Demirtaş'ın avukatı: Cumhurbaşkanı Erdoğan yargıyı ciddi şekilde yanıltıyor, müvekkilimizi içeride tutacak deliller yok hükmündedir

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın avukatı Ramazan Demir, müvekkilinin davalarıyla ilgili merak edilenleri Independent Türkçe anlattı. Demir, "İçerde tutulmasının delilleri hukuken yok hükmünde" dedi

Eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016 tarihinde "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "terör örgütü üyesi olmak", "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "örgüt adına suç işlemek" iddialarıyla gözaltına alınarak tutuklandı.

Edirne F Tipi Cezaevi'ne gönderilen Türkiye'nin üçüncü büyük muhalefet partisi konumundaki HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın hapiste dördüncü yılı geride kaldı.

Aradan geçen dört yılda Türkiye siyasetinde pek çok gelişme yaşandı ancak Demirtaş'ın tutukluluğu devam etti.

Demirtaş hakkında bugüne kadar biri yargılandığı Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, biri Anayasa Mahkemesi, biri 2018 AİHM 2. Dairesi biri de 22 Aralık AİHM Büyük Dairesi'nin verdiği 4 ayrı ihlal ve 3 tahliye kararı bulunmakta. 

AİHM Büyük Dairesi'nin 22 Aralık'ta tespit ettiği "hak ihlallerinin" giderilmesi için Demirtaş'ın "derhal tahliye edilmesini" istedi.

Geçen hafta partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AİHM'in Demirtaş kararının siyasi olduğunu savundu.

Erdoğan devamında, "Esasen AİHM bizim mahkemelerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez. Sadece burada verilen kararlar mahkemelerimizce değerlendiriliyor. AİHM bu kararı iç hukuk yolları tükenmeden alarak istisnai bir uygulama yapmıştır" dedi.

Erdoğan'ın ifadeleri, kamuoyunda Demirtaş'ın serbest bırakılmayacağının işareti olarak algılandı.

Demirtaş'ın avukatlarından Ramazan Demir, müvekkilinin davalarıyla ilgili merak edilen birçok soruyu Independent Türkçe okurları için cevapladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

Selahattin Demirtaş hakkında açılan kaç soruşturma var? Soruşturma aşamasından geçip davaya dönüşen kaç dosyası oldu? Hangi iddialarla kaç dava açıldı? 

Halihazırda fezlekeye dönüşmüş 62 dosyası var. Farklı mahkemelerde yürüyen 8 ayrı davası bulunuyor. Demirtaş hakkında açılan her dava, söz ve ifadelerine ilişkindir. Demirtaş'ın yargılandığı dosyalarda siyasi söz ve ifadelerinden başka delil yok. Çoğunlukla da hükümete yönelik eleştirilerinden oluşan bu sözleri dava ve soruşturma konusu edildi.  

 

Ramazan Demir - Abdulhakim Günaydın
Ramazan Demir, Abdulhakim Günaydın'ın sorularını yanıtladı / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Tuttukları gerekçe ve delillerle tahliye edip sonra yeniden tutukladılar"

Demirtaş hakkında açılan davalardan hüküm aldı mı? Hüküm almadıysa neden cezaevinde ve hangi gerekçeyle tutuluyor?

Demirtaş'ın hüküm aldığı tek dosya 2013 İstanbul nevrozunda Sırrı Süreyya Önder ile birlikte yaptıkları konuşmasından dolayı aldığı dosyadır. Bu dosya kapsamında da Anayasa Mahkemesi (AYM) Sırrı Süreyya Önder hakkında verilen cezayı anayasaya aykırı bularak "hak ihlali" kararı verdi. Demirtaş'ın aynı konudaki başvurusunu ise başvuru daha önce yapılmış olmasına rağmen incelemedi. Dosya şu an Yargıtay incelemesinde. 

Halihazırda tutuklu olarak yargılandığı dosya, 4 yıldır tutuklu olduğu dosya ve delillerle yapılan hukuka aykırı ikinci bir tutuklama. 4 yıldır tuttukları gerekçe ve delillerle tahliye edip sonra yeniden tutukladılar. Ancak son Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire kararı ile Demirtaş'ın hem ilk hem de ikinci tutukluluğunun delilleri tamamen çürütüldü. 

Şu an için Demirtaş'ın içeride tutulmasının delilleri hukuken yok hükmünde. Demirtaş'ın içeride tutulduğu her saniye yeni bir ihlalin konusunu oluşturmakta ve suç işlenmektedir.  

"Demirtaş, cumhurbaşkanının müdahalesiyle rehin tutuluyor" 

Demirtaş hakkında tahliye kararı verilmesine rağmen niçin serbest bırakılmadı? Hukukçuları olarak tahliye edilmemesini neye bağlıyorsunuz?

Demirtaş'ın tutukluluğu hakkında bugüne kadar biri yargılandığı Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, biri Anayasa Mahkemesi, biri 2018 AİHM 2. Dairesi biri de 22 Aralık AİHM Büyük Daire'sinin verdiği 4 ayrı ihlal ve 3 tahliye kararı bulunmaktadır. 

Bu tespit ve kararlara rağmen Demirtaş'ın neden serbest bırakılmadığı, AİHM Büyük Daire'nin vermiş olduğu kararda 18.madde bölümünde açıkça yazmaktadır. Demirtaş, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere hükümetin talebi ve müdahaleleri ile rehin tutulmaya devam edilmektedir. Her gün ekranlardan yargı ve mahkemeler adeta tehdit ve baskı altında tutulmakta. Cumhurbaşkanının bizzat kendisi, mahkemeler tarafından Demirtaş'ın nasıl değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin sürekli olarak talimat vermektedir. Dolayısıyla hukukçuları olarak yorum yapacak noktayı geçeli çok oldu. Bizim yerimize AİHM 18. madde bölümünde bu durumu en iyi şekilde anlatmış. Türkiye'de yürütülen ve var olan yargısal süreçlerin hukukla açıklamasının imkansızlığı uzun yıllardır var. Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkililerinin yargısal süreçlere müdahaleleri, mahkemelerin de bu müdahaleleri emir telakki etmesi, her geçen gün gözümüzün önünde yok olan yargı bağımsızlığını ve zemini kayan anayasal güvenceleri resmetmektedir.

 

Ramazan Demir
Ramazan Demir / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"'AİHM kararı bizi bağlamaz' sözleri yargıya talimat niteliğinde"

Tutuklu kalmasında "Seni başkan yaptırmayacağız" çıkışının etkili olduğunu düşünüyor musunuz? Demirtaş'ın bu konudaki düşüncesi nedir?

AİHM'in de ifade ettiği üzere, Demirtaş muhalif bir siyasi lider olduğu için tutuklandı ve tutuklu kalmaya devam ediyor. Dolayısıyla tek bir cümleden dolayı değil, genel olarak muhalif bir lider olarak hükümet ve cumhurbaşkanına karşı yürütmüş olduğu muhalif siyasetinden dolayı tutuklu bırakılmaktadır. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) almış olduğu karar neden uygulanmıyor?

Cumhurbaşkanı karardan sonra çıkıp 'AİHM kararı bizi bağlamaz', 'Kararı uygulamayacağız' dedi. Doğrudan yargıya talimat anlamına gelen bu ifadeler nedeniyle mahkemeler ve hakimler, Demirtaş'ın tahliyesini gündemlerine alamıyorlar. Avrupa Konseyi üyesi ve konsey değerlerini kabul etmiş bir devlet olarak Türkiye'nin duruma düşürülmesi elbette utanç verici. O yüzden bu mesele Demirtaş'ın tahliyesinden ziyade artık bir hukuk ve devlet krizine dönüşmüştür. Bugüne kadar iç mesele olarak görülen yargı bağımsızlığımız artık bütün dünyanın malumu olmuş durumda. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bu haliyle AİHM kararlarını tanımayan bir devlet görüntüsü vermesi devlet krizinden başka bir şey değil. O zaman çıkarsınız Avrupa Konseyi'nden, AB üyeliğinden de vazgeçersiniz olur biter, herkes de size buna göre davranır. Hem konsey üyesi olmaya devam edip hem de AİHM kararlarını tanımıyorum diyemezsiniz. 

"AİHM hamleyi önceden gördüğü için dün açıklanan iddianamenin delillerini çürüttü"

Dün Demirtaş'ın da içinde birçok kişi için yeni bir iddianame daha hazırlandı. Bunu AİHM'in tahliye kararına karşılık yapılmış bir hamle olarak değerlendirmek mümkün mü?

Bu nedenle AİHM kararlarının bizi bağlamadığı ve uygulanmayacağı sözleri yargıya açıkça baskı ve talimat niteliği taşımaktadır. Dün açıklanan iddianamenin de bu sözlerin bir ürünü ve sonucu olarak ortaya çıktığı açıktır. AİHM Büyük Daire'nin kararında incelediği ve çürüttüğü delillerle yeni bir dava açılması AİHM ve Avrupa Konseyi'ne de bir yönü ile meydan okumadır. 2018 yılındaki AİHM Dairesi kararından sonra "hamlemizi yapar işi bitiririz" stratejisi yeniden devreye sokulmuştur. Ancak bugünün o günden bir farkı var. AİHM yapılan hamleyi önceden gördüğü için kendisi dün açıklanan iddianamenin de delillerini inceledi ve çürüttü. Dolayısı ile hem iddianame hem de dava ölü doğdu. AİHM kararlarını tanımama hali ve yargıya talimatlar açıkça göstermektedir ki bugün için Türkiye'de Demirtaş'ı adil yargılayabilecek tek bir hakim yok, bu hükümet olduğu sürece de olamayacak.  

 

Selahattin Demirtaş
Selahattin Demirtaş / Fotoğraf: Twitter

 

"Türkiye'nin konseyden atılması dahil birçok seçenek yaptırım olarak öngörülebilir"

Türkiye AİHM'in kararına uymazsa ne olur?

AİHM kararı verdikten sonra kesin kararların uygulanması ve infazı için karar Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne gider. Bu karar da kesin ve bağlayıcı bir karar olduğundan doğrudan Bakanlar Komitesi'ne gidecek. Komite kararda yazılı olan tespit ve değerlendirmelerin Türkiye tarafından ne kadarının yerine getirildiğini denetleyecek. Bunların başında da Demirtaş hakkında verilen tahliye kararının yerine getirilip getirilmediği konusu gelecek. Türkiye bu kararı yerine getirmezse komite, Demirtaş adına ihlal prosedürünü başlatarak kendisi bizzat AİHM'e başvuru yapabilir. Diğer birçok seçeneğin yanında nihai olarak Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nden atılması dahil birçok seçenek yaptırım öngörebilir. 

"İç hukuk yolları tüketilmeden gitseydik en başta AİHM bizi geri gönderirdi"

AİHM'in aldığı karara karşı argüman üretenler, "İç hukuk işletilmeden, dosya AİHM'e götürüldü. Alınan karar siyasidir" diyorlar. Gerçekten iç hukuk tüketilmedi mi?

Bu diyenler kararı okumamışlar belli ki. Kararı okuduklarında iç hukuk yollarının ne kadar düzgün bir şekilde takip edilerek tüketildiğini görecekler. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere bu argümanı kullananlar ciddi şekilde yanıltılıyor. İç hukuk yolları tüketilmeden gitseydik en başta AİHM bizi geri gönderirdi zaten.

"Yargının siyasileştirilmesi ile yürütülen operasyon ifşa olmuş oldu"

Demirtaş yaşanan tartışmaları nasıl değerlendiriyor? Türk hukuk sistemi konusundaki görüş ve düşünceleri nedir?

Demirtaş kararın çıktığı gün görüşlerini kendi Twitter hesabı üzerinden paylaştı zaten. Elbette ki son 5 yıldır kendisi ve HDP'li diğer arkadaşlarına ve hatta genel olarak Kürt siyasetine karşı işlenen suçların bu haliyle Avrupa Konseyi sisteminin en büyük mahkemesi tarafından kayıt altına alınmış olmasından çok memnun. Yıllardır mahkemelerde söylediği ve hükümet tarafından kendilerine karşı yargının siyasileştirilmesi ile yürütülen operasyon ifşa olmuş oldu. Dokunulmazlıkların kaldırılması ile başlatılan anayasaya aykırılık ve devamında yapılan hukuka aykırı yargılamalar, AHİM tarafından hukuken ifşa ve mahkum edilmiş oldu. 

 

Selahattin Demirtaş
Selahattin Demirtaş / Fotoğraf: Twitter

 

"Demirtaş bağlama çalıyor, yeni besteler üretiyor"

Demirtaş'ın AİHM'in "Derhal serbest bırakılsın" kararına karşılık hükümet yetkililerin yaptığı açıklamalara karşı tavrı ne oldu? Morali nasıl?

Her zaman olduğu gibi hiçbir önem ve kıymet vermiyor. Morali de çok iyi. Böyle değersiz ve toplum vicdanında mahkum edilen şeyleri dert edinmek yerine zamanını daha faydalı şeylere harcıyor. Türkiye siyasetini cezaevi ve pandemi koşullarında olabildiği kadarıyla yakından takip etmeye çalışıyor. Bol bol okuyup, yazıyor. Müzikle uğraşıyor, bağlama çalıyor, yeni besteler üretiyor. 

"Siyasi rehinedir"

"Demirtaş, AKP-MHP iktidarının siyasi rehinesi olarak cezaevinde tutuluyor" şeklinde yorumlar yapılıyor, katılıyor musunuz?

Mevcut koşullarda yargıyı yönlendiren ve etkileyen pozisyonda olanlar hükümet ve ortakları. İstedikleri yasayı çıkarıp istedikleri kişileri serbest bırakanlar da onlar kimin "terörist" olup kimin olmadığına karar verenler de. Bir şeyin ne zaman nerede nasıl ve ne kadar suç olduğuna karar verenler de. Muhalifleri ve sevmedikleri insanları haksız yere yıllarca cezaevlerinde tutacak mahkeme kararların alınmasını sağlayan siyasi baskıyı yapanlar da. Demirtaş'ın durumunda ise sürekli olarak toplumun algısını yönlendirmeye çalışan da her mikrofonu ellerine aldıklarında "terörist" nitelemesi yaparak, şu kadar kişinin ölümünden sorumlu tutarak mahkemeleri açıkça baskı altına alarak serbest kalmasını engellemeye çalışanlar da onlar. Demirtaş bir siyasi rehinedir ancak bir rehine olarak kendisini tutanlara sağlayacağı bir fayda kalmamıştır. Seçim dönemlerinde tutuklu tutarak kampanya yaptıran ve bu şekilde anayasayı değiştirebilenlere en güzel cevabı yine kendisi yerel seçimlerde yaptığı katkı ile vermiştir. 

"Türkiye'de cumhurbaşkanının sözlerini yargılayacak ne hakim ne de mahkeme var"

Avukatları olarak müvekkiliniz için "teröristtir" ifadesi kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında dava açmayı düşünüyor musunuz? Ya da Demirtaş sizden böyle bir talebi oldu mu?

Belli başlı söz ve ifadelere dava açıldığı oluyor ancak her konuşana karşı dava yoluna gitmeyi tercih etmiyoruz, Sayın Demirtaş da etmiyor. Onların ne dediğinin ya da nasıl nitelendirdiğinin bir kıymeti yok. Bu ifadeleri kullanan kişilerin bilinç ve değerlerinin toplum vicdanında bir karşılığı bulunmadığından bir mahkeme yoluyla sonuç almaya çalışmanın da bir anlamı yok. 

En nihayetinde bu davalara bakan hakimler, cumhurbaşkanının sözlerini yargılayacak ve halihazırda Türkiye'de o sözleri cezalandırabilecek cesarette bir hakim ya da mahkeme bulunmuyor.
 

DAHA FAZLA HABER OKU