Tunus'ta yapılan Libya Siyasi Diyalog Forumu'unda alınan kararlar, aradan yaklaşık iki ay geçmesine rağmen uygulanmadı. Yeni bir hükûmet ve yeni bir başkanlık konseyi kurulamadı.

Libya'da BM gözetiminde yapılan görüşmelerde alınan kararların uygulanamamasının en önemli sebebi, Başağa'nın bu konudaki uzlaşmaz tutumu ve kendi Başbakanlığında ısrarı olduğu dile getiriliyor.

Bu kararlar uygulanırsa, Başağa, Hafter tarafının kendisinin geçici hükûmetin başbakanı olmasına razı olmayacağı için kendisinin geçici hükûmette Başbakan olamayacağını, geçici hükûmette Hafter'i destekleyen bakanların da olacağını ve bu durumun kendisinin pozisyonunu zayıflatacağını biliyor.

Bu sebeple, BM gözetiminde varılan mutabakatı uygulamak yerine, Hafter'i destekleyen ülkeleri Hafter'den desteğini çekmeye razı etmeye çalışıyor ve dışardan destek almayan Hafter'in pes edeceğini ya da güç kullanarak Hafter'i yeneceğini ve böylece kendi yönetimi altında Libya'nın birliğinin sağlayacağını düşünüyor.  

Bu olmazsa da, kurulacak geçici hükûmetin, kendi başbakanlığında kurulmasında ısrar ediyor.

Ayrıca nihai bir anlaşma durumunda birleşik bir Libya Ordusu kurulacağı için, Başağa'ya bağlı milisler de dağıtılacak. Başağa, seçimlerde milletvekili olacak kadar oy alabilir ama hükûmeti tek başına kuracak kadar bir oy oranına ulaşamayacağını da biliyor. 

UMH'in Başbakanı gibi hareket eden Başağa, bir taraftan Türkiye ile iyi ilişkilerini devam ettirip Türkiye güçlerinin Libya'da çıkmasına karşı çıkarken öbür taraftan da Hafter'i destekleyen Mısır ve Fransa gibi ülkelerle ilişkilerini geliştirerek hem konumunu güçlendirmek hem de o ülkeleri Hafter'den destekelerini çekmeye razı etmeye çalışıyor. 

Tunus'ta iki taraf arasında varılan mutabakata göre Libya'da bulunan tüm yabancı güçlerin üç ay içinde ülkeyi terk etmesi gerekiyor, buna Libya'da açıkça ve en çok güç bulunduran yabancı ülke olan Türkiye'de dahil.

Türkiye'nin Libya'da desteklediği Başağa, Türkiye güçlerinin Libya'dan çekilmesini kabul etmiyor. Hafter de Başağa'nın, içinde Hafter'in olmadığı, Hafter'in devre dışı bırakıldığı bir çözüm arayayışında olduğunun farkında ve kısa süre önce emri altındaki orduya, "Türkiye'ye karşı savaşmaya hazır olun" demesi de buradan kaynaklanıyor. 

15 Eylül'de Libya UMH hükûmeti Başbakanı Fayiz Serrac, ekimde istifa edeceğini söyledi; ama istifası sonrası UMH içinde kimin başbakan olacağı konusunda bir mutabakat sağlanamadığı için Serrac'ın göreve devam etmsine karar verildi.

Başağa, Serrac'ın istifa etmesini ve yerine kendisinin geçmesini istiyor; ama bu, Tunus'ta kararlaştırılan Libya'daki iki taraf arasında varılan anlaşma gereği kurulması planlanan yeni geçici hükûmetin kurulması çalışmalarını baltalaycağı gerekçesi ile UMH içindeki diğer bazı üyeler tarafından kabul edilmiyor.

Fayiz Serrac, hala UMH'nin Başbakanı olarak görevde ama Fethi Başağa büyük ölçüde UMH içinde gücü eline geçirmiş ve de facto başbakan olarak hareket ediyor.

Rusya, Mısır, Fransa ve BAE'nin Libya'da bundan sonraki tutumları, Başağa'nın bundan sonraki konumu için de belirleyici olacak. Burada önemli bir nokta da, bu ülkelerin Libya'da Türkiye güçlerini istememesidir. 

Türkiye güçlerinin Libya'da kalmasını en çok isteyen ve bunu sağlayan Başağa, Türkiye'nin Libya'dan çıkmasını isteyen Fransa, BAE ve Mısır'ın desteğini alırsa, Türkiye'ye karşı pozisyonunun ne olacağı, Başağa'nın bu ülkelere yakınlaşmaya çalışmasının Türkiye'nin oluru ile mi olduğu yoksa bu konuda bağımsız mı hareket ettiği bilinmiyor. 

Türkiye hükûmetinin Başağa'nın Fransa ile yakınlaşmasından rahatsız olduğu yönünde yorumlar yapılsa da bu konuda taraflar tarafından yapılmış bir açıklama ve net bir bilgi yok.

Eğer Başağa, Türkiye'ye rağmen Mısır ve Fransa ile yakınlaşmaya çalışıyorsa, bu durumun, hem Türkiye'nin Libya'daki varlığının geleceği açısından sorundur hem de Türkiye'nin adamı olarak bilinen Başağa ile Türkiye arasında ciddi bir soruna neden olacağı açıktır. 

Geçen hafta Libya'da UMH yetkililerini ziyaret eden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Başağa ile görüşüp samimi fotoğraflar çektirmesi, Türkiye hükûmeti ile Başağa arasında bir anlaşmazlık olduğu iddialarını yalanlar nitelikteydi.
 

Hulusi_akarla.jpg
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 26 Aralık'ta Libya İçişleri Bakanı Fethi Başağa ile bir araya geldi / Fotoğraf: Twitter

 

Hulusi_akarla_2.jpg
Fotoğraf: Twitter

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU