Prof. Dr. Atmış: Enflasyon, Kovid-19 ve işsizlikte olduğu gibi ormancılık verileri de rakamsal oyunlarla başarıymış gibi gösteriliyor

Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi’nden Ormancılık Politikası Uzmanı Prof. Dr. Erdoğan Atmış’a göre mevcut iktidar ağaçlandırma çalışmalarında yansıtıldığı kadar başarılı değil

“Gelmiş geçmiş en çevreci hükümet AK Parti” ya da “AK Parti 17 yılda Türkiye’de orman varlığını kat kat artırdı” şeklindeki açıklamalar uzun süredir tartışılıyor. Prof. Dr. Atmış, “Veriler doğru yorumlanmalı, orman alanlarının yoğun şekilde amaç dışı kullanımlara tahsis edilmesi engellenmeli” diyor / Kolaj : Independent Türkçe

"Ormancılık alanında yaptığımız çalışmalar, OECD ve Birleşmiş Milletler'in dahi dikkatini çekmiştir. Ülkemiz, ağaçlandırma çalışmalarında Avrupa'da 1'inci sırada, dünyada ise 4'üncü sırada yer alıyor."

Bu sözler, 11 Kasım'da düzenlenen "Geleceğe Nefes, Dünyaya Nefes" fidan dikim programında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sarf edildi.

Erdoğan, sözlerini şu ifadelerle sürdürmüştü:

2002 yılında 20,8 milyon hektar olan orman varlığımızı 1,9 milyon hektar artırarak 22,7 milyon hektara ulaştırdık. Cumhuriyet tarihinin en büyük milli ağaçlandırma seferberliğini başlattık. Bugün, ülkemiz yüz ölçümünün yüzde 29,2'sini orman alanları oluşturuyor. Yaptığımız ağaçlandırma ve iyileştirme çalışmaları ile ülkemizi orman varlığı bakımından 26'ncı sıraya yükselttik. Son 18 yılda 5,5 milyon hektara yakın alanda ağaçlandırma, erozyonla mücadele çalışması yaparak 5,1 milyar fidanı toprakla buluşturduk.

 

Aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da değindiği, Türkiye'nin çevre hassasiyeti bakımından "altın" dönemini son 18 yılda yaşadığı yönündeki ifadeler yeni değil.

Daha önce de pek çok AK Parti'li isim, "Cumhuriyet dönemindekinden daha fazla ağaçlandırma yaptıklarını ve kendi iktidar dönemlerinde ağaçlandırmalar yoluyla Türkiye'deki orman varlığının kat kat arttığını' ifade etmişti.

"Gelmiş geçmiş en çevreci hükümet AK Parti" ya da "AK Parti, 17 yılda Türkiye'de orman varlığını kat kat artırdı" şeklindeki açıklamalar uzun süredir tartışılıyor.

Ancak AK Parti'nin en "çevreci" hükümet olduğunu ve orman alanlarının bu iktidar döneminde geçmişte olmadığı kadar artırıldığını savunanlar kadar, Türkiye'de orman alanlarında "kazanç" değil "ciddi miktarda kayıpların" bulunduğunu ileri sürenler de var.

Independent Türkçe söz konusu tartışmaları, resmi veriler ışığında ele aldı.

 

Türkiye orman varlığı AA.jpg
Orman alanındaki kayıpların sebeplerinin araştırılması gerektiğini, çeşitli önlemlerle bu kayıpların önüne geçilip orman alanlarının daha verimli değerlendirilmesinin şart olduğunu savunanlar bulunuyor / Fotoğraf: AA

 

Orman alanlarındaki değişim

Türkiye'deki orman alanlarının varlığına ilişkin çeşitli veriler bulunuyor. Bunların başında, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) istatistikleri geliyor.

Resmi istatistiklere göre Türkiye'de orman alanları, genel olarak artış gösteriyor.

OGM verilerine göre 1973 yılında 20,2 milyon hektar (ha) olan ormanlar, 2004 yılında 21,2 milyon hektara, 2015 senesinde 22,3 milyon hektara, 2020 yılında ise 22,7 hektara yükselmiş durumda.

Türkiye'deki orman alanlarındaki artış eğilimi yalnızca son 10-15 yılı değil, 1973 yılından beri gelen süreci kapsadığı görülüyor.

 

OGM verileri 1.jpg
Kaynak: Orman Genel Müdürlüğü

 

FAO: Türkiye 2010-2019 yılları arasında orman alanlarını yıllık 114 bin ha artırdı

OGM verileri ayrıca, 2010-2019 yılları arasında Türkiye'deki orman alanlarının yıllık 134 bin ha arttığını da ortaya koymakta. 

Ancak Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) 5 yılda bir yayımladığı raporların sonuncusu olan "Global Forest Resources Assessment 2020"çalışmasına göre bu rakam 134 bin ha değil, 114 bin ha ve Türkiye, bu 10 yıl süresince yıllık 114 bin hektarlık net orman kazanımıyla dünya sıralamasında 6. ülke konumunda.

 

FAO verisi Türkiye 6. sırada.jpg
Kaynak: FAO

 

Sıralamada birinci konumdaki Çin'in 2010-2020'de ormanlık alanını yıllık 1 milyon 937 bin ha artırdığı görülürken, onu Avustralya (446 bin ha), Hindistan (266 bin ha), Şili (149 bin ha.) ve Vietnam (126 bin ha) izliyor.

FAO'ya göre, Türkiye'deki ormanların yüzde 3,2'si ağaçlandırmalarla, yüzde 96,8'i ise doğal rejenerasyonla (gençleştirme) kazanılmış ormanlar.

OMÜ çalışması: Orman alanlarında 71 ilde kayıplar, 10 ilde ise kazanımlar var

Türkiye'de orman alanlarında 2000-2017 periyodunda meydana gelen değişimleri iller bazında değerlendiren Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Mühendislik Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü'nden İpek Yılmaz ve Derya Öztürk'ün Landsat uydu görüntülerinin analizine dayalı olarak üretilen Global Forest Change verileri ışığındaki çalışması ise farklı bir sonuç ortaya koyuyor.

Buna göre 71 ilde orman alanlarında kayıplar, 10 ilde ise kazanımlar bulunuyor.  Söz konusu çalışmaya göre, 2000 yılında 10 milyon 114 bin 972 ha olan orman alanı, 2017 senesinde 981 bin 187 hektara düşüyor. Burada verilen orman miktarının OGM verilerinden farklı olmasının nedeninin; FAO sınıflamasına göre yüzde 10'dan düşük kapalılığa sahip alanların orman değil de ağaçlık alan olarak sayılmasıyla ilgili olduğunu hatırlatmak gerekir.

Bir diğer deyişle, 17 yıllık süreçte ülkedeki orman alanlarında toplam 303 bin 94 hektarlık orman kaybı olduğu savunuluyor.

EEA: Türkiye'deki ormanlık alanlar 2000-2018 yılları arasında 243 bin hektar azaldı

Avrupa Çevre Ajansı'nın (EEA), Türkiye'deki corine arazi örtü sınıflandırmasına göre uydu görüntüleriyle yaptığı çalışmaya göre ise ülkedeki ormanlık alanlar artmazken, bilakis 2000-2018 yılları arasında 243 bin ha azaldı.

Hikmet Batuhan Günşen ve Erdoğan Atmış'ın Orman Genel Müdürlüğü (OGM) verilerini baz alarak hazırladıkları ve Haziran 2019'da yayımlanan analizine göre ise il bazında değerlendirildiğinde orman alanlarının 60 ilde artış gösterirken, 19 ilde azalış eğiliminde olduğu belirtilmiştir.

Çalışmaya göre ormanı artan iller, nüfusu azaldığı için artık kullanılmayan mera ve tarım alanlarının kendiliğinden ormana dönüşmüş olduğu iller, ormanı azalan iller ise sanayileştiği ve nüfus almakta olduğu için yerleşim yeri kurma amacıyla tarım alanlarını, meraları ve ormanları yapılaşmaya açılan illerdir.

 

ağaçlandırma
Geçtiğimiz yıl 11 Kasım tarihi, "Milli Ağaçlandırma Günü" ilan edilirken, 13 milyonu aşkın fidan dikimi gerçekleştirildi / Fotoğraf: AA

 

"Rakamsal oyunlarla ormancılıkta da başarılıymış gibi gösteriyorlar"

Independent Türkçe'nin, Türkiye'deki orman alanlarına ilişkin görüş aldığı Bartın Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Atmış, "Türkiye Cumhuriyeti'nin en çevreci hükümeti AK Parti" veya "AK Parti 17 yılda Türkiye'de orman varlığını kat kat artırdı" şeklindeki söylemleri "yanıltıcı" olarak niteledi.

FAO verilerine göre ormanlık alan artırımında Türkiye'nin dünya 6.'lığını ve OGM'nin istatistiklerini sorduğumuz Prof. Dr. Atmış, şu yorumu yaptı:

2010 ile 2020 arasındaki verilere göre dünyada orman artışında ilk 6'ya girdik. Orman alanlarımızı yılda 114 bin hektar artmış olarak gösteren bu veriler, aslında büyük bir başarıyı göstermiyor. Bu verinin yanında diğer verilerin de çok iyi analiz edilmesi gerekiyor. Gerçekte ciddi bir ormansızlaşma ve orman bozulması var. Ne yazık ki bizler ormanlarımızı ne şekilde kaybettiğimizin farkında değiliz. Şu an için yapılan, sadece rakamsal oyunlarla, enflasyonda, Kovid-19'da, işsizlikte yapıldığı gibi ormancılıkta da verileri farklı yorumlayıp, kendilerini başarılıymış gibi göstermek. Rakamlasal oyunlarla ormancılık verilerini de başarıymış gibi gösteriyorlar.

 

Prof. Dr. Erdoğan Atmış Independent Türkçe.jpg
Prof. Dr. Erdoğan Atmış / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"1950'li yıllardan beri yüzde 3,2'lik ağaçlandırmayla orman alanı kazanılmış" 

AK Parti hükümetinin ormanlaşma çalışmalarında "başarılı olmadığını" savunan Atmış, "Türkiye ormanlarının yüzde 5,7'si fiili veya hukuki olarak orman ekosistemi niteliğini yitirmiştir. Bu ciddi kaybın yanında, Türkiye'de ağaçlandırma çalışmalarının başlandığı 1950'li yıllardan beri ancak ulaşılan yüzde 3,2'lik ağaçlandırmayla kazanılmış orman oranı, pek de başarı olarak sayılamayacak bir söylemdir" yorumunu yaptı. FAO verilerine göre; 2000 yılında 19,6 milyon hektar doğal yollarla oluşmuş ormanlık alan miktarının 2020'de 21,5 milyon hektara yükselmesine ilişkin ise Erdoğan Atmış, "Artışa baktığımız zaman 1,9 milyon hektarlık bir artış olduğu görülüyor. Doğal yolla yetişmiş 21,5 milyon hektar ormanımıza karşılık, ağaçlandırma yoluyla kazandığımız orman miktarı sadece 717 bin hektar. Bu durumda toplam ormanlarımız içinde doğal yolla yetişmiş ormanın oranı yüzde 96,8'ken, ağaçlandırma ile kazanılan orman oranı 3,2. Yani Bu iktidar da dahil Cumhuriyet döneminde ağaçlandırarak kazandığımız orman alanı oranı sadece yüzde 3,2 (717 bin hektar)" yorumunu yaptı.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"20 yılda 161 bin hektar artmış, senede sadece 8 bin hektar eder"

FAO verilerine göre 2000 yılında Türkiye'nin 556 bin hektar olan ağaçlandırma ile kazanılmış orman alanının 20 senede 717 bin hektara çıktığına değinen Atmış, 20 senede toplamda 161 bin hektarlık artışın, senede 8 bin hektar ettiğini belirtti.

"Bu iktidar döneminde yapılan ağaçlandırmalarla kazanılan orman oranı yüzde 1 bile değil"

Toplam orman miktarının yüzde 3,2'sinin ağaçlandırmayla kazanılmış orman alanı olduğuna dikkati çeken Erdoğan Atmış, AK Parti döneminde kazanılan payın ise yüzde 1 bile etmediğini savundu: 

 Bu iktidar döneminde yapılan ağaçlandırmalarla kazanılan orman oranı yüzde 1 bile değil.

"Orman artışının nedeni ağaçlandırma değil, kırsaldan kente göç nedeniyle ormanlık alanlar kendiliğinden artıyor"

Türkiye'deki orman alanlarının son 20 yıl içinde 2,06 milyon hektar artmasının AK Parti iktidarı döneminde yapılan ağaçlandırmalardan çok, son 50 yılda yoğunlaşan kırsaldan kente göç nedeniyle kendiliğinden arttığını ifade eden Prof. Dr. Atmış, şöyle konuştu:

FAO verilerine göre, ülkede 2000 yılında 19,6 milyon hektar (ha) olan doğal yolla gençleşen orman alanı (naturally regenerating forest area), 2020 yılında 21,5 milyon hektara çıkmıştır. Buna karşılık ağaçlandırılmış orman alanı (planted forest area) 556 bin hektardan 717 bin hektara çıkmıştır. Başka bir ifadeyle, 20 yılda ağaçlandırma (plantation) yoluyla oluşturulan yeni orman alanı miktarı, 161 bin ha iken doğal yollarla kazanılan orman alanı miktarı 1,9 milyon hektardır. Doğal yollarla gençleşen orman alanlarındaki bu artışın nedeni ise ormanların ağaçlandırmalarla genişlemesinden çok, son 50 yılda yaşanan kırdan kente göçle birlikte boşalan tarım ve mera alanlarının kendiliğinden ormana dönüşmesi ve bu alanların 2005 yılından itibaren artan orman kadastro çalışmalarıyla orman envanterine dahil edilmesidir. Türkiye'deki orman artışının nedeni ağaçlandırma değil, ormanların kendiliğinden artmasıdır. 1980'lerden beri devam eden bir süreç var. Kırsaldan, tarımdan hayvancılıktan kopuluyor. Kente göç eden bu kişilerin terk ettiği tarım ve mera arazileri, kendiliğinden ormana dönüşüyor ve bu veriler 2005'ten sonra daha hızlı kaydedilmeye başlanıyor. Orman alanları, AK Parti iktidarında yapılan ağaçlandırmalardan çok, doğal orman gençleşmesiyle kendiliğinden gerçekleşiyor.

orman iha
Fotoğraf: İHA

 

"Orman alanları yoğun şekilde amaç dışı kullanımlara tahsis ediliyor"

Erdoğan Atmış, envanter olarak orman alanları artarken, söz konusu alanların orman alanı olarak görünmesine rağmen başka amaçlarla kullanıma tahsis edildiğini dile getirdi.

620 bin hektarın (yüzde 2,7) orman dışına çıkarılarak hem hukuki, hem de fiili olarak orman ekosisteminin yok edildiğini, 699 bin hektarın (yüzde 3) ise madencilik, enerji, turizm gibi ormancılık dışı amaçlara tahsis edildiğini savunan Atmış, bu miktarın çok daha artabileceğini uyarısında bulundu.

Prof. Dr. Atmış sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

Ormanlarda maden, enerji ve turizm sahaları yapılıyor. Termik santraller, HES'ler, oteller, golf sahaları yapılıyor. Bu alanlar 49 yıllığına kadar sürelerle kiralanıyor. Orman alanları amaç dışı kullanımlara açılıyor. Bu alanlardaki orman ekosistemleri hukuki olmasa bile fiili olarak yok edilmiş durumda. Bu tahsisler ormanlık alanlarda bir parçalanma yarattığı için ekosistem bütünlüğü bozuluyor. Ayrıca karayolları, havalimanları, köprüler, siteler, oteller, havalimanları kurmak için gereken malzemeler, yani demir, mermer, kalker, çimento ve benzeri ürünler de yine o çevredeki ormanlardan sağlanıyor. Hızlı ve çarpık kentleşme için gereken inşaat malzemesini de ormanlardan alarak ormanları mahvediyorlar.

Orman vasfını yitiren alanların 2B kanunu ile orman dışına çıkarılması durumunu da sorduğumuz Erdoğan Atmış, bunun 1973 yılından beri süregelen bir uygulama olduğunu, yaklaşık 50 yılda toplam 620 bin hektarın orman alanı dışına çıkarıldığını söyledi.

Son 15 yılda 120 bin hektarın orman dışına çıkarıldığını kaydeden Prof. Dr. Atmış, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

2012'den 2019 yılları arasında amaç dışına kullanımlara tahsis edilen ormanlık alanların yıllık ortalaması 37 bin hektar oldu.  Başlangıçtan günümüze bu izinlerin miktarı hızla artarak 699 bin hektara ulaştı. Bu miktar toplam orman alanımızın (22,7 milyon) yüzde 3'üne denk geliyor. Bu alanlar hukuki olarak hâlâ orman ancak fiili olarak orman değil! 1973'ten günümüze 2B ile orman dışına çıkarılan alanlar yüzde 2,7 idi. Düşünün orman dışına çıkarma işlemleri ve orman tahsislerini birlikte hesaba kattığımızda ormanlarımızın yüzde 5,7'sinin fiili ya da resmi olarak orman dışına çıkarılmış olduğunu görüyoruz. Ülkemizde ağaçlandırma çalışmalarının başlangıcından beri ağaçlandırma ile kazanılan orman miktarı sadece yüzde 3,2 olduğuna göre, bizim hesabımız eksi veriyor. Biz ormanlarımızı artırmıyoruz. Aksine gün geçtikçe hem ormansızlaşmayı hem de orman bozulmasını daha şiddetli olarak yaşıyoruz. Bu durumda 'biz ormanlarımızı artırıyoruz' veya 'ormanlarımızdaki artışın ana nedeni yaptığımız ağaçlandırmalar' şeklindeki açıklamalar anlamını yitiriyor. Bu nedenle verileri doğru okuyup, ormanlarımızın içinde bulunduğu bu tehlikenin bir an önce farkına varmamız gerekiyor. Aksi takdirde bilerek yanlış yorumladığımız verilerle gurur duyarak ancak kendimizi avuturuz.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU