AK Parti Sözcüsü Çelik’ten AİHM’in Demirtaş kararı hakkında açıklama: Gerekçeli kararı hukuk sistemimiz değerlendirecektir

Çelik, çıplak arama konusunda insan şerefini ayaklar altına alan her türlü uygulamaya karşı çok güçlü bir mücadele verdiklerini belirtti

Fotoğraf: AA

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasına ilişkin kararını “Yaklaşık 100-150 sayfalık bir gerekçeli kararı var. Tabii ki gerekçeli kararı hukuk sistemimiz değerlendirecektir” ifadeleriyle değerlendirdi.

Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirerek, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Ömer Çelik, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun gündeme taşıdığı bazı emniyet müdürlükleri ve cezaevlerinde çıplak aramaların yapıldığı iddialarına ilişkin soru üzerine, insan onuru ve haysiyetini inciten, insan şerefini ayaklar altına alan her türlü uygulamaya karşı çok güçlü bir mücadele verdiklerini belirtti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Geçmişten bugüne kadar işkenceye sıfır tolerans ilkesiyle hareket ettiklerini aktaran Çelik, söz konusu iddiaları gündeme getirenlerin adliye ve güvenlik teşkilatı çalışanlarını zan altında bırakmaya çalışarak, onlara iftira attığını söyledi.

Söz konusu kişilerin her gün yeni bir açıklama yaptığını ve her seferinde söylediklerinin yalan olduğunun ortaya çıktığını anlatan Sözcü Çelik, "Zaten bunların sayısı 3-5 kişiyi geçmiyor. Daha sonra onu bir şekilde kitleselleştiriyorlar, bu hale sokuyorlar. Burada cezaevlerindeki ve diğer yerlerdeki arama prosedürleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına, Anayasa Mahkemesi kararlarına, diğer içtihatlara uygun bir şekilde yapılıyor. Ayrıca bütün bunlar denetleme mekanizmalarımız tarafından da her gün denetleniyor, her gün takip ediyor. 'İşkenceye sıfır tolerans' ilkesi hakkında herhangi bir zaaf ve gevşeme yoktur" ifadesini kullandı. 

"Bunun üzerine en kuvvetli şekilde biz gideriz"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun söz konusu iddialara ilişkin, "Bu önceden de vardı, bugün de var" şeklindeki açıklamasını hatırlatan Çelik, "İnsan biraz sorumlu davranır. Muhalefet yapacaksan yaparsın, siyasi argüman üretirsin. Ama bütün bunları yaptığında adliye teşkilatını, güvenlik teşkilatlarını bu kadar zan altında bırakmaya hakkın yok. Nihayetinde Uşak'taki polis kardeşlerimiz de suç duyurusunda bulundular. Yani burada elinde bir bilgi, belge olan varsa, işkenceye sıfır toleransla ilgili herhangi bir yerde gözden kaçan bir şey varsa bunun üzerine en kuvvetli şekilde biz gideriz" diye konuştu.

Ömer Çelik, yayınlanan güvenlik kamerası görüntüleriyle söz konusu iddiaların yalan olduğunun ortaya çıktığını vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti:

Bir; 'İşkenceye sıfır tolerans' ilkesinde hiçbir gevşeme söz konusu olamaz. İki; İnsan haysiyetini, insan onurunu inciten herhangi bir arama yapılamaz. Bunun bir prosedürü var. Tabii ki aranacak, çünkü üzerinde başka türlü cisim olabilir. Dünyanın her tarafında kabul gören yollar var burada. Burada Türkiye AİHM içtihatları ve Anayasa Mahkemesi kararları çerçevesinde ve diğer içtihatlar çerçevesinde bunları gerçekleştirmektedir. Hiç kimse boş yere adliyeyi, güvenlik teşkilatlarını zan altında bırakan yanlış, haksız, hukuksuz işlere girmesin. Siyasilerin daha özenli dil kullanması gerekir. İftira mekanizmasına dönüşmüş sosyal hesaplar var, iftira mekanizmasına dönüşmüş birtakım siyasetçiler var, onları sanmıyorum zaten. Ben onların etkisinde kalanları söylüyorum. O ilk saydıklarım zaten iflah olmaz.

"Cumhur İttifakı içerisinde farklı bir yaklaşım yok"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "HDP kapatılsın" ve AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'un "Parti kapatmalar çözüm değil" şeklindeki açıklamaları sorulan AK Parti Sözcüsü Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

Cumhur İttifakı içerisinde farklı bir yaklaşım yok. Burada geçmiş yıllarda siyaseti yok etmek için, siyaseti ortadan kaldırmak için vesayet kurumları partilerin üzerine usulü olmayan yollarla gidiyorlardı ve dolayısıyla parti kapatmaların zorlaştırılması sivil siyaseti güçlendirmek bakımından ve sivil siyasetin birtakım vesayet kurumları karşısında gücünün korunması bakımından aslında bizim getirdiğimiz bir düzenlemedir, bunun zorlaştırılmasıyla ilgili mesele. Fakat burada esas olan nedir? Vatandaş iradesinin siyasal katılım yollarına tam olarak yansımasıdır. Buradan baktığınızda netice itibarıyla siyasi partiler ne için var? Vatandaşın iradesini hukuk devleti ve demokrasinin kuralları içinde o toplumsal talebi siyasi temsile dönüştürmekle ilgili var. Peki bir parti siyasi olarak terör örgütünün propagandasını yapıyorsa, bir parti hukukun dışına çıkıyorsa, bir parti hukuk devletini ve demokrasiyi yok etmek için bir performans gösteriyorsa ve bunu açıkça söylüyorsa, bu durumda hukuk devleti ve demokratik sistem çaresiz değildir.

"MYK'da herhangi bir değerlendirme yapılmadı"

İspanya'da terör örgütü ETA'nın siyasi kolu olduğu gerekçesiyle siyasi partiler yasası çerçevesinde yasa dışı ilan edilerek kapatılan Batasuna Partisini örnek gösteren ve söz konusu kararın da AİHM tarafından onaylandığını hatırlatan Çelik, şunları söyledi:

Numan Bey'in söylediği esasında bizim daha önce parti kapatmaların siyasi hayatta sonuç doğurmaması ve bunların sürekli olarak kendini yenileyerek lağvedilmesiyle ilgili. Zaten Numan Bey konuşmasının devamında da terör propagandasının engellenmesi gerektiğini, terörle ilgili olarak siyasetçilerin kendisini ayrıştırması gerektiğini, bu ayrıştırma söz konusu olmadığında bunun meşru kabul edilmemesi gerektiğini söylüyor. Sayın Bahçeli'nin de zaten söylediği bunlara müsaade edilmemesi gerektiği şeklinde. Dünyada mesela farklı modeller de var. Mesela bu tip terör örgütü propagandası yapanların milletin vergilerinden hazine yardımı almasının engellenmesi gibi. Size bu genel çerçeveyi çiziyorum. MYK'da herhangi bir değerlendirme yapılmadı. Geçmişte sivil siyaset alanının vesayet kurumlarından korunsun diye parti kapatmayı zorlaştıran biziz. Bunu ortadan kaldıran biziz. Çünkü önüne gelen Yargıtay Başsavcısı istemediği partiye kapatma davası açıyordu. Sonuçta aslında sivil siyaseti yok etmek için yapıyordu.

Demokrasi ve hukukun en büyük düşmanının terör olduğu vurgulayan Ömer Çelik, demokrasi ve hukuk devletinin terör karşısında asla çaresiz olmadığını, terörün propagandası, kutsanması ve meşrulaştırılması konusunda da hukuk devletinin mekanizmaları içerisinde gereken tedbirleri alacağını, bunun modeli ve şeklinin nasıl olacağı MYK'da tartışılmadığı için bir şey söylemeyeceğini de sözlerine ekledi. 

Çelik, muhalefetin "Osman Öcalan'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir danışmanı ile görüştüğü" iddiasının sorulması üzerine şunları söyledi:

Muhalefet kim bu danışman demiyor. Muhalefet diyor ki, 'Böyle bir görüşme olmuş, işte bunun neticesi şudur'. Sözünün yorumlanmasını istedikleri kişi kim? Sözüne itibar ettikleri kişi kim? Oradan çıkarılan, böyle bir görüşme olmuş, belli ki bunun arkasından erken seçim gelecek. Yine kimi referans alıyorlar? Baştan beni söylüyorum. Hiçbir zaman Türkiye'nin resmi kurumlarını referans almıyorlar, dışarıdan kim ne derse desin onu referans alıyorlar. Böyle bir şeyi yorumlamaya ne gerek var? Kesinlikle yorum dışı bir konu.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasına ilişkin kararının hatırlatılması üzerine de Çelik, "Ben buraya gelirken gerçekleşen sıcak bir karar. Yaklaşık 100-150 sayfalık bir gerekçeli kararı var. Tabii ki gerekçeli kararı hukuk sistemimiz değerlendirecektir. Hukuk sistemimizin değerlendirmesine göre bir yaklaşım getirilecektir" ifadesini kullandı.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU