Nurşani'nin cenazesinde deyiş söyleyen sanatçıdan iddia: İrancı ve Diyanet Alevileri, rahatsız olup beni Twitter'a şikayet etti

Sanatçı Nurşani'yi deyişlerle uğurlayan üç sanatçıdan biri olan Karataş, bu anlara dair Twitter'da yaptığı paylaşımın "İrancı ve Diyanet Alevileri" diye nitelediği kesimlerden gelen şikayetler sonucu kaldırıldığı ve hesabının kısıtlandığını öne sürdü

Halk müziği sanatçısı Engin Nurşani geçen günlerde bir süredir tedavi gördüğü gırtlak kanseri nedeniyle yaşamını yitirdi.

Nurşani'nin Sancaktepe Cemevi'nde yapılan cenaze töreni sırasında kendisi gibi halk müziği sanatçısı olan arkadaşları Metin Karataş, Erdal Erzincan, Tolga Sağ, tabutu başında saz eşliğinde deyişler söyledi.

Metin Karataş, bu anlara dair görüntüleri Twitter, Instagram ve Facebook hesaplarından "Engin Nurşani'yi bağlı olduğu Kızılbaş Alevi yolunun sırlama erkanına göre deyişlerimizle ona, bize ve yolumuza yakışır şekilde uğurladık" diye paylaştı.

Karataş'ın iddiasına göre bir saat sonra Twitter, bu paylaşımını sildi ve kendisine 12 saat süreyle paylaşım yapamama sınırlandırması getirdi.

nurşanipaylaşım.jpg
Karataş, Twitter'dan kaldırıldığı için ulaşamadığı paylaşımın içeriğinin bu şekilde olduğunu söyledi / Görsel@metinkaratass

 

Aynı videoyu yine paylaştı

Karataş, 12 saatlik yasağın ardından aynı videoyu bu sefer, "Engin Nurşani'in sırlama erkanını paylaşmıştım ama İran'cı ve Diyanet Alevileri rahatsız olup Twitter'a beni şikayet etmiş ve o videomu kaldırtıp 12 saat paylaşım yasağı vermiş Twitter. Hakaret yoktu yazımda Twitter niye engelledi? Şimdi yorumsuz paylaşıyorum, biz buyuz çatlayın" dedi.

metinsanatçı.jpg
Metin Karataş, cenazede deyiş okumalarının bazı çevreleri rahatsız ettiğini öne sürdü /  Fotoğraf: facebook.com/metinkaratass

 

"Şikayette bulunanlar rahatsız olanlar"

Konuyla ilgili Independent Türkçe'ye açıklama yapan Karataş, Twitter'ın hangi ifadeden dolayı böyle bir kısıtlama getirdiğine dair not paylaşmadığını belirterek, "Paylaşımımda herhangi bir etnik ayrımcılık, dine hakaret yoktu. Sadece kendi inancımı paylaştım. Cenazede deyiş okumamızı insanların yüzde 90'nı onaylıyor ama bir kesimi rahatsız etti. Twitter'a da şikayette bulunanlar onlar" ifadelerini kullandı.

"Cenazede deyiş okunması bir Alevi geleneği"

Cenazede saz eşliğinde deyişlerin okunmasının Anadolu'daki Alevi Kızılbaş inancına sahip olanlar arasında yüzyıllardır süren bir gelenek olduğunu söyleyen Karataş, bu uygulamadan rahatsız olanların daha çok "İrancı" olarak nitelediği kimi Şii inancına mensup kişilerle, Diyanet çizgisine yakın Aleviler olduğunu iddia ederek şunları öne sürdü:

Biz onların inançlarına karışmıyoruz, Şiiliğe, Sünniliğe saygı duyuyoruz. Ama bizim inancımız da böyle. Bu gelenek Anadolu hatta Ehli Haklar'da yani İran ve Azerbaycan Kızılbaşları'nda var. Ama insanlar dış baskılardan çekindikleri için bunu dışarı göstermiyorlardı. Sazımız bizim kutsalımız olan Kırklar Cemi'nde de çalınıyor. Burada bir dedenin sırlanması, nurlanması var. Biz ölüye saz çalmıyoruz canın devriyesini gerçekleştiriyoruz.

nurşani.jpg
Gırtlak kanserinden vefat eden Engin Nurşani, deyişlerle ve dualarla uğurlandı / Fotoğraf: Twitter

 

"Hedef gösteriyorlar"

Cenazeye her görüşten insanın geldiğini ve herkesin deyişlere eşlik ettiğini söyleyen Karataş, cenazelerde saz eşliğinde deyiş çalınmasından dolayı zaman zaman aynı çevreler tarafından hedef gösterildiklerini öne sürerek, "Bizim Şii inancına göre yok deseler anlarız. Ama Alevilik'te de böyle bir şey yok diyerek bizim üzerimize saldırılması hedef gösterilmemiz hoş bir şey değil" diye de konuştu.

Daha önce de tartışma konusu olmuştu

Anadolu'da Alevilerin yoğun olduğu kimi yerlerde cenaze törenlerinde deyiş söylenmesi geleneği tanınmış halk sanatçısı Arif Sağ'ın eşi Yıldız Sağ'ın 2017 yılındaki cenazesinde de tatbik edilmiş, o zaman da sosyal medyada destek verenler kadar "İslam'da böyle bir şey yok" diyerek aleyhte yorumlar yapanlar olmuştu.

"Amaç yarın öbür gün cemlerde sazın ne işi var demeye getirmek"

Nurşani'nin cenazesine katılan isimler arasında olan Alevi Dernekleri Federasyonu Başkanı Celal Fırat, Nurşani'nin cenazesinde deyiş okunmasının ardından söz konusu sanatçılara yönelik eleştirilerin bir kısmının da kimi Alevilerden geldiğini öne sürerek, bu kişilere sert eleştirilerde bulundu.

Aleviliği özünden  arındırıp şekle büründürmek isteyen sözde bazı Aleviler inancımızı Sünnilik gibi anlattıkları için bu gerçeklerin üzerini kapatmak ve anlattıklarının yalan yanlış olduklarından utanan kişilerdir.  Bu aslında çok tehlikeli bir asimilasyon oyunudur, amaç yarın öbür gün cemlerde sazın ne işi var  demeye zemin hazırlamak.

celaldede.jpg
Celal Fırat / Fotoğraf: istanbulalevitoplumu.com

 

"Deyişleri yasaklarsanız IŞİD'den farkınız kalmaz"

 "Bu tepkilerin sevgili Engin Nurşani'nin hakka uğurla erkanı üzerinde dile getirilmesi halk ozan ve sanatçılarına hakaret edilmesi aslında Alevilik inanç ilkelerini tartışmaya açmak ve kendi Sünni, Şii din anlayışına inancımızı hapsetmek isteyenlerin zihniyetidir" diyen Fırat eleştirilerine şöyle devam etti:

Sonuç olarak Alevi her can inancı gereği, inandığı değerlerle uğurlanmak ister kimse bunu yasaklayamaz, yok sayamaz. Yüzyıllarca yazılı kaynakları yok edilen, yakılan Alevilerin tek iletişim aracı  deyişleri, türküleri ve ağıtları ve diğer tüm sözlü  edebi eserleridir, bunu yasaklarsanız, buna tahammülsüzlük gösterirseniz, İŞİD'den hiçbir farkınız kalmaz.

"Ben de deyişlerle uğurlanmak istiyorum"

Nurşani'nin vasiyeti sonucu deyişlerle uğurlandığını öne süren Fırat, "İşte tüm bunlar karşısında bir Alevi dedesi ve bir kurum yönetici olarak ben de Hakk'a uğurla erkanımın nefes, deyiş ve duazı imamlarla yapılmasını istiyorum" diye sözlerini bitirdi.

gökhan ahi.jpg
Gökhan Ahi / Fotoğraf: Twitter@MGokhanAhi

 

"Twitter'da şikayet yoğunluğuna göre otomatik kısıtlama gelebiliyor"

Söz konusu olayın ardından akıllara Twitter'ın bir paylaşımın içeriğinde suç ya da hakaret yoksa bile çok sayıda şikayetin gelmesi halinde hesaba kısıtlama getirip getirmediği sorusu geldi.

Bunu Bilişim Hukuku Uzmanı Gökhan Ahi'ye sorduk. Ahi sözlerine şöyle başladı:

Twitter, 350 milyondan fazla aktif kullanıcıya sahip ve anlık paylaşım özelliğiyle bir dakika içinde 200 binden fazla içerik paylaşımına ev sahipliği yapıyor. Kullanıcıların paylaştığı içeriklerin, şiddet, terörizm, taciz, çocuk cinsel istismarı, nefret söylemi, yasa dışı madde vs. içermemesi gerekiyor. Hal böyle olunca, içerik denetimi diğer kullanıcılara ve algoritmalara bırakılmış durumda. Bir içerikle ilgili olarak, diğer kullanıcılardan çok sayıda şikayet talebi gelince, belli bir yoğunluk ve oran üzerinden otomatik algortimalar devreye giriyor ve zararlı bir içerik paylaşıldığını dikkate alarak, hesap sahiplerine otomatik bir kısıtlama getirilebiliyor.

"Kısıtlamanın neden yapıldığına dair cevap alınamıyor"

Buraya kadar normal bir prosedürün işlediğini belirten Ahi, sonrasında sözlerine şöyle devam etti:

Ancak esas sorun Twitter içindeki itiraz prosedüründe. Kullanıcı hesabının haksız yere sınırlandırıldığını düşünüp itiraz edince, neden kısıtlama yapıldığını ve bu kısıtlamayı kaldırmak için ne yapması gerektiği konusunda uzun bir süre cevap alınamıyor. Dolayısıyla Twitter, kendi kullanıcılarına farklı bir sansür uygulaması yapmış olabiliyor. Kullanıcı, bazı içeriklerinin bu şekilde tepki alabileceğini düşünerek bir sonraki paylaşımlarını oto sansüre tâbi tutmaya başlıyor. Kaldı ki, bazı içeriklerin şikayet edilmesi için organize oluşturulmuş hesaplar olduğunu ve bu hesapların profesyonelce yönetildiğini de çok iyi biliyoruz, çoğu zaman kullanıcılar bu organize hesapların kurbanı da olabiliyor.

"Nefret söylemi içinde değerlendirilmiş olabilir"

Ahi, son olarak Karataş'ın paylaşımına yönelik şikayetlerin "Nefret söylemi" nedeniyle yapılmış olabileceğini öne sürerek, sözlerini "Çünkü inançlara ve ibadet şekillerine yönelen içeriklerden kaynaklı rahatsızlıklar genelde "nefret söylemi" içinde değerlendiriliyor ve algoritmalar daha hassas ayarlanmış olabilir" diye tamamladı.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU