Mutsuzluk da güzeldir

Doç. Dr. Umut Hacıfevzioğlu, Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: PixaBay

İnsanın dahi adeta bir meta gibi alınıp satıldığı bir çağda mutluluğun metalaşmaması şaşırtıcı olurdu.

Mutluluk üzerine yazılan kitaplar, çekilen filmler, yapılan sohbetler deyim yerindeyse alıp başını gitmiş durumda.

İşin "sır"rına ermiş gurular bizlere nasıl mutlu olacağımız konusunda gayet güzel yol gösteriyorlar. Sanki mutlu olmak zorundaymışız gibi!!

Evet, bize sürekli "mutlu ol"mamız telkin edilirken bunun için de her şeyden önce "pozitif" bakmayı öğrenmemiz gerektiği öğütlenmekte. İyi düşünüp, pozitif bakarsak mutlu olmamamız için hiçbir neden yok! Peki, mutlu olmak zorunda mıyız? Yani mutlu olmazsak yaşamımızın bir anlamı kalmayacak mı?

Mutluluk adeta yaşama dair bir performans kriterine dönüşmüş durumda. İşin içine performans kriteri giriyorsa eğer yaşamımızı "başarı" ve "başarısızlık" kavramlarının perspektifinden yorumlamamız kaçınılmaz oluyor

O halde şöyle mi akıl yürütmeliyiz? Mutlu isek başarılı, mutsuz isek başarısız bir yaşam sürüyoruz. Böylesi bir bakışa katılmamın mümkün olmadığını belirmek isterim. Yaşama sanki bir şirketin yıllık hedefleriymiş gibi performans penceresinden bakılmasını doğru bulmuyorum.

Günün sonunda bizler şirket değil, insanız. Ayrıca insan olarak mutsuzluğun beklentilerimizle ilgili bir bağlamı olduğunu da gözden kaçırmayalım. Her zaman "kendinde bir mutsuzluk"tan söz edemeyiz. Bazen de, "den dolayı" bir mutsuzluk hali deneyimleriz.

"Den dolayı"nın içine pek çok şey girebilir. Beklentilerimiz, hayallerimiz, hedeflerimiz gibi... Kimi zaman zaten asla gerçekleştiremeyeceğimiz şeyleri hayal eder, arzular, ardından da bunlar gerçekleşmedikleri için üzülür, mutsuz oluruz.

Oysaki onlar zaten hiçbir zaman gerçekleşmeyecekti. Böylesi bir durumda mutsuzluğumuzun nedeninin beklentilerimizle ilgili olduğu aşikârdır. Nasıl ki kimi durumlarda beklentilerimizle mutsuzluğumuz arasında bir bağ kuruyorsak kimi zaman da "dışsal"lar ile mutluluk arasında bir bağ kurarız. Stoacı filozoflar "dışsallar"ı, mal, mülk, ün, devlet görevi gibi kişilerin değer verdikleri, kendilerini ve başkalarını ölçtükleri, kişinin kendisine ait olmayan şeyler olarak tanımlıyorlardı.

Evet, Sotacı filozoflar bizlere dışsallara karşı kayıtsız kalmamızı salık veriyorlardı. Onların gözünde mal, mülk, ün vb. dışsallarla yaşamına değer biçen kişinin mutluluğu ya da mutsuzluğu tamamen yazgının elindeydi. Hatta insanı mutlu edip etmeyeceği bilinmez ancak Stoacı filozof Epiktetos’a göre, mal, mülk, ün, devlet görevi gibi dışsallar insanın ruhunu köle eden efendilerdi.

Öte yandan, "mutluluğun" da "mutsuzluğun" da yaşama dair olduğunu gözden kaçırmamamız gerektiğini düşünüyorum. Sevgili filozofumuz Efesli Herakleitos’u bu yazımızda da analım. Mademki evrende çatışan şeyler aslında "bir" in ayrı ayrı yanlarını ifade ediyor, o halde "mutluluk" ve "mutsuzluk" aynı bir’in ayrı ayrı yanları olsa gerek. Öyleyse bizler için ne ezeli bir "mutluluk" ne de ezeli bir "mutsuzluk" olanaklı aslında. Zaten bizler de ezeli varlıklar değiliz.

Öte yandan, mutsuzluk o kadar da kötü bir şey olmasa gerek. Her şeyden önce sürekli mutlu olduğumu düşünürsem mutluluğun benim için sıradanlaşacağını; kendi yaşamıma dair en kritik ve doğru kararları mutluyken değil, mutsuzken aldığımı söyleyebilirim.

Ayrıca mutsuzluğun insanı olgunlaştırdığını da gözden kaçırmamak gerekir. Alman felsefeci Wilhelm Schmid’in işaret ettiği gibi, "mutsuzlar, bir tehlikeyi, bir yanlışlığı, bir haksızlığı, bir adaletsizliği mutlulardan çok daha çabuk fark ederler. Bazen tam da talihsiz olaylar yeni bakış açılarımızı olanaklı kılar. Yaşama faydası dokunabilecek bir şeyi denemenin benzersiz fırsatını bizlere sunar."

Günün sonunda, belki de en doğrusu performans ve mutluluk odaklı bir yaşam çabası yerine yaşamı, olduğu gibi yaşamı olumlamaktır. Yaşamın içinde mutluluk, mutsuzluk, başarı, başarısızlık, iyi, kötü, doğru, yanlış, güzel, çirkin her şey var… İşte yaşam böyle bir şey. Anlamlı bir yıl ve yaşam geçirmeniz dileğiyle…

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU