Yeni koronavirüs mutasyonuna dair merak edilen her şey

Independent Türkçe’nin görüşlerini derlediği uzmanlar, yeni mutasyonun aşıları nasıl etkileyeceği, daha tehlikeli olup olmadığı ve bu yeni türden nasıl korunmamız gerektiğine dair sorulara yanıtlar üretiyor

Manşetlerde "Mutant Koronavirüs" diye niteleyenen yeni varyant, dünya genelinde panik yarattı (Reuters)

Birleşik Krallık Sağlık Bakanı Matt Hancock'un yeni bir Kovid-19 varyantı keşfettiklerini ve bu soy hattının ülkenin güneydoğusunda yayıldığını açıklaması, dünya genelinde bir endişe dalgası yarattı. Birleşik Krallık (BK), Mutasyona uğrayan yeni koronavirüsün tespit edilmesiyle Noel kutlamaları öncesi kısıtlamaları artırırken, Türkiye dahil birçok ülke de BK seyahatlerine yasak getirdi.

Manşetlere "mutant Kovid" diye yansıyan yeni varyantın, daha tehlikeli olup olmadığı, aşıları etkileyip etkilemeyeceği ve hangi ülkelere yayıldığına dair pek çok spekülasyon üretiliyor. Bu esnada dünyanın dört bir yanından genetikçi ve sağlık uzmanı da akıllardaki sorulara yanıtlar üretmeye çalışıyor. İşte o sorular ve yanıtları:

Yeni varyanta dair neler biliyoruz?

Evrim Ağacı’ndan Çağrı Mert Bakırcı’nın aktardığına göre yeni varyant, VUI-202012/01 (veya B.1.1.7 soy kümesi) diye isimlendiriliyor. VUI eki, Aralık 2020 içinde incelemeye alınan ilk yeni varyant olduğu için, "İnceleme Altındaki Varyant" anlamına gelen "Variant Under Investigation" sözcüklerinin ilk harflerinden oluşuyor.

Londra Üniversitesi’nden Genetik Bilimci Lucy van Dorp, The Conversation'da kaleme aldığı yazıda yeni varyantı şöyle niteliyor:

Varyant, virüsün insan hücrelerine girişini sağlayan S proteininde 7 tane olmak üzere, toplamda 14 tanımlayıcı mutasyon taşıyor. Bu sayının, dünya genelinde dolaşımdaki birçok varyantla karşılaştırıldığında fazla olduğu görülüyor.

Van Dorp’a göre söz konusu varyantın artık virüsün mevcut versiyonlarına baskın gelmeye başladığı ve vakaların giderek artan bir kısmından sorumlu olabileceği düşünülüyor.

Bu varyant nereden geldi?

Bu mutant soy hattı, BK’deki Kovid-19 soy hatları arasından rastgele örnekler toplayıp genetik dizileme yapan COVID-19 Genomics UK (COG-UK) konsorsiyumu tarafından keşfedildi. 

Genetik Bilimci Van Dorp’a göre varyant ilk olarak 20 Eylül’de BK’nin güneydoğusundaki Kent kontluğundan alınan bir örnekte tanımlandı. Ancak kökeni henüz bilinmiyor.

Şimdiye kadar bilim insanları, varyantın BK dışından geldiği teorisini destekleyebilecek herhangi bir virüs tanımlamadı. Gözlemlenen mutasyon modelleri ise varyantın, muhtemelen BK’de uzun bir adaptif evrim süreci geçirdiği düşüncesini destekliyor.

Bunlara benzer mutasyon modelleri, SARS-CoV-2'nin bağışıklık sistemi zayıf kronik hastalarda geçirdiği evrimde gözlemlenmişti. Bu nedenle en geçerli hipotez, tek bir hastada meydana gelen kronik bir enfeksiyonun, bu varyantın kökeninde rol oynadığını öne sürüyor.

Başka hangi ülkelerde görülüyor?

Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre yeni varyantın ilk olarak BK’nin güneydoğusunda geliştiği düşünülse de bilim insanları onu Danimarka, Hollanda ve Avustralya'da da saptadı. Hollanda, yeni varyantla ilgili endişeleri gerekçe göstererek BK uçuşlarını yıl sonuna kadar yasaklarken, Türkiye dahil olmak üzere birçok Avrupa ülkesi de benzer seyahat kısıtlamaları getiriyor.

DSÖ’den yapılan açıklamada, “Birleşik Krallık yetkilileriyle yakın temas halindeyiz. Analizlerinin ve araştırmalarının sonuçlarını paylaşmaya devam edecekler” ifadeleri yer alıyor:

Daha fazla bilgi edindikçe halkları ve üye ülkeleri bilgilendireceğiz ve bu varyantın özelliklerine dair daha net bir tablo oluşturacağız.

Bu esnada, herkese Kovid-19'un yayılmasını engellemek için tüm koruyucu önlemleri almasını ve ulusal makamların yönergelerini uygulamasını tavsiye ediyoruz.

Yeni varyant daha mı tehlikeli ve daha mı bulaşıcı?

İngiltere Halk Sağlığı Kurumu, 13 Aralık itibarıyla, bu yeni varyantla enfekte olan bin 108 vaka tespit edildiğini belirtiyor.

Ancak Sağlık Bakanı Matt Hancock, Kovid taşıyanların bu varyant yüzünden daha ciddi hastalanacağına dair veri olmadığını söylüyor. Yani yeni türün, hastalıkları ağırlaştıracağına dair kanıt bulunmuyor.

Öte yandan BK hükümetinin bilimsel danışma grubunun (Sage) üyesi Profesör Sir Mark Walport, varyantın bulaşma konusunda “avantajlı” olabileceğine dair uyarıyor. Başbakan Boris Johnson da Cumartesi günkü açıklamasında yeni türün eskisine kıyasla yüzde 70'e varan oranlarda daha bulaşıcı olabileceğini söylemişti.

Zira yeni varyant, BK’nin vakaların hızla arttığı bölgelerinde tespit ediliyor. Ancak söz konusu veriler BK’yle sınırlı olduğu için varyantın dünya genelindeki etkisi henüz net değil.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

King's College London'dan virolog Prof. Stuart Neil, şimdiye kadar toplanan verilerin değişime uğrayan virüsün daha bulaşıcı olduğu tespitiyle tutarlılık gösterdiğini aktarıyor. Guardian'a göre Neil, "Ancak bunun laboratuvar araştırmasına dayanan bir teyidi yok. Veya neden hızlı yayıldığına dair bir doğrulanmış bilgi yok" ifadelerini kullanıyor.

Neil ayıca, değişim gösteren virüsün, birkaç hafta önce bazı bölgelerde görülen vakaların yüzde 10 ila 15'inde tespit edildiğini ama geçen hafta bu oranın Londra'daki vakalarda yüzde 60'a çıktığını belirtiyor.

BK hükümetine bağlı Yeni ve Gelişmekte Olan Solunum Virüsü Tehditleri Danışma Grubu’nun (Nervtag) pazar günü yayımladığı açıklamada, “değişime uğrayan virüsün diğer değişim gösteren türlere kıyasla bulaşıcılığında artış olduğu” ifade edilse de bilim insanları, verilerin henüz ilk aşama bulgular olduğunu ve modellemeye dayandırıldığını aktarıyor.

Guardian’ın haberine göre Nervtag üyesi Dr. Müge Çevik, bulguların, aktarılan verilerin kalitesi ve miktarına bağlı olduğunu söylüyor:

Potansiyel açıdan daha bulaşıcı ancak ne kadar olduğunu bilmiyoruz ve mutlak bir kesinliğe sahip değiliz… Şu anda nedensel bir ilişki kuramıyoruz, bu sadece bir bağlantısal bir etki.

Washington Üniversitesi Moleküler & Hücre Biyolojisi Bölümü'nden ve Fred Hutch Enstitüsü'nden doktorası bulunan Virolog Semih Tareen de konuyla ilgili şu ifadeleri kullanıyor:

İngiltere’de yayılan bu yeni "B.1.1.7" isimli soy kümesinde (İng: "lineage cluster") ilginç mutasyonlar var. Bu mutasyonların bazıları yeni değil, önceden de görüldü. Bu mutasyonlardan bazıları önceden lab deneylerinde hücrelere ve farelere daha kolay bulaşabildiğini gösterdi. Henüz bu mutasyon grubunun doğrudan insanlarda daha bulaşıcı olduğuna dair bir delil yok.

BBC Türkçe’ye göre ise University College London'dan Prof. Andrew Hayward, yeni mutasyonun ne kadar kaygı verici olduğu sorusuna şu yanıtı veriyor:

Sanıyorum, virüsün değişime uğrayan bu türünün daha büyük bir pandemiye neden olma ihtimalini bilecek kadar yeterli bilgiye sahibiyiz, daha önce öngördüğümüzden çok daha kötü.

Hayward'a göre yeni tür virüsün bulaşıcı etkisindeki artış, mevcut can kayıpları oranı da göz önünde bulundurulduğunda "çok daha fazla ölüme neden olabilir."

Koronavirüste başka mutasyonlar meydana geldi mi?

Genetik bilimci Van Dorp, az sayıda tanımlayıcı mutasyonla birbirinden ayrılan binlerce SARS-CoV-2 soyu bulunduğunu ifade ediyor. 

BBC'nin Sağlık ve Bilim Muhabiri James Gallagher'ın aktardığına göre de ilk olarak Çin'in Vuhan şehrinde görülen virüsle şu anda dünya çapında görülen virüs aynı değil.

Koronavirüsün mutasyona uğramış hali D614G, ilk olarak Avrupa'da Şubat ayında görüldü. Şimdi koronavirüs vakalarında çoğunlukla bu tür görülüyor.

Mutasyona uğrayan bir diğer tür de A222V. Bu da İspanya'da tatil yapanlarla bağlantılı olduğu belirtilen ve Avrupa'ya yayılan bir mutasyon.

Yeni varyantı diğerlerinden farklı kılan nedir?

Yeni varyant, toplamda 14 tanımlayıcı mutasyon taşıyor. Bunlardan 7’si virüsün insan hücrelerine girişini sağlayan S proteininde meydana geldi. Bu nedenle Van Dorp, yeni varyantın sıradışı bir mutasyon sayısı ve kombinasyonuyla tanımlandığına dikkat çekiyor:

Bu mutasyonlardan biri olan N501Y'nin, virüsün hücrelerimizdeki reseptörlere bağlanma kapasitesini artırdığı daha önce de gösterilmişti. N501Y ilk olarak Nisan 2020'de Brezilya'da bir virüste sekanslandı ve şu anda Güney Afrika'da da görülme sıklığı artan bir SARS-CoV-2 varyantıyla ilişkili. Bu, yeni B.1.1.7 soy kümesinden farklı ama endişeyi hak ediyor.

Van Dorp’a göre çok sayıda mutasyona sahip bu özel varyantın görülme oranındaki son artış, bazı mutasyon adayları üzerinde derinlemesine çalışmak gerektiğini gösteriyor.

Bilim insanları şu anda ne yapıyor?

Bilim insanları şimdi, nasıl tepki verdiğini anlamak için yeni varyantı laboratuvarda büyütmeye çalışıyor.

Laboratuvar çalışmalarının sonucunda varyantın diğerleriyle aynı antikor tepkisini üretip üretmediği ve aşıya nasıl tepki verdiği anlaşılacak.

İngiltere Halk Sağlığı kurumunun Porton Down'daki laboratuvarlarında çalışan bilim insanları da varyantın hastanede yatan vakalar üzerindeki etkisini inceliyor.

Bunun yanında kitlesel test uygulamalarında kullanılan ve yanal akış testi diye bilinen pratik testlerin yeni varyantı tespit edip edemediğine dair çalışmalar da yürütülüyor.

İlk kapsamlı araştırmaların tamamlanmasının iki haftayı bulabileceği düşünülüyor.

Yeni varyant aşıları etkileyecek mi?

Sağlık Bakanı Matt Hancock, söz konusu mutasyonların aşıya yanıt vermeme ihtimalini çok düşük görüyor. Zira aşılar, virüsün S proteinin tamamına karşı antikor tepkisi uyaracak şekilde tasarlandı. Bu nedenle mutasyonların aşı etkinliğini kayda değer ölçüde engellemeyeceği tahmin ediliyor.

Öte yandan genetik bilimci Van Dorp’a göre diğer mevsimsel koronavirüs türlerinin daha uzun süre içinde insanın bağışıklık sisteminden kaçma kabiliyeti edindiğine dair artan sayıda kanıt mevcut. Yani her yıl gripte olduğu gibi, daha fazla mutasyon meydana geldikçe aşıların da yenilenmesi gerekebilir.

Bunun şimdi gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini söylemek için henüz çok erken. Ancak kapsamlı genom dizilimi, veri paylaşımı ve varyantlara yönelik raporların standart hale getirilmesi, aşı çalışmalarını yönlendirmek için hayati önem taşıyacak.

Bu türü nasıl durdurabiliriz?

Dünya Sağlık Örgütü’nün Kovid-19’la mücadelede öne çıkan liderlerinden Maria Van Kerkhove, yeni türün yayılma oranını azaltabilecek önlemler bulunduğunu söylüyor.

Uzmana göre fiziksel mesafe, yüz maskesi ve el yıkama gibi önlemlerin bir arada uygulanması, vaka sayısının azalmasını sağlamanın yegane yolu.

Maruziyetimizi en aza indirmek için hepimiz, her gün ne yaptığımıza dikkat etmeliyiz.

Günü geçirirken Kovid’e yakalanma riskimizin ne kadar olduğunu saptamamız ve riski azaltmakiçin bu adımları atmamız gerekiyor.

Virüs, bu varyantla daha bulaşıcı hale gelebilir ama bulaşmayı sınırlayabileceğimiz önlemler var.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU