Washington, Noel arifesinde dünyayı aydınlatabilecek mi?

ABD, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bütün dünyada sevilirken ve favori iken, bugün dünya ülkeleri neden ABD'nin yanında yer almaya daha az istekli, müttefikleri ve dostları bile kendisinden rahatsız?

"Operation Christmas Drop" / Görsel: Netflix

Rastlantısal veya nesnel bir tesadüf sonucu ya da felaket korona haberlerinden kaçarken, size uzun ömürler dileyen bendeniz, birkaç gün önce, ilginç bir Amerikan yapımıyla karşılaştı.

Doğrusu bu, 100 yıldır benzeri görülmemiş endişe verici koşullardan geçtiğimiz bir zamanda hem ABD hem de dünyanın üzerinde uzun uzun durmasını hak eden bir yapımdı.

Bahsettiğim yapım, "Operation Christmas Drop" (Türkçeye "Noel Hediyesi Bombardımanı" şeklinde çevrilmiş) adındaki Amerikan filmi.

Filmin başrollerini bir dizi Amerikalı aktör paylaşıyor. Film ve oyuncular, izleyicilerin zihinlerini uyarıp sahnelerinin ötesine geçmesini, konusu ile şu an, ABD'nin içeride parçalanma ve bölünme, yurtdışında da imajının parlaklığını kaybetmeye başlamasından muzdarip olduğu dönem arasında bir bağ kurmalarını sağlamakta oldukça başarılı.


Filmin konusu kısaca, Pasifik Okyanusu'ndaki bir ABD askeri üssü etrafında dönüyor. Kongre'de yapılan harcamaların azaltılması görüşmeleri kapsamında, bölgedeki 3 üssün kapatılmasına karar veriliyor.

Filmin kahramanı Amerikalı aktör Alexander Ludwig'in oynadığı, Hava Kuvvetleri pilotu Andrew Jantz'ın yönettiği askeri üs de bunlardan biri.

Üslerin kapatılmasıyla görevlendirilen Kongre üyesi, ki Bradford adındaki bu üyeyi Amerikalı kadın oyuncu Virginia Madsen canlandırıyor, yasal danışmanı Erica Miller'ı üsse gidip kapatılması amacıyla hazırlanacak rapor için yasal kanıtlar toplamakla görevlendiriyor.

Erica rolünde ise esmer ve büyüleyici gülümsemenin sahibi oyuncu Katerina Graham var.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


Washington'un üste görev yapan ABD kuvvetlerinin görevine son vermek istemesinin nedeni, burada görevli askerlerin Andrew liderliğindeki faaliyetleri ve bu faaliyetler sırasında Amerikan askeri teçhizatlarını, ABD ordusunun amaçları dışında kullandıklarına dair bilgiler.

Bunlar, Erica Miller'in canını sıkıyor ve üsse ulaştığında hemen üssü denetlemek ve incelemek istiyor. Ama orada beklemediği bir sürprizle karşılaşıyor ve çok şaşırıyor.

Çünkü üssün komutanı ve askerleri aslında uçaklara yükledikleri gıda, ilaç ve hediyelerden oluşan büyük kargo paketlerini, yaklaşık 56 ıssız adada yaşayan yoksul ve basit insanları sevindirmek için Noel arifesinde uçaklardan atıyorlar.


Erica hala çağdaş Amerikan bürokrasisinin zihniyetine sahip olduğundan, bu konunun maddi yanıyla, yani askerlerin görevleri yerine bunun için harcadıkları çaba ve savaş uçaklarının yasadışı amaçlarla kullanılmasıyla ilgileniyor.

Ona göre bunun parası, Amerikan vergi mükelleflerinin, Kongre üyesi Bradford'a oy veren ve onu Kongre üyeliğine seçen seçmenlerin cebinden çıkıyor.

Andrew Jantz onu ikna etmek için bütün bu çabaların gönüllü olduğunu, yani askerlerin uçakları boş zamanlarında doldurduklarını, yardımların hepsinin askerlerin kişisel katkılarıyla hazırlandığını, hediyelerin uçaklarla dağıtılmasının pilotlar için ağır yüklerle alçak irtifadan uçmak için iyi bir alıştırma olduğunu, diğer bir deyişle bunun askeri eğitime zarar vermediğini, aksine faydalı olduğunu anlatıyor.

Birisini teorilerle ikna etmek zor olduğunu için de iyi kalpli pilot, adanın sakinleriyle bir gün geçirmesi için Erica'yı bu adalardan birisine götürüyor.

Orada Erica, Amerikalı düşünür ve kurucu babalardan Benjamin Franklin'in, "İnsanlara iyilik yapmak, Tanrı katında en muteber şeydir" sözünün anlamını ve temelini keşfediyor.

Özel çantasını içindekilerle birlikte adadaki çocuklara bağışlıyor ve üsse, insanlar hakkındaki basmakalıp Amerikan düşünce tarzından kurtulmuş farklı bir ruh hali ile dönüyor.


Ancak aniden çıkan bir fırtına Kongre üyesi Bradford'un uçağını aynı üsse inmek zorunda bırakıyor. Bradford, işinde gevşek davrandığı için yardımcısına kızıyor ve ona hemen başkente dönmesini emrediyor.

Erica ise görevini tamamlamadan ABD'ye dönmeyi reddediyor. Tartışmanın doruk noktasında, üs komutanının eşi, her şeyi gözleriyle görmesi için kongre üyesine kendisi ile birlikte bu görevle kalkacak uçaklardan birine binmeyi öneriyor.

Uçaklar döndüğünde Bradford hayretler içinde ABD'nin çehresini değiştirebilecek sözler söylüyor. ABD Ordusu'nun nasıl yardımsever ve insanların hayatlarını değiştirebilecek bir güç olabileceğine bizzat tanık olduğunu anlatıyor.

Yardımcısı da ona, burada yaşananların aslında seçim kampanyasında verdiği ABD ve dünyayı daha iyi hale getirme vaadinin bir parçası olduğunu hatırlatıyor.


Netflix yapımı bu filmin şimdi yayınlanması bir tesadüf mü yoksa 21'inci yüzyılın üçüncü 10 yılının başlangıcında ve ABD'nin tüm dünya ile çalkantılı bir ilişki yaşadığı 4 yıldan sonra, yeni bir yönetimin göreve gelmesinin arifesinde verilmesi amaçlanan bir mesaj mı?

Sorular cevaplardan daha önemli, bu nedenle bu soru bizi bir başkasına götürüyor:

ABD, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bütün dünyada sevilirken ve favori iken, bugün dünya ülkeleri neden ABD'nin yanında yer almaya daha az istekli, müttefikleri ve dostları bile kendisinden rahatsız?

ABD ulusu vazgeçilmez bir ulus olduğunu biliyor veya kendisine bu görüş pazarlanıyor. Aslında demokrasisi dünyayı işgal etmek yerine yenilenmesinin ekseni olmaya odaklansaydı bu doğru olabilirdi.

ABD'nin bu yılki savunma bütçesi 740 milyar dolara ulaşıyor. Doğrusu, insan kendisini gözünü kapatıp şu ütopik hayale dalmaktan alamıyor; ABD bu 750 milyon doları savunma yerine koronavirüs salgını ile mücadeleye tahsis ediyor ve Noel arifesinde dünyayı kurtarmak için uçaklardan aşılar atıyor.

Böyle bir girişim acaba dünya üzerinde ne gibi bir etki bırakırdı?

ABD'yi nasıl John L. Sullivan'ın kitabındaki gibi "kaderin efsanesi" veya John Winthrop'un kendisini gördüğü gibi "Tepenin üzerindeki şehir"e dönüştürebilirdi?

Abraham Lincoln, insani vizyonu ile bölünmüş bir ülkeyi yeniden birleştirmişti. Joe Biden'ın da parçalanmış bir ABD'yi yönetmesi, gerçekçilik ile idealizmi harmanlaması, dar görüşlü, tek taraflı ve başkalarını umursamayan Amerikan yaklaşımından kaçınması gerekiyor.

Washington, Noel arifesinde dünyanın karanlık tepesini yeniden aydınlatabilecek mi?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU